Cumhuriyet Dönemi Romanında Kadın: Yerden Göklere Yükseliş

Editör:
Rabia Yeşil
spot_img

29 Ekim 1923‘te Cumhuriyet‘in ilanıyla birlikte her alanda olduğu gibi Türk edebiyatında da değişimler meydana gelir. Kurtuluş Savaşı’nın ortaya çıkardığı atmosfer ile yazarlar, aydınlar milli duyguların tüm yurtta hissedilmesi için harekete geçer.

Cumhuriyet Dönemi Romanına Genel Bakış

Cumhuriyet ile roman yapı ve içerik olarak dönemin sosyal, siyasi atmosferinden etkilenir. Yazarlar, toplumu gözlemleyerek toplumdaki değişimleri gözler önüne seren romanlar kaleme alır. Cumhuriyet Dönemi’nde edebiyat, temelde halkı halka anlatmak olarak görüldüğü için dönemin romanlarında sade, herkes tarafından anlaşılır bir dil kullanılır. Döneme şahit olan yazarlar, Cumhuriyet ideolojisine uygun milli duygularla eserler kaleme almaya çalışır.

Kurtuluş Savaşı, sosyal hayat, siyasi konular üzerinden kaleme alınan romanlarda modernleşmenin en önemli unsurlarından biri olan kadın karakterlerinin Cumhuriyet Dönemi’ne kadar yaşadığı değişime gelin birlikte göz atalım! 

Türk Edebiyatı Romanlarında Kadın

Türk edebiyatı başlangıcından itibaren kadın, dönemin sosyal, kültürel durumuna göre romanlarda yerini alır. Romanlarda dönem dönem konumu değişen kadın, Tanzimat Dönemi‘ne kadar geri planda kalır. 

Türk toplumunun geçirmiş olduğu siyasi, sosyal, ekonomik değişimler edebi eserlere de yansır. Bu yansımadan en çok etkilenenler romanlarda yer alan kadın karakterlerdir diyebiliriz. Dede Korkut Hikayeleri‘nde kadınların at bindiğini, kılıç kuşandığını görürüz. Daha sonraki dönemlerde toplum tarafından belirlenen kurallar ile kadın eserlerde daha geri plana atılır. 

Tanzimat Dönemi ile birlikte bu sorun dile gelmeye başlar. Kadının toplumdaki yeri, görücü usulü evlilik, kadınların eğitim hakkı gibi konular romanlarda öne çıkar. Buna rağmen toplumda önemli bir yere sahip olan kadının varlığı sosyal hayatta pek fazla görülmez. Böylelikle bu durum Tanzimat romanlarına konu olmaktan öteye gidemez. Servetifunün Dönemi ile gelişimini tamamlamaya çalışan kadın karakterler ufak bir adım daha atarlar. Tanzimat Dönemi eserlerine göre bu dönemin eserlerinde kadın daha aktif rol oynar. 

Cumhuriyet Dönemi Romanlarında Kadın

Cumhuriyet Dönemi ile ortaya çıkan yenileşme her alanda kendini gösterir. Bu yenileşmelerin getirdiği bir değişim ise kadın karakterlerin eserler içerisinde aldığı yerdir. Modernleşmeyle birlikte kadın karakterler eserlerde kendisini daha kalıcı hale getirir.

Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte toplumun değişmesi zamanlar gerçekleşir. Bu değişim edebi eserlerde de aynı şekilde gerçekleşir. Romanlara değişim, eskiyle yeniyi karıştırılarak yerleştirilir. Kadın, Cumhuriyet Dönemi romanlarında dönem dönem farklı konumlarda yer alır. İlk dönemlerde eskinin birden sökülüp atılamamasıyla kadın ön plana çıkmaya başlar fakat ön plana çıkan kadın karakterler geleneksel kadın karakterlerdir. Erkeğin gölgesinden tam olarak çıktıklarını söyleyemeyiz. İlk dönem eserlerinde kadın nesneleştirilir. Kadın vardır fakat çok fazla söz sahibi değildir. Halide Edip Adıvar‘ın kaleme aldığı Vurun Kahpeye isimli romanında yer alan Gülsüm Hala geleneksel kadın karakterine bir örnektir.

Tanzimat Dönemi’nden Cumhuriyet Dönemi’ne kadar sancılı bir süreçten geçen kadın karakterler Cumhuriyet ile birlikte var olmayı başarır. Kadın artık bir sorun olmaktan çıkıp çözümün merkezine yerleşir.  

Cumhuriyet’in kurulmasıyla birlikte yazarlar da Cumhuriyet’e uygun ideal kadın karakteri inşası için harekete geçer. Kadın artık eserlerde yenileyici, kurucu olarak yerini alır. Kadınların basın hayatında aktif olarak rol almaları eserlere olumlu anlamda yansır. Cumhuriyet ile birlikte kadın özgürleşir, kendi ayakları üzerinde durmak ister. Yakup Kadri Karaosmanoğlu‘nun kaleme aldığı Ankara isimli romanında Selma Hanım‘ın eşine çalışmak istediğini dile getirmesi bu duruma örnektir.

“‘Çalışmak istiyorum. Fakat hayatımı kazanmak için değil,’ derken, bunun tamamıyla aksini düşünüyordu. Bilakis, onca kadının hürriyeti demek, hiçbir hususta erkeğine muhtaç olmaması, ondan bir şey beklememesi, ona tâbi bulunmaması idi.”

