Edebiyatımızın Huzursuz Kalemi Can Yücel’den 16 Alıntı

 

Türk edebiyatında farklı bir tarz yaratan,  yazdığı her dizesiyle kendinden, hayatından, yaşadıklarından bir parça ortaya koyan Can Yücel. Kendine has dili ile eserleri bir döneme damga vurmuş, adından çokça söz ettirmiş usta şairimiz. Eserlerini kendine özgü bir mizah dili ve muhalif bakış açısıyla ortaya koymuştur. Genelde insanlardan, olaylardan, kavramlardan ilham almıştır.

Biz de sizler için usta şairimizin bu özelliklerini yansıttığı Güle Güle- Seslerin Sessizliği ve Bir Siyasinin Şiirleri adlı kitaplarından birkaç alıntı derledik. Keyifli okumalar!

 

  1. En uzun koşuysa elbet Türkiye’de de Devrim
    O, onun en güzel yüz metresini koştu
    En sekmez lüverin namlusundan fırlayarak …
    En hızlısıydı hepimizin,
    En önce göğüsledi ipi…
    Acıyorsam sana anam avradım olsun,
    Ama aşk olsun sana çocuk, aşk olsun!

                                                             (Bir Siyasinin Şiirleri, Can Yücel sf.4)

 

2. Zaptiyelerdeydi en büyük hata!
   Denize dökünce Marx’ı, Engels’i,
   Kitaplardan geçti balıklara da
  Diyalektik Materyalizm illeti!

                                                      (Bir Siyasinin Şiirleri, Can Yücel, sf.20)

 

3. Biri seslendi birden,
   Baktım, ağır makinistlerden Hacı Avcı.
  Aklım kesti, dedi, yatarsın sen bu cezayı!
  Nerden icabetti bu laf pek anlayamadım ya,
 Oturduğum yerde şöyle bir doğruldum;
 Yaşar Kemal işitmesin, ama
 Nobel kazanmış kadar oldum.

                                                           (Bir Siyasinin Şiirleri, Can Yücel, sf.62)

 

4. Bir hal olduk, Allah bilir, günde kaç̧ posta Allah tarafından kurtarıla kurtarıla.
  Oysa biz, insanları kurtarma zahmetinden kurtarmak için Allah’ı
  Düştük, değil mi, bu yola?

                                                                   (Bir Siyasinin Şiirleri, Can Yücel, sf.135)

 

 

5. Kavlimiz öyle değil miydi, hayatım?
   Nisan’ın 20’sinde burada olacaktın!..
  Hayaliyle yaşıyorum günlerdir
  Tel örgüler ardındaki hayalinin

                                                       (Bir Siyasinin Şiirleri, Can Yücel, sf.143)

 

 

   6.  “Bir balta girmemiş ormanda dönüyor sınıf mücadelesi
        Özgürlük kadar hapis ağaçlar arasında
        Kardeşçesine düşmancasına ve yoldaşçasına.”

                                                         (Güle Güle-Seslerin Sessizliği, Can Yücel, sf. 74)

 

     7. “Eflatun’un dediğince insanlar dünyaya gelirken
         Bütün dilleri bilirlermiş de unuturlarmış sonradan
        Ölüm de bu emsal bilip de unuttuğumuz bir dil olmasın
        Hatırlanmaya muhtaç”  

                                                       (Güle Güle- Seslerin Sessizliği, Can Yücel, sf.103)

 

 

      8.   “Kaç kere yazdım,
           cebimden uçup gittiler
           Ben on yedi yaşında beni yıkayan
         Anneme şiir yazacak kadar şair değilim”

                                                         (Güle Güle- Seslerin Sessizliği, Can Yücel, sf.76)

 

    9. “Ağız tadıyla konuşamıyoruz bile
         Allah karışıyor söze
        Rahmet değil bir kasavet
        Ter fışkırıyor tenimden
        Bu iste resmen illegal bir cehennem” 

                                                         (Güle Güle- Seslerin Sessizliği, Can Yücel, sf.67)

 

 

 10. “Siz hiçbir damla yağmurla bir tuttunuz mu dünyayı
        Birden çıplak başınıza damlayan
        Sonra bir sağanak
       Ayaklarınızı ıslatan”    

                                                         (Güle Güle- Seslerin Sessizliği, Can Yücel, sf.97)

 

 

11.  “Tanpınar ne içinde ne de dışındaymış zamanın! .
       Kapısında beklerken şimdi bu guguklu Damın
     Üstadı andırır gibi olsa da hal-i perişanımız,
    Biz Tecritteyken bile civcivindeydik yaşamın.”

