Derviş Zaim: Kalıpların Dışında Bir Yönetmen

Editör:
Sedef Hızlan
spot_img

Derviş Zaim, 1964 yılında Kuzey Kıbrıs’ın Limasol kentinde dünyaya gelmiştir. Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü’nden mezun olan Zaim, sinema kariyerine ilk deneysel filmi olan Kamerayı As (1991) ile başlamış, daha sonra 1993 yılında Caminin Etrafındaki Taş isimli bir belgesel filmi çekmiştir. 1994 yılında Warwick Üniversitesi’nde Kültürel Çalışmalar alanında yüksek lisans yapan Zaim, Maltepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde Sinema-Sanatta Yeterlik Programı’nı bitirmiştir. 1992-1995 yılları arasında TV yönetmenliği ve yazarlığı yapmış ve birçok televizyon programını yönetmiştir. Bugüne kadar 10 film ve 2 belgesel yöneten Zaim’in Ares Harikalar Diyarında (1994) ve Rüyet (2019) isimli iki de kitabı bulunmaktadır. Zaim, Ares Harikalar Diyarında kitabıyla Yunus Nadi Roman Ödülü‘nü kazanmıştır. Çok sayıda yerli ve uluslararası festivalde yer almış olan Derviş Zaim, evli ve bir çocuk babasıdır. Hala Maltepe, Ankara Bilim, Yakındoğu gibi üniversitelerde eğitim ve seminerler vermektedir.

İmkansızlıklardan Başarıya: Tabutta Rövaşata (1996)

Tabutta Rövaşata: Dünyanın çivisi çakılmasın - Serbestiyet
Serbestiyet

“Yalnız seni alabildim. Seni, diğerlerinden ayırdığım için özür dilerim… Ama izin vermiyorlar; artık hiçbir şeye izin vermiyorlar.” 

Tabutta Rövaşata, Derviş Zaim’in sinema alanındaki ilk ve kesinlikle en önemli filmidir. Bu film, hem yenilikçi ve özgün anlatısıyla hem de çok düşük bir bütçeyle çekilmiş olmasına rağmen aldığı ulusal ve uluslararası ödüllerle kesinlikle incelenmeye değer. Film, toplum tarafından dışlanmış, yalnız ve öteki olan karakter Mahsun Süpertitizin (Ahmet Uğurlu) hayatını, Mahsun’un hiçbir zaman kavuşamayacağı eroin bağımlısı aşkı (Ayşen Aydemir), balıkçı Reis ve dostlarıyla olan ilişkisini, Rumelihisarı ve İstanbul temsilini kullanarak anlatır. Filmde akış, popüler filmlerdeki gibi giriş-gelişme-sonuç biçiminde ilerlemez; ”ileri sıçrama”, ”geri sıçrama” gibi kurgusal tekniklerle, dağınık bir şekilde verilir.  Mahsun, bir anti-kahramandır. Toplumun görmediği, yoksulluğundan dolayı geceleri ısınabilmek için araba çalıp sabahları arabaları çok titiz bir şekilde yerine geri bırakan, adı gibi Mahsun bir karakterdir. Derviş Zaim’in karakter isimlerini seçerken de bir metafor benimsediğini söyleyebiliriz. Süpertitiz soyismi ise arabaları çalıp yerlerine geri koyarken titiz davranmasına, karakterin bunun dışındaki bütün özelliklerine oldukça tezat olan, ironik bir soyisim. Bu durumu yönetmenin diğer filmlerindeki karakterlerden bahsederken de görmek mümkün. Filmin ismi ise, sisteme rağmen yaşamaya çalışan, günü geçirme telaşı dışında başka bir amacı olmayan, karakteri tam anlamıyla özetliyor. Nasıl tabutta rövaşata atmak imkansız bir hareket ise, Mahsun gibi kaybeden, görünmeyen ve dışarıya ait olan bir karakterin de kapitalist sisteme karşı görünür olması veya var olması aynı derecede imkansızdır. Ayrıca Derviş Zaim’in kendi cümleleriyle bu film, ‘‘insanın en elverişsiz koşullarda bile dengesini kurabilmesinin, gerektiğinde ise o dengeyi ve sistemi tamamen reddedebilmesinin filmidir’’. Derviş Zaim, ilk filmi olan Tabutta Rövaşata‘nın resmen Gerilla usulü yapıldığını, ana karakter dahil filmin yapımında yer alan kimsenin para almadığını söyler. Öyle ki filmin bir sahnesinde Mahsun’un Rumelihisarı’na hediye edilen Tavus kuşlarından birini çaldığı bir sahne vardır. Bu sahnedeki Tavus kuşları, filmde bütçe harcanan tek unsurdur. Derviş Zaim, Mahsun gibi yoksul, görünmez, öteki ve sistemin dışında olan bir karakterle; mecazi olarak bolluğu, bereketi, güzelliği ve itibarı temsil eden Tavus kuşu sembolünü kullanmak istemiştir. Bu da Derviş Zaim’in daha ilk filmiyle yaratıcı ve yalın anlatı tarzını, savaş sonrası İtalyan Yeni Gerçekçiliği‘nden ilham aldığını gösterir. Bu filminden sonra Derviş Zaim’in adı hem doğduğu yer olan, hem de o dönemde filmdeki gibi bir dışlanmışlığa sahip olan Kuzey Kıbrıs’la daha fazla anılmaya başlanmıştır.

