Edebiyat bir sanattır, doğru. Peki ya yemek?
Yemek yapmak, birçok farklı lezzeti karıştırıp yeni bir tat elde etmek hatta kimine göre yemekleri tadımlamak yani “gurmelik” dediğimiz kavrama bile sanat demek mümkün.
Şimdi ise bu iki sanatı harmanlayıp, edebiyatın içine bazı tatlar serpiştirip “açık büfe edebiyat” sanatı yapacağız. Çok değer verip, önemsediğimiz yazar ve şairlerin eserlerine konu olan yemek konularına değinip her birinden ayrı bir lezzet alacağız.
Refik Halid Karay
Refik Halid, İstanbul’a çokça düşkün, değerli yazarlarımızdan biridir. İstanbul’un içindeki farklı kültürlere, en önemlisi de “yemek kültürü”nü eserlerine çokça yansıtmıştır. Mutfağa dair; kaşık, dolap, tabak, çatal. Aklımıza yemeğe dair hangi kavram gelirse gelsin eserlerinde bu kavramları yaşatmaya çalışmıştır. O, yemeğin bir ruhu olduğuna inanır. Eserlerinde bilmece şeklinde anlatılara da çokça yer veren yazar “tahin helvası” nı şöyle anlatmıştır:
“Kaça? Dedim. Hiç de pahalı değilmiş… Yarım okka kestirdim. Bıçak kıtırdayarak sol tarafını ayırdı. Adeta özlemişim, parmaklarımı uzattım, ufak bir parçasını ağzıma attım. Bilmem anladınız mı, tahin helvasından bahsediyorum.”
Karay’ın sofraları her zaman şıktır. Uzun, donatılmış, yerine göre mum ışıklı sofralara bolca yer vermiştir eserlerinde de. Dışardan yemeyi sevmez pek. Yine de eserlerinde lokantalar, çay ocakları, kahvelere sıkça rastlanır.
Sonuncu Kadeh isimli romanında “kahve” kültürüne değinir. Eski geleneklerden biri olarak kahveyi ve kahve içmenin hakkını vererek yazmıştır. “Makbule ablanın kahve pişirmesi şimdiki usule uymamaktadır. Kahve şerefine, limon kabuğuyla tertemiz, pırıl pırıl ovulmuş tutulan kıpkırmızı bakır mangaldaki küllü kömürler yarı canlı haldedir, azıcık eşeler, çıtırdatır.”
Makyajlı Kadın romanında “bamya” yemeğinden, Kar ve Kış:Bir Avuç Saçma romanında midyeden nohutlu işkembe yahnisine kadar türlü lezzetlere yer vermiştir. Karay’ı okurken birçok yemeğin lezzetini damağınızda hissedip müthiş bir kültürlenme yaşayabilirsiniz.
Turgut Uyar
İsmine çok aşina olduğumuz bir şair; Turgut Uyar. Yazarlarımız kadar şairlerimizin de “yemek” diyince akan suları duruyor gibi. Turgut Uyar da şiirlerine yemek kültürünü yansıtmış bir şair.
“Ekmeğimiz var, yemeğimiz var
Yemeğe iştahımız var.
Oturur yemek yeriz cümbür cemaat
Alnımızın terinden, elimizin emeğinden
Etrafa yayılınca makarnanın buğusu,
Bize ne elalemin on türlü yemeğinden”
Turgut Uyar/ Edirnekapı Üstüne Şiir
“Meyhaneci tabak silerdi, köfte yapardı.
Kırmızı turplar eski günlere karışır
İçer içer ağlardım…”
Turgut Uyar/ Bitmemiş Şiirler
Ahmet Hamdi Tanpınar
Ahmet Hamdi’nin eserlerinde ise genellikle alkol ve tütün başrolde. Anlattığı yemeklerin yanında en çok alkolü kullanan yazarlardan birisidir. Paris zamanlarında Ahmet Kutsi Tecer’e bir mektup yazar ve şunları söyler: “Rakı en iyi içkidir… Domates salatası, balık, kavun, beyaz peynir, biraz çiroz. Daha fazla meze zararlıdır.” (Tanpınar, 2001: 53)
Sabahattin Eyüpoğlu’na yazdığı mektupta da yemeğe ve vatana dair görüşünü şöyle açıklar: “Vatan birkaç dosttan ibaret… Tamamıyla da değil. Alaturka musiki, kalkan tavası, lodos, az şekerli kahve ve vicdan azapsız konuşulamayan Türkçe ve biraz da ezan sesi lazım. Lazım oğlum lazım…” (Tanpınar, 2001: 246)
Ahmet Hamdi romanlarında, kurulan uzun soluklu dost sofralarına, büyük yemek davetlerine yer verir. Yemekler romanlarında genelde evde yenir. Bunun örneklerine “Huzur” romanında epeyce rastlıyoruz.
