İlk bölümlerine 1963 yılında başlayan Doctor Who, “Zaman Lordu” adı verilen ve Gallifrey’li olan Doktor’un, zamanda ve uzayda TARDIS adı verilen zaman makinesiyle yaptığı maceraları anlatır. Bu maceralarına bir yol arkadaşı da eşlik ederken, Doktor farklı zamanlarda ve mekanlarda karşılaştığı kötülüklerle savaşır ve genelde dünyayı korumaya çalışır. Farklı aktörler tarafından canlandırılabilen Doktor karakteri, her ölümde yeniden doğarak farklı bir bedene bürünüyor.
Yalnıza uzay-zaman yolculuğu değil; hayata, insana ve ahlaki değerlere dair de çok güzel şeyler öğrenmeme sebep olan biricik dizi Doctor Who, bizlerle bağ kurmayı başarıyor. Siz de eğer benim gibi Doctor Who ile büyüyen, değişen ve gelişen birisiyseniz bu filmleri izlediğinizde sizin de hayatınıza ufak da olsa etkiler bırakacağından hiç şüphem yok.
7. Star Trek

Star Trek, görevi sebebiyle çıkılan yolculuğu anlatır. Kaptan Kirk ve ekibi, sadece hayatta kalmak için değil, aynı zamanda gezegenin ve galaksinin kaderini etkileyen güçlü bir düşmana karşı zorlu bir mücadelesini anlatır. Farklı gezegenler ve yaşamlar sebebiyle Doctor Who dizisindeki mücadelelere benzettiğim bu filmde özellikle yapılan mücadelelerin benzerlikleri dikkatimi çekti. Her iki yapım da uzun yıllardır devam etmiş ve geniş bir hayran kitlesine sahip olan kültürel fenomenlerdir.
Ayrıca Star Trek’in önceki film veya dizilerini izlemediyseniz endişelenmeyin! Bu filmi izlemek için buna ihtiyacınız yok.
6. Moon

Üç yıllık Ay görevinde tek başına bir hayat süren Sam, eve dönmeden önce çevresinde bazı tuhaflıklar fark eder. Bu süreçte, hayatını ve kendi gerçekliğini sorgulamaya başlar, kendisiyle yüzleşerek kurduğu dünyanın aslında ne olduğunu keşfeder.
Sam’in kendiyle karşı karşıya kalması izleyiciye, hayatta sormaktan çekindiği bazı soruları sormaya yardımcı olur. İlmek ilmek işlenen sahneler ilerledikçe merakımızı da dinç tutan bir yapıt olmuş. Bu film, bana bilim kurgu’dan ziyade felsefi sorular sormayı ve kendi içimize dönmemize yardımcı olan bir film olduğu için ufkumu açtı.
5. Arrival

Dil bilimci Doktor Louise Banks, Dünyanın 12 farklı bölgesine uzay gemileri inmesi sebebiyle Amerikan ordusu tarafından göreve çağrılır. Louise, fizikçi Ian Donnelly ile birlikte askeri üsse gider ve uzaylılarla temas kurmaya çalışma hikayelerini izleriz.
Film başladığı andan itibaren olayların içinde buluyoruz kendimizi. Bu da bence, başta uyum sağlayamıyor gibi dursa da filme girebilmek için ayak uydurmak zorunda kalmamıza sebep oluyor ve sanki eşlik ediyoruz onlara. Özellikle dram ve bilim kurgunun birleşmesi sebebiyle çok sevdiğim bir film oldu.
4. Tenet

Tenet, dünyayı büyük bir tehlikeden kurtarmaya çalışan bir ajanın hikayesini anlatıyor. Başrol, zamanı “evirme” yeteneğiyle, zamanı manipüle ederek Üçüncü Dünya Savaşı’ndan daha büyük bir kaosu önlemeye çalışır. Gerçek zamanın ötesinde gerçekleşen uluslararası bir casusluk göreviyle karşı karşıya kalan ajan, zamana karşı mücadele veriyor.
Tenet’i izlerken anlamakta zorluk çeksem de zaman yolculukları hoşuma gittiğinden bu bulmacayı çözmeye çalışmak da hoşuma gitti. Doctor Who bu kadar karmaşık olmasa da bilim kurgu ve özellikle zaman yolculukları sevenlerin hoşuna gideceğini düşünüyorum.
3. Geleceğe Dönüş

