Klasik Türk Musikisi veya diğer adıyla Türk Sanat Müziği, makamlı bir müzik çeşididir. Kökü 10. yüzyıla kadar uzanan Türk Sanat Müziği’ndeki Türk ve Klasik kelimeleri Batı müziği taraftarlarının iddialarına karşı cevap vermek için kullanılmıştır. Fuzuli, Bağdatlı Ruhi, Niyaz-i Mısri, Şeyh Galip ve Fehim Kadim gibi ünlü divan şairlerinin şiirleri Türk Sanat Müziği türünde bestelenmiştir.
Türk Sanat Müziği’nin Başlıca Özellikleri
Türk Sanat Müziği’nde her şarkının belli bir makamı vardır. Bu yüzdendir ki günümüze kadar ulaşan yaklaşık 100 makam vardır.
Hem ilahi hem de beşeri aşkın anlatıldığı Türk Sanat Müziği’nde tambura, tulum, nağara ve zilli maşa gibi Türk Sanat Müziği’ne özgü enstrümanlar kullanılır.
Şimdi ise sizler için derlediğimiz Türk Sanat Müziği’nin ismini günümüze kadar taşıyan eserlerine bir göz atalım.
Zeki Müren – Gökyüzünde Yalnız Gezen Yıldızlar
Gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar
Yeryüzünde sizin kadar yalnızım
Bir haykırsam belki duyulur sesim
Ben yalnızım ben yalnızım yalnızım
…..
Tatmadığım zevk kalmadı dünyada
Hangi kalbe girdimse kaldı izim
Taşa geçer kendime geçmez sözüm
Ben yalnızım ben yalnızım yalnızım
Selma Hünel – Bir İhtimal Daha Var
Bir ihtimal daha var
O da ölmek mi dersin?
Söyle canım ne dersin?
Vuslatın başka âlem
Sen bir ömre bedelsin
Sükût etme nazlı yâr
Beni mecnun edersin
Hamiyet Yüceses – Bakmıyor Çeşm-i Siyah
Bakmıyor çeşm-i siyâh feryâde,
Yetiş ey gamze yetiş imdâde.
Gelmiyor hançer-i ebrû dâde,
Gel ne korkarsın ecel sîmâ-yı zerdimden benim,
Kurtar allah aşkına dünyâyı derdimden benim.
Yetiş ey gamze yetiş imdâde.
Emel Sayın – Duydum ki Unutmuşsun
Duydum ki unutmuşsun
Gözlerimin rengini
Yazık olmuş o gözlerden
Sana akan yaşlara
….
Demek ki senin için
Aşk değil, yalan idim
Acırım heder olan
O en güzel yıllara
Aylin Şengün Taşçı – Bir Kızıl Goncaya Benzer Dudağın
Bir kızıl goncaya benzer dudağın
Açılan tek gülüsün sen bu bağın
Kurulur kalplere sevda otağın
Kim bilir hangi gönüldür durağın
Her gören göğsüme taksam seni der
Kimi ateş gibi yaktın beni der
Kimi billur bakışından söz eder
Kim bilir hangi gönüldür durağın
Behiye Aksoy – Ben Seni Unutmak İçin Sevmedim
Ben seni unutmak için sevmedim
Gülmen ayrılık demekmiş bilemedim
Bekledim sabah akşam yollarını
Ölmek istedim, bir türlü ölemedim.
Şimdi sen kim bilir nerelerdesin
Gelir gecelerden koşarak sesin
Bana en acı haber kiminlesin
Adını içimden hâlâ silmedim
Melihat Gülses – Kapın Her Çalındıkça
Kapın her çalındıkça ‘O mudur?’ diyeceksin
O mudur diyeceksin!
Beni kaybettin artık sen çok bekleyeceksin.
Hele bir yalnız kal da;
Nasılmış göreceksin, nasılmış göreceksin.
Beni kaybettin artık sen çok bekleyeceksin.
Nermin Candan – Arabaya Taş Koydum
Arabaya taş koydum civanım
Ben bu yola baş koydum civanım
Seni gelecek diye civanım
Sağ yanımı boş koydum civanım
….
Arabası dört teker civanım
Beyoğlu’na kum döker civanım
Beyoğlu’nun kızları civanım
Her geçene göz süzer civanım
İşmar eder göz süzer
Müzeyyen Senar – Fikrimin İnce Gülü
Fikrimin ince gülü
Kalbimin şen bülbülü
O gün ki gördüm seni
Yaktın ah zalim beni
…
Ellerin ellerimde
Leblerin leblerimde
O gün ki gördüm seni
Yaktın ah zalim beni
Muazzez Abacı – Dönülmez Akşamın Ufkundayız
Ah, dönülmez akşamın ufkundayız
Vakit çok geç
Bu son fasıldır ey ömrüm
Nasıl geçersen geç
…
Ya şevk içinde harap ol
Ya aşk içinde gönül
Ya lale açmalıdır göğsümüzde, yahut gül
Nesrin Sipahi – Agora Meyhanesi
Burası agora meyhanesi
Burada yaşar aşkların
En divanesi, en şahanesi
…..
Bu akşam ümitleri
Meze yapıp içiyorum
İçiyorum, içiyorum, içiyor, içiyorum…
Zeki Müren – Şimdi Uzaklardasın
Şimdi uzaklardasın
Gönül hicranla doldu
Hiç ayrılamam derken
Kavuşmak hayal oldu
Sevda bahçelerinin
Çiçekleri hep soldu
Hiç ayrılamam derken
Kavuşmak hayal oldu