Pixar’ın yepyeni yapımı ve ilk romantik temalı animasyonu Elemental, fragmanlarının yayımlanmasından beri biriken düşük beklentiyi ezip geçmeyi başardı. Konseptiyle Zootopia filmini andırdığı için çok ilgi çekmeyen bu film, sinemalara oldukça sessiz bir giriş yapsa da sinema dünyasında çok nadir görülen bir şekilde kader çarkını döndürdü. Elemental, hikaye anlatıcılığının gücünü kullanarak Pixar’ın en yüksek hasılatlı filmlerinden biri oldu. Yönetmen Peter Sohn’un kendi hayatından uyarlanan film, dört elementin bir arada yaşadığı Element City’de yolları kesişen Amber ve Wade’in doğaya aykırı (!) ilişkilerinin filizlenmesiyle geleneklerinden farklı olarak kendi yollarını bulma maceralarını konu alıyor.
Dikkat, bu yazı spoiler içermektedir!
Ana karakter Amber’ın ebeveynlerinin Elemental City’ye göç etmesiyle film başlıyor. Bu açılış sahnelerindeki muhteşem detaylarla şehrin yapısını ve nasıl bir dengesi olduğunu görüyoruz. Genelde göçmenlerin yaşadığı uyumsuz hissettirilme gibi problemlerin yansıtılmasına şahitlik ediyoruz. Ateş elementi göz önünde bulundurulmadan yapılandırılan şehirde, Ateş topluluğu şehrin dışında kalan bir köşesine kendi mahallelerini kurmaya başlıyorlar. Daha sonraki sahnelerde Amber’ın büyümesine tanıklık ediyoruz ve kaderinin babasının dükkanını devralmak olduğuna inandığını anlıyoruz. Tek çabası ebeveynlerinin onun için yaptıkları fedakarlıkları geri ödemek olan Amber, kendi hislerine kulak vermeden babasına dükkanını devralmaya hazır olduğunu kanıtlamak için çaba sarf etmeye devam ediyor. Aynı zamanda babası, öfke patlamaları yaşayan Amber’ın hislerini kontrol altına almadan dükkanı almaya hazır olmadığını savunuyor.
Daha sonra hikaye hızlanmaya başlıyor ve babası hazır olduğuna inanan Amber’a yoğun bir indirim gününde dükkanı devrederek onun gerçekten dükkanı işletebileceğini kanıtlaması için meydan okuyor. Motivasyonu yüksek ve tutkulu bir karakter olan Amber, bu görevi kendinden emin bir şekilde kabul ediyor. Her şey kontrol altında giderken giderek bunalan Amber, öfkesini salmak için bodruma iniyor ve şiddetli bir şekilde tüm binayı sarsıyor. Bunun sonucu su boruları patlıyor ve su elementi olan esas oğlan Wade borulara çekilerek bodrumda beliriyor. Denetleme görevine sahip oldukça duygusal ve pamuk şekere benzeyen bir kişiliğe sahip Wade, binanın kaçak olduğunu öğrenince istemeyerek de olsa dükkanı kapatacak cezalar yazıyor.
Babasının hayatının emeği olan dükkandan kolay kolay vazgeçmeyecek olan Amber, dükkanı bırakarak Wade’in peşine düşüyor. Wade işini yapmak için cezaları teslim ediyor ancak Amber’ın üstündeki yükü anlayınca beraber bir çözüm yolu aramaya başlıyorlar. İkili Wade’in patronu Gale ile konuşmak için Airball maçına beraber gidiyorlar. Gale’le konuşmaya çalışırken çatışmaya başlayan Amber, dükkanı kurtaracak bütün köprüleri yakacakken Wade’in kötü oynayan oyuncu için tezahürat başlatmasıyla dikkati dağılıyor ve Wade’in umursayan ve duygulara önem veren yönüyle tanışıyor. Wade sayesinde maç kazanılınca, Gale yumuşuyor ve Ateş mahallesinde su olmamasına rağmen boruların patlamasına neden olan sızıntıyı durdururlarsa dükkanı kapatmayacağının sözünü veriyor.
İkili hemen sızıntıyı aramaya koyuluyor ve bu sırada Amber’ın babasının su elementine olan öfkesini görüyoruz. Sızıntıyı ararken Wade, Amber’ın ayrımcılık sebebiyle hep görmek istediği Vivisteria ağacını görememesini dinliyor ve Amber’ın alışık olmadığı bir şekilde Amber’ın duygularını baskılamak yerine valide ediyor. Konuşmalarının devamında Wade Amber’la kendi öfkesinin sebebinin duymaya hazır olmadığı bir şeye verdiği tepki olduğunu paylaşıyor ve bu sahnede Amber’ın aslında duygularını hissetmeden içine attığı için öfke patlamaları yaşadığını anlıyoruz. Öfkesine karşı olan algısını değiştirerek ona öfkesinin yol gösterici olabileceğini ve kötü bir duygu olmadığını öğretmesine tanıklık ediyoruz. Daha sonra sızıntıyı bulan ikili geçici bir çözüm üretiyor ve birbirlerinden hoşlandıkları için birlikte vakit geçirmeye karar veriyorlar.
