Drag ve Kuir Moda: Podyumdan Sokağa Yansıtılan Kimlik

Editör:
Sıla Varol

İlk kabulünden beri, Kuir kavramı ve kuir insanlar, farkında olsak da olmasak da bir çok konuda öncülük yapmışlardır. Bu öncülük gerekirse barikat yıkmak olmuşken gerekirse de modanın en büyük dalgalarını yaratıp en büyük değişimlere imza atılmasını sağlamışlardır. Kimilerine göre kuir bireylerin özellikle modadaki yeri göz ardı edilebilse de tasarımcılar böyle düşünmekten çok uzakta. Modanın son dalgasının daha da kapsayıcı, vücut algılarını ve beden pozitifliğini öne çıkaran şekilde değişim geçirmesinin arkasında da yine heteronormatiflikten çok uzakta olan Kuir görünürlük ve Drag kültürü büyük bir rol oynamaktadır.

Drag Modası

Drag modasını yansıtan görsel Kaynak Pinterest

Drag, son zamanlarda medyada popülerlik kazanmış gibi görünse de aslında tarihi çok eskilere dayanır. Hatta o kadar eskilere dayanır ki, bu tarihin 1600’lere kadar uzandığı söylenebilir. Tiyatronun ilk çıkışı ve sahne oyunlarının ilk sergilenmeye başladığı dönemlerde kadınların sahnede yer almasına izin verilmediği için, erkek oyuncular kadın rollerine girip sahnede kadınları canlandırıyordu. Drag kelimesinin kökeninin ise, sahnedeki erkeklerin kadın kıyafetlerini sürüklediği anlamından geldiği savunulmaktadır.

Ancak günümüzde bildiğimiz Drag’ın gelişimi daha farklıdır. Varlığı inkar edilemese de politik, feminist, Kuir ve non-binary bir savaş haline gelmesinin arkasında çok daha farklı bir geçmiş var. 1990’ların sonuna doğru gay erkeklerin Drag’ı benimsemesinin ardından, heteronormatif oluşumların şaka malzemesi haline getirdiği Drag, marjinal grupların eline geçmiş ve bir çeşit sanata dönüştürülmüştür. Bu dönüşüm, Drag’ın genellikle tek bir birey tarafından makyaj, moda, oyunculuk gibi birden fazla sanat dalını birleştirmesi sonucu performans sanatı olarak kabul edilmesini sağlamıştır.

Bu nedenle drag aslında bir kendini ifade etme biçimi sayılmaktadır. Kuir bireylerin öz kabulü ve kendini kendi özgür iradesiyle gösterişli ve göz alıcı şekillerde ifade etmesi de bastırılmaya çalışılan grupların ayakta kalma, görünür olma ve farklılıklarını kabul ettirme güçlerinin bir göstergesidir.  Günümüzde ise RuPaul’s Drag Race gibi programlarla bu sanat hem izleyiciye sunulmuş hem de bir yarışma formatına getirilmiştir. ‘Queen‘ler kendilerine has şaşaalı görünüşleriyle bir yarışmaya katılmakta ve performans temelli gösterilerle kazanmaya çalışmaktadırlar.

Kuir Görünürlük ve Moda

Moda dünyasında Kuir Kaynak Pinterest

Moda endüstrisinde süregelen cinsiyet eşitsizliği diğer sektörlerden çok da farklı değildir. Ancak bu alanda dikkat çeken nokta günümüz ve geçmişin moda ikonlarının, üst moda sınıfının ve tasarımcıların yıllardır saklanan ya da saklanmayan cinsel yönelimleridir. Alanda çalışan birçok erkek tasarımcının gay olması moda ile ilgilenen veya tasarımcı olma hayali olan erkeklerin ‘gay’ olduğu yönünde önyargıların oluşmasına yol açmıştır. Tamamen yanlış olan bir düşünce olan bu önyargı aslında çok daha büyük bir bir probleme işaret etmektedir: Geçmişin ve geleceğin tasarımcılarının LGBTİ+ görünürlüğü için yaptıkları ve yapabilecekleri etkiler…

Marc Jacobs, Giovanni Versace, Tom Ford ve niceleri… Moda uzun yıllardır LBGTİ+ komünitesi için hem bir performans hem de bir kendini ifade biçimi olmuştur. Bu ifade biçimi, zaman zaman performans üzerinden kendini gösterirken; zaman zaman da minimalizmin derin anlamları ve podyumun etkileyici tiyatral özellikleri kullanılarak bir sanat formuna dönüşmüştür. Bu durum, hem modaya yön verirken hem de Kuir kişiliklerin ifade alanı olup özgür düşüncenin, yaratıcılığın ve birleştiriciliğin yeşermesine zemin hazırlamaktadır.

