Elizabeth Siddal: Ophelia’dan Daha Fazlası

Editör:
Esra Şahin
spot_img

Elizabeth Siddal denilince akla gelen ilk şey Sir John Everett Millais‘in 1851-1852 yılları arasında yaptığı “Ophelia” tablosudur. Millais, Shakespeare‘in karakterlerine duyduğu ilgiyi özenle doğayla birleştirmiş ve güçlü yorumuyla Ophelia’nın trajik ölümü herkesin aklında yer edinmiştir. Bununla birlikte tablonun yapımı boyunca Siddal’ın uzun süre su içinde kaldığı için hastalanması da eseri hatırlanır kılar. Tablo, Siddal’ın ünlenmesine katkı sağlasa da Siddal modellik kariyerinde başka birçok tabloya konu olarak, güzellik algısını değiştirerek, kendi resimlerini ve şiirlerini üreterek Ophelia’dan daha fazlası olduğunu göstermiştir.

“Ophelia,” Sir Everett Millais, 1851-2.

Modellik Öncesi Hayatı ve Keşfedilmesi

Elizabeth Eleanor Siddal ya da daha yaygın bilinen adıyla “Lizzie Siddal“ın hikâyesi de en az canlandırdığı Ophelia kadar trajiktir; konu olduğu yağlı boyalarla ve şiirlerle Ophelia’dan fazlasıdır. Siddal, 25 Temmuz 1829’da dünyaya gelir. İşçi sınıfı bir ailenin en büyük çocuğu olan Siddal’ın okula gittiğine dair kayıtlar bulunmadığı için okuma yazmayı ebeveynlerinden öğrendiği varsayılıyor. Model olarak kariyerini sürdüren Siddal daha sonra resim yapmaya ve şiir yazmaya başlamıştır.

Lizzie Siddal’ın büyüleyici güzelliğini keşfeden ressam Walter Howell Deverell‘dir. 1850 yılında bir kış ayında Deverell; Dante Gabriel Rosetti ve William Holman Hunt‘ın yağlı boya çalıştığı sırada stüdyoya heyecanla girmiş ve “Dostlar ne kadar güzel ve muazzam bir varlık bulduğuma inanamazsınız… Tam bir kraliçe gibi, boyu muhteşem uzunlukta” diyerek Lizzie Siddal’ın güzelliğinden ne kadar etkilendiğini anlatmıştır. Deverell’in keşfinden sonra Siddal adım adım ünlü bir model haline gelir.

Siddal, keşfedildiği sıralarda Londra-Leicester Meydanı yakınlarında bir tuhafiye dükkanında çalışıyordu. Ağır çalışma koşulları altında uzun saatler boyunca çalıştığı için ailesi Siddal’ın zaten hassas durumda olan sağlığı için endişeleniyordu. Annesinin ona modelliği yasaklamasının bu sebepten olduğu düşünülüyor. Aynı zamanda bir sanatçıya modellik yapmak demek hayat kadınlığı yapmakla eşdeğerdi. Deverell, Lizzie’nin annesine doğrudan ulaşmak yerine kendi annesini büyük bir at arabasında ziyarete göndererek Lizzie’nin annesini ikna etmeye çalıştı. Siddal’ın annesinin bu gösterişli ziyaretten çok etkilendiği söyleniyor.

Walter Deverell’in “12. Gece 2. Perde 2. Sahne” (1850) yorumu. Solda Elizabeth Siddal Viola’yı canlandırıyor.

Annesi ikna edilince Siddal, ilk olarak yarı zamanlı modellik yaptı, kalan zamanlarında tuhafiye dükkanındaki işine devam etti. Deverell’in “12. Gece” tablosunda Viola karakteri için poz verdikten sonra ismi duyulmaya başladı ve birçok önemli çağdaş ressamın tablolarına modellik yaptı. Bu ressamlardan en önemlisi Deverell’in, Siddal’ın kraliçe gibi olduğunu söylediği arkadaşı ve daha sonra Siddal’ın kocası olan Gabriel Rossetti‘dir. Siddal’ın Rossetti için modellik yaptığı ilk resim Rosso Vestita‘dır, fakat bu tablo Rossetti’nin Siddal’ı konu aldığı yüzlerce tablodan en az öne çıkanıdır.