Yemek hakkında birçok şey öğrenmek için Ahmet Hamdi mutlaka okunması gereken yazarlarımızdan biridir.
Abdülhak Şinasi Hisar
Yemek diyince akla “Çamlıca’daki Eniştemiz” romanıyla geliyor Abdülhak Şinasi. Bölümlere ayrılan kitapta bir de yemekle ilgili olan “Deli Eniştemiz ve Yemekler” bölümü mevcut. Oldukça sürükleyici olan bu eserde Hacı Vamık Bey üzerinden yemek kültürü anlatılıyor. Hem pişirmeyi hem yemeği seven bir karakter karşılıyor okuyucuları. Yemeğe düşkünlüğüyle bilinen karakterimizin alkolle ile hiç arası yok. Daha ziyade aşure pişirip dağıtarak sevap işlemeyi yeğliyor. Eğer ki sofrasında şarap var ise de kırmızı şarap oluyor genelde. İçerken de “ilaç niyetine” diyerek içiyor. Yazar öyle iştahlı anlatmış ki bu kısımları acıkmamak elde değil.
“Aman Yarabbi! Senin hiç aklın, izanın kalmadı mı? Hiç yemek pişirmek kabahat olur mu? Sevaptır, berekettir, Allah eksik etmesin, fazla gelirse fakir fukaraya dağıtırsın, hayır işlemiş olursun!..”
Reşat Nuri Güntekin
Reşat Nuri’nin çok ünlü eserinden birinde “çikolata” lezzetini görüyoruz. Kitapta çikolata yeni tanışılan bir yiyecek, diğer tatlıların yerini tutuyor. Kamuran’ın Feride’ye gönderdiği bir yiyecek. Kahramanlarından yola çıkarak tahmin edebileceğimiz gibi bu kitap; Çalıkuşu. O zamanlar meşhur olan bu tat Reşat Nuri’nin eserlerine de konu olmuş.
Hüseyin Rahmi Gürpınar
Çok sevilen yazarlarımızdan Hüseyin Rahmi’nin Şıpsevdi isimli kitabında yine yemeğe dair birçok şeye rastlıyoruz. Alafranga ve alaturkalığın karşılaştırıldığı ve zeytin yemekle ilgili küçük bilgilerle karşılaşılan bir kitap Şıpsevdi.
“Çatalı ağza yaklaştırmalı. Zeytin çekirdeğini yavaşça hafiyen denecek bir maharetle dudaklarınızın arasından kemal-i nezaketle çatalın üzerine bırakmalı. Oradan da aynı ihtiyatla yani kimseye bir şey sezdirmeksizin tabağın içine indirivermeli…” (https://www.dokuzeylul.com/9-sutun/turk-edebiyatinda-yemek-h187597.html)
Bütün bu yazar ve şairlerin yanına birçok değerli ismi de ekleyebiliriz. Örneğin Sait Faik’in “Beyaz Altın” öyküsünde, Oktay Rıfat’ın “Tecelli” şiirinde, Halit Ziya’nın en bilindik eseri olan “Aşk-ı Memnu” romanında, Yusuf Atılgan’ın “Aylak Adam” romanında da bolca yemek motifine rastlıyoruz.
KAYNAKÇA
ALGÜL, A. Abdülhak Şinasi Hisar’ın Çamlıca’daki Eniştemiz Romanında Kullanılan Anlatım Teknikleri Üzerine Bir İnceleme. I. karaman, 103.
Güreşir, S. K. (2019). Hayattan esere: Ahmet Hamdi Tanpınar’da yeme-içme kültürü. RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi, (14), 78-102.
https://dergi.salom.com.tr/haber-506-refik_halid_karayin_eserlerinde_yeme_icme_kulturu.html# (erişme tarihi:13.10.2022)
https://kavrakoglu.com/yemek-ve-edebiyat/ (erişim tarihi: 13.10.2022)
https://www.dokuzeylul.com/9-sutun/turk-edebiyatinda-yemek-h187597.html (erişim tarihi: 13.10.2022)
Karay, Refik Halid (2015) Mutfak Zevkinin Son Günleri. İstanbul: İnkılap Yay.
Karay, Refik Halid ( 2011) Makyajlı Kadın. İstanbul: İnkılap Yay.
Çok güzel ve ilgi çekici bir yazı olmuş elinize sağlıkk