Dış görünüşü nedeniyle sıkça yargılanan bireyler, Amerika’ da Stonewall ayaklanmalarından sonraki süreçte modayı kendilerine bir alan yaratmak için kullanmışlardır. Vivienne Westwood ve gay kovboyları, Halston ve Bianca Jagger‘ in kırmızı elbisesi, Jean Paul Gaultier ve podyumdaki etekli erkekleri…  Bu isimler, modaya yön verirken aynı zamanda cinsiyet rollerinin kırılmasında en büyük etkilere sahip olmayı başarmışlardır. Böylece moda, gündelik giyinmek ve sosyal normlara uygun bir kabulleniş olmaktan çıkıp bir performans haline gelmiştir.

LGBTİ+ etkisi, görmezden gelinmese bile kabul edilemeyen gerçeklerden bir tanesi olan modada, günümüzde bir tabu olmaktan çıkarak kabul görmeye başlayan faktörlerden biri haline gelmiştir. Gay erkeklerin modadaki etkisi tasarım ve ses getiricilik olarak görülürken, lezbiyen kadınlar ve biseksüeller de bu etkinin dışında kalmamışlardır. Sinéad O’ Dwyer, Becca McCharen-Tran, Ella Boucht ve onlarca başka isim, geçmiş ve günümüz modasında görünürlüğü arttırırken, aynı zamanda vücut ve toplumsal normları kırmayı hedefleyen projelere imza atmaktadırlar.

Kuir Modada Dönemler ve Değişiklikler

Kuir modayı yansıtan görsel Kaynak Pinterest

Bireylerin kendini ifade etme ve güvenli olmayan bir dünyada kendileri arasında iletişimi sağlama yollarından biri olan moda, aslında günümüzde de bir ifade biçimi olmaya devam ediyor. Mullet saç kesimleri, boyanmış saçlar, takılar ve aksesuarlar… Hepsi aslında LGBTİ+ komünitesinde bir anlamı olan ve belki de daha güvenli şekillerde insanların birbirinden haberdar olmasını sağlayan işaretlere dönüşmüştür. Ancak bu dönüşüm 21.yüzyılın modernleşmesiyle bir anda ortaya çıkan bir durum değildir.

Oscar Wilde‘ın yeşil karanfili 1800’lerde kullanılsa da uzun bir süre sonra sembolleşmeyi başarmıştır. Bu yeşil karanfil, gay erkekler için bir işaret haline gelmiştir. Bu ve benzeri işaretler, Kuir modanın tarihinde büyük bir öneme sahiptir. Güvenliğin ve aynı zamanda görünür olmanın önemi vurgulanırken; bu dengeyi ancak komünite içerisindeki insanların anlayabileceği şekillerde yapmak, Kuir modanın yıllardır süregelen amaçlarındandır.

Modanın kapsayıcılığı ve bu kapsayıcılığın sınırları, kadınları da içeren değişimin en büyük ilhamı oldu. 1900’lerde Coco Chanel gibi isimler kadınların rahatlığına odaklanıp dönemin lezbiyen modasını ortaya çıkardı. Balon kesim pantolonlar, erkekler için yapıldığı düşünülen geniş ceketler ve kravatları içeren Kuir modanın dönüşümü, bu gibi ihtiyaçlardan kaynaklanıp daha özel bir hale gelmiştir. Kadınların rahatlığı ve cinsiyet rollerini kırma amacıyla başlayan yolda yaşanan değişimler Chanel‘ den sonra yerini gündelik yaşantıda kadınların iş kıyafetleri giymeye başlamasıyla devam etti. 20.yüzyıla gelindiğinde Drag modasının ilk adımlarından biri olan Camp modası ortaya çıktı. Özellikle gay erkeklerin benimsediği bu modada, büyük şapkalar ve abartılı kıyafetlerden oluşmaktadır. Savaş sonrası dönemde kimliğini ifade edecek bir alan arayan topluluk, bu cesur kıyafetlerle kendi varlığını duyurmuştur.

