Disney’in okyanusları hatta bazen de evrenleri aşan tüm o içerikleri artık oldukça rahat bir şekilde ulaşılabilir hale geldi. Tek sorun, tüm bunlar arasından nasıl seçim yapabileceğinizdir. Çünkü bu kadar içerik arasında insan kararsız kalabiliyor. Biz de sizi bu sorundan kurtararak sadece Disney Plus’a özel ve her gün büyümekte olan bu arşivde gözden kaçırmamanız gereken veya tekrar izleyebileceğiniz 10 film içeriği listesini oluşturduk.
Rogue One
Rogue One’ın yapım hikayesi artık efsanevi orijinal üçlemeden bu yana Star Wars filmlerinde eksik olan bir dokunsal gerçekçilik düzeyi getiriyor. Bu ilk filmdeki olaylardan hemen önce geçen bir film. Göz kamaştırıcı görsel efektler ve harika çeşitlilikte yeteneklerle dolu bir oyuncu kadrosuyla Rogue One, bu yan hikayelerin bazılarında içsel bir değer olduğunu açıkça kanıtladı ve devam filmi çekimi konusundaki iddiasını hala sürdürüyor.
Pirates of the Caribbean Serisi
Kaptan Jack Sparrow, Elizabeth ve Will Turner ile okyanus ötesi bir maceraya hazır olun. Bu üçleme eğlenceli, uçarı, tuhaf, ürkütücü ve heyecan verici. Aksiyon sekansları her zaman iyi sahnelenmiş ve çok eğlenceli. Aksiyon da komedi kadar hikayenin ayrılmaz bir parçası ve asla çok yorucu değil, bu yüzden her zaman olması gerektiği gibi olduğunu fark edeceksiniz. Verbinski ve görüntü yönetmeni Dariuz Wolski her şeyi kesinlikle muhteşem bir estetikle yakalıyor. Bu üçleme her zaman izleyebileceğiniz, her türlü ihtiyacınıza hitap eden iyi bir yapım.
The Princess Diaries
Utangaç San Francisco’lu genç Mia Thermopolis , birdenbire gerçek bir prenses olduğuna dair şaşırtıcı haberi öğrendiğinde ortalık birbirine girer. Küçük Avrupa krallığı Cenova’nın tacının bariz varisi olan Mia, katı ve kendine has disiplin anlayışına sahip büyükannesi Kraliçe Clarisse Renaldi’den nasıl prenses olunacağına dair dersler almaya başlar. Bu film, bir Disney klasiğidir.
Hercules
Disney, bu animasyon filminde Yunan mitolojisini ele alıyor. Tanrıların oğlu Herkül, Hades tarafından bebekken kaçırılır ve yarı insan, yarı tanrı olarak ölümlüler arasında yaşamaya zorlanır. Şimdi bir genç olan Herkül’ün, Olimpos Dağı’ndaki tanrılarla yaşamaya layık olduğunu kanıtlamak için Dünya’da bir geçiş ayini gerçekleştirmesi gerekir. Herkül hikayesinin animasyonlu yeniden anlatımı, daha büyük bir amaç için yaratıldığını bilerek dünyadaki yerini bulmaya çalışan genç Herkül’ü takip eder. Bunu da olabilecek en renkli ve eğlenceli şekilde yapar.
Hamilton
Disney, Hamilton’ın haklarını aldığında bu filmin geleceğini biliyorduk. Ne de olsa Lin-Manuel Miranda’nın Disney ile yakın bağları vardı. Göz alıcı bir şekilde hayata geçirilen tozlu bir tarihi şahsiyetin biyografisi, parlak ve çarpıcı bir şekilde anlatılıyor. Film bittikten sonra bile, günlerce şarkılarını söylemeye devam ediyorsunuz. Hamilton, kimsenin gözden kaçırmaması gereken bir yapım.
Coco
Lee Unkrich’in filmi, kesinlikle tanıdık Pixar mecazlarına sahip olsa da, Meksika kültürüne olan derin ve kalıcı sevgisi ve ailenin önemini filmin merkezine koymasıyla diğerlerinden ayrılıyor. Film, Dia de Los Muertos’taki Ölüler Diyarı’nı geçerken bunu mükemmel bir müzik, iç açıcı bir hikaye, unutulmaz karakterler ve göz kamaştırıcı bir tasarım ile yapıyor. Bu film, mutlaka ailenizle birlikte izlemeniz gereken bir film.
National Treasure
National Treasure, nedeni bilinmese de inkar edilemez bir şekilde izlenebilir bir filmdir. Bu, ne olduğu veya ne olmak istediği hakkında hiçbir iddiası olmayan bir film. Cage, bir dizi talihsiz olayın ardından, son birkaç yüzyılda kimsenin bulamadığı gizli bir hazine haritasını içeren Bağımsızlık Bildirgesi’ni çalan Amerikalı bir tarihçi ve hazine avcısını oynuyor. Film, Ocean’s Eleven’ı andıran uçarı, eğlenceli bir tempoda ilerliyor. Bir şekilde kendisini izlettirmeyi ve sonunda iyi hissettirmeyi başarıyor.
X2
Şimdiye kadar yapılmış en iyi X-Men filmlerinden biri olan 2003’ün X2’si, Wolverine’in geçmişini derinlemesine inceleyen ve aynı zamanda mutantlardan nefret eden General William Stryker’ı içeren bir hikayeyle X-Men dünyasını ortaya çıkaran oldukça destansı bir devam filmi. Diğer X-Men yapımları için aynı şeyi söylemek zor olsa da, X2, oyuncu kadrosuyla, kararlı performanslar ve renkli aksiyon skalasıyla kendisini izlenilebilir kılıyor. Ayrıca, orijinaline bağlılığıyla da hayranlarına istenileni verebiliyor.
Atlantis: The Lost Empire
Atlantis, kayıp medeniyet Atlantis’i ortaya çıkarmak için yola çıkan Milo adlı cesur bir haritacının hikayesini anlatır. Milo ve beraberindeki ekibi, yıkık dökük harabeler yerine, insanlarla, sihir ve yaratıklarla dolu canlı bir şehir keşfederler. İlk defa izleyici karşısına çıktığında bu film, Disney’e büyük bir başarı getirmedi. Fakat yıllar boyunca giderek büyüyen bir kitle kazandı ve Disney’in kült filmlerinden biri haline geldi. Bu film gerçekten de Atlantis’in kendisi kadar kayıp bir cevher!
Cruella
Cruella kesinlikle Disney’in şimdiye kadarki en güçlü uyarlamalarından biri, çünkü bu film kendi işini yapmaktan zevk alıyor. Film, Emma Stone’un, ünlü tasarımcı Barones için çalışan, moda tutkusu olan, yetim küçük bir sahtekarı oynadığı 1980’lerin Londra’sında geçen Cruella de Vil için bir başlangıç hikayesini anlatır. Cruella yetenekli bir modacı olarak ileriye dönük vaatler vermeye başlarken, şimdiye kadar sürdürdüğü hayatı yeniden bağlamlandıran sırları gün ışığına çıkıyor ve kendisini yeniden keşfetmesi gerekiyor. Film, The Devil Wears Prada’nın güçlü tonlarını taşıyor. Yine de bunu kendine has bir şekilde yapıyor.