“Dünyanın bütün kötülüklerine baş kaldır. Bazen senin iyiliğin başkasının kötülüğüne de olabilir. Kendi iyiliğine de baş kaldır.”
– Yaşar Kemal
Yaşar Kemal’in İnce Memed romanı okunurken İnce Memed karakteri başkaldırabilen, isyan edebilen ve haksızlıklara karşı çıkabilen bir karakter olarak ön plana çıkar fakat roman okunurken İnce Memed’in duygusal, âşık ve çocuk olan ruhunu da okuruz. İnce Memed başkaldırmak, isyan etmek zorunda kalır. Çocukluğunu, aşkını ve gençliğini yaşayamadan dağlara çıkar. Çocuk yaşta annesinin yanından ayrılıp geri döndüğünde, yok olan hayatına baktığında çoktan çocuk ruhundan çıkmış, çocukluğu, annesi, babası ve sevdiğinin gücü de onunla beraber dağlara gitmiştir.
İşte bu yüzden bu yazıda İnce Memed’in bu özelliklerine ağırlık veren, dinlediğimizde farklı bir bakışla dinleyebileceğimiz şarkılara yer verdik.

Koyma Beni – Kara Güneş
“Sevmeyi bilmezler,
Canımı koymazlar,
Kaçalım dağlara şimdi”
İnce Memed asi ruhu yüzünden ağalar tarafından sevilmez. İnce Memed’i sevmeyi bilmezler ama İnce Memed nasıl sevileceğini bilir. Komşusunun kızı Hatçe‘ye çoktan gönlünü kaptırmıştır ve çocukluğundan beri âşık olduğu Hatçe’yi kaçırmak ister. Dağın sert yollarında beraber koşarlar. İkisi de karşılarına çıkacak her zorluğun farkındadır. Bu zorlukları göz ardı ederek dağ yollarına çıkarlar. Ne kadar kaçarlarsa kaçsınlar peşlerinde onlardan daha güçlü kişiler vardır. Hatçe yakalanır, hapse girer. İnce Memed jandarmaların elinden Hatçe’yi kaçırır. Bir kedi fare oyununun içindedirler. Onların birbirine olan sevgisi ikisini de öldürecektir. İnce Memed’in istediği tek şey sevdiğiyle beraber olabilmektir. Dağlar ikisinin yeni evi olur.
Bozdoğan – Erdal Güney
“Öleceğiz doğduğumuz toprakta, of
Memleket, sevdana yürek gerek…”
İnce Memed dağa giderken aslında bireysel bir isyan başlatır. Halka değil, ağalara karşı bir eşkıya hâline gelir. Köylü halkı sömürmez, halka zulmeden ağaları yok etmeyi hedefler. Köyde yaşayan genci yaşlısı, çoluk çocuk herkes gencecik İnce Memed’i örnek almaya başlar. Köylünün bu tavrı ağaların hoşuna gitmez. Toy bir gencin ağalara başkaldıracak olması akıl alır gibi değildir ama bir yanları da korkuyla titrer. İnce Memed’in aslında çocuk ruhuyla başlattığı bu isyan, hem roman karakterlerinin hem de romanı okuyan okuyucuların yaşadıkları yeri savunmasını, gerektiği yerde başkaldırabilmesini sağlar. İnce Memed romanda ağalara karşı duruşuyla aslında roman karakterlerine ve okuyuculara doğduğu toprakları, memleketlerini savunabilmelerini söyler.
