Dorothea Lange: Tarihi Anlara Bakmak

Editör:
Gökçe KAVİ
spot_img

 

Göçmen Anne fotoğrafını görmeyen kimse yoktur. Peki kime ait olduğunu hiç merak ettiniz mi? Dorothea Lange, Amerika’nın zorlu yıllarına tanık olmuş ve gördüklerini belgeleyerek tarihi anları günümüze ulaştırmıştır. Tarihi anların fotoğrafçısını sizler için anlattık.

Dorothea Lange Kimdir?

“Fotoğraf çekerken kendi kendinize konuşmazsınız, başkalarıyla konuşursunuz. Profesyonel olmakla amatör olmanın farkı buradadır işte.”

20. yüzyılın önemli fotoğrafçılarından biri olan Dorothea, 26 Mayıs 1895 yılında New Jersey‘de doğdu. Babası Heinrich Nutzhorn avukattı, annesi Johanna ise ev hanımıydı. Dorothea ergenlik dönemindeyken annesi ve babası boşandı. Sanatçı, bu ayrılıktan babasını sorumlu tuttu ve annesinin kızlık soyadı Lange’i alarak yaşamına Dorothea Lange olarak devam etti.

Dorothea, 7 yaşındayken sağ bacağını ve ayağını belirgin bir şekilde zayıflatan çocuk felci geçirdi. Yetişkinliğinde hastalığından bahsederken, kişiliği üzerindeki etkisinden övgüyle söz ediyordu. “Bu başıma gelen en önemli şeydi, beni şekillendirdi, küçük düşürdü ve bana rehberlik etti, talimat verdi, yardım etti.”

Sanata ve edebiyata önem veren bir ailede büyüyen Lange, New York‘ta bir fotoğraf stüdyosunda çalıştıktan sonra fotoğrafçı olmaya karar verdi. Columbia Üniversitesi’nde fotoğrafçılık okurken, stüdyolarda çalışmaya devam etti. Döneminin önemli portre fotoğrafçısı olan Arnold Genthe ve birkaç fotoğrafçıyla çalışarak kendisini portre alanında geliştirdi. Okuldan sonra San Francisco‘ya yerleşmiş ve başarılı bir portre stüdyosu işletmeye başlamıştı. Bu süreçte ressam Maynard Dixon ile evlendi ve iki oğlu oldu.

Maynard Dixon, Daniel Dixon ve John Dixon

1920’lerde eşi Dixon’la birlikte Güneybatı’yı dolaşarak Yerli Amerikalıların fotoğrafını çeken Lange, belgesel fotoğrafçılığını deneyimledi. 1930’lardaki Büyük Buhran’ın etkisiyle mesleğinde yeni bir döneme başlayan sanatçı, kamerasını San Francisco mahallelerine çevirdi. Portrelerin yerini işçi grevleri ve ekmek kuyrukları aldı. Bu süreçte üniversite profesörü ve emek ekonomisti olan Paul Schuster Taylor ile tanıştı. Mutsuz bir evliliğe sahip olan Lange eşi Dixon’dan boşanarak, Paul Taylor’la birlikte olmaya başladı.

Fotoğrafçı, Taylor’la birlikte Çiftlik Güvenlik İdaresi için kırsal hayattaki zorlukları belgelemek amacıyla beş yıl boyunca birçok yere seyahat etti. Lange tanıştıkları insanların fotoğraflarını çekerken, Taylor raporlar yazdı. Bu çalışmanın ürünlerinden biri, Büyük Buhran dönemine ait ikonik bir görüntü olan “Göçmen Anne”dir. Milyonlarca Amerikalının işsiz kaldığı ve iş bulma umuduyla göç ettiği buhran yıllarında Lange, insanların yaşadığı zorlukları ve acıyı nazikçe ele alıyordu. Çalışma yöntemi, çoğunlukla insanları rahatsız etmeden aralarında dolaşırken etrafa bakmak ve sonrasında çekmek istediği bir şey gördüğünde, sessizce kamerasını alıp kullanmaktı.

