Demeter: Bereket Tanrıçası

Editör:
Irmak Çelik
spot_img
“Ben şeref sahibi Demeter.
Hem ölümlüler hem de ölümsüzler için en büyük neşe ve nimet kaynağıyım.”
(Demeter’e Homerik İlahi)

Rhea ve Cronos’un kızı Demeter, bereketin, tarımın ve buğdayın tanrıçasıydı. Bereket tanrıçası olarak dünyaya yakın olmayı yeğler ve dünyayı evi olarak benimserdi, bu yüzden de vaktinin çoğunu Olimpos’ta geçiren tanrıların aksine dünyaya daha fazla egemendi. Bitkilerin ve mevsimlerin döngüsü onun tarafından kontrol ediliyordu. Antik Yunanlılar yaşamlarını Demeter’e borçlu olduklarının farkındaydılar, bu yüzden ona “kanun getiren anlamındaki “Thesmophoros” adını vermişlerdi. Demeter, antik Yunanlılar arasında doğurganlığın ve anne sevgisinin sembolü olarak da saygı görüyordu.

Homeros Demeter için yazdığı ilahide ondan “Rhea’nın güzel sarı saçlı kızı” olarak bahseder. Tanrıçanın omzuna dökülen görkemli sarı saçları vardır; sağ elinde buğday başağı, sol elinde ise kızı Persephone’u ararken kullandığı meşaleyi tutar. Demeter, giyinik ve anaç görünümlü bir kadın olarak tasvir edilir.

statue | British Museum
Demeter, statue, mid-4th century BCE; British Museum, London.

Demeter ve Aşıkları

Zeus

Demeter’in ilk aşığı kardeşi Zeus’tu (kulağa garip gelebilir ancak Yunan mitolojisinde kardeşlerin ilişkileri doğal karşılanırdı). Çapkın tanrı Zeus, kardeşiyle dördüncü evliliğini gerçekleştirdi. Bu ilişkiden tanrıçanın en sevdiği çocuğu Persephone dünyaya geldi.

Iasion

Demeter, ölümlü aşkı Iasion’la bir düğünde tanıştı ve üç kez sürülmüş bir tarlada birlikte oldular. Düğüne geri döndüklerinde, Zeus iki aşığın elbiselerindeki çamur lekelerini fark etti ve hemen orada İasion’u, üzerine şimşek atarak cezalandırdı. Demeter bu birliktelikten Plutus ve Philomelus adında iki oğlan doğurdu. Adı “servet” anlamına gelen tanrı Plutus, Zeus tarafından kör edildi ki servet insanlar arasında adaletsiz dağılmasın. Philomelus ise bir çiftçi olup ve sabanı icat etti. Demeter oğlu Philomelus öldüğünde onu takımyıldızına dönüştürerek ödüllendirdi.

Poseidon

Demeter, kardeşinin ısrarlı sarkıntılıklarından kaçmak için bir kısrak kılığına girdi ancak Poseidon vazgeçmedi ve kendisi de bir aygıra dönüşerek onunla birlikte oldu. Bu birliktelikten Desponia adlı bir orman perisi ve Arion adında konuşan, gücü ve hızıyla bilinen vahşi bir at dünyaya geldi. Öyle ki Arion’a sahip olan kişiler girdikleri savaştan galip ayrılıyorlardı.

Anne Sevgisinin Söylencesi: Demeter ve Persephone

The Rape of Proserpina (Ratto di Proserpina), Gian Lorenzo Bernini, Borghese Gallery, Rome.