17 Şubat 1926‘da Medeni Kanun ile kadının varlığı kabul edilir ve ailede kadın erkek eşitliği sağlanır. Tek eşle evlilik, resmi nikah zorunluluğu gibi değişiklikler o dönemde geleneklerine bağlı kalanlara doğru gelmez. Bu duruma örnek ise Hüseyin Rahmi Gürpınar‘ın eseri olan Tebessüm-i Elem isimli romanıdır. Romanda Ragıbe‘nin eşini tanıyarak evlenmeyi istemesi annesi için bir sorundur.

“Ah kızım, adın çıkacak, evlerde kalacaksın. Baban seni böyle yapsın diye mi yetiştirdi? Keşke mahalle mektebinde düzce bir ilmihal okuyup da çıkaydın benim için daha işe yarar bir kız olurdun.”

Romanlarda yer alan kadınların eğitim alması, bakış açılarını değiştirmesi edebiyatı farklı bir noktaya taşır. Yeni bir medeniyetin inşasında kadınların sınırlarının kalkması gerektiğini düşünen dönem yazarları, bu fikirlerini kaleme aldıkları romanlar aracılığıyla topluma iletir.  

Cumhuriyet’in oluşturduğu ideal kadın tipi değerlerine bağlı, aklını kullanabilen, yeniliğe açık ve çalışkan kadındır. Dönem yazarları eserlerinde oluşturdukları bu ideal kadın karşısına batılılaşmayı şekilden ibaret sana kadın karakterler getirir. Böylelikle doğru olanı daha net göstermeyi amaçlarlar. Bu duruma örnek olarak Yakup Kadri Karaosmanoğlu‘nun Ankara isimli romanında Selma ideal kadın tipini oluştururken Kiralık Konak romanında yer alan Seniha ise yeniliğin giyim kuşumdan ibaret olduğunu sanan karakterdir. Bu tarz romanların sonunda ideal kadın kazanırken diğer kadın karakter kötü sona sürüklenir.  

Kadın, ilk dönemlerden bu zamana kadar farklı konumlarda yer alır. Tanzimat Dönemi ile birlikte eserlere konu olan kadın, devletin kuruluşunda bir araç olarak görülür. Cumhuriyet Dönemi’nde ise bu durum yazara, toplumu bu yeniliğe hazırlama görevini verir. Böylelikle eserlerde kendine bir yer bulmayı başaran kadının her alanda önü açılır.  

Mustafa Kemal Atatürk‘ün çizdiği yolda Cumhuriyet ile birlikte kadınların daima hak ettikleri yerde olması temennimizdir!


Kaynakça

Oruç, S. & Özcan, T. (2020). Cumhuriyet Dönemi (1923- 1938) Türk Romanında Kadın İmgesi: Kafesin Ardından Kur(t)uluşa. Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 30(2). 1-12.

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Kültürlerarası Etkileşim ve Asimilasyon Nasıl Ortaya Çıktı?

Asimilasyonun tarihsel kökenini, kültürlerarası etkileşimin toplumlar üzerindeki etkisini ve farklı kültürlerin bir arada yaşama süreçlerini keşfedin.

Söylenti Müzik Rehberi: Gojira’yı Anlamak

Metal sahnesinde bazı gruplar vardır; onları dinlerken yalnızca müziğe değil, bir dünya görüşüne tanıklık ederiz. Gojira, tam da bu gruplardan biri.

İstanbul Moda’da Macaroni Events: Makarna ile Yaratıcı Bir Deneyim

Macaroni Event, makarna hamuruyla oyunların oynandığı, yeni bağlantılar kurulan ve yeni karşılaşmaların yaşandığı sosyal bir oyun alanı.

The Summer I Turned Pretty Karakterleri Hangi Filmleri Önerirdi?

Yazın en çok konuşulan dizisi The Summer I Turned Pretty final yaptı. Peki, karakterler film önerseydi hangilerini seçerdi? Gelin birlikte keşfedelim.

Sevilme İhtiyacının Gölgesinde: Onay Kompleksi ve Sosyal Kimlik

Kendi ışığınla var olmak, sevilmeden de sevebilmek ve onaysız yaşam, özgürlüğün ve içsel huzurun sessiz zaferidir.

Amy Winehouse – Rehab ve Psikoloji Çerçevesinde İncelenmesi

Kendini inkârın sesi: Amy Winehouse'un Rehab'ı bir kadının içsel direnişini ve kırılganlığını anlatan dürüst bir itiraf.

Çamurda Doğan Saflık: Nilüfer Çiçeği ve 5 Eser İncelemesi

Nilüfer çiçeğinin Doğu’dan Batı’ya uzanan anlamsal yolculuğu ve bu yolculuğun sanat üzerindeki büyüleyici izleri.

Hailey Bieber Stil İncelemesi: Çabasız Şıklığın Öncüsü

Hailey Bieber, minimalist ama iddialı stiliyle sade şıklığı bir güç ifadesine dönüştürüyor.

Bakü Seferi ve Kafkas İslam Ordusu

Osmanlı ordusunun Kafkasya’daki son seferi, Nuri Paşa komutasındaki Kafkas İslam Ordusu’nun Bakü’yü kurtararak Azerbaycan’ın bağımsızlık yolunu açtığı zaferdir.

“The Beach At Sainte Adresse” Tablosunu Anımsatan Şarkılar

Monet'nin The Beach At Sainte-Adresse isimli eserini anımsatan şarkılara birlikte göz atalım!

Editor Picks