Rossetti’nin İlham Perisi Lizzie

Dante G. Rossetti, “Rosso Vestita,” 1850.

Siddal’ın kırmızının en çekici tonlarıyla kuşandığı bu tablo aralarında doğan aşkın başlangıcıdır. İngiliz sanat eleştirmeni ve Rossetti’nin patronu John Ruskin, Rosetti’nin binlerce kez Siddal’ı resmettiğini söylüyor. Bu olaya şahit olan diğer kişi ise Rossetti’nin kız kardeşi Christina Rossetti‘dir. Viktorya Dönemi’nin öne çıkan kadın şairlerinden olan Christina Rossetti, “In an Artist’s Studio” (Bir Sanatçının Stüdyosunda,1856) adlı sonesinde, isimsiz bir sanatçının stüdyosunun özellikle bir kadına ait portrelerle donatılmış olduğunu ve sanatçının bu kadının güzel yüzünden başka bir şey düşünemediğini hatta bu kadının yüzü ile beslendiğini anlatır.

İsim verilmese de bahsedilen kişilerin Dante Rossetti ve Lizzie Siddal olduğu barizdir. Siddal bu portrelerde kraliçe, melek, aziz veya taze yaz yeşili renkleri giyen isimsiz bir kız olarak görünür ve hepsinde mutludur. Siddal, Rossetti’nin ilham perisi haline gelmiştir.

D. Rossetti’nin çizimiyle Elizabeth Siddal, 1854. Kaynak: Collections.vam.ac.uk

Bu sıralarda, özellikle Ophelia tablosundan sonra ünü iyice artan Siddal, tuhafiye dükkanından ayrılacak kadar iyi para kazanıyordu. Siddal’ın fiziksel özellikleri aslında döneminin güzellik algısına tamamen tersti; zayıflık çekici bir özellik değildi ve kızıl olmak da çirkinlik, uğursuzluk ve ahlaksızlık olarak görülüyordu. Siddal’ın başarılı modellik çalışmaları toplumun güzellik anlayışını değiştirmesinde ve günümüzdeki anlayışı şekillendirmesinde yardımcı olduğu söylenebilir.

“Dante Gabriel Rossetti and his perfect model, Elizabeth Siddal,” English School. Kaynak: lookandlearn.com

Ancak Siddal ve Rossetti’nin arasındaki aşk birçok yönden sağlıksızdı. Kıskançlıktan gözü dönen Rossetti, Siddal’ın onunla çalışmak isteyen diğer sanatçıları geri çevirmesini ve sadece kendisi için modellik yapmasını istedi. Siddal’ın da gelen teklifleri soğuk tavırlarla reddetmekten başka çaresi yoktu. Ayrıca Rossetti’nin Siddal’ı sürekli çeşitli bahanelerle oyalaması, düğün tarihinin kesinleşememesine ve çiftin on yıl boyunca nişanlı kalmalarına sebep olmuştur. Bütün kıskançlıklarına rağmen geçen seneler boyunca Rossetti’nin ilham perisi olarak gördüğü Siddal’a sadık kalmadığı da bir gerçektir. Öte yandan Siddal, laudanum adlı bir ağrı kesiciye bağımlıydı.

Bir Şair ve Ressam Olarak Lizzie

Modelliğin yanı sıra resim ve şiir sanatlarına merak duyan Lizzie Siddal, bu alanlarda birçok önemli eser üretmiştir. Yazdığı şiirler genellikle gerçek aşkın imkansızlığı veya bitmiş aşklar gibi karanlık konular içeriyordu ve bu şiirler eleştirmenler tarafından basit ama antik destanlar kadar ilgi çekici görülüyordu.

