Deyimlerin Hikâyesi: Pabucu Dama Atılmak

Editör:
Guşef Alhas, Mehmet Samet Acar
spot_img

Günlük hayatta çok sık kullandığımız deyimlerin anlamlarını bilebiliyoruz fakat bu deyimlerin nereden geldiğini merak etsek de araştırmayı düşünmemiş ya da araştırmak için harekete geçmemişizdir. Bu deyimlerden biri olabilecek “Pabucu dama atılmak” deyimini sizler için araştırdık!

Pabucu Dama Atılmak Ne Anlama Gelir?

derstarih.com

Rekabet içeren herhangi bir konuda daha yetenekli veya bilgili bir kimsenin o kişiden daha az bilgi ve yeteneğe sahip olan başka bir kimseyi yerinden etmek ya da alınan ilginin bir nedenden azalması anlamına gelen Pabucu dama atılmak deyiminin hikâyesi günümüzün esnaflar odası da diyebileceğimiz Ahilik teşkilatına kadar uzanmıştır.

Ahi Teşkilatının Tarihçesi ve Toplum Düzenine Etkisi

alasehireso.org.tr

Ahi Teşkilatı Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde Anadolu halkının uğraştığı ticaret, ekonomi ve sanat gibi alanlarda ahlaki açıdan iyi eğitilmiş insanlar yetiştirmek amacıyla Ahi Evran tarafından kurulmuş bir teşkilattır. Bu kuruluşun bir diğer göreviyse Ermeni ve Rum tacirlerine karşı rekabetin azaltılmasıdır. İlk olarak Kırşehir‘de yaygınlaşmaya başlayan Ahilik kelimesinin anlamı Arapçadan gelen kardeşimdir.

Ahi teşkilatının kendi içindeki düzeni aynı zamanda topluma da oldukça katkıda bulunmuştur. Bu sebeple önce kendilerinden başlayarak “mükemmel” düzeni oluşturma çalışmalarına başlanmıştır. Bu durumda Ahilikte koyulan kurallar üç şeye dayanır: Ağzı günah olan sözlere, gözü haram olan şeylere, eli zulümlere bağlanır; kesesi ihtiyacı olanlara, kapısı konuklara ve sofrası bütün açlara açıktır. Kurallara uyulmadığı taktirde cezalar teşkilat üyelerinin istişaresi sonucunda karara varılır hatta bu sebeple bazen kararların alınması zorlaşır fakat bu da aslında ahilikte herkese değer verildiğinin bir örneği sayılabilir. Ayrıca Ahi liderleri tarafından kurulan Ahi zaviyeleri de bu düzenin kurulmasında katkıda bulunan bir diğer etkendir. Zamanla toplumda yaygınlaşan bu kurum, diğer meslek kurumlarında çalışanlara eğitim verir ve çeşitli toplantılar, sohbetler gerçekleştirerek ilerleyen dönemlerde bir ahlak okuluna dönmeye başlar. Bu oluşumlar dışındaki kurallardan biriyse zengininin “zengin” kalmamasıdır. Ahiler kazançlarından arta kalanları ihtiyaç sahipleri için kullanmak zorundadır. Bunun yanında Ahiler ve Ahi Şeyhlerinin on sekiz dirhem gümüşten daha fazlasını biriktirmesi yasaktır. Böylece günümüzde Arapçadan geçen “terbiye” yani gelişmek, çoğalmak, büyütmek gibi anlamlara gelen bu kelimenin de o dönemde çok fazla kullanılmasına neden olarak eğitim ve öğretim gibi birbirini tamamlayan kavramları pekiştirmeye yardımcı olmuştur.

Pabucu Dama Atılmak Deyiminin Hikâyesi

geredemedyatakip.com

Bu deyimle ilgili çok fazla bahsedilen iki hikâye vardır ve ikisinde de verilmek istenen mesaj aynı olsa da fiili gerçekleştirme sebepleri birbirinden oldukça farklıdır.