Ekmek Kuyruğu, San Francisco, 1933

Büyük Buhran’ın ardından Amerika 2. Dünya Savaşı’na girdi ve Lange bu sefer Japon Amerikalıların hapsedilmesinin fotoğraflarını çekmek üzere işe girdi. Sonrasında Birleşmiş Milletler’i oluşturan San Francisco konferansını belgelemek için kamerasını kullandı. Hayatının son yirmi senesinde sağlık sorunlarıyla mücadele ederken bile mesleğini bırakmadı. Life dergisi için ülkelere seyahat edip gördüklerini çekti. Eşi Taylor’ın Pakistan, Kore ve Vietnam’daki görevlerinde ona eşlik ederken, yaşadığı dönemi kamerasıyla belgelemeye devam etti.

Tanık olduğu yaşam mücadelelerini belgeleyerek sanatına değer katan Lange, Ekim 1965 yılında kanserden öldü.

Dorothea Lange’in Fotoğrafları

“İnsan yüzü evrensel bir dile sahiptir. Aynı ifadeler dünyanın her yerinde geçerli ve anlaşılırdır. Gerçekten evrensel iletişime sahip tek dilin bu olduğuna inanıyorum. Bütün anlam gölgeleri, tutku ve heyecan patlamaları hepsi insan anatomisinin bu bölümünde yani yüzde toplanmıştır.”

Göçmen Anne, 1936

Depresyonun tarımsal topraklar ve işgücü üzerindeki etkilerini belgelemek amacıyla çekilen “Göçmen Anne” fotoğrafı Amerika’nın Buhran yıllarına ait en tanınmış fotoğraflarından biridir. O dönemde yaşanan acıların, sıkıntıların bir sembolü olmuştur. Lange bu tarihi anı, göçmen işçi kamplarına yaptığı bir aylık geziden dönerken çekmiştir. Fotoğraftaki Florence Thompson otuz iki yaşındadır ve çalışabileceği bir iş yoktur. Bulundukları yerden ayrılamıyorlar çünkü yiyecek satın almak için arabanın lastiklerini satmışlardır. Donmuş bezelye tarlasından topladıkları bezelyelerle, bazen de çocukların avladığı kuşlarla beslenirler. Dorothea Lange, fotoğrafları bir gazetenin editörüne götürüp, anne ve çocuklarının açlıktan ölmek üzere olduklarını söyler. Bunun üzerine yardım kuruluşlarıyla temasa geçilir ve kampa gıda yardımı yapılır. Fotoğrafın etkisi o kadar güçlüdür ki çok sayıda yayın organında yayınlanır. Fotoğrafın çekildiği tarihten bir yıl sonra, İspanyol İç Savaşının dehşetini anlatmak için “İspanyol Anne” adıyla litograf olarak kullanılır. Otuz sene sonra bile ezilen halkların bir amblemi olarak gazetelerde, dergilerde yer alır.

Uzun Hafızalı Eski Köle, Alabama, 1938

Portre fotoğrafçılığından sonra dışlanan insanları çekmeye başlayan Lange, siyahi insanları da kadrajına alır. Irkçılığa maruz kalan siyahiler o dönemde, çoğunlukla asıl konunun içerisindeki ikincil bir nesne veya obje gibi tasvir edilirdi. Lange ise fark gözetmeksizin, anlatacak hikâyesi olduğunu hissettiği herkesle karşılıklı bir ilişki kurmaya çaba harcamıştır. “Uzun Hafızalı Eski Köle” fotoğrafı, Alabama’daki göçmen bir işçiyi ve eski bir köleyi gösterir. Ardında anlatılan ise, Amerika’nın sömürge geçmişi ve eski kölelerin özgürlük verildikten sonra hayata tutunma konusundaki ısrarlı mücadelesidir.

Tahliyeden Birkaç Hafta Önce Raphael Weill İlkokulunda Bağlılık Yemini, San Francisco, 1942

2. Dünya Savaşı sırasında devletin Lange verdiği başka bir görev vardı. Japon Amerikalıları toplama kamplarına yerleştirildikleri sırada fotoğraflamak. Hükümet, bu görüntülerin tamamen belge amaçlı çekilmesini istemişti. Yayınlanmadılar ve kilit altında kaldılar. “Tahliyeden Birkaç Hafta Önce Raphael Weill İlkokulunda Bağlılık Yemini” fotoğrafı, Japon kökenli Amerikalı çocukların vatanseverliğini ve masumiyetini gösterir.

