Doktor adlı gizemli bir uzaylı, mavi polis kulübesi formunda bir uzay gemisi, Dünyalı yol arkadaşları ve uzay ve zamanda bitmeyen bir macera… 1963 yılında tarihi ve bilimi sevdirme amacıyla yayın hayatına başlayan ve dünyanın en uzun bilim kurgu dizisi unvanını elinden bırakmayan Doctor Who 60 yaşında! Klasik (1963-1989) ve modern (2005-) olmak üzere iki seriden oluşan İngiliz dizisi, izleyenleri nesiller boyunca etkisi altına aldı. Hatta bu etkinin gücü “TARDİS”, “Dalek”, “Cyberman” ve “sonik tornavida” kelimelerinin sözlüklere dahil edilmesini sağlayacak boyuta ulaştı. Şimdilerde en parlak dönemini yaşamasa da dinamik yapısı, sıra dışı ve eğlenceli bölümleri, korku ve hüzün veren hikayeleri, düşündürücü soruları ve unutulmaz karakterleriyle Doctor Who, sadık izleyici kitlesinin hayatında karanlığı delen bir ışık olmaya devam ediyor.
Doctor Who’yu bu kadar özel kılan bir başka yanıysa dünyayı herkes için daha iyi bir yer haline getirme misyonu. İnsanlığın karanlığına ve geleceğin dehşetine bakmaktan çekinmeyen dizi, izleyicisine sorumluluk yüklemeyi elden bırakmaksızın ona daima umudu aşılıyor. Doktor ve arkadaşları sıklıkla etik ikilemlerle, imkansız koşullarla, kayıp ve yasla yüzleşiyorlar. Aynı zamanda mucizelere tanıklık ediyor, dünyaları kurtarıyor, başkalarının hayatında iz bırakıyor ve çok şey öğreniyorlar. Bizler de, geçmişten bugüne gelen ve aldığımız her kararla geleceğe yön veren zaman yolcuları olarak, Doktor ve arkadaşlarının tecrübelerinden faydalanabiliriz. Öyleyse Doctor Who’nun öğretilerinden beşine birlikte bakalım, allons-y!
1- Her son, yeni bir başlangıcı müjdeler.
“Her şey sona erer ve bu her zaman üzücüdür ama her şey yeniden başlar da. Ve bu her zaman mutluluk vericidir. Mutlu ol” – 12. Doktor, Return of Doctor Mysterio
Doctor Who’nun bu kadar uzun soluklu bir dizi olmasının en önemli sebebi, sürekli kendini yenileyebilmesidir. Doktor’un kendisi bile bu değişimden nasibini alır. Bir Zaman Lordu olan Doktor, ölmek üzereyken türünün rejenerasyon becerisi sayesinde bedenini baştan aşağı değiştirebilmektedir. Geçirdiği dönüşüm görünümünden ibaret kalmaz, mizacı ve zevkleri de bundan etkilenir. Yani Doktor’un her seferinde hayatı kendi olarak yaşamayı yeniden öğrenmesi ve bazen de yol arkadaşlarıyla ilişkisini yeniden kurgulaması gerekir. Doktor’un geçirdiği dönüşüm daha somut ve dramatik olsa da aslında bizim gibi tüm zaman yolcularının aşina olduğu bir şeydir. 11. Doktor’un da son sözlerinde dediği gibi: “Hepimiz değişiriz, aslına bakarsan. Tüm yaşamlarımız boyunca farklı insanlar oluruz. Ve bu iyi, bu güzel; ilerlemeye devam etmelisin, yeter ki geçmişte olduğun tüm insanları hatırla.(…) Doktor’un ben olduğu zamanı hep hatırlayacağım.”
Yol arkadaşları da değişimin rüzgarlarına karşı koyamaz. Şu ya da bu sebeple Doktor’un hayatından çekilirler veya çekilmeye mecbur kalırlar. Sevdiklerimizi kaybetmek her zaman acı vericidir ve Doktor da bazen bu acıyla nasıl başa çıkacağını bilemez. Ama hayat devam eder ve peşinden yenilikleri de getirir. Yeni yüzler, yeni dostlar ve yeni hikayeler… Gelen, gidenin yerini dolduramaz ama doldurması da gerekmez. Sevdiğimiz insanların, olduğumuz kişilerin, “ev” bildiğimiz yerlerin anısını kalbimizde taşıyıp burada köklenerek yola devam eder ve yeni hikayelere yelken açarız. Ve bu her zaman güzeldir.
