Educating Rita ve Shirley Valentine: Cam Tavanı Kıran Kadınlar

Cam Tavan nedir?

“Cam tavan” terimi ilk defa Amerikan yazar Marilyn Loden tarafından kullanılmıştır ve aynı zamanda Loden, işgücündeki çalışan çeşitliliğine odaklanan birçok kitabın da yazarıdır. İlk olarak kadınlar için kullanılan “cam tavan” terimi artık genellikle azınlık olan bir demografik grubun hiyerarşide belli bir seviyenin üzerine yükselmesini engelleyen görünmez mekanizmayı ifade eden bir metafordur.

Örnek olarak kadın ve erkeklerin sosyal yaşamdaki yerini ele alalım. Yukarıdaki resimde de görüleceği gibi kadınların, erkeklerin bulunduğu konuma gelebilmeleri için erkeklerden daha büyük bir çaba göstererek yukarıya doğru ilerleyip metaforik cam tavanı kırmaları gereklidir. Yani, kısacası erkeklerin daha az çabayla geldiği yere kadınların gelebilmeleri için daha büyük bir çaba göstermeleri gerekmektedir.

Willy Russell ve Willy Russell’ın Yazar Kimliği

1947’de Liverpool’da dünyaya gelen İngiliz yazar Willy Russell, 15 yaşındayken okulu bırakmış, kadın kuaförü olmuş, halk kulüplerinde seslendirilen şarkılar yazmıştır ve bunun gibi yarı zamanlı işlerde çalışmıştır. 20 yaşındayken eşi tarafından cesaretlendirilen Russell, tiyatro ve tiyatro oyunu yazımıyla ilgilenmeye başlamış, ardından okula geri dönmüş ve Toxteth’te öğretmen olmuştur. Bu yılları onun kariyeri açısından şekillendirici bir zaman dilimi haline gelmiştir.

Willy Russell; tiyatro oyunları, şarkı sözleri ve film senaryoları yazmıştır. Yazdıkları arasından en çok öne çıkan iki filmi vardır: Educating Rita (Rita’yı Eğitmek) ve Shirley Valentine. Bu filmler ilk başta tiyatro oyunu olarak yazılmış, sahnelenmiş ve halkın büyük beğenisini toplamıştır. Fakat asıl başarıyı vizyonda olduğu dönemde çıktığı macerada birçok ödülü de beraberinde getirerek beyaz perdede yakalamış ve son yılların unutulmaz iki kadın karakterini sahneye taşımıştır. Bu iki oyun dünyanın her yerindeki kadınların ortak dertlerini gündeme getirmiştir.

Shirley Valentine’ın Cam Tavanı Kırma Mücadelesi

Shirley Valentine filminde başrolde olan Shirley, 42 yaşında bir ev hanımıdır. Artık yaşından dolayı her şeyin kendinden geçtiğini ve hayatının bir nevi sona erdiğini düşünmektedir. Artık hayatı tamamen monotondur. Tüm işi anne olup çocuklarına bakmak ve “düzgün” bir ev hanımı olup eviyle ilgilenmektir. Shirley ara sıra konuştuğu duvarlara eskiye ne kadar özlem duyduğunu söyler. “Valentine” Shirley’nin evlenmeden önceki soyadıdır ve Shirley, tekrardan Shirley Valentine olmayı arzuladığından da bahseder duvarlara. Shirley merak ediyordur o “Shirley Valentine” nereye gitmiş ve onun yerini kendisi nasıl almıştır?

Tüm bunları düşünürken Shirley’nin arkadaşı, İtalya’ya gideceğini söyler ve kendisini de davet eder. Bu teklif karşısında heyecanlanan Shirley; çocuğundan, kocasından ve kayınvalidesinden alacağı tepkiden çok korkmakta ve bu hayalin asla gerçekleşmeyeceğini ve boşuna umutlanmaması gerektiğini düşünmektedir. Büyük gelgitlerden sonra Shirley artık sonunda sadece kendisi için bir şey yapmaya ve tüm yargılara karşı gelip bu yolculuğa çıkmaya karar verir. Bu yolculuk aslında kendi içine, kendini keşfetmeye yönelik yaptığı bir yolculuktur. Kendisinin de beklediği gibi eşinden kötü bir tepki alan Shirley buna rağmen artık kafaya koymuştur ve hazırlanıp arkadaşıyla birlikte yolculuğa çıkar.

