Deli ve Dâhi (The Professor and the Madman), yönetmenliğini Farhad Safinia’nın yaptığı ve Simon Winchester’ın 1998 yılında yayımladığı The Surgeon of Crowthorne isimli kitabından uyarlanmış 2019 yapımı biyografik filmdir. Öne çıkan oyuncuları arasında Mel Gibson, Sean Penn ve Natalie Dormer bulunmaktadır.
Dikkat! Yazının buradan sonrası Spoiler içerir.
Film, 19. yüzyılın ortalarında yaşanan bir olaya dayanıyor. Aktörlerin kullandığı kelimeler ve giyinme şekilleri filmin geçtiği yüzyıla oldukça uygun. Filmin çoğunluğunun geçtiği Oxford Üniversitesi ve akıl ve ruh sağlığı hastanesi dönemin atmosferini yansıtıyor. Başlıkta adı geçen Dâhi, hayatını İngilizce kelimelerin derlenmesi ve artzamanlı anlambilimine adamyan Dr. James Murray‘dir ve kendisi daha sonra Oxford English Dictionary sözlüğünün editörlüğüne geçer. Zaman geçtikçe, her ne kadar özveriyle çalışırsa çalışsın, sözlüğün hazırlanma süreci yayınlanmasının neredeyse iptal edildiği noktaya kadar yavaşlar. Dahası, Dr. James kendi kendini eğitmiş bir adam olduğu için, Oxford’daki diğer akademisyenler onu kıskanır ve baş editör olarak başka birini atama fırsatını yakalamaya çalışırlar. Tam bu sırada Deli olarak anılan karakter doktorun yardımına yetişir. Masum bir adamı öldürdükten sonra Broadmoor Psikiyatri Hastanesi’ne gönderilen Dr. William C. Minor sözlüğün tamamlanmasına yeniden hayat kazandırır, sözlüğe 10.000 kadar kelime önerir ve böylece süreç bir ivme kazanarak devam eder. O dönemlerde psikiyatr hastaları üzerinde denenen eletkro şok gibi sert fiziksel tedaviler, çekişmelerle dolu akademi çevreleri için bir karalanma sebebiyken, Dr. Minor’ın işlediği cinayet de onlara düşmanlık besleyenler tarafından süreci baltalamak için kullanılacaktır. Ancak Dr. Minor’e uygulana fiziksel tedavi ve geçmişi dedikodulara, karalamalara yol açar; bu sırada Dr. Murray ve dul Bayan Merrett, Dr. Minor’ı iyileştirmek için çabalarlar.
Kelimelerin ve dilbilimin iyileştirici gücü Dr. William C. Minor’ın vakasında görülür. Psikiyatri hastanesinde güvende olmasına rağmen sürekli olarak izlendiği ve takip edildiği düşünceleriyle paranoya geliştirse de kitap okumaya ve eski edebiyat eserlerinden kelimeler bulmaya başlamasıyla birlikte iyileşir ve akıl sağlığı yeniden düzelir. Öldürdüğü kişinin karısı olmasına rağmen Bayan Merrett ile kitapların bağlayıcı gücü sayesinde birbirlerine aşık olurlar. Hastanede kaldığı süre boyunca Bayan Merrett okuması için ona kitaplar getirir. İlişkilerinin gücü, kitapların birleştirici gücünü temsil eder.
Filmin edebiyata yaptığı sembolik gönderme dikkate değer. Bayan Merrett’in Dr. Minor’a okuması için getirdiği ilk kitap Charles Dickens’ın Büyük Umutlar (Great Expectations) romanı olması oldukça ilgi çekici. Çünkü, Bayan Merrett okuma yazma bilmemektedir ancak kitabın içinde geçen bir olayla, filmde ikilinin yaşadığı olay birbirine benzemektedir. Hastaneye gönderildikten hemen sonra Dr. Minor’un yaptığı ilk şey çocuklarına bakabilmesi için maaşının Bayan Merrett’e bağlanmasını sağlamak olur. Bunu vicdanını rahatlatmak için yapan Dr. Minor’un gerçek hikayesini ve aslında masum olduğunu öğrenince, Bayan Merrett’in nefret ve intikam dolu hisleri, aşka dönüşür. Büyük Umutlar romanının başlangıcında da benzer bir hikayeye tanık oluruz. Romanın kahramanı Pip, bir hapishane kaçkını olan Abel Magwitch tarafından rahatsız edilir. Bir süre sonra Pip ona yemek getirmeye başlar. Pip’in yardımsever davranışları Magwitch’in üzerinde derin bir etki bırakır ve ona gizliden gizliye para yardımı yapmayı kafasına koyar. Pip ve Magwitch’in durumu, Dr. Minor ve Bayan Merrett’in durumuna oldukça benzerdir.
Bu film göstermektedir ki tarih boyunca insanlar edebiyatı bilinçaltlarındaki arzuları dizginlemek için bir araç olarak kullanmışlardır. Dolayısıyla Deli ve Dâhi filmini özellikle edebiyat ve dilbilim severlere tavsiye ediyoruz.