Hayatı kumarın pençesinde, sürgünle ve kayıplarla geçen Dostoyevski, Rus edebiyatında sadece bir isim değil aynı zamanda döneminin edebiyat anlayışına da yön veren önemli bir yazardır. Yazdıklarıyla döneminde bolca eleştiriye maruz kalsa da, döneminden sonra gelecek yazarlara ilham olur; tam anlamıyla klasik noktasına erişir.
Dostoyevski’nin İlhamı

Dostoyevski ilhamı yaşadığı dönemde, anılarında bulur. Durağan bir hayat sürmemiş olan yazarı özellikle sürgün hayatı derinden etkiler. Peter Paul Kalesi’nde dört ay boyunca kalan yazar idamı korku içinde bekler. Kendisiyle gelen diğer dostlarıyla kurşuna dizilmişken bağışlanma mektubuyla idamdan kıl payı kurtulur ama beraberinde başka bir sürgüne, Sibirya’da kürek cezasına yollanır. Bu dönemde sürekli epilepsi nöbetleri geçirir, buradaki korkunç yılların ardından zorunlu askerlik hizmetine gittiğinde biraz da olsa rahatına kavuşur. Yazın hayatına da böyle dönecektir.
Yaşantısından esintiler, aşkları ve kumar düşkünlüğünü romanlarına belirgin şekilde yansıtır. Özellikle Kumarbaz’da Avrupa seyahati esnasındaki kumar deneyimini ve aşkı Polina Suslova’yı anlatmasıyla yazarın hayatını yansıtan bir roman olur. Daha sonra bu aşkını karşımıza diğer eserlerinde de farklı isimlerle karşımıza çıkarır.

Tüm bunların yanında onu sarsan ama ilhamını besleyen kayıplar da yaşar. Yeraltından Notlar’ı yayımladığı dönemde ilk eşi Maria ve kardeşi Mikhail veremden vefat eder. Her ne kadar mutlu bir evlilikleri olmasa da eşinin ölümü yazarı etkiler, bunun yanında ailesinden tek destekçisi ve sırdaşı olan kardeşi yası için son nokta olur. Yazarın tek kaybı bununla da kalmaz, tarihler 1878’i gösterdiğinde Dostoyevski ve ikinci eşini derinden sarsacak bir hadise gerçekleşir. Dostoyevski’nin oğlu küçük Alyoşa üç yaşında sara krizinden vefat eder. Bu kayıpla sarsılan yazar daha sonra acısını Karamazov Kardeşler’de babasına tek düşman olmayan, Rusya’nın geleceği, iyi ahlakın simgesi olan Alyoşa karakterine oğlunun adını verir. “İmanlı Kadınlar” bölümünde de çocuğunu kaybeden bir kadının acılarını, eşinin acısına kulak verir gibi anlatır.
Dostoyevski’nin Rus Edebiyatı Üzerindeki Etkisi

Çar. I. Nikolay döneminde Rus edebiyatı baskıların ve sansürün eskisinde kalır. Yeni fikirler, yazarlar ve eserleri sıkı bir denetim altına girer; çoğu yasaklanır ve sansüre maruz kalarak yayımlanmasına izin verilmez. Devlet bütün basın yayın organlarını kendi elinde toplar, böylece her satır hatta her kelime inceleme altından geçer. Sırf bunun için bir heyet dahi kurulur. Bu baskıcı dönemde verilebilecek olan eserler sadece rejimin desteklediği ideoloji ile uyumlu eserlerdir. İdeolojiyi ve Rus gelenekselliğini işleyen çoğu yazar bu sansürden kurtularak eser verir. Bazı yazarlar da örtük bir anlatım kullanma yoluna gider, böylece tepki çekmeden kapalı anlatım sayesinde eserlerini yayımlarlar.
Bunun yanında halkın içinde bulunduğu durumu anlatan eserler baskıyla mücadele eder. Halk baskılardan bunalmış, bunun yanında fakirlik ve umutsuzluk ile baş etmeye çalışır. Yazarlar rejime tepki içeren, propaganda niteliği taşıyan eserler yerine halkın ruh halini, ahlakın ve aile yapısının çöküşünü, küçük insanın halini işler. Özellikle Dostoyevski bu temaları zirve noktasına ulaştırır. Toplumcu gerçekçilikten bireye, bireyin iç dünyasına dönülmesinde rolü büyüktür.
Dostoyevski’nin karakterleri Rusya’nın form bulmuş hali gibidir. Rusya’nın diğer devletlerden kendini geride görmesi 19. yüzyılda edebiyat dünyasına ulusal aşağılık bilinci olarak geri döner. Karakterleri de bundan etkilenerek kendi benlikleri konusunda güvensizliğe kapılırlar. Dostoyevski’nin en alt kademeye konumlanan karakterlerinin içsel bir güç kazanması ise o dönemde rejimi sorgulayan aydın kesimi ve karşı duruş sergileyen bireyleri yansıtır.
Dostoyevski’nin Kahramanlarında Rusya Etkisi