Geleceğe Dönüş‘te, deli dolu bilim adamı Dr. Brown, zamanda yolculuğu mümkün kılan bir araba geliştirir. Bu makineyi ilk kullanan Marty bir zamanlama yanlışıyla gelecek yerine geçmişe gönderilir. Otuz yıl öncesine dönen Marty’nin burada yaptığı bir hamle, kendi kaderini ilginç bir noktaya sürükleyebilecek bir hataya sebebiyet verir. Marty’nin bu hatasını düzeltmeye çalışmasını izliyoruz.
Film’de hoşuma giden şey, tam olarak bir Doctor-yol arkadaşı ilişkisi hissi vermese de, Dr. Brown ve Marty’i buna benzetmem oldu. Ayrıca geçmiş ve gelecek arasındaki zorluklar karşısında filmin daha eğlenceli sunumu keyif verdi. Yalnız ilk film değil diğer 2 film de yine buna benzer maceraları anlatmakta ve üç film de günümüzde birer klasik konumunda olduğu için izlemenizi tavsiye ederim.
2. Edge of Tomorrow

Yakın gelecekte, uzaylı birlikleri dünyayı ele geçirip büyük şehirleri yok eder ve insanlık yok olmanın eşiğine gelir. Ordular birleşerek bu düşmana karşı savaşır, ancak uzaylıların gücüne karşı koymak zordur. Subay Bill Cage, tecrübesiz bir asker olarak katıldığı bu savaşta hızlıca ölür. Ancak, ölüp tekrar aynı güne uyanarak bir zaman döngüsüne hapsolur. Her seferinde daha güçlü hale gelir ve düşmanla başa çıkma yeteneğini geliştirir. Görevi ise insanlığın kaderini değiştirmektir.
Filmde zamanla oynama, sürekli geriye giderek bir çözüm bulmaya çalışma teması, Doctor Who’daki zaman yolculuğu motifine benziyor. Her iki yapım da zamanı ana unsur yaparak karakterlerin gelişimini ve dünyayı kurtarma mücadelesini ele alıyor. Bu nedenle, zaman temalı hikayeler ilginizi çekiyorsa, her iki yapımı da izlemenizi öneririm.
1. Zamanda Aşk

Zamanda Aşk, kısaca kendi hayatında geriye gidebilen zaman yolcusu bir adamın hikâyesini anlatmaktadır.
Bu filmi ilk duyduğunuzda belki çok bağdaştırmayabilirsiniz. Ancak beni çok memnun eden bir film oldu. About Time’da zaman yolculuğu, özellikle aşk ve aile ilişkileri gibi duygusal temalar şeklinde işleniyor. Bu yüzden, Doctor Who’nun bende uyandırdığı insanlığa dair duygular ve dizideki Doctor ile yol arkadaşlarıyla kurduğum bağ ile benzer bir his yaratıyor. Bu nedenle sıcak, samimi ve gerçek duyguların olduğu bu filmi size gönül rahatlığıyla önerebilirim.
KAYNAKÇA
Avcı, Ömer Faruk. “Tenet Ne Demek? Christopher Nolan’ın Yeni Filmi Kelime Anlamı ile Neyi İfade Ediyor?”. Kayıprıhtım. 12 Eylül 2020. https://kayiprihtim.com/dosya/tenet-ne-demek-christopher-nolan-yeni-film-anlami/. 10 Eylül 2024
Vetura, Juan Perez. “Moon” (Ay) Filmi Hakkında Bir İnceleme”. terrabayt. 28 Temmuz 2022. https://terrabayt.com/kultur/moon-ay-filmi-hakkinda-bir-inceleme/. 10 Eylül 2024.
Power, Tom. “Bütün Doctor’lar”. 11 Ekim 2023. https://www.techradar.com/streaming/doctor-whos-whole-library-will-be-available-to-stream-very-soon-but-not-on-disney-plus. 10 Eylül 2024.