İlk hikâyeye göre Ahiliğin ahlaki kurallarının yanında diğer teşkilat üyelerine saygı duymak ve kalite de bir diğer önemli husustur. Eğer bir dükkan diğer bir dükkandan önce siftahı açmışsa bir sonraki gelen müşteriyi başka bir dükkanı yönlendirerek o mağazanın da siftahını açtırırmış. Bunun yanında bir ürünün kalitesi her yönden ayrıntılı şekilde incelenir her dükkanda eşit -ya da yakın seviyelerde- olması önemliymiş. Eğer bir mal müşteri tarafından sorunlu görülmüşse bu mal müşteri sebebiyle mi yoksa kalitesizlikten mi olduğu kontrol edilirmiş. Kaliteli bir pabuç satmayan esnafa verilen cezalardan biri olan pabucun dama atılması, bu deyimi ortaya çıkarmıştır. Sorunun müşteri kaynaklı olmadığı tespit edilen bu ayıplı malı satan esnafın sağ pabucu, dükkanın damına diğer esnaflara ibret olması, müşterilerin orayı bir daha ziyaret etmemesi için bir uyarı niteliğindeymiş. Verilen bu cezayla müşteriler kesilir ve neticede dükkan kapanmaya mahkum kalırmış. Yani esnafın kalitesiz bir malı satmaya kalkmasıyla verilen bu ceza, hatalı esnafı ekmek kapısından etmiştir.

Bu deyimle ilgili anlatılan bir diğer hikâyeyse Ahilerin peştamal kuşanma törenine uzanır. Eğitimini tamamlayan çırakların kalfalığa geçiş töreninde takılan peştamal, ahilikte ahlak ve doğruluğu temsil eden bir semboldür. Çıraklıktan kalfalığa yükselen kişi bu peştamalı giyerek sessiz bir dürüstlük ve cömertlik yemini eder. Bunun yanında ustalar çıraklarının pabuçlarını dama atarak artık çıraklarına eskisi gibi bir ilgi ve alaka göstermeyeceğini yine sembolik olarak gösterirler. Böylece günümüzde sık sık kullandığımız “Pabucu dama atılmak” deyimi ortaya çıkmıştır.

Pabucu Dama Atılmak Deyiminin Eserlerdeki Yeri

canakkaleolay.com

Deyimlerin günlük hayattaki kullanımının yanında bir çok eserde de eserin anlamını pekiştirmek için kullanılmıştır. Örneğin İki Dirhem Bir Çekirdek eserinde birçok deyim gibi pabucu dama atılmak deyiminin de nereden geldiği ve ne gibi anlamlar kattığı anlatılır. Pabucu dama atılmak deyiminin hikayesini de kısaca “Bir esnafın yaptığı ayakkabının dama atılması o usta için en büyük ayıp olup meslekteki şeref ve itibarını sıfırlar ve müşterisinin azalmasına yol açarmış. Bu uygulama bütün esnaf teşkilâtı için bir genelleme niteliğinde olup pabucu dama atıldı denilmesi artık o meslekten ekmek yemesinin zor olduğuna işaret sayılmış, esnafın bu titizlik ile iş görmesi temin edilmiştir.” diyerek özetlemiştir. Bunun yanında Bir Çift Ayakkabı eserinde ayakkabıyla alakalı farklı hikâyeler bulunur. Bu hikâyelerden biriyse pabucu dama atılmak deyimindir.

Bir diğer eser olan Türklerde Arkadaşlık kitabında Türk kültürünü, dini kökenlerini ve sosyolojik yapısını ele almıştır. Pabucu dama atılmak deyiminin ortaya çıkmasına sebep olan olay Ahilik teşkilâtında sıkı iç denetim mekanizmasının oluşmasına neden olmuştur.