Uzun yıllar süren meslek hayatında yüzlerce fotoğraf çeken Dorothea Lange, sadece “Göçmen Anne” fotoğrafıyla anılıyor olmaktan gücendiğini dile getirmişti. Fakat onun günümüze ulaşan bütün çekimleri konuşulmaya ve sergilenmeye uygundur. Fotoğraflarının üzerinden onlarca yıl geçmesine rağmen hâlâ güncelliğini korumaktadır. Dorothea Lange’in gözünden tarihi anlara bakarken aslında o durumların bize hiç yabancı olmadığını fark ederiz. İşsizliğin ve yoksulluğun insanlar üzerindeki etkisi, göçmenlere yönelik muamele, ırkçılık, çevresel bozulma günümüzde de devam ediyor.

 

Kaynak

“Fotoğraf ve Toplumsal Değişme”. Dergipark. Web. 13.11.2022

“The photographer behind one of the most iconic images of the 20th century, Dorothea Lange’s photos remain as powerful and relevant today as they were 80 years ago”. Artandobject. Web. 13.11.2022

“Dorothea Lange’s 5 Most Iconic Images”. Artsy. Web. 13.11.2022

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Ters Yüz Karakterleri Hangi Kitapları Önerirdi?

Riley'in duyguları, Ters Yüz ile ekranlara taşındı. İç dünyamıza rehberlik eden bu karakterlerin sizler için hazırladığı kitap listesini inceleyin!

KPop Demon Hunters Fırtınası: HUNTR/X ve Saja Boys

Müzik ve savaşı aynı hikâyede buluşturan Kpop Demon Hunters, 2025'e damgasını vururken izleyiciye hangi temel mesajı iletiyor?

“Cadılar Mutfağı” Tablo İncelemesi: Ötekileştirmenin Görsel Hafızası

Frans II Francken’in Cadılar Mutfağı tablosu, cadı avı döneminin toplumsal korkularını, kadınlık temsillerini ve şeytan imgelerini çarpıcı biçimde yansıtıyor.

Sonbahar Ruhunu İliklerimize Kadar İşleyen 13 Şarkı

Yazı geride bırakıp sonbaharın derinlerine inerken sonbahar havasını yansıtan 13 şarkıyı sizler için derledik!

Three Kilometres to the End of the World Film İncelemesi: Utanç

Three Kilometers to the End of the World, kayırmacı ilişkilerin ve zehirli bir ataerkil kültürün hakim olduğu bir toplumun klinik bir resmini çiziyor.

Bouquet of Sunflowers Tablosunu Anımsatan Şarkılar

Bu yazımızda sizlere ünlü empresyonist ressam Monet'nin "Bouquet of Sunflowers" tablosunun anımsattığı şarkıları derledik.

5 Maddede William James: Deneyimin Felsefesi ve Pragmatizmin Doğuşu

William James, pragmatizmden bilinç akışına uzanan fikirleriyle modern felsefe ve psikolojinin yönünü değiştirdi; deneyimi, hakikatin ölçütü haline getirdi.

Camus’nün Yabancı’sı: İnsan Toplumdan Kopunca Ne Hisseder?

Camus'nün Yabancı'sı, toplumdan kopmanın duygusal ve psikolojik nedenlerini, yalnızlığın özgürlükle kesiştiği anlar ile gözler önüne serer.

Kodlarda Saklı Ayrımcılık: Yapay Zekâ Cinsiyetçi mi?

Yapay zeka, insanlığın önyargılarını dijital biçimde yeniden üreterek cinsiyetçi kalıpları pekiştiriyor; ancak adil veri ve çeşitlilikle daha eşit bir gelecek mümkün.

Pim’s Poffertjes & Pannekoekenhuis: Hollanda Usulü Krepler

1986’dan beri hizmet veren Pim’s Poffertjes & Pannekoekenhuis, Hollanda’da krep ve poffertjes keyfi için sıcak ve samimi bir durak!

Editor Picks