Dostoyevski’nin kahramanlarında yazarın yaşamının, bulunduğu toplumun ve tarihsel sürecin etkisi sıkça görülür. Büyük tutkusu kumar bunlardan biridir, bunu romanlarında da karakterlerine özellik olarak kazandıran yazara göre; kumarın kaybetme ve kazanma üzerine kurulu olması Ruslara özgüdür, bu nedenle kendi milliyetinden bir parça eserlerinde yer edinir. Katolikliği ve sosyalizme karşı eleştirel tavrı yine Rusçuluk temellidir.
Yaşadığı dönemin Rusya’sında inançsızlığın kol gezmesi yazara yine ilham olur. Eserlerindeki karakterler aracılığı ile toplumdaki çarpıklığı, imansızlığı işaret eder. Tanrı inancı olan yazar, bunları açıkça eleştirmekten geri durmaz.
Dostoyevski, rejimin baskılarıyla karşı karşıya kalsa da düşünce dünyasında Rus olarak yaşar ve Rusçuluk düşüncesine yoğunlaşır, bununla beraber Hristiyanlığın yeniden canlanmasının Rus düşüncesiyle gerçekleşeceğini savunur. Cinler adlı eserinde bu tutumundan yola çıkar, inançsızlık ve sosyalist fikirlerle dolan gençlerin toplumu çöküşe sürükleyeceğini işler. Eleştirdiği Turgenyev’i de kitabındaki aydın tipini yansıtan Karmazinov üzerinden anlatır. Cinler aynı zamanda Rusya’nın geçirdiği değişimleri kahramanlar üzerinden anlatan roman olma özelliğini de taşır.
Kaynakça
Zohrab, Irene. “Censorship.” Cambridge University Press EBooks, 18 Dec. 2015, pp. 295–302, Web. Erişim tarihi:30.04.2025
Rudich, Vasily. “Dostoevsky’s Idiom | the New Criterion.” Newcriterion.com, Mar. 1991, Web. Erişim tarihi:30.04.2025
Halpren, Josh. “Experiencing Dostoevsky’s Russia.” American University, 2012, Web. Erişim tarihi: 30.04.2025
Birmingham, Kevin. “What Does It Mean to Be Russian? On Dostoevsky’s Early Literary Ambitions.” Literary Hub, 18 Nov. 2021, Web. Erişim tarihi: 30.04.2025
Hafızoğlu, Leylâ. “Rus Eleştiri Tarihinde F. M. Dostoyevski.” Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, vol. 4, no. 5, Dec. 2003, pp. 125–134, Web. Erişim tarihi: 30.04.2025
COX, GARY. “Dostoevskian Psychology and Russian Cultural and Political Identity.” Mosaic: A Journal for the Interdisciplinary Study of Literature, vol. 17, no. 3, 1984, pp. 87–102, Web. Erişim tarihi:30.04.2025
Çitçi, Selahattin. “Dostoyevski’nin Kumarbaz Romanının Hayat-Eser Açısından İncelenmesi (Dostoevsky and His Book Called Gambler).” 2024, Web. Erişim tarihi:30.04.2025


