Elizabeth Bennet ve Jane Eyre

Editör:
Deniz Filiz

Jane Austen ve Charlotte Brontë’nin aşk kavramları birbirine benzemez bu yüzden de romanları ve kahramanları birbirlerinden farklıdır. Aynı dönemde yaşamış ve yazarlık yapmış yazarların eserlerinin konularını sosyal hayattan almışlardır. İkisi de yaşadıkları çevreyi gözlemleyerek fikirlerini romanlarında belirtmişlerdir. Öyle ki yaşadığı döneme göre ses getiren Jane Eyre birçok eleştirmene göre ilk modern roman olarak kabul edilmiştir. Bu iki farklı romanın ana karakterlerine ışık tuttuk.

Gurur ve Ön yargı

Soylu Charles Bingley’nin kasabada malikâne kiraladığı haberi özellikle Bennetler‘in evinde büyük bir heyecana yol açar. Bennetler beş tane evlenmemiş kızları; Jane, Elizabeth, Mary, Catherine ve Lydia’dır. Bayan Bennet’in en önemli isteği kızlarını zengin ve soylu birileriyle evlendirmektir. Bay Bennet’in Bingley ile yaptığı tanışma ziyaretinden sonra Bennetler Bay Bingley’nin de bulunacağı bir balo beklentisindedirler. Bingley’in baloda Jane ile ilgilenmesi özellikle Mrs. Bennet’i mutlu eder. Bingley baloya arkadaşı ve kardeşiyle gelmiş, o baloda eğlenirken Mr. Darcy baloda fazla hoşnut olamamış ve ailenin ikinci kızı Elizabeth ile dans etmeyi sesli şekilde reddetmesi nedeniyle bıraktığı izlenim kibirli ve sevimsiz olmuştur.

Mr. Darcy bundan sonraki karşılaşmalarda Elizabeth’i çekici ve zeki bulmuş ve kendini ona kaptırmıştır. Jane ve Bingley’nin arkadaşlığı da gelişmeye devam etmektedir. Bir gün evlerine ailenin tek varisi rahip kuzenleri Bay Collins ziyaretine gelir. Önce Jane’e daha sonra da Elizabeth’e talip olur fakat evden eli boş dönse de Elizabeth’in arkadaşı Charlotte ile evlenmiştir. Kızlar kasabaya gelen subaylarla arkadaşlık etmeye başlar. Wickham adlı subay Elizabeth’e ilgi duymuş ve ona Mr. Darcy’i kötülemiştir. Elizabeth’in Darcy’e karşı bir ön yargısı oluşmuştur.

Bingley Jane’i bilinmeyen bir nedenden ötürü terk etmiş ve Londra’ya dönmüştür. Mr. Darcy’nin buna sebep olduğu anlaşılmış ve Elizabeth ile arasına iyice mesafe girmiştir fakat Darcy bir mektupla hakkındaki bütün ön yargıları kırmıştır. Jane ve Bingley’in arasını tekrardan yapması, kardeşinin sorununu çözmesi Elizabeth’in gözünde Darcy’i daha iyi bir yapmıştır ve artık kavuşmalarına hiçbir engel kalmamıştır.

Jane Eyre

Jane Eyre öksüz bir kızdır. Zengin yengesi ve kuzenleriyle birlikte yaşıyor fakat artık yengesinin ona katlanamamasından dolayı yatılı bir okula veriliyor. Eğitimini burada tamamladıktan gazeteden mürebbiye ilanlarını değerlendiriyor ve Thornfield konağında mürebbiye olarak işe başlar. Adele adlı küçük Fransız kıza eğitim veriyor. Jane kendisinden 20 yaş büyük olan Adele’in gizemli babası Bay Rochester’la tanışıyor ve birbirlerine ilgi duyuyorlar. Zamanla ilgileri aşka dönüşüyor ve evlenme teklifiyle son bulunuyor.

Evlenecekleri gün Rochester’ın Bertha isimli bir kadınla evli olduğunu öğrenen Jane, Rochester’ı terk ediyor ve onu bulamayacağı başka bir yere gidiyor. Aç ve susuz şekilde bir eve sığınarak yardım istiyor. Ev sakinleri tarafından sevilip sayılan Jane bir süre sonra tesadüfen bu insanlarla kuzen olduğunu öğreniyor ve amcasının mirasında hak sahibi oluyor. Böylelikle kendi ayakları üstünde durabilen Jane bir gün Rochester’ın başına gelen olayları öğreniyor ve onu bulmak için yollara düşüyor. Romanın sonu Jane’ine kavuşan Rochester’ın mutlu sonuyla bitiyor.

