Dijital Çağda Benlik ve Görünürlük Kaygısı: Sosyal Medyada Var Olmak Zorunda mıyız?

Nazrin Shukurova
Nazrin Shukurova
Küçük şeyleri unutamayanlar, en geri hatıraları da unutamayanlardır. Hafızalarının bu bahtsız kuvveti karşısında hiç bir memleket, hiç bir vatan tutamadan her yeri, her şeyi severek öleceklerdir. (Sait Faik)
spot_img
Editör:
Berfin Dağaslan
spot_img

Teknolojinin öngöremediğimiz bir hızla ilerlemesi benlik algısını fazlasıyla etkiledi. İnsanlar bu gelişmelere uyum sağlarken hem bireysel hem de toplumsal kimlik sorunları ortaya çıktı. Dijital çağda görünür olma kaygısı insanların benlik algılarını sorgulamalarına sebep oldu.

Sosyal medyanın aşırı kullanımı, insanların gerçek hayattan uzaklaşmasına neden olmuş ve onları sanal dünyada kendilerini göstermeye yöneltmiştir. Son zamanlardaki araştırmalar, insanların sosyal medyada daha fazla zaman geçirdiğini ve orada oluşturdukları kimliklerle kendilerini farklı biri gibi tanıttıklarını da göstermektedir.

Teknolojinin Gelişmesi ile Dijital Çağ

Kaynak: ilkeanaliz.net

Dijital mecralar; bireylerin kendilerini ifade etme, sosyal ilişkiler kurma ve gündelik yaşamın baskılarından uzaklaşma gibi ihtiyaçlarını karşılamada önemli bir rol oynamaktadır. Dijital etkileşim alışkanlıklarının giderek yaygınlaşmasının başlıca nedenlerinden biri de budur.

Cinsiyet farklılıkları açısından değerlendirirsek, kadınlar sosyal medyada daha çok zaman geçiriyor ve bu platformlarda benlik algısı etkilerini daha yoğun hissediyorlar. Bunun da sebebi dijital ortamlarda karşılaştırmaya daha sık maruz kaldıkları için özgüven düzeylerinde azalma ve değersizlik hissi gibi olumsuz duyguların ortaya çıkmasıdır. Buna karşılık, erkek katılımcıların dijital oyunlara daha fazla yöneldikleri ve bu tür bireysel etkileşimlerin onların benlik algılarını sosyal ilişkilerden ziyade performans temelli bir çerçevede şekillendirdiği anlaşılmaktadır.

Araştırmalar gösteriyor ki dijital platformlarda uzun süre temas halinde olmak zamanla sosyal ortamlarda bulunmaya ve yüz-yüze iletişime olan ihtiyacı azaltıyor. Özellikle sosyal medyayı fazla kullanan bireylerin benlik algılarında özgüven kaybı ve kendini değersiz hissetme gibi olumsuz değişimler yaşadıkları görülmüştür.

Görünür Olma İhtiyacı

Kaynak: andanddesign.com

İnsan doğası gereği her zaman sevilmek, onaylanmak ve görünmek ister. Diğer kişilerden ne kadar farklı ve tek olduğunu göstermesini arzular. Bu sebeplerden de insanlar duygu ve düşüncelerini sosyal ağların özgürlüğü içinde yaşamak isterler.

Sosyal medyada görünür olmak daha çok sosyal hayatta yalnızlık yaşayan, kendini ifade etme güçlüğü çeken, kendini değersiz hisseden veya anlaşılmadığını düşünen gençler için önemli bir ihtiyaçtır. Böylece bireyler, sosyal medyada yarattıkları profilleri ile kendilerine yeni bir hayat kurduklarına inanırlar. Bireyler yalnızlık hissini bastırmak ve dijitalde kendi kimliklerini bulabileceğine inandıkları için bu platformlarda görünür olmak isterler. Bunu hedefleyen insanlar da bu sanal dünyanın içinde benliklerini kendi istedikleri gibi sunar ve her yaptıkları eylemi paylaşırlar.

Sosyal medya, insanların gerçek hayatlarının bir yansıması haline gelmiştir. İnsanlar burada başkalarıyla iletişim kurabilir, alışveriş yapabilir, kendini gösterebilir ve düşüncelerini paylaşabilir. Ancak en önemlisi, kendilerini ifade edebilecekleri bir alan bulmalarıdır. Bu durum da onların, diğer kullanıcılar tarafından fark edilme ve görülme duygusunu yaşamalarını sağlar.

Kullanıcılar paylaşımlarından aldığı etkileşimler sonucunda daha fazla görünür olmayı arzuluyorlar ve bu görünür olma ihtiyacı, bir zaman sonra bireylerin sosyal medyaya daha bağımlı bir yaşam tarzı sürdürmelerine neden oluyor.