                                                                  (Bir Siyasinin Şiirleri, Can Yücel, sf.152)

 

 

     12.  “Ve ne getirdiysek
          Dağın Kaf’ından
          aşk, dil, bilim, çağdaş teknik ve uğraş,
         Hepsi de kan, döl ve ter dökerek hak edilmiş mucizelerdir.”

                                                                    (Bir Siyasinin Şiirleri, Can Yücel, sf.48)

 

 

   13.  “Koşulların insanları değiştirdiğini
          Ve özün biçimi belirlediğini
        içime yeterince sindirememişim demek ki.”

                                                                     (Bir Siyasinin Şiirleri, Can Yücel, sf.124)

 

 

14.   Dahası var: Cırcırlı’dan Kapıaltına geçerken,
       artık, silah yerine,
      Şiir arıyorlar üstümde, o günden beri.

                                                               (Bir Siyasinin Şiirleri, Can Yücel, sf.82)

15.    Hoparlörden yayılan o davudi ses;
       Ses değil, canım… buram buram kokusuydu
      nar gibi kızarmış sıcacık ekmeğin . . .
     Acıkmış parmaklar arasında bölünürken ki kokusu
    Özgürlük ekmeğinin.

                                                                    (Bir Siyasinin Şiirleri, Can Yücel, sf.100)

 

 

 

      16.  İsa’nın fenni ne? Mucize elbet!
           Hatırlar İncil’i bilenleriniz:
          Zekeriyle balık tuttuydu hazret.
         İman kuvvetine bakın hele siz! 

                                                       (Bir Siyasinin Şiirleri, Can Yücel, sf.19)

Kader Gürcüoğlu
Kader Gürcüoğlu
hayat boyu öğrenici, biraz da fazla meraklı

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Morlara Bürünmüş 8 Albüm Kapağı Tasarımı

Mor renginin hâkim olduğu 8 albüm kapağını inceliyoruz.

You Final Sezonu İncelemesi: İyilerin Kazandığı Dünyada Mutlu Bir Son

You, final sezonuyla izleyicilerine veda ederken Joe Goldberg'in hikâyesi sona eriyor.

Nickel Boys Film İncelemesi: Deneysel Sinema ve Tarihin Birleşimi

2025 Oscar Ödülleri'nde ilgi gören Nickel Boys, iki siyahi gencin bir reform okulunda yaşadıklarına odaklanıyor.

Orhan Kemal – Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl | 22 Alıntı

Türk edebiyatının iki büyük ustası Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal'in Bursa Cezaevi'nde koğuş arkadaşlığı yaptıkları yıllara ve sonraki mektuplaşmalarına değinen Nâzım Hikmet'le 3,5 Yıl kitabı, Kemal'in kalemiyle çok içten ve etkileyici bir üslupla okurun karşısına çıkıyor.

İskenderiye Kütüphanesi: Efsane ve Gerçek

Efsane ve Gerçeğin ortak noktası, tarihin tozlu raflarına kaldıramadığı bilgi yuvası: İskenderiye Kütüphanesi.

İstanbul Ansiklopedisi Dizi İncelemesi: Kalabalığın Yalnız İnsanları

İstanbul Ansiklopedisi, büyülü İstanbul sokaklarında hem hayat bulmanın hem kaybolmanın öyküsünü anlatıyor.

Söylenti Edebiyat Editörleri Bu Ay Neler Okudu?

Söylenti Edebiyat editörleri olarak her ay neler okuduğumuzu, nelerin altını çizdiğimizi yakından incelediğimiz serimizin nisan ayı listesi ile karşınızdayız!

Yelpazeli Kadın (1918) Tablo Okuması: Gustav Klimt’in Son Eseri

Yelpazeli Kadın tablosu, zarafeti ve özgünlüğüyle hem sanat tarihine hem de Klimt'in kariyerinde büyük bir önem taşımaktadır.

Dante’nin İlahi Komedyası’nda İnsanlığın Mitolojik ve Manevi Seyahati: Kayboluşun Karanlığı ve Kurtuluşun Işığı

Dante’nin İlahi Komedyası; insanlığın ahlaki seçimlerini sorgulamasına, içsel çatışmalarını aşmasına ve evrensel sorulara yanıt bulmasına rehberlik eder.

Kırmızının Tonlarına Bürünmüş 7 Yabancı Albüm Kapağı

Temalarında kırmızı renginin ön planda olduğu ve gizli anlamlarıyla bizi farklı yolculuklara çıkaran albümleri sizler için derledik.

Editor Picks