Edip Cansever, İkinci Yeni şiir anlayışı doğrultusunda eserler üreten, bu eserleriyle edebiyat tarihine adını yazdıran bir isim olmuştur. Şiirlerinde “otel” kelimesi bir mekân olarak farklı temalara göndergelerde bulunan bir simge haline gelmiştir. Bu yazımızda sizler için “Oteller Şairi” olarak anılan Edip Cansever’in şiirlerinde “otel”in yeri ve önemini inceledik.
Oteller Şairi Edip Cansever

Edip Cansever; Cemal Süreya, Turgut Uyar gibi İkinci Yeni temsilcilerinden biridir. İkinci Yeni ortak bir bildiri doğrultusunda değil de dönemin ihtiyaçlarına uygun yazan şairlerin benzerliğinden dolayı bir akım olarak nitelendirilmiştir. 1950’li yıllarda yazan şairler bu yüzden farklı temalar kullanmış, farklı üsluplar kurmuşlardır ki Edip Cansever de İkinci Yeni içerisinde çok sesli, dramatik şiirin temsilcisi olmuştur. “İkinci Yeni’nin Kuyumcu Şairi” olarak da tanımlanan Cansever, şiirlerini Kapalıçarşı’da tüccarlık yaparken yazmıştır aslında. Kapalıçarşı’da geçirdiği otuz yıl boyunca ticaret ve edebiyat dünyalarını birleştirdiği bir mekânda bulunmuştur.
Kendisini İkinci Yeni şairi olarak görmese bile o da diğerleri gibi yeni bir şiirin gerekliliğini savunarak İkinci Yeni çizgisinde bir yol izlemiştir. Bu yeni şiirin doğmasını sağlayan en önemli unsurlardan olan sanayileşme ve modernleşmeden etkilenmiştir. Bu doğrultuda diyalektik materyalist bir tavırla varoluşçuluk akımına yönelerek bu akımın yalnızlık, umutsuzluk ve iletişimsizlik temelini şiirlerinde kullanmıştır.
Edip Cansever Şiirinde Oteller

Otel mekânı, şiirlerde modernizmle doğan yalnızlık, karamsarlık gibi temalarla ilişkili olarak 1920’lerden itibaren karşımıza çıkar. Bunun ilk örneklerinden biri Necip Fazıl Kısakürek tarafından 1927’de kaleme alınmış Otel Odalarında başlıklı şiirdir. Bu şiirde otelin simgelediği ile Edip Cansever‘in şiirlerinde geçen oteller bir nevi örtüşür. Otel, insandan daha kalıcı, insan ölse de var olmaya devam edecek bir yapıdır.
T.S. Eliot‘un “nesnel karşılık” teorisi Cansever’in şiirlerindeki otel kullanımını da açıklar. Eliot’a göre okuyucuda uyandırılmak istenen bir duygu durumunun formülü olarak bir dizi olay, zaman ve mekân vardır. Otel de Cansever’in şiirlerinde duyguların aktarılma formüllerinden biridir. Bu durum şiir sesinin ölüm ve hayat ile ilgili yaptığı sorgulamalar için bir araç olur.
Edip Cansever, şiirlerinde çok fazla otel kelimesini kullandığı için “Oteller Şairi” olarak da anılır. Otel, şiirlerinin dizelerinde, başlıklarda, kitaplarının isimlerinde bile geçen bir unsur olmuştur. Öyle ki otel, Cansever’in şiir sesinin bilinç ve bilinçaltı alanlarında olup bitenleri gün yüzüne çıkaran, okuyucuya ulaştıran bir simge olmuştur. Kendisinin oteli neden sevdiğini de Otel şiirinde görebiliriz.
“O ben ki seviyordum beni yargılayan
Bir otel diye seviyordum oteli/ Kendi yasalarıya”
Cansever için otel kendi yasaları olan bir yerdir. Otelin yasası insanların gelip gitmesi, gelenlerle derinlikli ilişkiler kurulamaması, geçici bir yer olmasıdır bir nevi. Bu açılardan hayattaki gelip geçiciliğin yerini de tutar. Oteli hayattan farklı kılan ise şiir sesinin bazen otel kâtibi olarak görmesidir. Yani şiir sesi hayata hâkim değilken bir otele hâkim sayılır.
“…
Anlamadığım şu
Ben neden bir otel kâtibiyim
Eskiyim, renksizim, kimsesizim
…”
Otel kâtibi aslında otelin yasasından sorumlu kişidir, düzeni o sağlar. Otelden sorumludur. Bir yandan da oteldeki kalıcı tek kişidir. Bir Otel Kâtibi şiirinde de yukarıdaki dizelerin ardından otele gelen farklı insanlardan bahsedilir. Otele uğrayan bu farklı tiplemeler arasında kâtip her zaman yalnızdır. O artık insanlarla ya da hayatın kendisiyle değil, otelle kaynaşan bir kişi olmuştur.
“…
Kokular vardı ayrı ayrı, ben unutmuşum
Hepsi şimdi bir otelin kokusu
…”
Otelde geçmiş ve gelecek bile yoktur, zaman belirsizdir. Otelin insanlardan daha kalıcı olan eşyaları üzerinden bu zamansızlık anlatılır. Bu eşyalar -ki otel kâtibi de öyledir aslında- sadece zamansız değil, yersiz ve de kimliksizdir aynı zamanda.
“…
Sorarım -ki otel kâtipleri sorar- bir terlik nedir
Terliğin yenisi yoktur
Geçmişi yoktur, geleceği yoktur
Yeri ve kimliği zaten yoktur
Bir telik bir terliktir o kadar.
…”
Bir Mekân Olarak Otel ve Diğer Temalarla İlişkisi

