Cumhuriyet Dönemi’nde Müziğin Gelişim Süreci

Editör:
Damla Satıroğlu
spot_img

“Bir ulusun yeni değişikliğinde ölçü, musikide değişikliği alabilmesi, kavrayabilmesidir.”
-Mustafa Kemal Atatürk

Cumhuriyetin ilanıyla birlikte istisnasız her alanda köklü değişimler yaşayan Türkiye’de müzik de değişikliklerden payını almıştır. İslamiyet’ten önce ve sonrasında Türklerde müzik alanında yaşanan değişim ve gelişim, Cumhuriyet Dönemi‘nde de devam etti. Her daim dinamik bir karaktere sahip olan müziğin, Cumhuriyet Dönemi’nde gerek bizzat Mustafa Kemal Atatürk tarafından gerekse yurt dışından gelen önemli kişilerce nasıl etkilendiğini yazının devamında irdeleyeceğiz.

Yazının devamını okurken eşlik etmesi amacıyla Cumhuriyet Dönemi’nin müziğini yansıtan onlarca güzel bestelerden birini sizler için seçtik. Keyifli okumalar.

Birer birer gerçekleştirilen inkılapların yanında ülkemizin sanatta, özellikle de müzikte Avrupa’dan geri kalmaması için 1924 yılında çıkarılan Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile Musiki Muallim Mektebi açılmıştır. Ülkemizdeki ilk müzik öğretmeni yetiştiren kurum olmasıyla oldukça önemli olan bu kurum ile, Avrupa’da bir gelenek haline gelen konservatuar kültürünü ülkemize getirerek müzikte yeni bir sayfa açmak hedeflenmiştir. 1924 yılında açılan kurum, 1934 yılında işlevini genişleterek öğretmen yetiştirmenin yanı sıra sanatçı yetiştirmeyi de amaçlayarak tam anlamıyla konservatuar halini almıştır. 1938-1939 yıllarında ise müzik öğretmeni yetiştirme görevini üç yıl süreyle Alman müzisyen Eduard Zuckmayer üstlenmiştir.

undefined
Musiki Muallim Mektebi

Cumhuriyet Dönemi’nde müziğin gelişiminde yurt dışında gelen önemli isimlerin de payı olduğunu belirtmiştik. 1936 yılında ülkemizi ziyaret eden Avrupalı kişilerin sadece konservatuar gibi müzik kurumları konusunda değil, diğer alanlarda da önemli fikirler aktarmışlardır. Özellikle Macar besteci ve etnomüzikolog Béla Bartók, 1936 yılında Türkiye’yi ziyaret ettiği sırada Adnan Saygun ve diğer müzikçilerle birlikte fikir alışverişlerinde bulunmuş ve Anadolu’nun birçok farklı yörelerine ait halk müziklerinin değerlendirilmesi konusunda araştırmalar yapmıştır. Hatta Béla Bartók sayesinde 1938 yılında Ankara Devlet Konservatuarı bünyesinde Türk Halk Ezgileri Arşivi kurulmuştur.

Cumhuriyet Dönemi ve Müzik Anlayışı

Cumhuriyet Dönemi’ne baktığımızda birden fazla müzik anlayışı görmemiz mümkündür. Öne çıkan ismin Ziya Gökalp‘ın olduğu ilk anlayış; Cumhuriyet’in ilk yıllarında müzikte önde olan Batı’yı yakalamak amacıyla konservatuar gibi Batı’nın müzik alanındaki kurumlarını ülkemize getirmek ve müzikteki unsurları kendi müziğimize dahil etmektir. Burada da bahsettiğimiz ilk anlayış için Türk müziğinin saf, doğal halinden uzaklaşıp farklı kültürlerle birleştiğini söyleyebiliriz. Bu anlayışın haricinde Türk müziğini bırakıp tamamen Batı müziğine yönelmek ve tam tersi tamamen Türk müziğinin özünü koruyarak ilerlenmesi gerekildiğini düşünen farklı bakış açıları mevcuttu.

Mustafa Kemal Atatürk, Türk müziğinin özünü koruyarak geliştirilmesi yönünde düşünenler arasında yer almaktaydı. Cumhuriyet Dönemi’nde Türk müziğinin gelişimi yönünde birçok çalışmalar yapmış hatta Ziya Gökalp’ten de etkilenmiştir.

Mustafa Kemal Atatürk‘ün müziğe olan ilgisiyle ilgili daha detaylı bilgi edinmek isteyenleri konu hakkında yazılmış yazımıza davet ediyoruz: Mustafa Kemal Atatürk ve Müziğe Verdiği Değer

Devlet konservatuarının açılmasını sağlayarak milli müziğimizin ulusal bir boyuta ulaşmasını amaçlayan Atatürk, dönemin farklı fikir ve düşüncelerine sahip kişilerce gerçekleştirilen Türk müziğinin kısa süreli yayın yasağını bizzat kaldırmıştır.

CUMHURİYET'İN MÜZİĞİ VE İSTANBUL | Büyük İstanbul Tarihi
https://istanbultarihi.ist/240-cumhuriyetin-muzigi-ve-istanbul

Türkiye’de 50’li Yıllar ve Müzik

1950’li yıllara baktığımızda Türkiye’de müzik alanında gelişmeler hız artırmaya başlamıştır. 1953 yılında İzmir Radyosu, 1954 yılında İstanbul ve 1958 yılında Erzurum Radyosu Yurttan Sesler Korosu kurulmuştur. Yurttan Sesler Korosu hakkında Muzaffer Sarıözen şu sözleri söylemiştir:

“Radyonun sımsıkı tuttuğu ve başardığı halk türküleri yayımı, ne sadece dinleyicilerine hoş bir vakit geçirmek ne de yalnız türkülerimizin çeşitleri hakkında fikir vermekten ibarettir. Gönüllerimizi bir araya toplamak ve bütün memleketi tek duygu haline getirmek Yurttan Seslerin başlıca hedefidir. Artık izaha lüzum kalmamıştır ki Yurttan Sesleri sanatkâr işçileri memlekete en modern tahrip vasıtalarının bile zerresi koparmayacağı bambaşka bir istihkam yapmakla meşguldür.”

Muzaffer Sarıözen’in açıklamasıyla birlikte neden Yurttan Sesler adının verildiğini de daha iyi anlıyoruz. Ülkemizi ve insanları ortak bir paydada toplamak ve gönülleri bir araya getirmek, Yurttan Sesler Korosu’nun asıl amacıdır diyebiliriz.

Türk pop müziğinin öncü ismi: Erol Büyükburç
Erol Büyükburç.

Ülkemize giriş yapan ve evlerin içerisine girerek yayılma hızını artıran plak kültürü ile müziğe farklı bir ivme kazandırıyor 50’li yıllar. Plak, müzik furyasında yeni bir dalga yaratırken beraberinde farklı müzik tarzlarını da getirerek müzikte çeşitliliğin yaşanmasını sağlıyor. Pop, caz, tango ve birçok başka türden müziği bu yıllarda ülkemizde görmemiz mümkün. Bu dönemde öne çıkan isimler arasında, Celal İnce ve ülkemizin ilk kült müzisyenlerinden olan Erol Büyükburç‘u gösterebiliriz. Ülkemizin ilk büyük turnesini gerçekleştiren Büyükburç, müzik dünyası için son derece önemli bir isimdir.

60’lı Yıllarda Müziğin Mevcut Konumu

Türkiye, 45’lik plaklarda ilk Batı müziğini 60’lı yılların başında, Barış Manço ve içinde yer aldığı topluluğu Armoniler yapmıştır. 60’lı yıllara geniş bir açıdan bakacak olursak; bu dönemde tango ve caz yerine daha çok Anadolu pop ve arabesk müziğin ön plana çıktığını görmemiz mümkün. Anadolu’nun yerli müzik kültürü ile Batı’nın popüler müzik kültürü arasında kurulmaya çalışılan ilişkinin bir simgesidir Anadolu pop. Ülkemizin birçok farklı noktasında müzik gruplarının ortaya çıkmasının yanı sıra müzik festivalleri de yavaş yavaş boy göstermeye başlamıştır. Buna örnek olarak 1963 yılında ilki düzenlenen Boğaziçi Müzik Festivali‘ni gösterebiliriz.

1965 yılında ise Hürriyet Gazetesi’nin düzenlemiş olduğu Altın Mikrofon yarışması düzenlenir. Yarışma sayesinde ülkenin taşra kesimi de Batı müziği ile tanışmıştır. Ülke halkının yarışmaya ilgi göstermesinin en önemli sebeplerinden biri ise yarışmayı kazanacak olan birincinin halk oylaması ile belirlenmesidir. Yarışmada yer alan sanatçılar, Hürriyet Gazetesi’nin düzenlemiş olduğu turne ile tüm ülkeyi dolaşır ve şarkılarını canlı olarak söylerler.

Altın Mikrofon yarışmasının ülkemize kazandırdığı önemli isimlerden ikisi olan Cem Karaca ve Erkin Koray, yapmış oldukları şarkılar ile Batı’ya yeni bir köprü kurarlar.

Hürriyet Gazetesi 24 Şubat 1965 - Altın Mikrofon Armağanını Yıldırım Gürses Kazandı GZ81643 - - Hürriyet

Türk Beşleri

Araştırmacı Halil Bedii Yönetken‘in tabiri ile kullanmaya başladığımız Türk Beşleri, müzik tarihimizin önemli beş bestecisini temsil etmektedir. Bu bestecilerimiz: Cemal Reşit Bey, Hasan Ferit Alnar, Ulvi Cemal Erkin, Ahmet Adnan Saygun ve Necil Kâzım Akses‘dir. Batı müziğinin yaygınlaştırılması konusunda son derece önemli katkılarda bulunan Türk Beşleri, ulusalcılık akımının da etkisiyle halk müziğinin esintilerinden de yararlanmışlardır.

Büyük Türk bestecisi: Adnan Saygun
Ahmet Adnan Saygun.

Türk bestecilerinde ikinci kuşak 20. yy. bestecileri olarak anılan isimleri incelediğimizde ise Bülent Arel, İlhan Usmanbaş, Nevit Kodallı, İlhan Mimaroğlu, Ferit Tüzün, Muammer Sun, Cengiz Tanç ve Yalçın Tura gibi birçok ismi görmekteyiz. Türk Beşleri‘nin ardından çağdaş sanatı da içerisine alarak hem Avrupa hem de Amerika’da da isimlerini duyurmuş sanatçılarımızdır. Bu sanatçılarımızdan Bülent Arel, elektronik müziğin dünya çapındaki önemli isimlerinden birisiyken; çağdaş müziğin ülkemizdeki usta isimlerinden birisi de İlhan Usmanbaş‘tır.

Yeni İnsan: İlhan Usmanbaş - IAE Blog
İlhan Usmanbaş. https://blog.iae.org.tr/sergiler/yeni-insan-ilhan-usmanbas

Türk müziği şu anda devlet korumasında ve geçmişte kalmamak için büyük bir mücadele içerisindedir. Günümüzde Türk müziğinin ülke sınırlarını aşarak istenilen yankıyı uyandıramaması, Türk müziğinin özünden uzaklaşılması ve Batı müziği ile etkileşimin ötesine giderek Batı’nın gölgesinde kalması; bir süre daha yoğun bir mücadele içerisinde olacağını bizlere göstermektedir. En büyük sorunlardan birisinin ulaşılacak bir dinleyici kitlesinin olmaması da bahsettiğimiz bu sorunun başlıca kaynağı olarak gösterilebilir. Türk müziğini cam ardından izlenecek, dokunmadan sevilecek nadide bir eser halinden çıkarıp hak ettiği değere kavuşması için ihtiyacı olan dinleyici kitlesinin bulunması gereklidir.


Kaynakça

  • Turkish Music Portal. “CUMHURİYETİN İLANI VE TÜRKİYE’DE MÜZİK İNKILABI”. Erişim: 14.08.2023. Web
  • Kampüste Ne Var. “Cumhuriyet Dönemi’nde Müzik”. Erişim: 14.08.2023. Web
  • doremusic Akademi. “MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ve CUMHURİYET SONRASI MÜZİK (MUSİKİ)”. Erişim: 14.08.2023. Web
  • Türk Yurdu. “Tarihsel Süreçte Türk Müziği ve Cumhuriyet Dönemindeki Yansımaları”. Erişim: 14.08.2023. Web
  • Öne çıkan görsel: istanbultarihi.ist
spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Love Bombing Kavramının Chuck Bass ile Eşleştirilmesi

Chuck Bass'in Blair'e yaptığı aşk bombardımanının gerçek aşk değil de manipülasyon olması.

Söylenti Aylık Frekans

Söylenti Müzik Frekansı ile sonbaharın gizemli, esintili ve en sevilen zamanlarına, Ekim ayına hoş geldiniz! Önerilerimiz sizin için hazır.

Valide-i Muazzama : Mahpeyker Kösem Sultan

Naib-i saltanat unvanıyla Osmanlı İmparatorluğu'nu yaklaşık 30 yıl yöneten Mahpeyker Kösem Sultan, attığı adımlarla hanedanın kaderine yön vermiştir.

Hafıza Mekanları: Anıtların Psikolojik ve Toplumsal Etkileri

Anıtlar, toplumsal hafızayı korur ve kimliğimizi inşa eder. Kolektif hafıza ve kültürel aktarımın dönüştürücü gücüdür.

Eşeği Saldım Çayıra – Kazak Abdal | Şiir İncelemesi

Kazak Abdal hayatı ve bilinen şiirlerinden olan Eşeği Saldım Çayıra eserinin incelemesi.

Twinless Film İncelemesi: İki Yalnız, Bir Kayıp

Başrolde Dylan O'Brien'ın yer aldığı kayıp, yalnızlık, bağ kurma arayışı, yas süreci üzerine dokunaklı bir film olan Twinless film incelemesine göz atın.

Alice in Borderland 3. Sezon İncelemesi: Neden Beklentiyi Karşılayamadı?

Alice in Borderland dizisinin 3. sezonun her oyununda Chishiya'nın zekâsını arayıp, Aguni'nin fedakârlığını andık diyebilirim. 

Evrensel Duygular: Anlamadan da Hissedeceğiniz 8 Şarkı

Dili fark etmeksizin ruhunuza dokunan, evrensel duygusal taşıyan 10 şarkıyı keşfedin. Melodik parçalarla hazırladığımız liste, her anınıza eşlik edecek!

Viktoryen Dönemde Kadın İmgesi: “Evdeki Melek”

Viktoryen dönemde ‘Evin Meleği’ ideali, kadını fedakâr ve itaatkâr bir role hapsetti. Gilman ve Woolf bu miti sorgulayarak özgür kadının sesini aradı.

Jane Austen ve Aşkın Sosyal Eleştirisi

Jane Austen, romanlarında aşkı sadece romantik bir duygu olarak değil; statü ve kadınların konumu üzerinden ele alarak dönemin evlilik anlayışına eleştirel bir bakış atar.

Editor Picks