Karakterleri ve Aşka Yaklaşımları

Elizabeth Bennet canlı, meraklı, kendine güvenen, zeki, neşeli, nükteli ve güler yüzlü bir alaycılığı vardır. Kibar sosyetenin törelerine ve kurallarına pek aldırmamış böylelikle de soylulara göre “fazla mükemmel” olmayan bir kadın olarak görülmüştür. Kibar bir hanımefendiye yakışmayacak bir meraka kapılıp, çevresindeki insanları izlemekten keyif almıştır.

Elizabeth, gururlu bir kadındır. Sevdiği adamın da kendisi gibi güçlü bir karakteri vardır. İkisi de gururlu ve ikisi de birbirine karşı ön yargılıdır. Sınıf farklarından dolayı ön yargılarını dile getiren Mr. Darcy ulu orta yerde söylediklerini duyunca Elizabeth’in gururunu kamçılar ve aralarında duvarlar oluşmuş olur.

Aralarında oluşan bu ön yargının romanın ilerleyen bölümlerinde bir mektupla her şey aydınlanıyor. Ön yargısı kırılmış olan Elizabeth bu gururunu da aşmak için çabalamıştır. Romanın sonunda birbirlerine kavuşsalar da roman boyunca gururu ve ön yargısından dolayı üzüntüler yaşamıştır.

Jane’in karakteri; entelektüel, sabırlı ve savaşçı, fiziksel özellikleri de; kısa boylu, hiç de güzel sayılmayacak bir şekilde tanıtılmıştır. Kendisinin nasıl göründüğünün farkındadır ve bu yüzden böyle olmasına zaman zaman üzülmüştür. Yazarın yakınları alımlı olmayan bir kadının okuyucuda ilgi uyandırmayacağını dile getirseler de o bunun aksini yapmış ve Jane’i basmakalıp bir karakterle değil, kendine has özellikleriyle ön plana çıkarmıştır.

Romanda Jane Eyre‘in başından geçenleri bir öz yaşam hikayesi olarak anlatması, hem yazarla okuyucu arasında yakın bir ilişkinin kurulmasını sağlamış; hem de Jane’in kişiliğine, gerçeklere uygun, inandırıcı bir hava vermiştir. Konu olarak bazen gerçek dışı olaylar olsa da Jane’in gerçekliği hep aynı ve keskin olmuştur.

Jane, Rochester’ı ölesiye sevse de onların kavuşmasına en büyük engel aklı olmuştur. Duygularının dizginleri aklının elinde yaşamıştır. Duygularından dolayı ne romanı ne de kendisini uçuruma sürüklememiştir.

Jane’in en önemli özelliği; gururu olmuştur. Gururu sayesinde hayatta kalmış. Kendi ayakları üstünde durabilmiştir. Kendinden ödün vermeyen, dönemine göre bir kadının kimseye muhtaç olmadan yaşamak istemesi, bu yolda birine aşık olması ama talihsiz bir sonuçla evlenememesi, sevdiği adamdan ayrılmak zorunda kalıp yollara düşerek yeni bir hayat kurması aslında bağımsız bir kadının nasıl olmasında bize bir örnek olmuştur.

Döneme Bakış Açısı

İki sanatçı da Victoria Dönemi yazarlarıdır. Döneminin sosyal eleştirilerini eserlerinde yer veren bu iki yazarın ele aldıkları konular farklıdır.

Jane Austen’in romanlarında kent–soylu sınıfsallığını, kadınların hiçbirinde söz sahibi olamadığı, evlilik kriterlerinde maddiyatın en önde tutulduğu dönemde gerçek aşkı arayan kadın karakterlere yer vermiştir. Eserde söylemek istediği asıl düşünce ise kadınların hayatlarının evlilik üzerine kurulu olduğu ve kadınların yaşamlarını devam ettirebilmeleri için evlenmekten başka çarelerinin olmadığını söylemiştir. Bunun nedeni de gözlemleri sonucunda olumsuz olayların hep kadınlara yığıldığını görmüş olmasıdır.

Charlotte Brontë’nin “Jane Eyre” romanı dönemin kalıplarına uymamış, bir kadının nasıl ayakları üzerinde güçlü bir şekilde durmasını anlatmıştır. Dönemindeki kadınların maalesef ki tek başarısı güçlü bir evlilikken o bu romanıyla tabuları yıkmış ve çalışan bir kadının nasıl ayakları üzerinde durabileceğini okuyucuya aktarmıştır.

