Coulrophobia: Palyaçodan Neden Korkarız?

Editör:
Esmanur Göçmen

Kırmızı burunları, renkli giyimleri ve abartılı kostümleriyle eğlence dünyası denince akla ilk gelen şeylerden biri palyaçolar. Kimi insana sevimli gelirken kimisinde yüksek derecede tedirgin edici hisler uyandırabilen palyaçolar, çocukların yanı sıra azımsanamayacak sayıda yetişkinin de kabusu olabiliyor. Kendileri birer tehdit olmasa da zihnimizin onlara yüklediği anlamlar yüzünden böylesine bir korku nesnesi haline geliyorlar. Pek çok insanı etkileyen bu korkunun adı “Coulrophobia“.

Coulrophobia Nedir?

Christian Diokno pexelscom

Coulrophobia köken olarak Yunanca ”cambazların üzerinde yürüdüğü tahtabacak” anlamına gelen ”kolobatheron” kelimesinden türemiş, sonuna aldığı ”-phobia” ile de palyaçolara karşı yaşanan korkuyu ifade eden bir terim haline gelmiştir. Seksenli yıllardan beri literatürde yerini almaktadır. Carl Jung‘un arketiplerinden Soytarının somutlaşmış hali olarak görülen palyaçolar, eylemlerinde iyilik ve kötülük kavramları arasında bir belirsizlik noktasında bulunurlar. Soytarının kaos ve düzensizliği barındıran arketipiyle olan bağı, palyaçoyu güvenilmez kılar. Bu karakter, ahlaki olarak belirsizdir ve yaratıcı ya da yıkıcı olabilir. İnsanların belirsizliklere karşı duyduğu korkunun da palyaçolarda kendini gösterdiğini söyleyebiliriz.

Coulrophobia’yı Anlamak

Pixabay pexelscom

Hakkında pek fazla bilimsel çalışma olmayan konu üzerine Scientific American‘ın yaptığı araştırmalar ve anketler sonucu yaygın bir korku türü olduğu tespit edilen coulrophobia katılımcıların %53.5‘ini az ya da çok şekilde etkiliyor. Kadınlar ise palyaçolardan erkeklere nazaran daha fazla korkuyor ve yaş ilerledikçe korkunun etkisi azalıyor. Kesin bir biçimde kaynağı tespit edilemese de katılımcıların sunduğu nedenler, palyaço fobisinin iç yüzü hakkında akla yatan bilgiler veriyor. Bu nedenlerin gerçeklerden ziyade insan zihninin yaratımı oluşu, ilgi çeken çıkarımlar arasında yer alıyor.

Coulrophobia’yı Tetikleyen Nedenler

Pedro Dias pexelscom

Ankete katılan kişilerden aldıkları bilgileri derleyen araştırmacılar, palyaço korkusuna neden olan faktörleri şu şekilde sıralıyor:

Palyaçoların kullandıkları abartılı ve renkli makyaj yüzlerindeki insan formunu bozuyor ve onların insan dışı birer varlık gibi algılanmalarına yol açıyor. İnsanlar buna benzer tepkileri genelde porselen bebeklere ve cansız mankenlere de gösteriyor. İnsana benzeyen ama bir o kadar da benzemeyen görüntüleri, anksiyetenin tetiklenmesine ve birer tehdit olarak algılanmalarına yol açıyor. Aynı zamanda yapılan makyaj yüzdeki mimiklerin önüne geçtiği için duygu aktarımının önüne geçiyor ve belirsizlik yaratıyor. Bolca makyajla kamufle olmuş yüzdeki duyguları okuyamamak kişiyi strese sokuyor.

Palyaçoların makyajlarında kullandıkları renkler, özellikle ağız kenarlarında ve burunlarında kullandıkları kırmızı renk kanlı yaralanmaları ve baz olarak kullandıkları beyaz renk de solgunluk yüzünden zihinlerde ölümü çağrıştırıyor. Bu da kişinin zihninde kurduğu ilişkilendirmeler sonucu palyaçoya karşı kaçınma davranışı sergilemesine ve tiksinti duymasına neden oluyor.

Palyaço korkusu, diğer korkular gibi, aile bireylerinden de öğrenilebiliyor. Aynı zamanda geçmişte aile zorlamasıyla palyaçolarla bir araya gelmek zorunda kalmış bireyler, sonraki deneyimlerinde kaçınma davranışı gerçekleştirebiliyor. Palyaçolar hakkında popüler kültür aracılığıyla edinilmiş negatif izlenimler de kişinin tavrını belirleyen önemli faktörler arasında yer alıyor.

