İnsanoğlu yeryüzüne adım attığından beri iletişim hayatının olmazsa olmaz bir parçası olmuştur. Gerek sözlü gerekse yazılı olarak etrafıyla etkileşim halinde kalmak için çabalayan insan birçok yol denemiş, yeni diller oluşturmuş, çizim yapmayı ve yazı yazmayı öğrenmiş, yaşadığı yerlere iz bırakmıştır. Bu iletişim çabası zamanla sadece etrafındaki nesnelerden oluşan sınırı aşmış ve kendi vücuduna da yayılmaya başlamıştır. Böylece insan, bedenine yaptığı işaretlemelerle sözlü iletişimin sessiz kapılarını aralamış, dövmenin antik kökenlerini kazımaya başlamıştır.
Dövme ve Kökeni
Yaklaşık 5200 yıl öncesine dayanan bir tarihe sahip olan dövme, mürekkebin keskin çubuklar veya kemik kullanılarak cilde dokunduğu bazı geleneksel uygulama metotlarını ifade ediyor. Bu metodun yanı sıra Kuzey Kutbu’ndaki bazı insanlar ise doğrusal tasarımları, derinin altına soktukları karbon gömülü ipliği bir iğne yardımıyla çekerek oluşturuyorlardı. Bazıları da geleneksel olarak deride desenler kesip ardından bu kesikleri mürekkep veya külle ovuşturuyorlardı.

Dövme, sözcük anlamı itibarıyla dövme eylemi, iğne ve boyayla cilt üzerine uygulanan silinmez işaret, yazı, resim olarak tanımlanabilir. Türkçeye eski Türkçedeki tögün yani dağlamak, yakarak işaret koymak kelimesinden geçen dövme, İngilizceye ise işaretlemek veya vurmak anlamına gelen Polinezya’nın Tahiti dilindeki tatau kelimesinden geçerek yerleşmiştir.
Antik Avrupa
Dövmenin Antik Çağ‘dan günümüze insan hayatında var olduğunu gösteren en eski kanıt 1991 yılında İtalya-Avusturya sınırındaki Alplerde yürüyüş yapan iki Alman tarafından bulundu. Daha önceleri bulunan birçok donmuş veya mumyalanmış cesetlerde de elbette dövmeler bulunuyordu fakat bu defa bulunan, öncekilere kıyasla çok daha eskiydi. Yaklaşık 5200 yıl önce yaşamış, bedeninde şaşırtıcı işaretler bulunan bu adama Ötzi ismi verildi. Vücudunda, delinerek ve kömür tozu uygulanarak yapılmış 61 tane çizgi benzeri dövme vardı. Bunlardan bazılarının dizler ve ayak bilekleri gibi yaşlanmayla ilişkili ağrı bölgelerinde olması, o dönemde bu gibi dövmelerin bir tür ağrı tedavisi olabileceğine dair teoriler doğurdu. Bu işaretlerin birçoğunun Çin’deki akupunktur noktalarının yerleriyle de uyuşuyor olması, Antik Dönem Batı Avrupasında dövmenin iyileştirici bir etkisi olduğuna inanıldığı düşüncesini de destekler nitelikteydi. Fakat bu işaretlerin yanı sıra Ötzi’nin göğsünde bulunan geometrik şekiller, dövmenin Neolitik Çağ‘a kadar uzanan törensel hatta dini bir kullanıma sahip olduğunu da göstermekteydi.

Buna ek olarak Avrupa’da dövme, Antik Yunan ve Roma İmparatorluklarında suçluları işaretlemek için yaygın bir metot olarak kullanılıyordu. Ayrıca bugün Rusya sınırları içinde kalan Azak Denizi yakınlarında bulunan mumyalanmış kalıntılarda, sempatik büyü uygulamalarının görülmesi ve sosyal rollerin bir parçası olduğuna inanılan yılanları temsil eden bitki boyasının kullanılması da yine Avrupa‘da dövmenin yerini gösteren örneklerden.
Antik Mısır
Antik Mısır’da dövme, köleleri ve suçluları işaretlemek veya elit kesim tarafından statü göstermek amacıyla kullanılıyordu. Ayrıca bazı dövmeler büyülü görülüyor ve sahip olan kişiye koruma sağladığına inanılıyordu.
Alpler’de bulunan Ötzi’den sonra dövmenin Antik Çağlardaki diğer en eski örneğine de milattan önce 3351-3017 yılları arasında Antik Mısır’da ölmüş mumyalarda rastlandı. Bunlara Gebelein Adamı ve Kadını ismi verildi. Erkek mumyanın omzunda bir vahşi boğa ve koyun, kadında ise dört adet “S” şeklinde motif ve bir asa dövmesi olması ise çizimlerin sanatsal yönü bakımından diğer örneklerdeki işaretlerden ayrılıyordu. Kadın ve erkeğin dövmelerinin farklı olmasının ise sosyal statü veya cinsiyet ayrımından kaynaklı olduğu düşünülüyor.