Sınıf Ayrımı

“Gurur ve Ön Yargı” romanında Mr. Darcy ve Elizabeth arasındaki sınıf farkı bütün roman boyunca arka planda okuyucuya hissettirilmiştir. Darcy’nin Elizabeth’in ailesinden dolayı mesafe koyması ve Bingley ile Jane’in ayrılmasına sebep olması, sosyal statülerinin farklı olması ve bu fark yüzünden Darcy’nin adım atmaması, en sonunda aslında bunların sevginin karşısında yenik düşmesiyle bütün duygularını apaçık söyleyerek Elizabeth’e duygularını itiraf etmesi bu sınıf ayrımını ortadan kaldırıyor.

“Jane Eyre” romanında ise bu çok fazla hissedilmiyor. Romanda sınıf farkından çok yaş farkı göz önünde tutuluyor. Aralarında yirmi yaş olmasına rağmen aşklarının filizlenişi elbette yazarın hayatından da bir esinti olarak karşımıza çıkıyor. Brontë de kendisinden yaşça büyük hocasından hoşlanıyor. Roman boyunca sınıfsal farkları pek ortaya çıkmıyor ama bazı dönüm noktalarında bunları görebiliyoruz. Mesela Jane küçükken zengin yengesinin onu malikaneden kovup yatılı bir okula vermesi, Rochester’ın yanından ayrıldıktan sonra yaşadığı açlık ve susuzluk gibi örnekleri gösterebiliriz.


Kaynakça:

İplikçi Özden, Ayşenur. ”Charlotte Brontë’nin Jane Eyre ve Emily Brontë’nin Wuthering Heights Romanlarının Psikanalitik Yorumu”. Gaziosmanpaşa Üniversitesi Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi 11. 1 (2016): 207-228.

Lekesizalın, Ferma. “Katı Olan Her Şey Buharlaşıyor”: Romanın Ekonomi Politiği. Topkapı Sosyal Bilimler Dergisi 1. 2 (2022): 169-185.

Urgan, Mîna. İngiliz Edebiyatı Tarihi. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 2003.

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Dostoyevski’nin Rus Edebiyatı Üzerindeki Etkisi

Dostoyevski, Rus edebiyatında sadece bir isim değil aynı zamanda döneminin edebiyat anlayışına da yön veren önemli bir yazardır.

Söylenti Radarında Bu Ay: Isaac Winemiller

Isaac Winemiller, sakin melodileri ve içe dönük sözleriyle müzikal yalnızlığı estetik bir deneyime dönüştürüyor. Bu ay Söylenti Radar'ında onunla tanışın!

Morlara Bürünmüş 8 Albüm Kapağı Tasarımı

Mor renginin hâkim olduğu 8 albüm kapağını inceliyoruz.

You Final Sezonu İncelemesi: İyilerin Kazandığı Dünyada Mutlu Bir Son

You, final sezonuyla izleyicilerine veda ederken Joe Goldberg'in hikâyesi sona eriyor.

Nickel Boys Film İncelemesi: Deneysel Sinema ve Tarihin Birleşimi

2025 Oscar Ödülleri'nde ilgi gören Nickel Boys, iki siyahi gencin bir reform okulunda yaşadıklarına odaklanıyor.

Orhan Kemal – Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl | 22 Alıntı

Türk edebiyatının iki büyük ustası Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal'in Bursa Cezaevi'nde koğuş arkadaşlığı yaptıkları yıllara ve sonraki mektuplaşmalarına değinen Nâzım Hikmet'le 3,5 Yıl kitabı, Kemal'in kalemiyle çok içten ve etkileyici bir üslupla okurun karşısına çıkıyor.

İskenderiye Kütüphanesi: Efsane ve Gerçek

Efsane ve Gerçeğin ortak noktası, tarihin tozlu raflarına kaldıramadığı bilgi yuvası: İskenderiye Kütüphanesi.

İstanbul Ansiklopedisi Dizi İncelemesi: Kalabalığın Yalnız İnsanları

İstanbul Ansiklopedisi, büyülü İstanbul sokaklarında hem hayat bulmanın hem kaybolmanın öyküsünü anlatıyor.

Söylenti Edebiyat Editörleri Bu Ay Neler Okudu?

Söylenti Edebiyat editörleri olarak her ay neler okuduğumuzu, nelerin altını çizdiğimizi yakından incelediğimiz serimizin nisan ayı listesi ile karşınızdayız!

Yelpazeli Kadın (1918) Tablo Okuması: Gustav Klimt’in Son Eseri

Yelpazeli Kadın tablosu, zarafeti ve özgünlüğüyle hem sanat tarihine hem de Klimt'in kariyerinde büyük bir önem taşımaktadır.

Editor Picks