Çiftimiz randevulaşmaya başlıyor ve vakit geçirdikçe aşık olmaya başlıyorlar. Bu süreçte sert mizaçlı Amber’ın duygularıyla bütün olan Wade’in etkisiyle yumuşak tarafını dışarıya yansıtmayı öğrendiğini görüyoruz ve ikilinin birbirine güzel özellikler katıp uyumlu bir çift haline gelmelerini izliyoruz. Bir süre sonra Ateş mahallesini tekrar su basıyor ve ikilinin daha kalıcı bir çözüm bulamaları gerekiyor. Filmde, su sızıntısı Amber’ın hislerinin dolup taşmasını sembolize ediyor ve Amber’ın geçirdiği düşünce değişikliğinin ilk denemede olamayacağını, çaba göstererek ulaşacağı bir gerçeklik olduğunu öne koyuyor.
Umutları tükenen Amber, sahilde kumdan cam üretebildiğini keşfedince sızıntıyı durdurmak için dev bir cam duvar oluşturuyor. Bunu yaparken gerçekten keyif alan ve yeteneğini ortaya koyan Amber, aslında babasının dükkanını işletmek istemediğini ve fedakarlık olarak adlandırdığı yüklerin altından kalkmak için bu hayali kovaladığını anlamaya başlıyor.
Filmin devamında Amber, Wade’in ailesiyle tanışmaya gidiyor ve yeteneği için takdir görünce farklı hayallerinin olabileceği bir daha yüzüne çarpılıyor. Oynadıkları bir oyun sırasında Wade’e aşık oladuğunu fark eden Amber, öğrendiği inançlar yüzünden bunu imkansız bir aşk olarak görüyor ve Wade’ i kendinden uzaklaştırmaya çalışıyor. Wade buna izin vermiyor ve beraber Ateş Mahallesine gidiyorlar. Amber’ın annesi ikisini yakalayınca ilişkilerine tepkisini koyuyor ve kendini kanıtlamak için uyumluluklarını ölçüyor.
Wade ateş yakamadığı için uyumsuz çıkacaklarından emin olan Amber’ın annesi, Wade’in Amber’ın ışığını kullanarak ateş yakabilmesiyle haksız çıkıyor ve farklı bakış açısı sayesinde Amber kendini ve ilişkisini farklı bir ışıkta görmeye başlıyor.
Wade’in dünyasını öğrendikçe kendini de keşfeden Amber, Gale’in yardımıyla su altında kalan Vivistaria ağacını gördükten sonra birbirlerini yok etme ihtimalleri olsa da Wade’e temas etmeyi deniyor. İkisini de şaşırtan bir şekilde tamamen uyumlu olduklarını anlıyorlar ancak Amber, Wade ile beraber olmak için tamamen kendisine karşı dürüst olup kendi isteklerini göz önünde bulundurması gerektiğini anladığında ailesini hayal kırıklığına uğratma korkusuna yenik düşüyor ve babasının ayak izlerini takip etme kararıyla Wade’den ayrılıyor.
Dükkanı devretme partisi yapılırken Amber’ın hayallerini destekleyen ve peşinden gitmesini isteyen Wade, partide ve Amber’a gerçekten ne yapmak istediğini hatırlatıyor. Su elementiyle bir ilişkisi olduğunu öğrenince dükkanı devretmekten babası vazgeçince artık tamamen kendi olasılıklarıyla kalan Amber, ne yapacağını düşünürken yaptığı baraj yıkılıyor ve Amber dükkanı kurtarmaya koşuyor. Ailesini çıkardıktan sonra için su altında kalan dükkannı bırakamıyor ve o sırada Wade yardımına geliyor. Bir köşede mahsur kalan çift ölümle burun buruna geliyor ve yalnızca birinin kurtulabileceği bir konuma düşüyorlar. Wade, Amber için hayatını veriyor ve onun hayatını kurtarıyor. Artık kaybedeceği bir şey kalmayınca Amber babasına tüm hislerini açıklıyor ve babasının aslında fedakarlıklarının Amber’ın hayatı için olduklarını ifade ediyor ve Amber’ın bu yük altında ezilmesi son buluyor. Bu sırada Wade’in aslında ölmediğini ve buharlaştığını anlıyorlar ve Wade hayata geri dönüyor. Aralarında güçlü bir sevgi bağı olduğunu anlayınca Amber’ın ailesi ilişkilerine onay veriyor. Amber, Wade ile birlikte hayallerinin peşinden gidiyor ve karakterlere veda ediyoruz.
Elemental, birinci jenerasyon göçmen ailelerin çocuklarının hissettikleri ağır fedakarlık yükünü ele alıyor. Ailelerinin geleneklerinden vazgeçmek istemeyen ancak doğdukları yerle de ebeveynlerinin sahip olamadıkları bir bağa sahip olan bu jenerasyon, dünyada kendi yerlerini bulmakta zorlanıyorlar. Tüm bu zorluklara ek yaşadıkları ayrımcılık ve dışlanmışlık hissi, kendilerini var etmeyi daha da karmaşıklaştırıyor. Film, basit elementler kullanarak bu zorlukları anlaşılır bir şekilde seyirciye sunuyor.
Filmin Fragmanı: