Kalemini milletin birliği, beraberliği, kalkınması ve milletine yol göstermek için kullanan; edebiyatımızın ilk ‘‘Milli Şair” ünvanına sahip şairimiz Mehmet Emin Yurdakul, 13 Mayıs 1869’da İstanbul’da doğmuştur. 1897’de Asır Gazetesi’nde ilk şiiri olan Cenge Giderken‘i yayımlamış; 1898’de şiirlerini Recâizâde Mahmud Ekrem, Abdülhak Hâmid Tarhan, Şemseddin Sâmi, Rıza Tevfik Bölükbaşı, Fazlı Necib’in takrizleri ve saray ressamı Zonaro’nun resimleriyle birlikte Türkçe Şiirler adıyla kitap halinde yayımlamıştır. “Türklerin İlk Büyük Milli Şairi” Mehmet Emin Yurdakul, 1944 yılında İstanbul’da yaşamını yitirmiştir.
Edebi Kişiliği

Ben bir Türk’üm; dinim, cinsim uludur;
Sinem, özüm ateş ile doludur.
İnsan olan vatanının kuludur.
Türk evladı evde durmaz giderim.
Cenge Giderken adlı şiirinin ilk dörtlüğünden de görüldüğü gibi Yurdakul‘un şiirleri bir seslenme ve çağrı şiirleridir. Amacı; her zaman milli birlik ve beraberliği sağlamak, milli şuuru kaybettirmemek ve Türk’e, Türk’ün gücünü hatırlatmak olmuştur. Şiirde, Türk olmanın bir yücelik olduğu ve bu yüceliğin ne pahasına olursa olsun korunması gerektiği anlatılmıştır.
Mehmet Emin Yurdakul‘un fikir hayatının şekillenmesinde; önce babasından dinlediği halk hikayeleri, sonra Cemâleddîn-i Efgânî etkili olmuştur. Bununla ilgili “Ben İstanbul lehçesini anamdan, babamdan, sonra Anadolu lehçesini karımdan öğrendim; onun saf ve asil ruhunun kaynaklarından Türklük aşkının kevserini içtim,” sözlerini kullanmıştır. Mehmet Emin’in şiirleri, Türk edebiyatında milliyetçilik hareketinin bir nevi başlangıcı olarak kabul edilir. Hatta Türkçe Şiirler adlı eserini, ağır bir dile sahip olan Servet-i Fünun topluluğunun zirvede olduğu dönemde yayımlamış ve eser büyük bir ilgi görmüştür. Bu ilgi ile birçok sanatçıya yol gösterici olarak Beş Hececiler edebi topluluğunun bir araya gelmesine ışık olmuştur. Peki Mehmet Emin Yurdakul’u ”Milli Şair” yapan neydi? Onu milli şairimiz yapan öncelikle şiirlerinde kullandığı vatan, millet, Türklük gibi temalar olmuştur. Teknik bakımdan güçlü olmayan şiirler yazmıştır; ancak teknik onun için önemli değildir, çünkü onun amacı anlaşılmak ve duyulmaktır. Duyulmak ve anlaşılmak için de halkın anlayabileceği sadelikte kelimeler kullanmıştır. “Güzellik için olmakla birlikte iyilik içindir de…” ifadeleriyle şiiri; şiir amacıyla değil, bildiri amacıyla kullandığını ifade etmiştir.
Bu topraklar ecdadımın ocağı;
Evim, köyüm hep bu yerin bucağı;
İşte vatan, işte Tanrı kucağı.
Ata yurdun evlât bulmaz, giderim.
Tanrım şahit, duracağım sözümde;
Milletimin sevgileri özümde;
Vatanımdan başka şey yok gözümde.
Yâr yatağın düşman almaz, giderim.
Yine, Cenge Giderken şiirine ait dizelerde dil; yazıldığı dönemde de günümüzde de rahatça anlaşılabilmektedir. Şiiri okurken hissettiğim coşkuyu, yine bu dizelerde de hissettim. Şair, bizlere topraklarımızın kolay kazanılmadığını ve atalarımızdan kalan bir emanet olduğunu hatırlatmıştır. Yaşanılan ev, yürünen sokak yalnızca bir araçtır; aslolan, sahip olduğumuz şeyler ve uğruna ödenen bedellerdir. Yapılması gereken, önce toprağa ve vatana sahip çıkmaktır. Son dizede bahsedilen yâr, vatan; yatak ise topraklarımızdır. Yapmamız gereken ise birlik olarak hiçbir düşmanı yurdumuza almamaktır.
Yurdakul şiirlerinde aşk gibi bireysel temalar da bulmak mümkün; ancak ağırlıklı olarak toplumsal konuları ele almış, hem vatanın hem milletin sesi olmuştur. Yaşanan savaşlarda milletimizin yaşadığı zorlukları, savaşların yıkıcı etkilerini; şiirlerine işlemiş ve dizelerinde onlara moral de vermiştir.
Mehmet Emin Yurdakul ve Harp Edebiyatı

Devletler, gerektiği dönemlerde sanatın ve sanatçının gücünden bir propaganda aracı olarak faydalanmak isterler. Osmanlı Devleti de yoğun savaş dönemlerinde, sanatçılarından bunu beklemiş ve yoğun çaba göstermiş; uygun eser varsa yayımlamış ve askerlerine moral için dağıtmıştır. Mehmet Emin Yurdakul’un da Ey Türk Uyan, Aç Bağrını Biz Geldik ve Ordunun Destanı şiirleri çoğaltılarak askerlere dağıtılmıştır. Devletin bir başka yöntemi de devrin otoritesi olarak gördükleri sanatçılarla görüşerek onlardan harp edebiyatı yaratmalarını istemek olmuştur. Harp edebiyatı için oluşturulan Harp Mecmuası‘nda da Yurdakul’un Macar Kızına ve Orduya Selam şiirleri yayımlanmıştır.
Mehmet Emin Yurdakul ve Mustafa Kemal Atatürk

Mehmet Emin Yurdakul, Milli Mücadele yıllarında yalnızca edebiyatıyla değil, bedenen de var olmuştur ve 1921 yılında Milli Mücadele‘ye katılmak için Anadolu’ya geçmiştir. Anadolu’ya geçişinden ve neden İstanbul’dan ayrıldığından Mustafa Kemal adlı kitabında bahsetmiştir. Anadolu’ya gelen Yurdakul, Mustafa Kemal‘in telgrafı ile karşılanmıştır. Mustafa Kemal’i kazandığı zaferlerden ötürü kutlayan Yurdakul, Mustafa Kemal’den hem teşekkür hem Siperler adlı makalesinden ötürü tebrik içerikli bir yazı almıştır. Böylece; Yurdakul ve Atatürk dostluğu, ölene dek devam etmiştir.
Kaynakça
Karabulut, Mustafa. “Mehmet Emin Yurdakul’un ‘Türkçe Şiirler’ine Bir Bakış” Adıyaman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi. 2011: 166
Uçman, Abdullah “Yurdakul, Mehmet Emin” TDV İslam Ansiklopedisi. 2016. Web. 18 Eylül 2024
Akdoğan, Bedri. “Mehmet Emin Yurdakul’un 1897 Türk-Yunan Savaşı’ndan Adana’nın Kurtuluşuna Yolculuğu” Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi. 2021: 2,5,6
Kapak Görseli: milliyet.com