Günümüzde ise Kuir modanın bu gelişimi ve değişimi farklılaşmış değildir. İnsanların kendilerine güvenli bir alan yaratmak için oluşturduğu bir dilden ibarettir. Anlaşılmak üzere belirlenen parçalar, duruşlar ya da tarzlar üzerinden yürüyen bu sistemde, insanların kendine bir alan oluşturması ve bu alanı kabul etmesi amaçlanıyor.


Kaynakça

Wellington, Robert. “Fashion, Sex and Drag: Vivienne Westwood’s Queer Legacy.” The Conversation, 30 Ocak 2025. Web. Erişim Tarihi: 30.06.2025

Person. “What Is Drag?” Dragička, 14 Mayıs 2023. Web. Erişim Tarihi: 01.07.2025

“5 Sapphic Designers That Changed Fashion.” The World’s Leading Magazine for LGBTQIA Women and Non-Binary People, 21 Nisan 2025. Web. Erişim Tarihi: 01.07.2025

Chetty, Derick. “7 Gay Designers Who Changed How We Dress.” Everything Zoomer, 20 Haziran 2019. Web. Erişim Tarihi: 03.07.2025

Wilson, Elizabeth, et al. A Queer History of Fashion: From the Closet to the Catwalk. Edited by Valerie Steele, Yale University Press, 2013.

Cyrus, Jason. “Challenging Heteronormativity in Museums: A Deeper Look at A Queer History of Fashion from the Closet to the Catwalk.” University of Toronto Art Journals, vol. 8, 2020, pp. 2–18.

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Sosyal Medyada Cinsiyetçi Stereotiplerin Yayılması: Paylaştıkça Büyüyen Kalıplar

Sosyal medya, cinsiyetçi kalıpları yaygınlaştırıyor; kullanıcılar bu normları sorgulamak yerine yeniden üretiyor.

Bitki Yetiştirmek, Mekânı Canlandırmaktan Fazlası mıdır?

Bitki yetiştirmek; estetik bir eylemden öte, politik, etik ve varoluşsal anlamlar taşıyabilir.

Ostrogot Krallığı: Roma Kartalı’nın Küllerinden Doğan İtalya

Hunların gölgesinden çıkarak Roma tahtına oturdular… Ostrogotların yükseliş ve düşüş hikayesini birlikte keşfedelim.

The Notebook Hangi Albümle Eşleşir?

Romantik filmlerin kilometre taşlarından The Notebook ve Jeff Buckley'den Grace albümünü ortak noktada buluşturuyoruz.

Müzik Listenize Eklemeniz Gereken 5 Bağımsız Sanatçı

Bu yaz, ruhunuza dokunacak hafif melankolik ve nostaljik tınılarıyla sizlere eşlik edebilecek indie sanatçılarla tanışmaya ne dersiniz?

Osmanlı’da Kadın Figürü: Validelerin Osmanlı Saltanatına Müdahalesi

Valide sultanların saltanatı, 16.yüzyılın ikinci çeyreğinden başlayarak Osmanlı'nın son dönemlerine kadar süren bir dönemi kapsar.

Beyaz Geceler Festivali: Uyumayan Şehir Saint Petersburg

Beyaz Geceler süresince St. Petersburg; ziyaretçilerine etkinliklerle, doğasıyla, sanatıyla ve sürekli aydınlık havasıyla büyülü ve masalsı bir deneyim yaşatır.

Bir Haftada Bitirilebilecek 3 Edebiyat Klasiği

Hayatın yoğun temposuna biraz ara verip bir haftada rahatlıkla bitirebileceğiniz, uzun süre aklınızda yer edecek üç edebiyat klasiğini ele alacağız.

Türler Arası Geçiş Yapan Sanatçılar: Country’den Pop’a Geçen 5 Sanatçı

Country’den pop’a geçen sanatçılar nasıl bir dönüşüm yaşadı? Shania Twain'den Taylor Swift'e türler arası yolculukları bu yazıda inceliyoruz!

Gerçek Kişilerden İlham Alınarak Yaratılan Kitap Karakterleri

Edebiyat, sadece bir hayal ürünü değil, insan ruhunun, yaşanmışlıklarının ve özlemlerinin bir yansıması, bir aynasıdır.

Editor Picks