Dolu Kadehi Ters Tut | Yaş Serisi Özel

Editör:
Damla Satıroğlu

2014 yılından beri hayatımızda var olan Dolu Kadehi Ters Tut, yerini gün geçtikçe daha da sabitlemeye devam ediyor. Şarkılarıyla geniş kitlelere hitap eden grup, her yeni şarkılarıyla bu kitleyi genişletmeyi başarıyor. Uyumlarıyla herkesi etkileyen Mürsel Oğulcan Ava ve Uğurhan Özay, 2015 yılından beri albüm çıkarmaya devam ediyorlar. Dolu Kadehi Ters Tut‘u diğer gruplardan ayıran kendilerine özel bir şarkı serisi bulunuyor: yaş serisi.

Bazen tekli bazen de albüm dahilinde çıkardıkları bu şarkılar, dinleyiciler tarafından oldukça ilgi görüyor ve görmeye de devam ediyor. Her yaşa dert ortağı olarak gördüğümüz bu serinin hislere ve dertlere ortaklığı maalesef #27‘de son buluyor. DKTT geçtiğimiz günlerde bu üzücü haberi sevenleri ile paylaşmış bulunuyor.

Dosya:Dolu Kadehi Ters Tut.jpg - Vikipedi

#21 (2015)

Hisleri ve aklı arasında sıkışmış, hayallerine giden yolculuğunda önüne çıkan toplumsal engellerle başa çıkamayan, yeteneği kabul görmeyen herkesin hislerine tercüman olabilecek bir şarkı konumunda #21. Hayata yeni atılanların peşinden koşmak için solmayan hevesleri ve iş güç sahibi olmaları için zorlayan toplum büyükleriyle girilen savaşın kaybedilişini aktarıyor. Genç yaşında işli güçlü biri oldu çıktı ama hedeflerine vurulan engellerin kapattığı yol ile hayatın tadını da o yolda bırakan pek çok kişiye sonrasındaki yolculukta yalnız olmadığını haykırıyor.

İsteğiydi bir ressam olmak
Aklındaydı hisleriyle tuvale dolmak
Olmadı. Ama o kalktı, yılmadı ve çok çalıştı
Ama zordu her şey. Zamanında rahata çok alıştı

#22 (2016)

Bu şarkılarında çoğunlukla yalnızlık temasını işleyen DKTT, geçmiş şarkılarındaki topluma karşı koyamayışın verdiği çaresizlik ve yalnızlık hissini etkili bir şekilde aktarıyor. Geçmişin artık hayatında yeri olmadığını fakat düşündürücü bir tarafının da olduğunu dolan gözlerle ifade ediyor. Geçmişin karanlık sulara karıştığı zamanlar, geleceğin tasarlanışını da bir miktar kayıplarla olduruyor. Kaybolmayan yeteneklerin zaman zaman gün yüzüne çıktığı gerçeğiyle baş etmeye çalışan fakat bunun doğruluğunun da muallakta olduğu hissiyle yeteneklerin yeniden örtbas edildiğini en içten hisleriyle dinleyicilere aktarıyor. Bu çaresizlik ve yalnızlık hissini de “Dokunmayın ona kırılgan bu ara / Küserse eğer gider uzaklara” sözleriyle paylaşıyor.

Zamanı çok geçmiş sanki
Halbuki henüz 22
Sağa sola koştururken
Dalıyordu gözleri bazen

#23 (2017)

Bireysel hüzünlerin biraz geride bırakıldığı bu şarkının ana temasında maddi anlamda hayatta kalma ve kendine yetme çabası aktarılıyor. Her şarkıları birbirinin devamı gibi olan bu serinin diğer iki şarkılarında işli güçlü biri olmayla kendine yetmenin mümkün olmadığını belirtiyor gibi. Henüz #23 iken bile iş hayatındaki koşuşturmaların arasında sıkışıp kalmanın ve bu kadar uğraşa rağmen hala maddi özgürlüğe ulaşamamanın verdiği isyankar bir ruh halini haykırıyor. Fakat aralarda da biraz pozitif bir tarafa kayıp “Sonra baktım ki / Benim gibisi bir iki senede bir gelir” diyerek gönüllerini hoş tutmayı da ihmal etmiyorlar.

Dolar 1.7yken, çok eskiden
Dolar 1.7yken hiç sevilmezdim
Dolar 1.7yken saygı bilmezdim
Dolar 1.7yken, yani 2010 falan

#24 (2019)

Küçüklüğe duyulan özlemin, her sene bir yaş alırken daha fazla arttığını dile getiren Dolu Kadehi Ters Tut, yarınların belirsizliklerinde kaybolduklarını ve yaş büyüdükçe sorunların daha da fazla arttığını dinleyicilerine bildiriyor. Dertlerin içinde boğulma ve haykırışların kimseye ulaşmaması halini hüzünlü bir sesle aktarıyorlar. Pek çok vazgeçişin yaşandığı şarkıda, kimselerin anlamayışını, artık bir çabanın ve geleceğe dair umudun kalmadığını, içimizdeki çocuğun da artık yaşamadığını ifade ediyorlar. Ve #24 belki de en hüzünlü şarkıları olarak serinin en başında yerini alıyor.

