Coldplay’in yepyeni albümü Moon Music, rengarenk tınılarıyla elektronik müziği harmanlayan, bazen dingin bazen dinleyicileri tamamen dansın ritmine alıp götüren havasıyla sizlerle!
Kısaca Coldplay

Coldplay hikâyesi, 1996‘da University College London‘da en başta ismi Coldplay değilken başlıyor. Chris Martin ve Jonny Buckland, Pectoralz adıyla bir müzik grubu kuruyorlar ve sonrasında Guy Berryman‘ın da dahil olmasıyla grubun ismi Coldplay olarak değişiyor. Genel olarak alternatif rock ve pop rock parçalarla tanıdığımız İngiliz grup müziklerinde elektronik, indie ve ambient (atmosferik, huzur verici sesler) gibi çeşitli tarzlardan etkiler de görülür.
Özellikle ilerleyen albümlerinde daha pop odaklı, melodik, duygusal ve elektronik tınılarla dolu parçalarıyla daha da geniş bir kitleye hitap etmeye başladı. Ambient müzik özelliklerini taşıyan, sakinleştirici, düşük tempolu parçalar, yumuşak vokaller, atmosferik sesler ve tınıları kullanan Coldplay; duygusal sözleriyle tanınan ve kendine has bir yer edinmeyi başaran kaliteli gruplardan bir tanesi.
Coldplay şuana kadar üç Grammy ödülü kazandı ve dünya çapında milyonlarca albüm sattı. Grubun müzik alanındaki başarısında, vokalist Chris Martin‘in de büyük bir payı olduğunu düşünüyorum. Aşırı sempatik, hayırsever ve neşeli kişiliğiyle Coldplay’i ön plana taşıyan yegane bir kişi bence. Müziğe olan tutkusunu hiç kaybetmemesi, sahnelerde geçirdiği onca seneden sonra istekli ve yaratıcı doğasını hiç bozmaması bu tutku sayesinde.
Chris Martin, Moon Music hakkındaki sohbetlerinden birinde şunları söyledi: “Bu albümün ne hakkında olduğunu düşünüyorum; bu, insanın içindeki çatışma ve dışarıdaki çatışmalarla mücadele etme üzerine bir yanıt. En iyi yanıtın ne olduğunu anlamaya çalışmak. Ve ‘Moon Music’ belki de aşkın en iyi yanıt olduğunu söylemeye çalışıyor.”
Moon Music: Bir Uzay Masalı

Galaksinin derin köşelerinde, bambaşka gezegenlere doğru bir yolcuğun sonunda Ay’da kısa bir mola vermişsiniz hissiyatıyla başından sonuna kadar akıp giden Moon Music, genel olarak sevileceğini düşündüğüm bir albüm aslında. Bunu söylememin sebebi bazı parçalarda, şahsi olarak benim zevkime hitap etse de, meditasyon ya da frekans müziği dinliyormuşsunuz gibi hissedeceksiniz. Her albümde favori parçalar olur elbette ama bu albümde ben favori seçmekte biraz zorlandım.
Son albümleri Music of the Spheres‘i 2021 yılında yayımlayan Coldplay, Moon Music’teki farklı çizgisini aslında Music of the Spheres albümünde oluşturmuş demek yanlış olmaz. Galaksiler arası, ruhani ama eğlenceli ve huzurlu ritimleriyle gönülleri fethediyor. Yazımın girişinde bahsettiğim indie ve ambient müzik tarzını elektronik müzikle ve kendilerine has tarzlarıyla öyle etkili şekilde harmanlamışlar ki zihninizi dinlendirecek “One World” parçasını odaklanmak için rahatça dinleyebilirken Ayra Starr ile düet yaptıkları “Good Feelings” şarkısı dansa açılan pırıltılı bir pencere gibi.
