Dorian Gray’in Portresi – Oscar Wilde

spot_img

İğneleyici üslubu ile geç Viktorya dönemi Büyük Britanya’sının en başarılı ve ünlü yazarları arasına girmiş olan Oscar Wilde İrlandalı oyun yazarı, romancı, kısa öykücü ve şairdir. Wilde eserlerinde genel olarak özel yaşamına ilişkin olayları ve Victoria Çağı ahlakının ikiyüzlülüğünü ele almıştır ki bu temalar Dorian Gray’in Portresinde doruk noktasına ulaşmıştır. Kimilerine gotik romanın doğaüstü öğeleriyle Fransız dekadan edebiyatının “büyük günahları”nın birleştiği bu hikayede Goethe’nin “Faust”unun esinleri de var.

Kitabın Konusu:

Her şey ressam Basil Hallward’ın Dorian Gray’e tutulup, onun bir portresini yapmasıyla başlar. Resminin yapılacağı gün, Dorian ressamın arkadaşı Lord Henry Wotton ile de tanışır. Böylelikle okur, kitabın üç ana karakteriyle de tanışmış olur. Karşısındakileri etkileme becerisine sahip Lord, hazcı –hayatta en önemli değerlerin zevk ve güzellik olduğunu, erdemli olmanın yaşamın zevklerini yok ettiğini savunan– hayat felsefesiyle Dorian’ı da kısa zamanda etkisi altına alır. Her sözü Dorian üzerinde uzun süre etki bırakan Lord Henry’in özellikle ‘Yaşamaya değer tek şey gençliktir’ demesi Dorian’ı derinden etkiler. Dorian tuvale yansıyan güzelliğini bile kendisi yerine bu portrenin yaşlanmasını dileyecek kadar kıskanır. Sonuçta dileği gerçekleşir ve Dorian yaşlanacağına tablosu yaşlanır. Ancak, tablo yalnızca Dorian’ın yaşlılığının izlerini yansıtmaz, aynı zamanda Dorian’ın ruhunun korkunç günahları işledikçe nasıl karardığını da gösterir. Yıllar ilerledikçe Dorian, her türlü hazzı deneyimlemiş, kötülük ve günahlarla yüklü bir hayat sürdürmüş, ama fiziksel açıdan hiç değişmemiştir. Buna karşılık portresi işlediği her günahla biraz daha çirkinleşir, her geçen yıl biraz daha yaşlanır.

Kitap boyunca, Dorian Gray’in iyilikten kötülüğe doğru kayışını ve sonra geri dönüşüne tanıklık ederiz. Skandallar ve günah dolu hazlara atıldıkça Dorian asla hayatından tatmin olmaz ve zaman geçtikçe mutsuzluğu da katlanarak artar. Dorian Gray’in Portresi birinin, her istediğini elde etse bile -asla sona ermeyen bir gençlik de dahil- sonunda tamamen ve gerçekten mutlu olamayacağını ortaya koymaktadır.

Yazar etki bırakmak için sadece diyaloglara yer vermez aynı zamanda bazı sahneleri de etkileyici betimleyerek okuyucunun zihninde canlı imgeler bırakır. Bunun en iyi örneği belki de Dorian Gray’in lüks arkadaş çevresiyle göze batan bir karşıtlık oluşturacak derecede karanlık ve pis sokaklardaki kısa yolculuğudur ki bu aslında onun benimsediği hayat ile dikkat çekici bir benzerlik de oluşturur.

Karakterler:

Karakter tasvirleri ve motivasyonları çoğunlukla okuyucunun algı kapasitesine bırakılmıştır. Wilde daima okuyucusunun estetik yanını test eder, karakterlerin mizaçlarını ne kadar anlarsanız o kadar fazla içgörü kazanacağınızı hissettirir. Dorian Gray hikayelerinde ve oyunlarında olduğu gibi, romanının kurgusuna çok fazla karakter koymaz. Neredeyse tüm kurgu Dorian çevresi etrafında oluşturulmuştur. Dorian, Lord Henry ve ressam Basil.

Özellikle Lord Henry’nin iğneli sözleri toplumun farklı unsurlarına nazik taşlamalarla örülü oklar fırlatır. Kadınlar, inançlılık, aptallık, evlilik, romantizm, hümanizm gibi unsurlar Lord Henry’nin başlıca hedefleridir. 