Gittiğinde orada kendini bulan Shirley “Valentine” adeta eski kendisine dönmüştür, o hayat dolu kadın tekrar geri gelmiştir ve kendi içine yaptığı yolculuğun hazzına varan Shirley arkadaşını hava alanında ekerek eve dönmemeye kara verir. Shirley orada tanıştığı birinin iş teklifini de kabul ederek kendine yeni bir hayat kurma yolunda büyük bir adım atar. Bu sırada eşini hala sevmektedir, eşini arar ve içini döker. Eşi gidip Shirley’i ziyaret etmeye karar verir ve geldiğinde eşi o kadar değişmiştir ki eşi onu tanımaksızın yanından yürüyüp geçer ve gider. Shirley eşine şöyle seslenir: “Merhaba Joe! Eskiden ben karıydım. Eskiden ben anneydim. Ama şimdi tekrar Shirley Valentine’ım. Benimle bir şeyler içmek ister misin?”.

Bu yolculuğuyla söyleyebiliriz ki Shirleyi, üzerinde bulunan cam tavanı kırmıştır. Onun üzerindeki bu cam tavanı oluşturanlar toplumun Shirley hakkındaki önyargılarıdır. Aslında bir Avrupa ülkesine gitmek ve orada bir tatil yapmak onun etrafındaki insanlar için çok büyük bir mesele değilken Shirley için öyledir. Bunun için Shirley’nin cesaretini toplayıp bu cam tavanı kırmadığı sürece bu yolculuğu yapması imkansızdır. Shirley’nin canına tak etmiştir artık birilerinin hizmetçisi gibi yaşamak. Artık eski mutlu haline dönüp kendi için yaşamak istemektedir. Shirley; Shirley Valentine olmak istemektedir yeniden. Kendi içindeki cesareti bulan Shirley üzerindeki cam tavanı kırar ve kendisine sıfırdan yepyeni bir hayat kurmayı başarır.

Susan’ın Cam Tavanı Kırma Mücadelesi

Kadın kuaförü olan Susan; 26 yaşında, evli ve çocuksuz bir kadındır. En büyük isteği açık üniversiteye gidip İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünde eğitim görmek ve kendini keşfetmektir. Fakat çevresindeki insanlar ona destek olmak yerine köstek olurlar. Susan’ın 26 yaşında olup hala çocuğunun olmaması çevresinin dikkatini onun üzerine çeker. Annesi, babası, eşi ondan bir çocuk beklentisindedir artık. Susan ise açık üniversitede istediği bölüme kaydolur ve eşine kendini keşfetmeden asla çocuk sahibi olmak istemediğini net bir şekilde söyler. Artık istediği üniversitede diğer eğitim gören insanlar kadar nitelikli yazılar yazmak ve onların konuştukları konulara hâkim olmaktır.

Susan eğitimlere başlamıştır ve orada üniversitede öğretmen olan Frank onun öğretmeni olmuştur. Frank, ayyaş ve narsist biridir ve Susan’a olmak istediği kişi olması yolunda eğitim veriyordur. Susan kendini Rita olarak tanıtır ona. Bu ismi Amerikan yazar Rita Mae Brown’dan almıştır. Susan eğitim gördüğü sırada hamile kalmamak için hap kullanmaktadır. Bu durumu eşi fark ettiğinde bütün bu üniversite işlerinin onun kafasını karıştırdığını söyleyerek Susan’ın tüm kitaplarını yakar. Ailesi ise Susan’ın anne olmadığı için evliliğinin ve kendinin hiçbir işe yaramadığını söylerler ve eşi Susan’a eğer okulu bırakıp anne olmayı kabullenmezse evliliklerinin biteceğini söyler. Geri adım atmaya Susan, eşinden boşanır ve daha iyi bir eğitim adına yaz okuluna katılır. Bu yaz okulundan kendini çok geliştirmiş bir şekilde dönen Susan artık Frank’a, onun vereceği eğitime ve bir yerlere gitmek için onun eşliğine ihtiyaç duyamamaktadır. Bu durum Frank’i çılgına çevirir.

Susan, Frank’e artık ona ihtiyaç duymadığını, artık Rita ismini kullanmadığını ve bunun en başından beri bir saçmalıktan ibaret olduğunu sonunda anladığını söyler. Filmin sonunda Susan, artık istediği gibi üniversiteyi başarıyla bitirmiş ve kendini keşfetme yolunda büyük adımlar atmıştır.
Susan’ın üzerindeki cam tavanı kırma mücadelesi de Shirley’ninki gibi kendi içinde bir yolculuğa çıkıp kendini keşfederek başarıya ulaşmıştır. Ve bunu da asalında eğitim yoluyla yapmıştır. Susan’ın üzerindeki cam tavanın, Shirley’nin üzerindekinden pek bir farkı yoktur. Bu tavanı oluşturan şeyler yine çevresinde bulunan insanların ona karşı olan önyargılarıyla oluşmuştur. Susan ise Shirley’den farklı olarak hiç büyük bir gelgit yaşamadan kendi yolunda ilerlemeye devam eder. Kendine yaşıt erkekler, için aslında çok normal olan Susan’ın eğitimini tamamlama ve kendini bulma mücadelesi, Susan için her ne kadar büyük bir engel olsa da o, bunu başarır. Artık “Rita” değildir o, “Susan”dır.