Moon Music Albümündeki Şarkıların İncelemesi
MOON MUSiC
“MOON MUSiC“, dinleyicilerini biraz sakinleştirip rahatlatırken ortalarında giren sesle varlıkların dengesini ve aralarındaki müziği durmadan düşünmeye biraz zaman ayırıyorsunuz. Varlığı anlamlandırmak, tüm varlıkların içinde yalnız olmamayı ummak, bazen kendimize ve varlığımıza olan inancımızı bulabilmek için gökyüzüne baktığımızda tüm evreni hissedebilmek çok şanslı hissettiren bir an. Tüm bu hisleri omzunuza dokunduğunda size hissettirebilecek bir dosta sahip olmaksa sizi daha da şanslı kılan şeydir…
If there’s anyone out there, I’m close to the end
(Eğer birileri varsa orada, sona yakınım)
If there’s anyone out there, I just need a friend
(Eğer birileri varsa orada, bir dosta ihtiyacım var sadece)
feelslikeimfallinginlove
Son birkaç gündür en çok dinlediğim parça “feelslikeimfallinginlove” dışında bir şey değil. Aşk ve aşkın geldiğini hissetmek tam olarak bu şarkı gibi hissettirebilir. Aşkın özünde kalp kırıklıkları, bolca affetme ve güvenle ilerleyebilme kabiliyeti yatar. Hem sözleriyle hem de melodisiyle tamamen aklıma kazınan ve dinledikçe iyi hissettiren bir parça.
I know that this could hurt me bad
(Bunun bana çok kötü zarar evrebileceğini biliyorum)
I know that this could feel like that
(Bunun bu şekilde hissettirebileceğinin farkındayım)
But I just can’t stop
(Ama bir türlü duramıyorum işte)
Let my defences drop
(Etrafımdaki duvarların yıkılmasına izin veriyorum)
WE PRAY
Moon Music içindeki ritmi en yüksek parçalardan birisi “WE PRAY“. Bu şarkının içerisindeki farklı sanatçıların tarzlarından da kaynaklanıyor. Hareketli yapısının altında ise çok daha ruhani ve içgüdüsel bir anlamı var. Daha iyi günler, daha iyi bir gelecek ya da belki sevginin daha kutsal kabul edildiği bir dünya için varlığımız, sevdiklerimizin yaşamı için dua etmek ve iyi dileklerde bulunabilmeyi bilmek.
I pray that love will shelter us from our fears,
(Aşkın bizi korkularımızdan koruması için dua ederim)
I will pray you trust too, let me wipe off your tears.
(Senin de güvenmen için dua ederim, izin ver gözyaşlarını sileyim)
Confront all the pain that we felt inside
(İçimizdeki acılarla yüzleşip)
Over the cards we were dealt in life.
(hayatın kartlarıyla baş edelim)
Pray I speak my truth and keep my sisters alive.
(Gerçekleri söyleyip, kız kardeşlerimi yaşatmak için dua ederim)
JUPiTER
Kendini sevmeyi, başkalarının değil sadece kendi yolundan gitmeyi öğütleyen; müzikal açıdan çok yumuşak, anlayışlı bir kişiliğe bürünen “JUPiTER” parçası, şimdiden en sevilenler arasında yerini aldı diyebiliriz. Bazen kendimizi toplumda, kendi kişiliğimizi oluşturmaya çabalıyorken başkalarının bize ölçüp biçtiği karakterlerin içine sıkışıp kalmışken buluyoruz ve Jüpiter bizlere kendimizi sevmeyi hatta istediğimizi istediğimiz gibi sevmeyi öğretecek.
I love who I love,” the message from above
(Kimi seviyorsam seviyorum, ” yukarıdan gelen mesaj)
Is never give up, love who you love
(Asla pes etme, kimi seviyorsan onu sev)
And it’s a battle for your song
(Ve bu senin şarkın için bir savaş)”
GOOD FEELiNGS
“GOOD FEELiNGS“, Ayra Starr‘ın parlak ve neşeli sesinin etkilerinin inanılmaz şekilde görüldüğü albümdeki en eğlenceli şarkı bana göre. Ayrıca Spotify’da dinliyorsanız arkaya ekledikleri animasyon canvas inanılmaz güzel ve şarkının enerjisini de etkili şekilde yansıtıyor.