Mendilimde Kan Sesleri – Barış Diri, Seyyal Taner
“İnsan yaşadığı yere benzer,
O yerin suyuna, o yerin toprağına”
Doğduğumuz yer, çocukluğumuzu geçirdiğimiz yer bizi kendine benzetir. İnce Memed’in memleketi sert, toprağı kuru ve o toprakta yaşayabilmek için mücadele edilmesi gereken bir yerdir. İnce Memed de doğduğu, büyüdüğü yere benzer. Mücadele etmek için elinden geleni ardına koymaz; haksızlıklara karşı, kendi koyduğu kurallara karşı sert bir duruş sergiler. Yaşının küçük ve cılız bir çocuk olması onun sert duvarlarına, yapmak istediklerine engel olmaz. Memleketi onun birleştirici gücüne karşı koyamaz ve bir süre sonra memleketi İnce Memed’e benzer. Köylü birleşir, hakkını arayabilmek için güçlenir. İnce Memed’in memleketi ve İnce Memed bir bütün olur.
Bir Ağaç Olsam – Dil Tengî
“Bir ağaç olsam sanki,
Başım değse bulutlara,
Lüzum olmazdı sanki
Dalgalarla çarpışmaya”
İnce Memed başkaldırının bir sembolü olsa da aslında öyle olmak da istemez. İnsanlara umut olmakla, sonu bitmeyecek olan ağalara başkaldırmakla doğru yapıp yapmadığını özellikle serinin ikinci kitabında sorgulamaya başlar. O yüzden kendini kapatıp saklanır. Saklandığı yerde kendi düşüncelerine yoğunlaşır. O kendi sorgulamalarını yaşarken haksızlığa uğrayan köylü, kendi isyan duruşunu sergilemeye çalışır ama İnce Memed çoktan bir sembol hâline gelmiştir. Köylü onu bekler, tekrar gelmesini ve bir hayalet olmadığını kanıtlamasını bekler. İnce Memed sonu gelmeyecek olan bu başkaldırının içinde olmak istemez. O, büyük dalgaların içinde olmak istemez.
İnce Memed – Erdal Güney
“Çektikleri onca kahır,
Türkülerde yazılıdır.
Eşkıya denmiş onlara,
Onlar dağda yazılıdır”
Genç yaşta dağlara çıkarak kendi hakkını arayan birçok insandan birisidir İnce Memed. Onun hayatı da diğer eşkıyalar gibi ağır ve zorluklarla dolu geçer. Hayatına iyi insanlar kadar kötü insanlar da girer. Genç yaşta annesini, sevdiğini, çok sevdiği köyünü bırakıp gitmek zorunda kalır ve köyüne geri geldiğinde İnce Memed’in gördükleri, İnce Memed’i artık herkesin konuştuğu o güçlü efsanevi karakter hâline getirir. Kendisi için yaptığı bu başkaldırı herkesi etkiler ve onu bir metafor hâline getirir. Herkesin korktuğu, efsanevi bir insan hâline gelen İnce Memed roman okunurken herkesin içinde ince bir sızıya neden olur.
Mapushane – Zülfü Livaneli
“Tezikmiş kuş bile yuvaya döner
Düştüm bir ormana yol belli değil
Oy zulum zulum başımda zulum uzak git ölüm”
İnce Memed’in çıktığı dağlar aslında bir hapishanedir. İstediğini yapabildiği, yeri geldiğinde tek başına yeri geldiğindeyse dağlardaki diğer eşkıyalarla beraber hakkını arayabildiği bir hapishanedir. Yuvası vardır ama gidemez. Belli bir yolu yoktur. Dağlar nereye giderse yol onun olur. Elinde kelepçe, ayaklarında bir zincir de yoktur belki ama özlediği kişiler aslında onun görünmez zincirleridir. Ağalara başkaldırarak çıktığı dağlarda özlediği kişiler onun görünmez zinciri olur, onlara zarar gelmemesi için dağlarda bir hapishanede gibi yaşar.
Kaynakça
- Kemal, Yaşar. İnce Memed. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 1984.



İnce Memed’i ruhuyla tanımamıza vesile olduğunuz için çok teşekkürler. Şarkı seçimleri, üslubunuz çok güzeldi. Edebiyatımızın nice değerlerini bu şekilde yorumlamanızı dört gözle bekliyorum.