Gerçek Benlik ve Dijital Benlik

Kaynak: Baran Dergisi

Gerçek benlik ve dijital benliğin farkını şöyle özetleyebiliriz: Benlik, bir bireyin kendisiyle ilgili tüm duygu ve düşüncelerinin toplamı olarak tanımlanıyor, dijital benlik ise kişinin dijital platformlar aracılığıyla oluşturduğu ve yansıttığı tüm dijital veri, içerik ve temsillerin bütünüdür. Dijital benlik fiziksel bir varoluş gerektirmiyor. Birey kendisini izleyicilerin, takipçilerin isteğine göre tasarlıyor ve sahne önü kahramanı yaratıyor. İnsanlar kendilerini dijital mecralardan gelen memnuniyet ve onay ihtiyacına göre şekillendirirse bu, benlik algısında olumsuz etkiler yaratabilir.

William James benlik kavramı ile ilgili bazı araştırmalar yapmıştır. O, benlik algısını temelde iki gruba ayırır: “bilen ben” ve “bilinen ben”. Bilen ben bireyin fiziksel, zihinsel, duygusal ve sosyal yönlerini kapsayan, durağan bir durum olmayıp gelişen ve değişime açık bir olgudur. Bilinen ben ise daha çok egodan oluşur.

Dijital platformlarda kullanıcılar profillerine ekledikleri bilgiler, fotoğraflar, katıldıkları gruplar ve kurdukları arkadaşlıklarla kimliklerini gösterirler. Paylaştıkları içerikler onların zevklerini, ilgi alanlarını ve duygularını yansıtır. Örneğin; giyimleri, hobileri ya da dinledikleri müzikler bu yolla başkalarına aktarılır. Aynı zamanda, insanlar kendilerine benzeyen kişilerle dijital topluluklar kurar ve bu gruplar içinde kimliklerini geliştirirler. Bu nedenle sosyal medya hem kimliği dışa vurma aracı hem de kimliği şekillendiren bir alan haline gelir.

Dijital Çağda Görünürlük

Kaynak: ABC Radio National

Görünür olma zorunluluğu hissinin esas sebebi, modern toplumlarda kendi benliğini bulmaya çalışan ve yalnız kalan bireyin var olma ve kendini gösterme kaygısı içinde olmasıdır. Bu zorunluluk artık insanların kendilerini paylaşmadıklarında daha az sosyal, daha az zeki ya da daha az mesleğini icra ettiğini düşündürmeye başladı. Eğer paylaşmazlarsa görünmez kalma korkusunu yaşıyorlar. İnsanlar, kendilerini diğer kullanıcılarla kıyasladığında onlardan daha iyi değillerse hayata karşı pozitif düşünceleri de azalıyor.

Dijitalleşmenin benlik algısı üzerinde olumsuz veya olumlu etkileri olabilir. Şöyle ki; insanın dijital benliği onun gerçek benliğinin kararları, davranışları, yaşam kalitesi ve hayata bakış açısı üzerinde önemli etkiye sahiptir.

Dijital çağda benlik algısının olumsuz etkilenmemesi için dijital platformlarda zaman geçirmenin etkilerinin sosyal ve psikolojik olarak araştırılması ve bilinçli kullanımın öğrenilmesi gerekir. Bu mecralar boşa zaman geçirme aracı olarak değil, bir amaç için kullanılmalı ve insanlar geri kalan zamanlarda hobileriyle, üretkenlikle ve bireysel gelişimleriyle ilgilenmeleri için yönlendirilmelidir.

“Görünür olmak zorundayız” hissi fazlasıyla yaygın. Ama insanların yalnız olmadığını bilmeleri gerekiyor. Kimse görünür hissetmiyor diye daha az güzel, daha az sosyal veya başarısız değildir. Herkes dijital platformları üretmek için kullanmak zorunda da değildir. Görünür olmak sadece bir seçimdir.


Kaynakça

Nehir Teke. “Dijital Benlik.” Sosyal Ben’den Dijital Ben’e, 17 June 2020. Web Erişim tarihi: 22.07.2025

Rosana, Anita, and Irfan Fauzi. “The Role of Digital Identity in the Age of Social Media: Literature Analysis on Self-Identity Construction and Online Social Interaction.” Web Erişim tarihi: 22.07.2025

Karadaş, Tolga, and Tuncay Dilci. “Dijital Temas Alışkanlıklarının Benlik Algılarına Etkilerinin İncelenmesi.” Web Erişim tarihi: 22.07.2025

Kübra Çolak. “Sosyal ağlarda görünür olma biçimlerinin benlik sunumu ve kimlik oluşturma üzerindeki rolü”. Sosyal Sağlık dergisi. Web Erişim tarihi: 22.07.2025

Ebulfez Süleymanlı. “Dijitalleşme ve yalnızlık”, 2022. Web Erişim tarihi: 22.07.2025

Kaya Sertaç. “Sosyal medya kullanıcılarının dijital kimlik inşası sürecinde kültürel faaliyet ve sanat ile ilgili paylaşımlarnın rolü.” Turkish Online Journal of Design Art and Communication. Web Erişim tarihi: 22.07.2025

Kapak görseli: Pexels

spot_img

1 Yorum

  1. Merhaba canım 🌸
    Paylaşmadan da var olduğumuzu hatırlamak, kendimize dönmek ve başkalarıyla değil, kendimizle barışmak önemli. Yani sosyal medyada olmak bir zorunluluk değil, bir tercihtir. Bunu bize hatırlattığınız için teşekkür ederim ve devamını sabırsızlıkla bekliyorum💜

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.