Şiirlerde mekânlar şiir sesinin bilinçaltını yansıtarak psikolojik durumuna ilişkin ipuçları verebilir. Geniş ve dar mekânlar, sıkışık ya da ara mekânlar şiirin bütününde anlatılmak istenilene hizmet eder. Otel şiiri bu bilinçaltı unsurlarına göndermelerde bulunması açısından güzel bir örnektir:
“Denizin alçalışıyla otel bir düştü
Binlerce kalıntı şehir değerinde
Sularla kaçışan ölümler türküsü
…
O zaman belki bendim, belki bir şekil bildirisi
Gibi o zaman işte çok değerli bir taşa
Bakar gibi ben
İstekli, sonra durgun, giderek düşünceli
Derdim ki -daha doğrusu yaşardım-
Mutluluk alışılmış bir kötümserlikti
…”
Bu şiirde otel batan bir gemiyi temsil eder, ölüm yakındır ki ölüm türküleri söylenir. Burada şairin gemideki, yani oteldeki tedirginliği hissedilir. Mutluluğun bile bir kötümserlik olması, şairin diğer şiirlerinde de göze çarpan umutsuzluk temasına bir örnek teşkil eder.
Otel aynı zamanda bir yalnızlık mekânıdır. Otel kâtibi de yalnızlığın ve yabancılaşmanın simgelendiği bir tip olmuştur. Otel kâtibi evsizdir, bir evi ya da ailesi yoktur ve sürekli otelde yaşayan biridir. Evsizlik onun terkedilmişliğini de simgeler. Terkedilmiş bir profil olduğu için topluma, toplumsal yapılara uzak ve yabancıdır. Yabancılaşan ve yalnızlaşmış kimseler modern insanı anlatan profillerdir, böylece Cansever otel kâtibi tipi ile modern insanı anlattığı bir şiir kurmuştur. Otel kâtibi toplum tarafından kişiliği olan kendine has bir kimse olarak görülmez, işi ile öne çıkar sadece. Bu da zamanla kâtibin kimliksizleşmesine sebep olur. Bir Otel Kâtibi şiirinde bu kimliksiz, yabancı profil ile karşılaşırız.
“…
Ruhunda kasvetin suyunu buldu
Kimdir
Olsa olsa bir otel kâtibidir
Bir otel kâtibi her yerde bir otel kâtibidir
Gözlüklü ve tedirgindir
Hiç yıkanmamış gibidir, parmakları sarıdır
Ön dişleri çürüktür, avuçları terlidir
Yıllar var ki bir kumaş düşler kendine
Ve bu yüzden olacak sanki biraz terzidir.
…
Bilirim kötünün kötüsü bir oteldir burası
Odalarında hamam böcekleri, sinekler
Pis yataklar, lekeler, sararmış çatlak lavabolar
Peki bir insan nedir
Sorarım – ki otel kâtipleri sorar –
Bir gün gittikçe ufalıyordum
Düş müydü, gerçek miydi, iyi bilemem
Oturmuş bir küvete kuruyup kayboluyordum.
…”
Kaynakça
Cansever, Edip. Sonrası Kalır I – Bütün Şiirleri. 23. baskı, Yapı Kredi Yayınları, Temmuz 2023.
Karabulut, Mustafa. “Şiir ve Bilinçaltı: Edip Cansever Örneği.” Mecmua 1 (2016): 1-16.
“Objective Correlative.” Poetry Foundation. Web. Erişim tarihi: 14.03.2025
Sarıkaya, Orhan. “Türk Edebiyatında Bir Yabancılaşma Prototipi Olarak ‘Otel Kâtibi’.” International Journal of Languages’ Education and Teaching 2. 2 (2014): 164-176.
“Edip Cansever.” Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. Web. Erişim tarihi: 20.03.2025.
Öne çıkarılan görsel: kültür.istanbul