Elizabeth Siddal, “Yağlı Boyada Öz Portre,” 1853-4. Kaynak: lizziesiddal.com

1852 yılında Rossetti’yle beraber resim çalışmalarına başladılar ve ilk eserlerinden biri, Pre-Raphaelite ressamlarının sürekli betimlediği ideal güzelliğe karşı olarak çizdiği otoportresiydi. Bu tablo ne bir kraliçeyi ne de saf bir meleği yansıtıyor. Siddal burada Rossetti’nin rüyalarındaki gibi değil, olduğu gibi görünüyor.

“Aşıklar Müzik Dinlerken,” Lizzie Siddal, 1854. Kaynak: Women’n Art

Birkaç yıl sonra sanat eleştirmeni John Ruskin, Siddal’ın resim kariyerini desteklemeye başladı ve yıllık 150£ karşılığında, bir yıl boyunca yaptığı çizimleri ve tabloları alacağını söyledi. Siddal, yağlı boya ve sulu boya çalışmalarının yanında eskiz çalışmaları da üretti.

“Lady Clare,” Lizzie Siddal, 1857. Kaynak: Women’n Art

1857 yılında Lizzie Siddal, Londra’daki Pre-Raphaelite Sergisi’nde çalışmaları olan tek kadın sanatçı olmuştur ve eserleri önemli bir koleksiyoncu tarafından satın alınmıştır. Hayatı her ne kadar başarı içinde geçse de bir o kadar da kötüye gitmekteydi. Kısa süre içinde sağlık sorunları yeniden ortaya çıktı ve aynı zamanda Rossetti’yle ilişkisi daha önce hiç olmadığı kadar kötüleşti.

Siddal, hayatının Rossetti ve Ruskin tarafından yönetilmesinden çok rahatsızdı ve Ruskin’in verdiği yıllık maaşı almayı bıraktı. Yıllar içinde biriktirmiş olduğu parasını ve kız kardeşini yanına alarak Derbyshire’a kaçtı. Derbyshire’dan babasının memleketi Sheffield’a geçti ve orada sanat kariyerinde kimseye bağımlı kalmadan kendi yolunu çizmek için bir sanat okuluna kaydoldu.

Sheffield’da kaldığı süre boyunca Rossetti Siddal’ı ara ara ziyaret ediyordu, ta ki Londra’dan gelen mektuplar Rossetti’nin Siddal’ı aldattığını yazana kadar. Bu durum 1858 yılında çiftin gelgitli ilişkisini sonlandırdı ancak 1860 yılının baharında Siddal’ın hastalığı nüksedince ailesi Rossetti’yi Siddal’ın yanına çağırdı. Rossetti elinde evlilik belgeleriyle geldi ve Siddal’ın kendini iyi hissettiği bir zamanda dünya evine girdiler.

Sona Sürükleyen Depresyon

Dante Rossetti’nin Lizzie çizimi. Kaynak: Pre-Raphaelite Sisterhood

Paris’te balayından döndükten sonra Lizzie hamileydi ve Rossetti heyecanından Siddal’ı yine birçok kez tabloya aktarmaya başladı. Lizzie anne olacağı için çok mutluydu ancak bağımlı olduğu laudanum ilacından dolayı olsa gerek, kızının ölü doğmasıyla büyük bir depresyona sürüklendi ve bir daha iyileşemedi. Hastalığı evliliklerini de kötü yönde etkiledi; arkadaşlarının itirazlarına rağmen Rossetti’nin onu aldattığına ikna olmuştu bile.

10 Şubat 1862 gecesi arkadaşlarıyla yemekten döndükten sonra Rossetti ders vermeye çıktı ve Siddal da yarısı dolu laudanum kutusuyla yatağa uzandı. İşten dönen Rossetti’nin gördüğü sahne tamamı bomboş bir laudanum kutusu, bir mektup ve Lizzie’nin yatan ölü bedeniydi. Rossetti, Hıristiyan cenazesi yapılabilsin diye Siddal’ın intihar mektubunu yakarak olayı normal bir ölüm olarak gösterdi. Lizzie’nin öldüğü sırada hamile olduğu ve tekrar ölü doğum yapmaktan korktuğu için intihar ettiği düşünülüyor.

