Düşen Yaprakların Estetiği: Sanatta Sonbahar Tasvirleri

Editör:
Seval Hacoğlu
spot_img

Eylül ayının gelmesiyle birlikte sakinleyen hava, dökülen yapraklar ve serin rüzgarlar sonbaharın müjdeleyicisi olmuştur. Yüzyıllardır resimden edebiyata birçok sanat dalına konu olmayı başarmış sonbahar, sanatçıların eserlerinde ilham kaynağı olmuştur.

John Everett Millais, Autumn Leaves (1855-56)

John Everett Millais, Autumn Leaves (1856), Manchester City Art Gallery. wikimedia commons.

Eserini “mükemmel resmedilmiş alacakaranlık örneği” olarak nitelendiren Millais, eşine göre “güzelliklerle dolu konusuz bir resim” tasvir etti. Resimde sonbaharda dökülen yaprakların etrafında dört kızı görüyoruz. Bir şenlik ateşi yaktıkları söyleniyor. Eserin sol köşesinde henüz başlayan dumanı görebiliyoruz. Her sonbahar tasvirinde olduğu gibi bu eserde de melankoli ağırlıklıdır. Ellerinde yaprak demeti tutan, uzun saçlı kız Millais’in eşi Effie’nin büyük kardeşi Sophy Gray‘dir. En solda yer alan ise Effie’nin küçük kız kardeşi Alice’dir. En sağdaki küçük kızın kim olduğuna dair bilgi bulunmasa da elinde tuttuğu elma ile bir günahı temsil ettiği söylenir. Çok güzel bir genç kız olan Sophy, Millais’a birçok eserinde modellik yapmıştır. Bu eseri de bizzat kendinin bulunduğu ilk çalışmasıdır. Millais bu eserini, bir konuya bağlı olmadan yapmıştır. Sonbaharı geçicilik ve ölümün sembolü olarak ele almış. Bu eseri de güzelliğin ve gençliğin geçiciliğini temsilen yapmıştır. Eserinde Lord Tennyson‘ın Gözyaşları, Boşta Gözyaşları şiiri ilham kaynağı olmuştur. 

“Gözyaşları, boş gözyaşları, ne anlama geldiklerini bilmiyorum.
İlahi bir umutsuzluğun derinliğinden gelen gözyaşları Kalpte yükseliyor ve gözlere toplanıyor,
Mutlu Sonbahar tarlalarına bakarken,
Ve artık olmayan günleri düşünürken.”
(Lord Tennyson, Gözyaşları, Boşta Gözyaşları)

Katsushika Hokusai, Peasants and Travelers in a Autumn Landscape (1835-36)

Katsushika Hokusai, Peasants and Travelers in a Autumn Landscape (1835-36). chazen.wisc.edu.

Tabloda pirinç tarlasını ve pirinç tarımı yapan köylüler görüyoruz. Eserin sağ üst köşesinde ise İmparator Tenchi’nin yağmurdan kaçarken bir köylünün evine sığındığını ve onlara misafir olduğunda imparatorun hislerini anlattığını bir şiir bulunuyor. Şiirde köylüleri övüyor ve onların hayatı hakkında bahsediyor. Bu eser ile imparatorun halkla iç içe olduğunu onlarla birlikte vakit geçirdiğini düşünebiliriz. EDO dönemi ortaya çıkan Ukiyo-e sanat tarzıyla yapılan bu eserde sonbaharın baskın renkleri mavi, yeşil ve sarı kullanılmıştır. Eserin kendisinden çok üzerinde bulunan şiir dikkat çekmiştir. Pirinç tarlasının hemen yanında bulunan hasırdan çatısı olan bir kulübede yağmurun dinmesini beklerken, sonbahar yağmurunun imparatora ilham olduğu ve şiiri yazdığı biliyor.

Philip Alexius de László, Fallen Leaves (1895)

Philip Alexius de László, “Fallen Leaves”, 1895, oceansbridge.com.

Esere bakınca, sonbahar yapraklarının arasında elinde bastonuyla bankta oturan yaşlı bir asker görüyoruz. Asker olduğu giydiği kıyafetlerle kendini belli ediyor. László bu eseri hakkında anılarında şöyle yazmıştır; “Bu eser, 48 yaşında bir yaşlıyı, ormanın içerisinde bir bankta otururken, sarı sonbahar yaprakları arasında düşüncelere dalmış şekilde tasvir ediyor. Bunları resmime konu etmek bana zevk veriyordu. Daha fazla böyle eserler yapmak istedim fakat çok paraya ihtiyacım vardı. Bu durum beni çok küçük miktarlar karşılığında bir sürü resim çizmeye zorladı. Bu eserdeki yaşlıda 1848-49 yıllarında Bağımsızlık Savaşı’nın gazisidir.

Sanatçıya bu resimde ilham veren, János Arany’nin “Őszikék” (Sonbahar Çiğdemleri) adlı şiir döngüsünün ilk şiiri olan “Mindvégig” (Sonuna Kadar)’dır.