Demeter’in kızı Persephone’ye sevgisi sonucunda gelişen olaylar onun en bilinen söylencesini oluşturur. Zeus, Demeter’den habersiz Persephone’yi onunla evlendirmek için Hades‘e söz verdi. Bir gün Persephone, Okeanus’un kızları nymphelerle (su perileriyle) çiçek toplarken Zeus’un emriyle yetiştirilmiş çok güzel olan nergise uzandı. Kız tuzağa düşmüştü, yer yarıldı ve Hades; kızı hâkimi olduğu yeraltı dünyasına kaçırdı. Demeter, dokuz gün dokuz gece elinde kocaman bir meşaleyle dünyanın dört bir yanında çaresizce kızını aradı ancak ona dair hiçbir iz bulamadı. Onuncu gün Hekate (ay ve geceyle ilişkilendirilmiş bir tanrıça), kızını arayan tanrıçayı güneş tanrısı Helios’a götürdü.

Helios, alev alev yanan dört kısrak tarafından çekilen ateş arabasıyla her gün gökyüzünü doğudan batıya dolaşırdı, bu yüzden yeryüzünde olan her şeyi görür bilirdi, tıpkı Persephone’nun kimin tarafından kaçırıldığını bildiği gibi. Hades’in kızını kaçırdığını ve buna sebep olanın Zeus olduğunu öğrenen Demeter, artık üzgün olduğu kadar öfkeliydi de. Olimpos Dağı’nı ve bereket tanrıçası olarak üstlendiği görevlerini terk etti; tüm dünyada kıtlık başladı, bitkiler öldü ve yerlerine yenileri yetişmedi, yeryüzü çöle döndü.

“Kızının hasretİnden tükeniyordu.
O, herkesi besleyen, dünyanın her yerindeki ölümlüler için en korkunç yılı yaptı.
O kadar korkunçtu ki İnsanın aklına Hades’in tazısı geliyordu. Saçında güzel çelenkler olan Demeter, tohumları sakladı, hiçbirini yeryüzüne göndermedi.
Pek çok kavisli saban öküzler tarafından tarlalarda sürüklendi, hepsİ boşuna…
Pek çok parlak buğday tanesİ toprağa düştü, hepsi boşuna…
İşte şu anda, Demeter tüm insan ırkını açlıkla yok edebİLİRDİ.”
(Demeter’e Homerik İlahi)

Demeter Eleusis’te

Olimpos Dağı’nı terk ederek ölümlüler arasında yaşlı bir kadın kılığında gezen Demeter, Eleusis Kralı Celeus’un sarayına vardı. Kral ve kraliçe tanrıçayı o kadar iyi ağırladılar ki Demeter hemen sarayda hizmetkarlığa başladı. Kraliçe Demeter’e çok güvenmişti bu yüzden oğlu Demophon’un süt annesi olmasını istedi. Evlat özlemini bu oğlan çocuğuyla biraz da olsa bastırabilen ve çok iyi ağırlandığından kral ve kraliçeye minnettar olan tanrıça, Demophon’u ölümsüz yapmaya karar verdi. Oğlanı, gündüzleri tanrılara sonsuz hayat veren “ambrosia” ile beslerken geceleri ruhunu yakmak için ateşe fırlattı. Fakat çok geçmeden durumu fark eden kraliçe, endişeyle bağırarak tanrıçayı kızdırdı. Demeter, kimliğini açığa çıkardı ve krala onları affedebilmek için kendi adına bir tapınak yapmasını emretti. Böylece Yunanistan’ın Attika bölgesindeki ünlü “Eleusis Tapınağı” inşa edildi. Demeter halka kendi onurunda düzenlenecek, günümüzde “Eleusis Gizemleri” olarak anılan dinsel ayinleri öğretti.

Demeter Kızına Kavuşuyor

The Return of Persephone, Frederic, Lord Leighton, Leeds Art Gallery, Leeds.

Demeter, yasını tapınağında tutmaya devam etti. Bu sırada dünyaya korkunç bir kıtlık ve kuraklık hakimdi. Zeus, Persephone’yi Demeter’e geri götürmediği takdirde insanlığın yok olacağını anladı ve Hades’i ikna etmek için haberci tanrı Hermes’i gönderdi. Hades’in aşkından vazgeçmeye niyeti yoktu, bu yüzden yiyeni yeraltı dünyasına mahkûm eden nardan Persephone’ye yedirdi. Artık Persephone yeraltı dünyasından ayrılamazdı, bu da Demeter ve Hades’in uzlaşmasını gerektirdi: Persephone yılın yarısını annesiyle yeryüzünde geçirirken yılın yarısını Hades’le yeraltı dünyasında geçirecekti.

İşte mevsimler anne-kızın ayrılması ve kavuşmasını takip eden döngüler sonucunda oluştu. Demeter’in kızı Persephone’a kavuşma zamanı yaklaştığında yeryüzünde havalar ısınmaya başlar, bitkiler yeşerirdi; ilkbahar gelirdi. Anne-kız kavuştuğundaysa mutluluk yeryüzünü sarıp sarmalardı, havalar ısınır, çiçekler açardı; yaz gelirdi. Demeter kızı Persephone’u yeraltı dünyasına gönderdiğinde yeryüzünü bir kasvet kaplardı, çiçekler solardı, havalar soğurdu; sonbahar gelirdi. Tanrıça kızının yokluğunda perişan olduğunda tüm dünyadan elini ayağını çekerdi, onun nimetlerinden yoksun kalan yeryüzüne kış hâkim olurdu.

Demeter’in Festivalleri

Demeter, yeryüzünün kontrolünü elinde tutan bereket tanrıçasıydı, Antik Yunanlılar ona şükretmek için çok fazla nedene sahipti. En büyük kutlama da kızının dönüşüyle beraber Demeter’in verdiği nimetler için yapılırdı. Demeter ve kızı Persephone’u onurlandıran iki festival vardı: Thesmophoria ve Eleusis Gizemleri

Thesmophoria, Demeter’in simgelediği annelik ve kadınlık için “kanun getiren Thesmophoros” adının onurunda kutlanırdı. Antik Yunan’da kadınların söz hakları yoktu ve sadece erkeklerin eşleri olarak toplumda yer alıyorlardı. Thesmophoria, sadece kadınların kutladığı erkeklerin bulunmasının yasak olduğu bir festivaldi, kadınların sosyal yaşamda “var olmasını” sağlıyordu. Sonbahar başlangıcında üç gün boyunca kadınlar, hem toprağın hem de kendilerinin doğurganlıkları için ritüeller gerçekleştiriyorlardı.

Thesmophoria, 1894-1897, Francis David Millet. Brigham Young University Museum of Art.

Eleusis Gizemleri, Demeter ve Persephone kültleri tarafından yılda bir kez gerçekleştirilirdi, tanrıçanın kızını aradığı süreyi temsilen dokuz gün boyunca kutlanırdı. Thesmophoria’da fani dünyaya dair ritüeller gerçekleştirilirken, bu festivalde ritüeller ölümden sonraki yaşam içindi. İngilizcede gizem “mystery” anlamındadır ancak asıl gizem kelimenin kökeninde yatmaktadır. Yunancada “mystes”,”başlatma”, “mysteria“, “başlatma ritüeli” anlamına gelmektedir. Eleusis Gizemleri, Büyük ve Küçük Gizemler olarak ikiye ayrılırdı. Anne-kızın kültüne katılan insanlar ilk başta sadece Küçük Gizemler’e katılırlarken kendi “mysteria”larını tamamladıklarında Büyük Gizemler’in ritüellerini öğrenip gerçekleştirebilirlerdi. Böylece kendi mysterialarını tamamlayanlar, kültün üyelerine vaadettiği ölümden sonraki mutlu yaşama daha çok yaklaşırlardı.

“Bunlara katılanlar, yaşamın sonu ve (aion) ömrünün tamamıyla ilgili olarak daha iyi umutlara sahiptİr.”
Attikalİ İsokrates (MÖ. 436-338)

Demeter ve Tarım

Söylencelere göre Demeter’i misafir eden Eleusis Kralı Celeus’un iki oğlu vardı: Demophon ve Triptolemos. Tanrıça, bebek Demophon’u ölümsüz yapmaktan vazgeçtiğinde kral ve kraliçenin diğer oğulları Triptolemos‘a tarım sanatını ve Eleusis Gizemleri’ni öğretmeye karar verdi, böylece Triptolemos Eleusis Gizemleri’ni ilk öğrenen rahip oldu, Yunanistan’ı gezerek hem gizemleri hem de tarım sanatını insanlara öğretti.

