Cornetto Üçlemesi: Sinemada Yeni Bir Deneyim

Editör:
Aleyna Kavak

Edgar Wright’ın yönetmenlik koltuğunda oturduğu Cornetto Üçlemesi sırasıyla Shaun of the Dead, Hot Fuzz ve The World’s End’in yer aldığı üç filmden oluşuyor. Üç filmlik serinin yazar kadrosunda filmin yönetmeni Edgar Wright ve her filmin oyuncu kadrosunda da Simon Pegg bulunuyor.

Seride yer alan filmler oyuncu kadrosu dışında birbirinden tamamen bağımsız hikaye ve temada yapımlar olarak izleyiciye sunuluyor. Serinin “Cornetto Üçlemesi” olarak anılmasının filmde kullanılan renk paletiyle de ilişkisi bulunmaktadır. Shaun of the Dead kırmızıyı kullanırken Hot Fuzz maviyi ve The World’s End yeşili kullanmaktadır. Aslında her film komediyi temeline alan ve komediyi farklı sinema türleriyle harmanlayan birer “tür parodisi” olarak izleyicinin karşısına çıkmaktadır.

Gelin hemen hemen her komedi hayranının favoriler listesinde olan Cornetto Üçlemesi’ni yakından inceleyelim.

Shaun of the Dead (2004)

Serinin ilk filmi olan Shaun of the Dead komedi ve korku türlerinin birleşiminden meydana gelmektedir. Filmin başrollerinde diğer iki filmde de göreceğimiz Simon Pegg ve Nick Frost yer almaktadır. Simon Pegg’in canlandırdığı Shaun ve Nick Frost’un hayat verdiği Ed karakteri birbirleriyle iyi ilişki içerisinde olan ev arkadaşlarıdır. Filmin henüz ilk sahnelerinden itibaren kırmızı rengi otobüs, kravat ve kalem gibi objeler aracılığıyla sıklıkla vurgulamaktadır ve bu durum filmin geneline yayılmaktadır. İzleyici akış içerisinde komedi unsurlarıyla bolca karşılaşırken korku filmlerinin favorilerinden olan zombi temasına has klişelere de tanıklık etmektedir. Tekinsiz, hasta yüzler, garip davranan enfekteler bu duruma örnek oluşturur. Filmi pek çok zombi temalı korku filminden ayıran unsurlardan biri hikayenin salgının yarattığı kaosa direkt olarak atlamak yerine adım adım sunulmasıdır. Bu durum aslında film içerisinde korku türünün potansiyel baskınlığını yok etmek ve komediyi ön plana çıkarmak için oldukça başarılı bir tekniktir yorumunu yapmak da mümkündür. Senaryo Shaun ve Ed karakterlerinin sevdiklerini ve kendilerini içinde bulundurdukları karmaşadan kurtarmak amacıyla sürdürdükleri maceralarına odaklanırken izleyiciyi zombi temalı korku filmlerinden aşina olmadığı bir son beklemektedir. Zombi olarak adlandırılan enfekteler ve sağlıklı insanlar yeni kurulan dünya düzenine bir şekilde beraber adapte olmuşlardır ve Ed ile Sahun’un  kurduğu yeni arkadaşlık bunun en büyük örneklerindendir.

Hot Fuzz (2007)

Polisiye komedi teması bu film aracılığıyla hem aksiyon hem de komedi bağlamında Edgar Wright’ın ellerinde bambaşka bir boyut kazanmaktadır. Böylelikle izleyicinin aşina olduğu tema yönetmenin özgün ellerinde filmin başarıya evrilmesini sağlar. Hikaye oldukça başarılı bir polis memuru olan Nicholas Angel’ın yüzdesel anlamda diğer polis memurlarından oldukça önde olması ve dikkat çekmesi sebebiyle küçük bir kasabaya atanmasını ve Nicholas’ın başından geçenleri konu edinmektedir. “Cornetto” hem renk paletinde kullanılan renklerle hem de filmdeki karakterlerin Cornetto’ya olan  ilgisiyle bu filmde de vurgulanır. Çavuş Angel sözde sakin ve güvenli olan “Sandford”ın üzerindeki sis perdesini bu filmde de dostu olan Nick Frost’un canlandırdığı Danny ile birlikte kaldırır. Son derece sürükleyici bir aksiyona ve komediye sahip yapım aynı zamanda Hollywood Sineması’nın belirli tiplemeleriyle de dalga geçmektedir. Bu duruma polis merkezindeki “And Dağları” olarak da anılan dedektifler örnek olarak gösterilebilir.  Film, aksiyon içerisinde hikayesini şekillendirirken Çavuş Angel’ın aidiyet duygusu kazanmaya yönelik arayışını merkezine almaktadır. Nicholas Angel’ın söz konusu duyguya kavuşmasıyla sonuçlanan film ilzeyiciye derin karakterleri, yaratıcı mizahı ve sürükleyici aksiyonu ile keyifli bir seyir deneyimi vaat etmektedir.

The World’s End (2011)

Serinin son filmi olan The World’s End filminde Edgar Wright bu kez izleyiciyi bir bilim kurgu parodisi ile baş başa bırakır. Filmi bu kez yeşil tonlarının hakim olduğu bir renk paletinde görüyoruz. Hikaye uzun yıllar sonra bir araya gelen beş arkadaşın başından geçenlere odaklanıyor. Akış içerisinde yapay zekanın, makinelerin ve bilim kurgu türüne has pek çok unsurun yanında son derece başarılı bir şekilde yazılmış ve derinleştirilmiş karakterlerin yıllardır devam etmekte olan aralarındaki birtakım inatlaşmalara ver sürtüşmelere tanık oluyoruz. Aşamalı bir şekilde filmin doruk noktasına ulaşırken söz konusu aşamalar rotayı oluşturan her bir bar ile somutlaştırılıyor. Diğer bir yandan serinin diğer filmlerini arada tutan, karakterlerini birbirine bağlayan Cornetto vurgusunu bu filmde neredeyse hiç görmüyoruz. Ancak, The World’s End yönetmen Edgar Wright’ın kendine has kurgu tarzı ve ritmiyle, hikayesinde yer verdiği karakterler ve kullandığı eşsiz mizahıyla bütünün bir parçası olmayı başarmış bir yapımdır. Genel olarak bir değerlendirme yapıldığında serinin her bir yapımı başarılı oyuncu performansları ile harika karakterlere can veren, zekice yazılan mizahı ve sürükleyici aksiyon sahneleri ile izleyicilerin beğenisini kazanan ve hiç şüphesiz sinema tarihinin başarılı yapımları arasında yerini alan bir seridir.

Edgar Wright Sineması

Seriyi oluşturan filmler birer birer teknik anlamda değerlendirildiğinde her bir film arasında oluşan görünmez bağlar görünür hale gelebilmektedir. Bu durum büyük bir oranda serinin her aşamasında, iskeletinde yer alan Simon Pegg ve Edgar Wright iş birliğinden kaynaklanmaktadır. Ayrıca, filmler özellikle kurgu bağlamında değerlendirildiğinde yönetmeni tanıyan her bir sinemaseverin aşina olduğu dokunuşlar ile doludur. Dinamik, sert geçişlerin olduğu ve izleyiciyi içine çeken kamera ve optik hareketlerinin bolca yer aldığı “Cornetto Üçlemesi” bizim için tüm zamanların unutulmaz komedi yapımları arasında yer almaktadır. Son olarak, her bir film pek çok sinemasever tarafından Edgar Wright filmografisinde zirvede bulunan yapımlardır.

Yönetmenin sineması ile daha detaylı incelemeyi “Edgar Wright Sineması: Janr Dekonstrüksiyonu ve Ötesi” başlıklı yazımızdan okuyabilirsiniz.

Kaynakça

denizhummasi.com “Cornetto Üçlemesi üzerine Bir İnceleme”. Erişim: 14.04.2024. Web

yarimkadraj.com “Cornetto Üçlemesi: Efsanevi Bir Sinema Deneyimi”. Erişim: 14.04.2024 Web

Öne Çıkarılmış Görsel: Web

 

Doğukan Büyüközkan
Doğukan Büyüközkan
Yazan ve Yöneten

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Natalia Ginzburg: Edebiyatın ve Direnişin Güçlü Sesi

İtalyan yazar Natalia Ginzburg, toplum ve aile temalarını sıklıkla işleyen, döneminin devrimci kimliğini benimsemiş ve bunu da eserlerine yerleştirmeyi uygun bulmuştu.

Notting Hill: Londra’nın En Renkli Yüzü

Notting Hill; renkli sokakları, pazarı ve kültürel dokusuyla Londra’da hem ruhunuza hem gözünüze hitap eden özel bir semttir.

Dostoyevski’nin Rus Edebiyatı Üzerindeki Etkisi

Dostoyevski, Rus edebiyatında sadece bir isim değil aynı zamanda döneminin edebiyat anlayışına da yön veren önemli bir yazardır.

Söylenti Radarında Bu Ay: Isaac Winemiller

Müzikal yalnızlığı bir estetik tercih haline getiren Isaac Winemiller, duygusal derinliğiyle bu ay Söylenti Radar’ında öne çıkıyor.

Morlara Bürünmüş 8 Albüm Kapağı Tasarımı

Mor renginin hâkim olduğu 8 albüm kapağını inceliyoruz.

You Final Sezonu İncelemesi: İyilerin Kazandığı Dünyada Mutlu Bir Son

You, final sezonuyla izleyicilerine veda ederken Joe Goldberg'in hikâyesi sona eriyor.

Nickel Boys Film İncelemesi: Deneysel Sinema ve Tarihin Birleşimi

2025 Oscar Ödülleri'nde ilgi gören Nickel Boys, iki siyahi gencin bir reform okulunda yaşadıklarına odaklanıyor.

Orhan Kemal – Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl | 22 Alıntı

Türk edebiyatının iki büyük ustası Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal'in Bursa Cezaevi'nde koğuş arkadaşlığı yaptıkları yıllara ve sonraki mektuplaşmalarına değinen Nâzım Hikmet'le 3,5 Yıl kitabı, Kemal'in kalemiyle çok içten ve etkileyici bir üslupla okurun karşısına çıkıyor.

İskenderiye Kütüphanesi: Efsane ve Gerçek

Efsane ve Gerçeğin ortak noktası, tarihin tozlu raflarına kaldıramadığı bilgi yuvası: İskenderiye Kütüphanesi.

İstanbul Ansiklopedisi Dizi İncelemesi: Kalabalığın Yalnız İnsanları

İstanbul Ansiklopedisi, büyülü İstanbul sokaklarında hem hayat bulmanın hem kaybolmanın öyküsünü anlatıyor.

Editor Picks