Sonuç olarak palyaçoların, medya araçları, sinema ve edebiyat gibi kültür öğeleri aracılığıyla edindiği olumsuz algı, gerçek hayattaki varlığının önüne geçiyor ve korkuya kaynaklık ediyor. Korku edebiyatının kralı olarak tanınan Stephen King’in yarattığı, tüm dünyaca tanınan palyaço Pennywise gibi, DC Comics‘in çılgın kötüsü veya Batman‘in azılı düşmanı Joker gibi popüler kültür bünyesinde yer alan pek çok korkunç palyaço figürü varken aksi de düşünülemezdi.

Coulrophobia ile Mücadele

Vidal Balielo Jr pexelscom

Palyaço korkusu insanların kendi kendilerine de aşabileceği bir korku olmakla birlikte ileri seviye korku geliştirmiş kişilerde anksiyete, mide bulantısı, kalpte aritmi, titreme, terleme gibi fiziksel semptomlara da neden olabiliyor. Uzmanlar, bu durumda maruz kalma terapisi (exposure therapy), bilişsel-davranışçı terapi (cognitive-behavioral therapy) gibi psikoterapi yöntemlerinin uygulanmasını önermekle birlikte ek olarak farkındalık (mindfulness) ve günlük tutma (journaling) gibi çalışmaların kişinin kaygı seviyesindeki düşüşe oldukça katkı sağladığını söylüyor.

Kaynakça

Wordworth, Dot. Coulrophobia. The Spectator. Web. 29.07.2024.

Bala, Michael. ”The Clown: An Archetypal Self-Journey.” Jung Journal: Culture & Psyche. Volume 4. Issue 1, 2010. Taylor & Francis Online. Web. 29.07.2024.

Scorey, Sophie. Greville, James. Tyson, Philip. Davies, Shakiela. The Conversation. This is Why We’re Afraid of Clowns. Scientific American. Web. 28.07.2024.

Fritscher, Lisa.Coping with Coulrophobia Symptoms: The Fear of Clowns. Very Well Mind. Web. 28.07.2024.

Kapak Görseli: pexels.com

Saide İrem Mandıracı
Saide İrem Mandıracı
not acid nor alkaline, caught between black and white. not quite either day or night, perfectly misaligned.

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Dostoyevski’nin Rus Edebiyatı Üzerindeki Etkisi

Dostoyevski, Rus edebiyatında sadece bir isim değil aynı zamanda döneminin edebiyat anlayışına da yön veren önemli bir yazardır.

Söylenti Radarında Bu Ay: Isaac Winemiller

Isaac Winemiller, sakin melodileri ve içe dönük sözleriyle müzikal yalnızlığı estetik bir deneyime dönüştürüyor. Bu ay Söylenti Radar'ında onunla tanışın!

Morlara Bürünmüş 8 Albüm Kapağı Tasarımı

Mor renginin hâkim olduğu 8 albüm kapağını inceliyoruz.

You Final Sezonu İncelemesi: İyilerin Kazandığı Dünyada Mutlu Bir Son

You, final sezonuyla izleyicilerine veda ederken Joe Goldberg'in hikâyesi sona eriyor.

Nickel Boys Film İncelemesi: Deneysel Sinema ve Tarihin Birleşimi

2025 Oscar Ödülleri'nde ilgi gören Nickel Boys, iki siyahi gencin bir reform okulunda yaşadıklarına odaklanıyor.

Orhan Kemal – Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl | 22 Alıntı

Türk edebiyatının iki büyük ustası Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal'in Bursa Cezaevi'nde koğuş arkadaşlığı yaptıkları yıllara ve sonraki mektuplaşmalarına değinen Nâzım Hikmet'le 3,5 Yıl kitabı, Kemal'in kalemiyle çok içten ve etkileyici bir üslupla okurun karşısına çıkıyor.

İskenderiye Kütüphanesi: Efsane ve Gerçek

Efsane ve Gerçeğin ortak noktası, tarihin tozlu raflarına kaldıramadığı bilgi yuvası: İskenderiye Kütüphanesi.

İstanbul Ansiklopedisi Dizi İncelemesi: Kalabalığın Yalnız İnsanları

İstanbul Ansiklopedisi, büyülü İstanbul sokaklarında hem hayat bulmanın hem kaybolmanın öyküsünü anlatıyor.

Söylenti Edebiyat Editörleri Bu Ay Neler Okudu?

Söylenti Edebiyat editörleri olarak her ay neler okuduğumuzu, nelerin altını çizdiğimizi yakından incelediğimiz serimizin nisan ayı listesi ile karşınızdayız!

Yelpazeli Kadın (1918) Tablo Okuması: Gustav Klimt’in Son Eseri

Yelpazeli Kadın tablosu, zarafeti ve özgünlüğüyle hem sanat tarihine hem de Klimt'in kariyerinde büyük bir önem taşımaktadır.

Editor Picks