Kaynakça

Sears, Kathleen. Mitoloji 101: Eski Yunan ve Roma Mitolojisi Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey. İstanbul: Say, 2020.

Williams, Bethany. “The Goddess Demeter: Who Is She and What Are Her Myths?”. Thecollector. Web, 27.06.2022, The Goddess Demeter: Who Is She and What Are Her Myths? (thecollector.com). Erişim Tarihi: 18.02.2023

Vakkas, Christina. “The Thesmophoria: Women’s Ritual in the Ancient World”. Hellenic, Web, 07.10.2023, The Thesmophoria: Women’s Ritual in the Ancient World (hellenic.org.au). Erişim Tarihi: 18.02.2023

Naples, Mary. “Unraveling the Eleusinian Mysteries”. Femminaclassica. Web, Unraveling the Eleusinian Mysteries – Femmina Classica. Erişim Tarihi: 18.02.2023

 

 

 

 

 

 

spot_img

5 YORUM

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Valide-i Muazzama : Mahpeyker Kösem Sultan

Naib-i saltanat unvanıyla Osmanlı İmparatorluğu'nu yaklaşık 30 yıl yöneten Mahpeyker Kösem Sultan, attığı adımlarla hanedanın kaderine yön vermiştir.

Hafıza Mekanları: Anıtların Psikolojik ve Toplumsal Etkileri

Anıtlar, toplumsal hafızayı korur ve kimliğimizi inşa eder. Kolektif hafıza ve kültürel aktarımın dönüştürücü gücüdür.

Eşeği Saldım Çayıra – Kazak Abdal | Şiir İncelemesi

Kazak Abdal hayatı ve bilinen şiirlerinden olan Eşeği Saldım Çayıra eserinin incelemesi.

Twinless Film İncelemesi: İki Yalnız, Bir Kayıp

Başrolde Dylan O'Brien'ın yer aldığı kayıp, yalnızlık, bağ kurma arayışı, yas süreci üzerine dokunaklı bir film olan Twinless film incelemesine göz atın.

Alice in Borderland 3. Sezon İncelemesi: Neden Beklentiyi Karşılayamadı?

Alice in Borderland dizisinin 3. sezonun her oyununda Chishiya'nın zekâsını arayıp, Aguni'nin fedakârlığını andık diyebilirim. 

Evrensel Duygular: Anlamadan da Hissedeceğiniz 8 Şarkı

Dili fark etmeksizin ruhunuza dokunan, evrensel duygusal taşıyan 10 şarkıyı keşfedin. Melodik parçalarla hazırladığımız liste, her anınıza eşlik edecek!

Viktoryen Dönemde Kadın İmgesi: “Evdeki Melek”

Viktoryen dönemde ‘Evin Meleği’ ideali, kadını fedakâr ve itaatkâr bir role hapsetti. Gilman ve Woolf bu miti sorgulayarak özgür kadının sesini aradı.

Jane Austen ve Aşkın Sosyal Eleştirisi

Jane Austen, romanlarında aşkı sadece romantik bir duygu olarak değil; statü ve kadınların konumu üzerinden ele alarak dönemin evlilik anlayışına eleştirel bir bakış atar.

Shirley Jackson’ın Amerikan Gotik Edebiyatındaki Yeri

Shirley Jackson, Amerikan gotiğine modern bir ses getirmiş ve kalıcı bir iz bırakmıştır.

Amerikan Edebiyatında 4 Yalnız Kahraman

Amerikan edebiyat tarihinin en önemli temsilcileri haline gelmiş kahramanlarımızın ne kadar soyutlanmış bireyler olduğunu farketmiş miydiniz?

Editor Picks