Willy Russell tarafından oluşturulan Shirley ve Susan karakterlerinde görülebileceği üzere cam tavanı kırma mücadelesi sadece işgücünde olmaz veya bu tavanı kıran kadınlar bu mücadelelerinin sonunda dünyaca ünlü şarkıcı, oyuncu olmak zorunda değildirler. Hatta tam aksine bizim sadece pencerelerini gördüğümüz perde çekilmiş evlerde kadınlar, sırf kendilerini keşfetmek uğruna büyük mücadele vermektedirler. Susan ve Shirley bunlardan sadece ikisidir. Daha kim bilir etrafımızda kendilerini derinliklerine kadar anlamak uğruna, sadece bir tatil uğruna, sadece bir üniversite eğitimi uğruna, “Shirley Valentine” olmak uğruna, “Susan” olmak uğruna büyük riskler alıp çevrelerine karşı gelmektedirler.

Her ne kadar iki kadının üzerlerindeki cam tavanlarını kırma mücadelelerini ele almış olsak da cam tavanlara aşağıdan bakan insanlar sadece kadınlar değillerdir. Umarız mücadeleleri, diğer insanlarca “boşuna” olsa bile kendileri için “dünyalara bedel” olan bu iki kadın sizin de üzerinizdeki metaforik cam tavanı kırmanız için size iyi bir motivasyon sağlamış ve büyük bir ilham kaynağı olmuştur. Unutmayalım ki bazen bazılarımız için kendi adını, kendi soyadını kullanmak bile çok zordur ve birbirimizin üzerindeki cam tavanı oluşturmamak bizim elimizdedir. Bu cam tavanın bir parçası olmamak ve bir gün tüm herkesin üzerindeki cam tavanların hayatın tüm alanlarında ortadan kalkması dileğiyle.

Kaynaklar:
https://literature.britishcouncil.org/writer/willy-russell
https://www.investopedia.com/terms/g/glass-ceiling.asp

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Morlara Bürünmüş 8 Albüm Kapağı Tasarımı

Mor renginin hâkim olduğu 8 albüm kapağını inceliyoruz.

You Final Sezonu İncelemesi: İyilerin Kazandığı Dünyada Mutlu Bir Son

You, final sezonuyla izleyicilerine veda ederken Joe Goldberg'in hikâyesi sona eriyor.

Nickel Boys Film İncelemesi: Deneysel Sinema ve Tarihin Birleşimi

2025 Oscar Ödülleri'nde ilgi gören Nickel Boys, iki siyahi gencin bir reform okulunda yaşadıklarına odaklanıyor.

Orhan Kemal – Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl | 22 Alıntı

Türk edebiyatının iki büyük ustası Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal'in Bursa Cezaevi'nde koğuş arkadaşlığı yaptıkları yıllara ve sonraki mektuplaşmalarına değinen Nâzım Hikmet'le 3,5 Yıl kitabı, Kemal'in kalemiyle çok içten ve etkileyici bir üslupla okurun karşısına çıkıyor.

İskenderiye Kütüphanesi: Efsane ve Gerçek

Efsane ve Gerçeğin ortak noktası, tarihin tozlu raflarına kaldıramadığı bilgi yuvası: İskenderiye Kütüphanesi.

İstanbul Ansiklopedisi Dizi İncelemesi: Kalabalığın Yalnız İnsanları

İstanbul Ansiklopedisi, büyülü İstanbul sokaklarında hem hayat bulmanın hem kaybolmanın öyküsünü anlatıyor.

Söylenti Edebiyat Editörleri Bu Ay Neler Okudu?

Söylenti Edebiyat editörleri olarak her ay neler okuduğumuzu, nelerin altını çizdiğimizi yakından incelediğimiz serimizin nisan ayı listesi ile karşınızdayız!

Yelpazeli Kadın (1918) Tablo Okuması: Gustav Klimt’in Son Eseri

Yelpazeli Kadın tablosu, zarafeti ve özgünlüğüyle hem sanat tarihine hem de Klimt'in kariyerinde büyük bir önem taşımaktadır.

Dante’nin İlahi Komedyası’nda İnsanlığın Mitolojik ve Manevi Seyahati: Kayboluşun Karanlığı ve Kurtuluşun Işığı

Dante’nin İlahi Komedyası; insanlığın ahlaki seçimlerini sorgulamasına, içsel çatışmalarını aşmasına ve evrensel sorulara yanıt bulmasına rehberlik eder.

Kırmızının Tonlarına Bürünmüş 7 Yabancı Albüm Kapağı

Temalarında kırmızı renginin ön planda olduğu ve gizli anlamlarıyla bizi farklı yolculuklara çıkaran albümleri sizler için derledik.

Editor Picks