Küçükken ne güzeldi, kaygılar o güne özeldi
En büyük derdim kumdan kalemdi

#25 (2020)

#24 şarkısının devamı olan #25; para kazanma derdinden, hayallerinin gönlümüzün en nadide köşelerinde yerini hala koruduklarından ve yarına dair kaygıların artık boyumuzu çoktan aştığından bahsediyor. Bu yaşımızda da yine hayattaki haykırışlarımızın kimse tarafından önemsenmediğini, buna bağlı olan yalnızlığımızı yüzümüze tokat gibi bir etkiyle haykırıyor. Birçoğumuzun kafasında ortak olan bu seslerin bir sona ulaşmadığını ve senelerdir bir gram azalmadan sadece üstüne yenisinin eklendiğini kelimeler aracılığıyla gözler önüne seriyor. Çocukluğumuzun belki de mutluluk kaynağı olan hayallerin, beklenen yaşa yaklaştıkça gözle görülmez bir fark atarak uzaklaştığını kabullenmek mümkün olmuyor.

Hayır, inanmam asla. Bitmiş olamaz
Düşlerim, hayallerim var. Yerleri dolamaz
Evet, sen de haklısın belki, tamam
“Nerede? Nasıl?” derken geçti zaman

#26 (2021)

Ne olursa olsun yalnızlığa alışamayanların, anlaşılır ve kabul görür olmayı bekleyenlerin sığınabileceği bazı limanların olduğunun farkına varış evresinin yaşandığı bir şarkı olarak karşımıza çıkıyor. Dertlerin bıktırıcı etkisinden bıkmayan ve sıkılmayan bir gitarın ya da bir kitabın var olduğunu kendi hayatlarından örneklerle sunuyorlar. Belki de dinleyicilerine “kendi sığınağınızı bulabilirsiniz” mesajı bile veriyor olabilirler. #26‘da da kendimize gelemediğimizden, yorgunluklarımızın bitmediğinden, kendimiz olma savaşının hala bitmediğinden ve en sonunda da bu savaşlardan kaçarak vazgeçiş noktasına doğru bir yolculuğa çıkarıyor.

Aklım yok ki yine başımda, 26. yaşımda
Kurumuş gözyaşım da
Elimde bi’ kitap var, anlasa beni bi’ o anlar 

#27 (2022)

Serinin son şarkısı olan #27, özünde temasına kaldığı yerden devam ediyor. Hayallerin o derinliklerde var olduğunu unutturmuyor. Serinin son şarkısı olduğunu şarkı sözlerine ipucu bırakarak belirtiyor. “Derdimin bi’ başı sonu yok gibi / Ben de mecbur konuyu kapattım.” Hayatın bunca sene boyunca hiçbir değişikliği uğramamış olmasıyla bazı mecburiyetler yaşanıyor. Kurulan bazı arkadaşlıkların da hayatı kolaylaştırmadığını aktaran DKTT, dertlerinin ortağını gerçek hayatta bulamayıp şarkı sözleriyle dinleyicilerini ortak ediyor.

Otuz beşi yarısı sanarken
Hayallerim ölüme kavuşuyor
Hep dedim ki “Benim için erken”
Ama her an solum daha da uyuşuyor

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

The Silence of the Lambs: 90’ların Unutulmaz Korku Filmi

90'lara ve sonrasına damga vuran The Silence of the Lambs filmini ve etkileyici karakterlere hayat veren başrol oyuncularını kısaca tanıyalım.

Tomorrowland Masalı: Belçika’nın Ritimleri

Tomorrowland, bir hayalin mekâna dönüşmüş hali, müziğin ülkeleri aştığı bir geçit töreni, Belçika’nın yeşil kalbinde atmaya devam eden dev bir masal.

Dope Thief Dizi İncelemesi : Sahte Rozet, Gerçek Aksiyon

Sahte DEA rozetleriyle karanlığa dalan Ray ve Manny'nin nefes kesen hikayesi Dope Thief'i mercek altına aldık!

Zülfü Livaneli – Güneş Yine Doğacak | Şiir Tahlili

Zülfü Livaneli’nin 2013 yılında yayımladığı “Güneş Yine Doğacak” adlı şiiri; barış, eşitlik ve kardeşlik temaları edebi ve simgesel açıdan ele alır.

Hal Hal: Barış Manço’nun Neşeli Bir Mirası

Bu yazıda, "Hal Hal" albümünün müzikal yapısını ve yıllar boyu bizlerde bıraktığı etkiyi inceliyoruz.

Pop Rock Türüne Ait En İyi 12 Yabancı Şarkı

Pop rock türüne damga vurmuş 12 muhteşem parça sizlerle.

Stil İkonu Prenses Diana: Moda Tarihine Geçen Görünümler

Kalplerde taht kuran Prenses Diana’nın özgün seçimleri ve zamansız zarafeti…

Sinema ve Renk Psikolojisi: Filmlerde Renk Kullanımı İzleyiciyi Nasıl Etkiliyor?

Sinemada renkler anlatımı derinleştirerek izleyicinin duygu ve düşüncelerini etkiler. Bu, filmle kurulan bağı güçlendirir ve anlamın görsel yolla aktarımını sağlar.

1876 Darbesi’ne Giden Yol: Abdülaziz Neden Tahttan İndirildi?

1876’da Mithat Paşa ve arkadaşlarının darbesiyle Abdülaziz tahttan indirildi, II. Abdülhamid anayasa vaadiyle Osmanlı tahtına çıktı.

Incendies Film İncelemesi: Ateşin İçinden Doğan Direniş

Incendies, yıkımın ortasında kadınların ve çocukların sesiyle yükselen bir ağıt gibi; sizi susturulmuş acıları duymaya çağırıyor.

Editor Picks