Antik Dönem Mısır dövmelerine bir başka örnek de milattan önce 2000’lerde yaşamış rahibe Amunet’in mezarından geliyor. Amunet’in vücudunda kobralara ve diğer kutsal sembollere benzeyen işaretler ile cinsellik ve doğurganlığı sembolize ettiği düşünülen dövmeler bulunuyor. Bunların bir dini kimliğin parçası olduğu ve öbür dünyada onu korumayı amaçladığı tahmin ediliyor.
Polinezya
Antik Çağ’da Polinezya, dövme tarihi açısından gerek İngilizcedeki tattoo kelimesinin kökenini oluşturması gerekse halkın neredeyse tamamının çeşitli tarzda dövmelere sahip olması açısından bizlere oldukça zengin bir kaynak sunuyor. Bu adada dövme; evlilik, ergenlik, ruhsal olayları betimleme veya kabile işaretleri olarak kullanılıyordu. Genç erkeklerde dövme yaptırmak bir geçiş töreni olarak görülüyordu. Onlar için cesaret ve güçlerini göstermenin bir yoluydu bu çünkü Polinezya’da dövme; kemik, deniz kabuğu ve tahtadan yapılmış geleneksel aletler kullanılarak yapılıyordu. Bu süreç ise oldukça acı vericiydi. Tüm bunların yanı sıra suçluları belirtmek için de dövme kullanılması birçok gelenek gibi Polinezya’da da oldukça yaygındı.

Amerika
Dövme tarihi açısından Amerika da oldukça fazla örneğe sahip olan ülkelerden biri. Tarih boyunca Kuzey Kutup Dairesi’nden güneye kadar dövmenin tüm Amerika’da yapıldığı düşünülüyor. Bugün Şili’de bulunan Chinchorro kültürüne ait mumyanın burnunun altında bir dizi siyah nokta dövmesi de Amerika’da bulunan ilk örneklerden. Bunun dışında bugünkü Meksika’da milattan sonra 250 yıllarında yaşadığı düşünülen bir kadın mumyanın da ön kolunda bölgede yaygın olan dalgalı geometrik motifleri yansıtan karmaşık dövmeler bulunuyor. Bu sembollerin anlamı hâlâ tam olarak bilinmese de kişiyi hastalıklardan koruyan veya bir tür kabul törenine ait olan işaretler olduğu düşünülüyor.

Antik Çin
Çin’deki Tarım Havzası’nda milattan önce 2100-800 tarihleri arasında yaşadığı bilinen mumyaların keşfi, Asya kıtasında da dövme kültürünün uzun yıllara dayandığını gösteriyor. Dövmelerin geneli eller ve ayaklarda bulunsa da bazı mumyalarda yüzde de yer alması oldukça dikkat çekiciyken bu ayrımın neye göre yapıldığı henüz bilinmiyor. Fakat genel olarak Çin’de yapılan dövmeler suçluları işaretlemek veya askeri amaçları karşılamak dışında kadınların güzelliklerini artırmanın bir yolu olarak da kullanılıyordu.

Tüm bu kültürleri incelediğimizde dövmenin neredeyse hepsinin bir parçası olduğunu görüyoruz. İletişime muhtaç insanoğlunun binlerce yıldır hayatının vazgeçilmez bir parçası olagelmiş dövmenin antik dönemde birbirinden habersiz yaşayan topluluklarda yaklaşık aynı amaçlara hizmet etmesi de oldukça şaşırtıcı. Antik Çağlarda suçluları belirleyen, sosyal statüyü gösteren, dini amaçlara hizmet eden veya toplumda önemli olayların, törenlerin parçası olarak kullanılan dövme günümüzde belki bu kadar fazla amaca hizmet etmiyor olabilir. Fakat insanın dışarıyla etkileşiminin bir parçası olarak hala hayatlarımızda yer ediniyor olması belki de atalarımızın bize bıraktığı bir miras olarak yorumlanabilir.
Kaynakça
- mcgill-ca.translate.goog. “Dövmelerin Tarihçesi nedir?”. Web. Erişim: 05.07.2024
- nationalgeographic.com. “The ancient history of tattoos – revealed by inked-up mummies”. Web. Erişim: 05.07.2024
- historified.in. “Ancient Origins of Tattoos”. Web. Erişim: 06.07.2024
- nisanyansozluk.com. Web. Erişim: 06.07.2024
- Hambly, Wilfrid Dyson, 1886. “The History of Tattooing”. pp.29-30. Erişim: 06.07.2024