“Doğunun incisi” diye adlandırılan İran, görkemli geçmişinin yanında mimarisi ve göz alıcı süslemeleri ile dünyada kendinden yüzyıllardır bahsettirmeye devam ediyor. İran mimarisi, İran ile Batı Asya’nın geri kalan bölümlerinin, Kafkaslar ve Orta Asya’ya özgü bir mimari olarak günümüzü kadar gelen en güzel örnekleri barındırmaktadır.
Geleneksel olarak, İran mimarisinin duygusal karakterinin birincil kaynağı olan süslemelerde “cennetin” simgesini görmek, mimarisinin içerisinde ise Pers süslemelerinin olduğunu söylemek mümkün. Yakından incelediğimizde labirente benzer karmaşık geometrileri, duvar çinilerindeki ince işçilikleri görürken; alçı sanatı, kabartmalar, mozaik, ayna, çini sanatı, duvar resmi, rölyef gibi İran mimarisinde sık karşılaştığımız süslemeler de kendilerini göstermektedir.
Işıkların Şahı: Şah Çerağ Cami
İran’ın Şiraz şehrinde bulunan Şah Çerağ Cami 14. yüzyılda yapılan dünya üzerindeki en ihtişamlı camilerden biri olarak kabul edilir. Hasar gören yerlerlerinin yapımı 20. yüzyıla kadar devam etmiş olup bugünkü görkemine kavuşmuş ve İran’da bulunan üçüncü kutsal mekan olarak görülmüştür. Farsçada ”Işıkların Şahı” anlamına gelen camimin ihtişamını milyonlarca küçük ayna ve mozaiğin kullanılmasından aldığı söylenir. Cami içerisinde Şii’lerin inancıyla bağdaşmış birçok sembol bulunan süslemeler, görkemli avizeler, vitray tasarımları, camlardan oluşan kaplamalar bulunmaktadır. Çok sayıda ayna kullanımı sayesinde göz kamaştıran bir ışık oyunu haline gelen görüntüsü ile Şah Çerağ Camii büyülü bir ambiyansa sahiptir.
Kentin En Önemli Sarayı: Gülistan Sarayı
İran birçok saraya ev sahipliği yapmakta olup öne çıkan mimarilerinin başında Tahran’da bulunan Gülistan Sarayı gelmektedir. Kentin en önemli eserlerinden biri diyebiliriz hatta kentin tüm ağırlığını hissettirdiğini söyleyebiliriz. UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan bu saray, kristal, değerli ve yarı değerli taşlarla süslenmiş ve rengarenk camlara sahiptir. İranlı ünlü ressam Kemal-ul Mülk’ün eserlerine ise sarayın birçok köşesinde yer verilmektedir. Batı mimari tekniği örnek alınarak yapılmış olan saray öncelikle kale olarak inşa edilmiş sonrasında saraya çevrilmiştir. Sarayın gezilecek bölgelerinin başında Aynalı salon, Fildişi salonu, Rüzgar binası, Yurt binası gelirken; saraya giriş yapılan her odaya ise ayrı ücret alınmaktadır.
Işık Şölenleriyle Pembe Cami: Nasır El-Mülk
1876 yılında yapımına başlanan Nasır El-Mülk 1988 yılında bitirilmiş olsa da meşhur vitraylı pencereler 1969 yılında eklenmiştir. Çok sayıda pembe çinilerden oluşan Nasır El-Mülk cami Şiraz bölgesinde bulunmakta olup ev, cami, hamam ve depo alanından oluşsa da günümüzde ziyaretçiler tarafından sadece camii kısmının gezilmesine izin verilmektedir. Pembe Camii olarak anılan Nasır El Mülkte pembe vitraylar süslemelere hakim olsa da sabahın erken saatlerinde gittiğinizde vitraylardan yansıyan ışıklarla içeride renklerin dansına şahit olabilirsiniz. Tezhiple işlenmiş duvarları, ihtişamlı kubbesi ve rengarenk mimariye sahiptir.