2- Hayat, bir “yolcu” olarak yaşamaya değer.
“Zamanda yolculuk, Paris’i ziyaret etmeye benzer. Bir turist rehberi okumakla yetinemezsin. İçine dalmalısın! Yemeğini ye, yanlış fiiller kullan, kazıklan ve kendini yabancılarla öpüşürken bul! Ya da bunu yapan sadece ben miyim?” – 9. Doktor, The Long Game
Doktor’un işi gücü seyahat etmektir. Bir gezgin, bir yolcu, bir flanördür her şeyden önce; bazıları “aylak” demeyi de uygun bulabilir. Kulağa bir tür kaçış ve sorumsuzca bir yaşam tarzı gibi gelebilir ama yol, yolcuyu büyümeye zorlayan sınamalarla doludur. Belirsizliğe kucak açmayı ve bilinmezlikten heyecan duymayı gerektirir. Korkunun merakla, keşif arzusuyla, açık bir zihin ve açık bir yürekle dengelenmesi gerekir. Beklenmedik gelişmeler insanı ansızın yaratıcılığa zorlar. Tanık olunan mücadeleler yolcuyu bir karar vermeye ve bu kararın sorumluluğunu almaya mecbur bırakır. Bazen hayatı boyunca inandığı ve “normal” saydığı her şeyi sorgularken bulur kendini yolcu. Tüm bunlara karşılık da evren büyük gizemlerini, eşsiz mucizelerini, dehşet verici güzelliklerini sunar cesur kaşiflerine. Vaatlerinin ve sürprizlerinin sonu yoktur. En ilginç insanlara yolda rastlanır, en güçlü bağlar yolda kurulur, en büyük doyumlar yolda yaşanır, yolda dayanışma vardır. Doktor’un birbirinden farklı her bir yol arkadaşının hayatları da yola çıkmaya karar verdiklerinde değişir. Kendileri için çizilmiş kaderi geride bıraktıklarında görürler ki başka bir hayat mümkün ve kendileri bu hayatı yaşamak için gereken güce sahipler.
3- Herkesin tutacak bir ele ihtiyacı var.
“Evreni kat etmek için pek çok şeye ihtiyacın var. Sapma sürücüsü… Solucan deliği refraktörleri… En çok da neye ihtiyacın var, biliyor musun? Tutacak bir ele.” – 10. Doktor, Fear Her
Doktor ve yol arkadaşları birbirlerinin en iyi taraflarını ortaya çıkararak birlikte büyürler. 11. Doktor’a göre dostları hep onun en iyi yanı olmuştur. Öfkeye ve gurura kapıldığında ona durması gerektiğini hatırlatan, tek bir kişiyi bile olsa kurtarmanın değerini anlatan, neden mücadeleye devam etmesi gerektiğini gösteren, yaslarının üstesinden gelmesini sağlayan şey yol arkadaşlarıdır. Ayrıca onunkinden farklı deneyimleri ve düşünme biçimleriyle olaylara insani bir bakış açısı getirirler. Yüzlerce yıllık seyahatlerinde Doktor pek çok şey görüp geçirmiştir; bunlarla yeni tanışan insanların hayreti ve hazzı, Doktor’un güzelliklere ilgisini ve merakını canlı tutar. Bir maceranın en iyi yanı onu birlikte yaşamaktır, işin eğlencesi bu coşkuyu ve sevinci paylaşarak çıkar. İşte bu sebeplerden ötürü Doktor, her ilişkinin sonunu göreceğini bilmesine rağmen kalbinin kırılmasını göze alır ve insanlara elini uzatır. Her zaman yolcusunun iyi bir yol arkadaşına ihtiyacı vardır; bir başkasında kendini bulmak, kararlarından sorumlu tutulmak, sevincini kutlamak, yükünü paylaşmak, ait olduğunu hissetmek ve tüm bu acıya değeceğini bilmek için.
4- Önemsiz insan yoktur.