Mafya-Devlet-Örgüt Çatışması: Filler ve Çimen (2000)

Filler ve Çimen - Derviş Zaim
derviszaim

Yönetmenin toplumsal bir konuya parmak bastığı Filler ve Çimen filminde Derviş Zaim; devleti, mafyayı, kontrgerillayı, CIA teşkilatını, üst sınıftan bir aileyi, yeraltı örgütlerini ve devletin çeşitli araçlarını bir araya getirerek bir tablo çizer. 90’lı yıllarda skandala yol açan Susurluk olayından yer yer örtük, yer yer açık referansların kullanıldığı bu film, taklitçi bir anlatıdan çok fazlaca sanatsal ve estetik biçimde kurgulanmış bir yapıttır. Ayrıca o dönemdeki uyuşturucu ağı ve kara para aklama olaylarına da değinen film, oldukça politik bir bakış açısına sahip olmakla beraber, seyirciyle arasına gereken mesafeyi koyarak olayları bir gözlemci konumundan seyirciye izletmeyi de başarmıştır. Öyle ki filmde yer alan Havva Adem (Sanem Çelik) karakteri atlet olan, silgi fabrikasında çalışan, Avrupa-Asya Maratonuna katılıp engelli kardeşini tedavi ettirme hayali kuran, ebru sanatına meraklı, oldukça fedakar bir kadın karakterdir. Bu sırada Havva lüks bir otelin kendisine sponsor olmasıyla farkında olmadan mafya-devlet-zengin kesim üçgenine girer. Oteli elde etmek isteyen mafyanın otel sahibini öldürmesi, öldürülen otel sahibinin oğlunun yeraltı örgütlerinden para karşılığında güvenlik istemesi, Devlet Bakanına verilen rüşvetin kaybolmasıyla ortalık karışır. Yani burada filler, güç sahibi olan kesimi, çimen ise onların altında ezilen halkı simgeler diyebiliriz. Bu film konu edindiği politik ve o dönem Türkiye’sinin sorunlarını ele almasının yanında kurgu tekniği olarak planların birbirine geçişi gibi bağlantılarla da oldukça zengin bir sinematik dile sahiptir. Tabutta Rövaşata’da olduğu gibi, Havva Adem ismi de karakterin saf ve iyi yürekliliğine, erkek egemen toplumda var olmaya çalışan bir kadın olarak umut vaat eden tek karakter olmasıyla, yönetmenin film karakterlere koyduğu anlamlı isimlerden biridir.

