Devrim Horlu‘nun şiir kitabı Gölgeler Çürürken 2017 yılında Yaşar Nabi Nayır Şiir Ödülü‘nü almıştır. Bazı şiirlerine alıntılar iliştirdiği kitap toplam yirmi beş şiirden oluşur: Mevsim İki Kere İki, Bekleyen, Taşların Ritmi, Kusmuk, Hep Aynı, Sonu İyi Bitmeyen Başı Hiç Olmayan, Dünyaya En Yakın Gezegen, Boşluk Doldurmaca, “Bekle”, Kefen Parası Yerine Cik Cik Cik, Düğmeleri Dik, Yeni Alınmış Rugan Ayakkabı, El İşi, Topla, Çocuk ile Serçe, Beden, Öyküsüz Bir Ölünün Sayıklamaları, Ciğerci, Kalbimde Bir Diken Kökleniyor, Üç Beyaz, Kuş, Gözlerin, Sivas, İstanbul, Çocuk. “Elimizde bir kalem var ve bu kalem daha evvel birçok defa gücünü gösterdi. Bu gücü işinden atıldığı için açlık grevi yapan ve tutsak edilen insanlar için de kullanmalıyız. Bu gücü sokak ortasında vurulan, buzdolabında cesedi saklanan, tecavüze uğrayan, ağır işlerde çalıştırılan ya da okullarda mide bulandırıcı şekilde kuşatılan çocuklar için de kullanmalıyız. Bu gücü konuştuğu dile, ibadet ediş şekline, yaşam tarzına, ideolojik duruşuna her an saldırılan insanlarımız için de kullanmalıyız. Bu gücü bizi asgari maaşla çalıştırıp şükredin diyenlere, en ufak fırsatta işsiz bırakanlara karşı da kullanmalıyız.” kendi deyişidir.
1.“Bağcığına basıp
Tepetaklak olan bir dünyanın
Ah’ı var üzerimizde
İlkbahar fena küfürbaz
Tükürerek çiçekler sıçratıyor yüzümüze.” (sf. 5)
2.“Kimsenin bilmediği
Herkesin tek ağızdan söylediği
Bir marş eşliğinde
Güneşi göndere çekiyoruz.” (sf. 7)
3. “Bir serçe borcum olsun ah
Uçup gittin avucumdan.” (sf. 11)
4.“Aşınarak bekledim
yağmurun dinmesini
Rüzgârın yorulmasını
Son sözünü söyleyen
bir mahkûm saydığım
dalgaların susmasını.” (sf. 13)
5. “Kendine karbonatlı çayları bile reva gören
ince belli bardakları,
Kalbim, içimde kendini yalnız hissetmesin diye
Bir bir kırdım.” (sf. 20)
6. “Ama güzel günler,
Çiçekler gibi,
Kurutulup saklanmıyor kitap arasında.” (sf. 23)
7. “Çünkü yüreği hala kuşlar için atan
birilerine ihtiyacı var bu şehrin.
Çünkü kırılınca kenara atılmak kalbin harcı değil,
şemsiyelerin.” (sf. 30)
8. “Kınında pas tutan bir kılıç gibi çürür zaman
Rüzgâr,
başı önde bir serseri gibi
ıslık çalarak dolaşır
dünyanın dört köşesinde
Rayından çıkan trenlere benzer
pencere önlerinde bekleyen
ihtiyarların bakışları
Aldanışları renkli balonlar gibi
şişip şişip söner
Bir kirpik düşer yok yere
hiç öpülmemiş bir yanağa
Bir yıldız göz kırpar kör karanlığa
Yere kapaklanıp ağlamaya başlar günışığı
Dil çöl olur bunca yağmur altında
Ses çatlar
Anlam kurur.” (sf. 36)
9. “Bu morlu sarılı çiçekleri
Geçmiş bir bahardan topladım
Saçlarında notasız şarkılar var
Bam telimi al
Onunla topla
Ağzına girmesin tel tel suskunluğun.” (sf. 38)
10. “İşinin ehli bir terzi bulsam da;
daralttırsam artık
üzerime bol gelen gökyüzünü.” (sf. 41)
11. “Uzun hikâye şimdi anlatması biliyorsun
Gözlerinin içinde
Bazen İstanbul sağanak altında
Bazen İzmir günlük güneşlik
Bazen Ankara lapa lapa kar.” (sf. 55)
12. “kehribar kokulu
bir şair yakılır
Sivas’ta
şaire ateş kâr eder mi
bilmiyorum
bildiğim tek şey
küllerim Sivas’ın bir garip otelinde
savruluyor
rüzgârla beraber.” (sf. 56)
13. “Bir günlük ömür biçilen kelebeklere
Balta girmemiş ormanlarda geçen
hikâyeler arattım
Olmayınca
İçimde damlaya damlaya
göl olmayan gözyaşlarım için
Dibi görünmeyen uçurumlar yarattım
Kendi şelalemin altında
Büyümesi olanaksız çiçekler ektim
bir avuç toprağa.” (sf. 44)
14. “Anne, ceplerim yağmur dolu bugün
Ellerimde adı sanı belli olmayan
çiçekler büyüyor
Tanımıyorum doğru düzgün
Biri neşeli öteki üzgün
İki yüzüm var
Anne, ceplerim yağmur dolu bugün
Yüzümden denizlere kan kırmızı
bir şeyler dökülüyor
Kuru dallar kırılıyor göğsümde
Yara alıyor ten rengi bu gemi
Yüzmeyi öğrenemese bile
Alabora olmaya var talimi.” (sf. 49)
Horlu, Devrim. Gölgeler Çürürken. İstanbul: Varlık Yayınları, Eylül 2019.