“All the good feelings for one another
(Birbirimiz için tüm iyi duygular)
As we danced to the radio
(Radyoda dans ederken)
All the good, good feelings we have for each other
(Birbirimize karşı sahip olduğumuz tüm iyi, iyi duygular)
Don’t ever, ever let them go
(Asla, asla gitmelerine izin verme)”
🌈 (ALiEN HiTS/ALiEN RADiO)
Uzayın ötesinden gelen sesler, boşlukta süzülüyormuş hissiyle sizi ziyaret ederlerken kulağınıza bu sözleri fısıldıyormuş hissiyatına kapılacağınız, sözleri kadar eşsiz ve huzurlu bir parça. Temposu yükselip alçalırken yerçekimi etkisini yitiren kalplerimizi biraz olsun dinlendiriyor.
It glows in your eyes
(Gözlerinde parlıyor)
Everything that lives
(Hayatın tüm canları)
All the stars in the sky
(Gökyüzündeki yıldızlar gibi tıpkı)
iAAM
Chris Martin umudunu yitiren, ayağı takılıp düşen herkese toparlanıp her şeye yeni bir şans vermesi için yazmış gibi “iAAM”‘i. Hatalardan ders alıp yola daha güçlü devam edebilmenin işareti bugün burada, tam olarak bu şarkıda olabilir.
I’m really sorry for some things I said along the way
(Yolda söylediğim bazı sözler için özür dilerim)
I really love you, I just didn’t like myself that day
(Seni gerçekten seviyorum, o gün kendimle barışık değildim)
I got this feeling I can summon up lightning
(İçimdeki bu his, ben yıldırımı çağırabilirim)
I got this feeling I was falling, now I’m flying
(İçimdeki bu his, düşüyordum, şimdiyse uçabilirim)
AETERNA
Aşkın ve sevginin gücünü sonsuza dek hissetmek ve hissettirmekle ilgili olan şarkının ismi “AETERNA” ve kelime anlamı da “daimi, ebediyen” anlamına gelmekte. Kısacası şarkının bize ne hissettirdiği konusuna, “Daimi, sonsuza dek aşkı hissetmek ve duygu yoğunluğu karmaşasındaki olağanüstü hâlde kalmak” diyebiliriz.
And for the life of me
(Ve hayatım boyunca)
I couldn’t decide just what it could be
(Ne olabileceğine karar veremedim)
Eyes so hypnotized
(Gözlerim büyülenmiş gibi)
‘Cause when you look at me
(Çünkü bana baktığın anda)
There’s something inside hallucinatory
(İçimde hayal gibi bir his var)
I took my soul to Heaven
(Ruhumu cennete götürdüm, uzaklara)
ALL MY LOVE
Adından anlaşıldığı gibi yalnızca romantik bir aşk şarkısından ibaret değil, çok daha derin ve anlamlı aslında “ALL MY LOVE”. Sevmek, her şeye rağmen sevmek ve devam etmek ne kadar zor olsa da en sonunda baş başa kaldığınızda hâlâ tüm aşkıma sahipsin diyebilmek yalnızca cesurların işidir.
We’ve been through low
(Zor günlerden geçtik)
Been through sunshine, been through snow
(Güneşli günlerden geçtik, soğuklardan geçtik)
All the colours of the weather
(Havanın tüm renklerinden)
We’ve been through high
(Yükseklerden geçtik)
Every corner of the sky
(Gökyüzünün her köşesinden)
Still we’re holding on together
(Hala birlikte duruyoruz)
ONE WORLD
Sakinleştirici, dingin ve kuş sesleriyle başlayan ve sizi melodilerin huzurlu etkisinde alıp götüren bir parça “ONE WORLD“. Dünyayı kuranın da yıkanın da ellerinde yalnızca aşk vardı, her şey bittiğinde ve herkes gittiğinde yine elinde yalnızca aşk kalacak. Chris Martin’in sevginin her şeyi düzeltebileceğine olan inancı bu şarkının melodilerinde gizli.
Oh, one world
(Ah, bir dünya)
Only one
(Sadece bir)
In the end it’s just love
(Sonunda sadece aşk var)
In the end it’s just love
(Sonunda sadece aşk var)
Love
(Aşk)
Ayra Starr, Jon Hopkins, Burna Boy, TINI gibi keşfedilmeyi bekleyen yetenekli sanatçıların da Moon Music bünyesinde bulunduğunu unutmayın! Albümü dinlemek için linke tıklamanız yeterli. Keyifli dinlemeler!
Kaynakça


