Devrim Horlu – Gölgeler Çürürken | 14 Alıntı

Editör:
Deniz Filiz
spot_img

Devrim Horlu‘nun şiir kitabı Gölgeler Çürürken 2017 yılında Yaşar Nabi Nayır Şiir Ödülü‘nü almıştır. Bazı şiirlerine alıntılar iliştirdiği kitap toplam yirmi beş şiirden oluşur: Mevsim İki Kere İki, Bekleyen, Taşların Ritmi, Kusmuk, Hep Aynı, Sonu İyi Bitmeyen Başı Hiç Olmayan, Dünyaya En Yakın Gezegen, Boşluk Doldurmaca, “Bekle”, Kefen Parası Yerine Cik Cik Cik, Düğmeleri Dik, Yeni Alınmış Rugan Ayakkabı, El İşi, Topla, Çocuk ile Serçe, Beden, Öyküsüz Bir Ölünün Sayıklamaları, Ciğerci, Kalbimde Bir Diken Kökleniyor, Üç Beyaz, Kuş, Gözlerin, Sivas, İstanbul, Çocuk. “Elimizde bir kalem var ve bu kalem daha evvel birçok defa gücünü gösterdi. Bu gücü işinden atıldığı için açlık grevi yapan ve tutsak edilen insanlar için de kullanmalıyız. Bu gücü sokak ortasında vurulan, buzdolabında cesedi saklanan, tecavüze uğrayan, ağır işlerde çalıştırılan ya da okullarda mide bulandırıcı şekilde kuşatılan çocuklar için de kullanmalıyız. Bu gücü konuştuğu dile, ibadet ediş şekline, yaşam tarzına, ideolojik duruşuna her an saldırılan insanlarımız için de kullanmalıyız. Bu gücü bizi asgari maaşla çalıştırıp şükredin diyenlere, en ufak fırsatta işsiz bırakanlara karşı da kullanmalıyız.” kendi deyişidir.

1.“Bağcığına basıp 

Tepetaklak olan bir dünyanın 

Ah’ı var üzerimizde 

İlkbahar fena küfürbaz

Tükürerek çiçekler sıçratıyor yüzümüze.” (sf. 5)

2.“Kimsenin bilmediği 

Herkesin tek ağızdan söylediği 

Bir marş eşliğinde 

Güneşi göndere çekiyoruz.” (sf. 7)

3. “Bir serçe borcum olsun ah

Uçup gittin avucumdan.” (sf. 11)

4.“Aşınarak bekledim

        yağmurun dinmesini 

Rüzgârın yorulmasını 

Son sözünü söyleyen 

       bir mahkûm saydığım 

       dalgaların susmasını.” (sf. 13)

5. “Kendine karbonatlı çayları bile reva gören

ince belli bardakları,

Kalbim, içimde kendini yalnız hissetmesin diye

Bir bir kırdım.” (sf. 20)

6. “Ama güzel günler, 

Çiçekler gibi, 

Kurutulup saklanmıyor kitap arasında.” (sf. 23)

7. “Çünkü yüreği hala kuşlar için atan

               birilerine ihtiyacı var bu şehrin.

Çünkü kırılınca kenara atılmak kalbin harcı değil,

            şemsiyelerin.” (sf. 30)

8. “Kınında pas tutan bir kılıç gibi çürür zaman

Rüzgâr,  

         başı önde bir serseri gibi 

         ıslık çalarak dolaşır

        dünyanın dört köşesinde 

Rayından çıkan trenlere benzer 

        pencere önlerinde bekleyen  

       ihtiyarların bakışları 

Aldanışları renkli balonlar gibi 

    şişip şişip söner 

Bir kirpik düşer yok yere 

    hiç öpülmemiş bir yanağa 

Bir yıldız göz kırpar kör karanlığa 

Yere kapaklanıp ağlamaya başlar günışığı

Dil çöl olur bunca yağmur altında 

Ses çatlar 

Anlam kurur.” (sf. 36)

9. “Bu morlu sarılı çiçekleri 

Geçmiş bir bahardan topladım

Saçlarında notasız şarkılar var

Bam telimi al

Onunla topla

Ağzına girmesin tel tel suskunluğun.” (sf. 38)

10. “İşinin ehli bir terzi bulsam da;

daralttırsam artık

üzerime bol gelen gökyüzünü.” (sf. 41)

11. “Uzun hikâye şimdi anlatması biliyorsun

Gözlerinin içinde 

Bazen İstanbul sağanak altında 

Bazen İzmir günlük güneşlik

Bazen Ankara lapa lapa kar.” (sf. 55)

12. “kehribar kokulu 

bir şair yakılır

Sivas’ta 

şaire ateş kâr eder mi

bilmiyorum

bildiğim tek şey 

küllerim Sivas’ın bir garip otelinde

savruluyor

rüzgârla beraber.” (sf. 56)

13. “Bir günlük ömür biçilen kelebeklere 

Balta girmemiş ormanlarda geçen 

         hikâyeler arattım

Olmayınca 

İçimde damlaya damlaya 

        göl olmayan gözyaşlarım için 

Dibi görünmeyen uçurumlar yarattım 

Kendi şelalemin altında 

Büyümesi olanaksız çiçekler ektim

        bir avuç toprağa.” (sf. 44)

 14. “Anne, ceplerim yağmur dolu bugün

Ellerimde adı sanı belli olmayan 

        çiçekler büyüyor

Tanımıyorum doğru düzgün 

Biri neşeli öteki üzgün

İki yüzüm var

Anne, ceplerim yağmur dolu bugün 

Yüzümden denizlere kan kırmızı 

     bir şeyler dökülüyor

Kuru dallar kırılıyor göğsümde 

Yara alıyor ten rengi bu gemi 

Yüzmeyi öğrenemese bile 

Alabora olmaya var talimi.” (sf. 49)


Horlu, Devrim. Gölgeler Çürürken. İstanbul: Varlık Yayınları, Eylül 2019.

 

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.