Sanat ve Aşk – Cenneti Beklerken (2006)

Cenneti Beklerken (2006) Film Eleştirisi (3. Bölüm)
Cinerituel

Derviş Zaim’in üçüncü filmi olan Cenneti Beklerken, yönetmenin diğer iki filmine nazaran konu olarak oldukça farklı bir film. Dram temalı bu tarihi film Türk-Macar ortak yapımıdır. Filmin konusu ise kısaca şöyle: 17. yüzyılda hattat Eflatun Efendi (Serhat Tutumluer) isimli karakter, karısını ve oğlunu kaybettikten sonra onların Frenk usulü yani batılı tarza portrelerini çizer. O dönemde minyatür sanatının hakim olduğu ve Frenk resminin İslam dinine aykırı olduğu düşüncesi sebebiyle Eflatun Efendi, Vezir’in (Ahmet Mümtaz Taylan) karşısına çıkarılır. Vezir, Eflatun Efendi’den o dönemde Osmanlı İmparatorluğu’na karşı isyan çıkaran şehzadelerden Danyal’ın (Nihat İleri) batılı tarzda portresini yapmasını ister. Bu uğurda birkaç silahlı askerle birlikte Anadolu bozkırlarına doğru zorlu bir yolculuğa çıkan Eflatun, yolda bulduğu köle kızı Leyla’ya (Melisa Sözen) acıyarak onu yanına alır. Daha sonra aralarında gizli bir aşk başlayan Leyla ve Eflatun, bir yandan taht kavgaları arasında var olmaya, bir yandan ise aşklarına tutunmaya çalışırlar. Film, Derviş Zaim’in kullandığı anti-kahraman, ayna, rüya, ölüm, suret gibi temsilleriyle; mistik bir yaklaşım, klasik anlatı (giriş-gelişme-sonuç) ile sıçramalı anlatının bir arada kullanıldığı bir sinematik dile sahip. Film, dekor, dil ve filmde kullanılan bazı kurgu teknikleri sebebiyle eleştirilmiş olsa da; filmde minyatür ve Frenk sanatının, mistik ile gerçeğin, Osmanlı’nın o dönemdeki taht kavgalarının başarılı bir şekilde işlendiğini söylemek mümkün.

İnsan ve Doğa İlişkisi – Balık (2014)

Balık (2014) Film Eleştirisi
Cinerituel

Derviş Zaim’in 2014 yapımı Balık filmi balıkçılık yaparak hayatını kazanan Kaya (Bülent İnal), konuşamayan kızını tedavi ettirmek isteyen anne Filiz (Sanem Çelik) ve onların kızı Deniz’in (Mira Akar) hikayesini konu alıyor. Konuşamayan kızlarının şifa bulması için o yörede yetişmeyen bir balığı bularak kızına yediren Filiz, Kaya’nın para kazanma umuduyla balıkları yasadışı kimyasallarla çoğaltmaya çalışırken ölür ve Kaya hapse girer. Hapisten çıkıp kızına kendini affettirmeye çalışan babayı konu alan film, yönetmenin kendi sözleriyle insan-doğa ilişkisinin oldukça zedelendiği toplumumuzda doğayla hala anlamlı bir ilişki kurulup kurulamayacağını sorgulayan bir bakış açısına sahip. Zaim, özgürlük ve vicdan kavramları çerçevesinde bir bakışla seyircisini uzak durmadığı, durmak istemediği siyasi sorunların yanına bu sefer çevresel ve global bir problemi eklemiş. Gerçekçilikten kopmadan hayalin peşinde koşan bir dünya kurarak, mesajını klasik anlatı çerçevesinde, kendine has tarzını ortaya koyarak, doğal oyunculuklarla vermiş ve başarılı yapıtlarının yanına bir yenisini daha eklemiştir. Derviş Zaim’in bir yönetmen ve senarist olarak en önemli özelliğinin, gerçekten kopmama, sorunları dile getirirken agresif olmadan, sinematografiyi de gözeterek derdini anlatabilme özelliği olduğunu söylemek mümkün.

 

Kaynakça:

Kapak Resmi: ”Derviş Zaim’in Türk(iye) Sineması’ndaki Yeri ve Konumunu Hatırlamak”. Cinerituel. Web. 24.05.2024

”Tabutta Rövaşata”. beyazperde. Web. 25.05.2024

Kırel, Serpil ve Duyal, Aylin. “Derviş Zaim.” Adana: Altın Koza Yayınları (2011).

Topçu, Aslıhan. ”Derviş Zaim Sineması”. Ankara: de ki Basım Yayım (2010).

”Filler ve Çimen”. beyazperde. Web. 25.05.2024

”Cenneti Beklerken”. beyazperde. Web. 25.05.2024

”Balık”. beyazperde. Web. 25.05.2024

”Balık”. derviszaim. Web. 25.05.2024

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.