Ölümü Yenen Güzellik

“Beata Beatrix,” Dante Gabriel Rossetti, 1864-70. Kaynak: Wikimedia.org

Lizzie öldüğünde Rossetti, karısının tabutuna ona yazdığı ve tek kopyaları olan yedi şiiri koydu ancak birkaç yıl sonra aklını kaybetmeye başlayınca şiirleri geri istedi. 1869 yılında Rossetti’nin arkadaşları Highgate Mezarlığı’na gittiler ve Lizzie’nin mezarını açtılar. Arkadaşlarından Charles Howell, Rossetti’ye Lizzie’nin bedeninin hâlâ hayatta olduğu gibi güzel ve çekici olduğunu söyledi. Howell’in miti insanlar arasında yayıldı ve Lizzie’nin ölümsüz olduğuna dair inanış günümüzde hâlâ sürüyor.


Kaynak

Moura, Natasha. “Who was Elizabeth Siddal?” Women’n Art, Erişim Tarihi: 07 Ağustos 2022, womennart.com/2020/11/18/who-was-elizabeth-siddal/.

Hawksley, Lucinda. “The tragedy of art’s greatest supermodel” BBC Culture, Erişim Tarihi: 07 Ağustos 2022, www.bbc.com/culture/article/20200103-the-tragedy-of-arts-greatest-supermodel.

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

İstanbul’un En Güzel Kafeleri: Kitap, Kahve ve Yağmur Keyfi

İstanbul’un sonbahar atmosferine eşlik eden, kitapla kahvenin buluştuğu en güzel kafeleri derledik.

Downtown Girl Estetiği: Şehrin Ruhunu Yansıtan Moda Akımı

Downtown Girl estetiği: Özgürlüğü takip edenlerin ve sonbaharın ruhuyla bağlananların temsilî.

Şirvanşahlar: Demir Kapı’nın Muhafızları

Şirvanşahlar Devleti, Azerbaycan ve Kafkasya’da yüzyıllar boyunca hüküm süren İranî ve Türk etkilerini harmanlayan köklü bir hanedanlık mirasıdır.

Enter the Void Film İncelemesi: Noé’nin Neon Tokyo’su

Tartışmalı yönetmen Gaspar Noé, Enter The Void ile izleyiciyi Tokyo’nun neon ışıkları ve dar sokakları arasında ruhsal bir yolculuğa çıkarır.

Aşk Zamanı Filmi: Hafızanın Yarattığı Geçmiş

Aşk Zamanı; hafızanın, deneyim ve arzular eşliğinde en baştan inşa ettiği geçmişin izini sürüyor. Toplumsal normların dayattığı yaşantının yeni özel alanlarını açığa çıkarıyor.

Ters Yüz Karakterleri Hangi Kitapları Önerirdi?

Riley'in duyguları, Ters Yüz ile ekranlara taşındı. İç dünyamıza rehberlik eden bu karakterlerin sizler için hazırladığı kitap listesini inceleyin!

KPop Demon Hunters Fırtınası: HUNTR/X ve Saja Boys

Müzik ve savaşı aynı hikâyede buluşturan Kpop Demon Hunters, 2025'e damgasını vururken izleyiciye hangi temel mesajı iletiyor?

“Cadılar Mutfağı” Tablo İncelemesi: Ötekileştirmenin Görsel Hafızası

Frans II Francken’in Cadılar Mutfağı tablosu, cadı avı döneminin toplumsal korkularını, kadınlık temsillerini ve şeytan imgelerini çarpıcı biçimde yansıtıyor.

Sonbahar Ruhunu İliklerimize Kadar İşleyen 13 Şarkı

Yazı geride bırakıp sonbaharın derinlerine inerken sonbahar havasını yansıtan 13 şarkıyı sizler için derledik!

Three Kilometres to the End of the World Film İncelemesi: Utanç

Three Kilometers to the End of the World, kayırmacı ilişkilerin ve zehirli bir ataerkil kültürün hakim olduğu bir toplumun klinik bir resmini çiziyor.

Editor Picks