“Neden, bu hayat güzeldir.
Eğer sonuna kadar dikkatli olursan.
Geriye kalanlarla;
Ama sonbahar geldiğinde
Ve yaprakların düştüğünde
Yazı özleme.”
(Mindvégig)

Ferdinand Hodler, Autumn Evening (1892)

Ferdinand Hodler, “Autumn Evening”, 1892. alem.com.tr

Realizm‘in en iyi örneklerinden birisi olan “Autumn Evening” eseri, sonbahar tasviriyle ince detaylara ve canlı renklere sahiptir. Bir akşam vaktinin tasviri olan eserin hemen ortasında yol boyunca yere savrulmuş kahverengi ağaç yapraklarını görüyoruz. Eserde hâkimiyetini koruyan sıcak tonlar baktıkça seyircinin de içini ısıtıyor. Yol ilerledikçe ufukta sarı ve mavinin ahenki karşılıyor bizi. Mevsimin yazdan bahara geçişini çok net bir şekilde hissedebiliyoruz. Hodler’in doğaya bakış açısını resimlerine aktarırken yakaladığı başarısı bu eserinde çok net bir şekilde hissediliyor. Eser tam olarak bir bahar akşamı hissedilen huzuru anlatıyor.

Wassily Kandinsky, Autumn in Bavaria (1908)

Wassily Kandinsky, “Autumn in Bavaria”, 1908. alem.com.tr

Kandinsky‘nin Dışavurumcu tarzıyla yaptığı eseri yağlı boya bir manzara tasviridir. Eser bakınca izleyicinin net bir şekilde kavrayabileceği şekilde çizilmiş resimde kayın ağaçlarının sıralandığı yolun sonunda bir kiliseyi, yolun sol tarafında ladinleri görebiliyoruz. Yeşil ve kırmızının hâkim olduğu sanat eserinde fırça darbeleri kendini açıkça belli ediyor. Bu eser Kandinsky’nin tuval üzerinde ilk kez palet bıçağı kullandığı eserdir. Renklerle ve gölge oyunlarıyla yakaladığı kontrast baharın gelişini seyircinin sıcaklıkla hissetmesini sağlıyor.

Sanat eserlerinde sonbahar tasvirleri, sanat tarihinde ölüm ve yeniden doğuşun sembolleri olmuştur. Baharın hüznü, yere düşen yapraklarda zamana karışırken, sonbahar bizlere yeni başlangıçlar ve güzelliklerin kapılarının aralandığı ilk vakitlerdir.


Kaynakça

Millais’ Autumn Leaves, 21.09.2021. web. 04.09.2021

Japanese Print “Emperor Tenchi” by Katsushika Hokusai, web. 05.09.2025

Genre Picture: Falling Leaves 1895, web. 05.09.2025

Autumn Evening (1892) by Ferdinand Hodler. web. 05.09.2025

Autumn in Bavaria (1908; Munich / Monaco, Germany) by Wassily Kandinsky. web. 05.09.2025

Autumn in Bavaria by Wassily Kandinsky, Tom Gurney, web. 05.09.2025

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

İstanbul Moda’da Macaroni Events: Makarna ile Yaratıcı Bir Deneyim

Macaroni Event, makarna hamuruyla oyunların oynandığı, yeni bağlantılar kurulan ve yeni karşılaşmaların yaşandığı sosyal bir oyun alanı.

The Summer I Turned Pretty Karakterleri Hangi Filmleri Önerirdi?

Yazın en çok konuşulan dizisi The Summer I Turned Pretty final yaptı. Peki, karakterler film önerseydi hangilerini seçerdi? Gelin birlikte keşfedelim.

Sevilme İhtiyacının Gölgesinde: Onay Kompleksi ve Sosyal Kimlik

Kendi ışığınla var olmak, sevilmeden de sevebilmek ve onaysız yaşam, özgürlüğün ve içsel huzurun sessiz zaferidir.

Amy Winehouse – Rehab ve Psikoloji Çerçevesinde İncelenmesi

Kendini inkârın sesi: Amy Winehouse'un Rehab'ı bir kadının içsel direnişini ve kırılganlığını anlatan dürüst bir itiraf.

Çamurda Doğan Saflık: Nilüfer Çiçeği ve 5 Eser İncelemesi

Nilüfer çiçeğinin Doğu’dan Batı’ya uzanan anlamsal yolculuğu ve bu yolculuğun sanat üzerindeki büyüleyici izleri.

Hailey Bieber Stil İncelemesi: Çabasız Şıklığın Öncüsü

Hailey Bieber, minimalist ama iddialı stiliyle sade şıklığı bir güç ifadesine dönüştürüyor.

Bakü Seferi ve Kafkas İslam Ordusu

Osmanlı ordusunun Kafkasya’daki son seferi, Nuri Paşa komutasındaki Kafkas İslam Ordusu’nun Bakü’yü kurtararak Azerbaycan’ın bağımsızlık yolunu açtığı zaferdir.

“The Beach At Sainte Adresse” Tablosunu Anımsatan Şarkılar

Monet'nin The Beach At Sainte-Adresse isimli eserini anımsatan şarkılara birlikte göz atalım!

Dijital Dünyada Görünmez Yönlendiriciler: Algoritmalar Nasıl Çalışıyor?

Algoritmalar nasıl çalışır? Arama, öneri ve yapay zeka sistemlerini örneklerle öğrenin; etik ilkeler ve pratik ipuçlarıyla dijital rehberiniz.

İstanbul Mimarisi: Cercle d’Orient

Beyoğlu'nun kalbi olan Cercle d'Orient ya da Büyük Kulüp, ilginç tarihi ve mimarisiyle bize çok şey anlatıyor.

Editor Picks