“Uzay ve zamanda 900 yıl geçirdim ve şimdiye kadar önemli olmayan hiç kimseyle karşılaşmadım.” – 11. Doktor, A Christmas Carol
Kurtarılan gezegenler, meydan okunan sistemler, büyük kahramanlıklar, yeni baştan yazılan tarih… Doctor Who hepsini içerir ama hepsinin toplamından büyüktür çünkü merkezine küçük insanların küçük hikayelerini alır. Sevme cesaretini gösteren, yarına inanan, haksızlığın karşısında duran, birbirini gözeten, kimliğinden onur duyan, şiirler yazan, merak eden, keşfeden, yaratıcı çözümler üreten, büyüyen ve çok daha fazlasını yapma potansiyeline sahip biz insanlar; 10. Doktor’un gözünde küçük değil, aksine devler gibiyizdir. Geldiğimiz yer, işimiz (ya da işsizliğimiz), ırkımız, cinsiyetimiz, cinsel yönelimimiz ve bizi çeşitlendiren tüm bu şeyler asla bizi daha eksik ya da daha önemsiz kılmaz.
Evrenlerin ve zamanın devasa ölçeğinde Doktor bile kenara düşülmüş bir nottan ibaret kalabilir ama hayatına dokunduğu insanların gözünde bir dost, bir düşman, bir sevgili, bir kurtarıcı, bir tanrıdır. Bizler de birileri için önemliyiz, yaşadığımız hayatın öznesi olarak kendimiz için önemliyiz. Eylemlerimizle ve eylemsizliğimizle görebildiğimizden daha büyük bir etki alanına sahibiz. Turn Left bölümünde Donna Noble‘ın aracını istediği işe giden sol taraf yerine sağa kırmayı seçmesinin dramatik sonuçlarını hatırlamak, bunu fark etmemizi kolaylaştırabilir. Başta kendisinin ne kadar özel olduğunu göremeyen Donna, bunu fark edebilenler için yaratılışın en önemli kadınıdır.
5- Birazcık tuhaf olmakta sorun yok.
“Eğer arada bir çocuklaşamayacaksan yetişkin olmanın hiçbir anlamı yok.” – 4. Doktor, Robot
Doktor, gerçek anlamda olduğu kadar mecazen de bir “uzaylı”. Sıradan bir insanın üzerinde durmadan kabul ettiği her şeyi sorgular, çevresine iştahlı bir çocuğun merakıyla yaklaşır, başını sürekli belaya sokar ve çılgınca hamleler yapar. Sarhoş bir zürafa gibi dans etmekten, ciddi anlarda mizaha sarılmaktan, tutkulu olduğu konularda gevezelik etmekten, heyecanını büyük hareketlerle göstermekten gocunmaz. Bazı insanların şaşkın ve yargılayıcı tutumlarına maruz kalsa da eninde sonunda herkes onu ciddiye almak zorunda kalır. Çünkü korkularına rağmen cesurdur, bilgilidir, elinden geldiğince herkese bir yaşam şansı vermeyi önemser ve bunun için sorumluluğu alacak kişi odur. Onu tuhaf kılan yanları, onun süper gücüdür. Israrcı merakı sayesinde büyük gizemleri çözer, hayalperestliğini yaratıcılığa çevirir, iyimserliğini yakıt olarak kullanır, takıntılı olduğu alanlarda bilgisini zekice işletir ve doğaçlama hali onu tahmin edilemez kılar. Otantik kişiliğini açık gönüllülükle yaşaması, çevresindeki insanları da maskelerini çıkarmaya zorlar. Maskeler düşünce insanların hem en güzel hem de en çirkin yüzleri açığa çıkar ve herkes olduğu kişinin sorumluluğunu almak zorunda kalır.
İçi dışından büyük bu dizide size en çok ilham veren şey ne? Eğer bir nostalji duygusuna kapıldıysanız ve en sevdiğiniz bölümleri hatırlamak isterseniz Doctor Who’yla ilgili diğer yazılarımıza göz atmanızı tavsiye ederiz!
Kaynaklar
Collis, Clark. “Doctor Who: ‘Sonic screwdriver’ added to Oxford English Dictionary.” Entertaintment Weekly, 17 Nisan 2017. Erişim Tarihi: 7 Ocak 2023.
“Most prolific science-fiction TV series (by episode).” Guinness World Records, 29 Nisan 2017. Erişim Tarihi: 7 Ocak 2023.