Romanın ana karakterlerinin canlılığı ve derinliği Wilde’ın iç gözlem gücünden gelir. Bir mektubunda karakterlerin kendisini yansıttığını belirterek şöyle demiştir; “Basil Hallward kendi hakkımda düşündüklerim: Lord Henry dünyanın hakkımda düşündükleri: Dorian -belki başka yaşlarda- olmak istediğimdir”…

Kitabın Yazıldığı Dönem:

Viktorya çağında İngiltere’de katı bir ahlakçılık egemendi. Yönetimdeki soylu ve zengin sınıf, toplumun diğer kesimlerine dünyadan ellerini eteğini çekmelerinin, dine sarılmalarının, çektikleri çileye sabırla katlanmalarının mükafatı olarak cennetin kapılarının açılacağını vaaz ediyordu. İşçiler ise yoksulluklarına rağmen iş sahibi oldukları için dinlerine sıkı sıkı bağlıydılar. İşsiz ve yoksullar o dönemde en büyük günahkarlar olarak kabul edilmekteydi. Ancak tüm bunlara rağmen Viktorya Çağı’nda ahlaklı olmayı en çok savunanlar tutuculardı. Örneğin; soylu lord, saygın aile reisi, kilisenin rahibi, fabrikanın müdürü, zengin tüccar, hepsi de, gizliden gizliye kaçınılması vaaz edilen günahları tamamının peşindeydiler… Kısacası, bu çağın ahlakı, yöneticilerin, soyluların, zenginlerin çıkarlarını koruyan çok yüzlü bir ahlaktı.

Oscar Wilde’ın “Dorian Gray”in Portresi”nde açığa çıkarmak istediği de toplumun değer yargılarındaki çıkarcılık, ikiyüzlülük ve sevgisizlikti. Bu anlayışla yazılan romanda insana ve topluma ilişkin yorumlar ve tespitlerde acı bir alay ve keskin bir eleştiri hiç eksilmez. Eleştiriden en fazla nasiplenenler din adamları, aristokrat sınıfı, politikacılar ve sanatçılardır.

Bu kitap klasik ve gotik tarza giriş için harika bir başlangıç niteliğindedir. Dili sade, ve bu nedenle daha karmaşık tarzdaki klasiklere geçişte uygun bir geçiş oluşturabilir. Atmosferin ve karakterlerin derin betimlemelerine rağmen roman hikaye ile iç içe olan gizem unsurlarını kaybetmiyor. Her dönemin kendine ait farklı ahlaki değerleri olmasına rağmen kitap her dönem için içinde dikkate değer unsurlar barındırmaktadır.

Öz sevgi ve Güzelliğin Kırılganlığı:

Güzellik konusu, göründüğü şekliyle, romanın ana konusudur. Wilde, öz sevginin yada bencilliğin hassasiyetini ortaya çıkarır. Dorian’ın güzelliği; Basil’in sanatının ve Lord Henry’nin sosyal statüsünün aksine, zamanla yok olmaya karşı savunmasızdır.

Dorian Gray’in Portresinin felsefi sınırları derinlerine kadar takip etmek için fazlasıyla derin. Genel olarak roman, sanatta resmedildiği şekliyle benlik kavramının problemlerine işaret etmekte. Dahası, bir bireyin kendi görüntüsüne olan duygusal tepkisine de dikkat çeker. Dorian genç ve güzel kalırken onun yerine yaşlanmakta olan tablosu katlanılmaz acılar içindedir.

Özetle roman; güzellik teması, gençlik ve günah temalarını ele alır. Tüm bu unsurları bugünün medya saplantılı toplumlarıyla ilişkilendirebiliriz. Dorian Gray’in Portresi’nin ahlaksal amaç taşımayan güzellik üzerine bir roman olduğunu söylemek eksik bir yorumlama olacaktır. Wilde ahlak kuramcısı değildi ve kitapta da ahlaki kodlara ya da ‘doğru’ tavırlara yönelik vurgular fazlaca mevcut değildir ancak roman, örtük anlamıyla, ahlaki bir dersten eksik kalmaz. Güzelliğin geçici olduğunu ve bunu herhangi bir şekilde inkar etmenin ahlakdışı olacağını kitaptan çıkarmamız mümkün. Bu ise, Dorian Gray’e bir yıkım getirmiştir.

Kaynakça

Wilde, Oscar, Dorian Gray’in Portresi, İş Bankası, 2018

https://www.thoughtco.com/the-picture-of-dorian-gray-review-741056

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.