Sekizgen Yapısıyla Pars Müzesi
Şiraz’da bulunan Pars Müzesi, Nazar Bahçesi’ndeki bir köşkte yer almaktadır. Bahçenin orta noktasında sekizgen bir yapıda planlanıp inşa edilmiştir. Tarihi köşk yapısını andırır nitelikte olan bu yapının dış yüzeyi çiçek ve kuş motifleriyle kaplı zarif karo çalışmalarına sahiptir. İslam öncesi ve sonrasına ait birçok metal ve seramik objeye sahip olmakla birlikte binanın dört bir tarafında kavisli taşlardan oluşmuş basamaklar yer almaktadır. Köşkün doğu ve batı istikametinde oldukça fazla çiçek vazoları ile karşılaşılmaktadır. Yine içerisinde çam ağaçları, ekşi portakallarla da köşkün güzelliği katlanmaktadır. Karm Khan Zand’a ait olan taş bir mezarda müzede yerini almakadır. Yapıda Pers etkileri görülmekte olup pers süslemelerine ait freksler, sıvı işlemeleri, botanik tablolar da bulunmaktadır.
Her Biri Tablo Görüntüsünü Andıran İran Halı Müzesi
İran denilince akla ilk gelenlerden biri de motifleri ile sanat eserini andıran halılardır. İran halılarında kök boyaları kullanılır ve kendi düğüm teknikleri kullanılarak el işçiliğiyle yapılmasından ötürü dünyaca değerli halılar olarak talep görmektedir. İran’ın her köşesinde gösterişli halı desenlerine denk gelmemiz mümkündür. Ayrıca 16. yüzyıl Osmanlı saray halılarında da İran düğümü tercih edilmiştir. Tahran‘da bulunan İran Halı Müzesi ise 18. yüzyıldan günümüze tüm İran’ı kapsayan çeşitlilikte İran halılarını sergilenmektedir. İpek ve pamuk dokuma kullanılan halılara karşıdan bakıldığında her biri tablo görüntüsü ile büyülemektedir. Müze binasının dış cephesi bile bir başka güzel adeta bir halı dokuma tezgahına benzemektedir.
Vitraylardan Yansıyan Görsel Şölen,Tabatabai Evi
Tabatabai evi, 1834 yılında dönemin büyük halı tüccarlarından Cafer Tabatabai tarafından geniş ailesi ile oturmak üzere yaptırılmıştır. İran mimarisinin temel özelliklerini Tabatabai evinde görmeniz mümkündür. 5 bin metrekare üzerine kurulu evin 40 odası bulunmaktadır. Avlunun sağ ve solunda kalan odaların aralarındaki girişlerde bulunan kapıların üstlerine yapılan vitray süslemeler sayesinde Tabatabai evinde de ışık yansımaları ile görsel bir şölen görmemizi sağlamaktadır. Evin tüm pencerelerinde de benzer vitraylar kullanımı olup desenleri halı desenlerini andırmaktadır. Avlularından cennet meyvesi olarak sayılan nar ve incir gibi meyveler dikilmiş olup süslemelerde de meyve figürlerine yer verilmiştir. Evin genelinde taş işlemeleri ve vitraylar hakim olmaktadır. Dış mimarisi ile iç mimarisi uygum göstermekte olup aynı süslemelere bir bütünlük misali iç mimaride de devam edilmiştir.
İran Mall
Ortadoğunun en büyüğü ve dünyanın 5 büyük alışveriş merkezinden biri olan İranmall’de İran mimarisinin tüm tasarımlarını en ince ayrıntısına kadar görmeniz mümkündür. AVM içerisinde ultra lüks bir cami bulunmaktadır. Mavi ve beyazın hakim olduğu mozaikler kullanılmıştır. Yine bir başka bölümde bulunan büyük bir kütüphanenin de zemini İran halısı ile döşenmiştir. Iranmall’ın Ayna Salonunda 38 milyondan fazla ayna işlenmiş olup, halı dokumacılarının halıları ise 126 metrekareyi kaplamaktadır.
Geniş renk skalasına sahip mimari eserleri ve göz alıcı zengin dokuma sanatıyla ün yapmış olan İran süslemeleri, motifleri, coğrafi konum ve tarihsel süreç itibariyle dikkat çekmiştir. Bir dönem İran Selçuklularının da bulunması mimaride gördüğümüz süslemelere zemin oluşturmuştur. Osmanlı sahasında da dokumacılık olarak karşımıza çıkan İran düğümü, hem tarihsel sürece eşlik etmiş hem de günümüzde devamlılığını muhafaza etmiştir.
Kaynak