Son olarak Bir Hayalin Ardında kitabında pabucu dama atılmak deyimi mum ile ilişkilendirilerek mum ile yalnız kalmışlık hissini vermek amaçlanmıştır. “Yuvarlak tahta masanın üzerinde yanan sönük mum alevi, üzerindeki lambayla göz göze gelmişti. Onları gördüm. O ikisinin birbirlerine nasıl baktıklarını. Mum, pabucu dama atılmış, eski ilgiyi göremeyen evin büyük çocukları gibi nefretle bakıyordu tepesinde birden yanıveren beyaz floresana. Masum bir çocuk gibi ağlamak üzereydi sanki. Ağlasa alevleri sönecek, bir daha ihtiyaç olsa bile kullanılmak istenmeyecekti.” Ayrıca artık ateşindeki gücü lambaya bırakan mum, çocuk ağlaması ya da arzulamak gibi insani duyguların birleşimi ve deyimin kullanımlarıyla hasret duygusunu güçlendirmiştir.


Kaynakça

sozluk.gov.tr “Pabucu Dama Atılmak Deyiminin Anlamı” TDK, web

ahilik.ticaret.gov.tr “Ahilik Teşkilatının Tarihçesi” Ahilik Web Sitesi, web

Öztürk, Nurettin. “Ahilik Teşkilatı ve Günümüz Ekonomisi, Çalışma Hayatı ve İş Ahlakı Açısından Değerlendirilmesi” web

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Valide-i Muazzama : Mahpeyker Kösem Sultan

Naib-i saltanat unvanıyla Osmanlı İmparatorluğu'nu yaklaşık 30 yıl yöneten Mahpeyker Kösem Sultan, attığı adımlarla hanedanın kaderine yön vermiştir.

Hafıza Mekanları: Anıtların Psikolojik ve Toplumsal Etkileri

Anıtlar, toplumsal hafızayı korur ve kimliğimizi inşa eder. Kolektif hafıza ve kültürel aktarımın dönüştürücü gücüdür.

Eşeği Saldım Çayıra – Kazak Abdal | Şiir İncelemesi

Kazak Abdal hayatı ve bilinen şiirlerinden olan Eşeği Saldım Çayıra eserinin incelemesi.

Twinless Film İncelemesi: İki Yalnız, Bir Kayıp

Başrolde Dylan O'Brien'ın yer aldığı kayıp, yalnızlık, bağ kurma arayışı, yas süreci üzerine dokunaklı bir film olan Twinless film incelemesine göz atın.

Alice in Borderland 3. Sezon İncelemesi: Neden Beklentiyi Karşılayamadı?

Alice in Borderland dizisinin 3. sezonun her oyununda Chishiya'nın zekâsını arayıp, Aguni'nin fedakârlığını andık diyebilirim. 

Evrensel Duygular: Anlamadan da Hissedeceğiniz 8 Şarkı

Dili fark etmeksizin ruhunuza dokunan, evrensel duygusal taşıyan 10 şarkıyı keşfedin. Melodik parçalarla hazırladığımız liste, her anınıza eşlik edecek!

Viktoryen Dönemde Kadın İmgesi: “Evdeki Melek”

Viktoryen dönemde ‘Evin Meleği’ ideali, kadını fedakâr ve itaatkâr bir role hapsetti. Gilman ve Woolf bu miti sorgulayarak özgür kadının sesini aradı.

Jane Austen ve Aşkın Sosyal Eleştirisi

Jane Austen, romanlarında aşkı sadece romantik bir duygu olarak değil; statü ve kadınların konumu üzerinden ele alarak dönemin evlilik anlayışına eleştirel bir bakış atar.

Shirley Jackson’ın Amerikan Gotik Edebiyatındaki Yeri

Shirley Jackson, Amerikan gotiğine modern bir ses getirmiş ve kalıcı bir iz bırakmıştır.

Amerikan Edebiyatında 4 Yalnız Kahraman

Amerikan edebiyat tarihinin en önemli temsilcileri haline gelmiş kahramanlarımızın ne kadar soyutlanmış bireyler olduğunu farketmiş miydiniz?

Editor Picks