Çocukluktaki Yanlış Anılar: Perde Anı Nedir?

Helin Yaren Öztürk
Helin Yaren Öztürk
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine...
spot_img

Freud’un çocukluk anılarına ilişkin açıklamalarına değinmeden evvel “perde anı” kavramının anlamını öğrenmeliyiz. Perde anı, genellikle görsel olan, yanlış hatırlanan, abartılmış bir önem ile anımsanan çarpıtılmış erken çocukluk (0-6 yaş) anılarıdır. Perde anı, başka anıyı maskeler ya da bir arzuyu saklar.

Freud; perde anıların, ruhsal çözümlemelerden yardım alınarak sıradan anılardan ortaya çıkabileceğini ancak bir direnme, bastırma söz konusuysa bu anıların ortaya çıkmasının engellendiğini açıklamıştır. Aynı zamanda şöyle söylemiştir: “Çocukluğun ilk yıllarında yaşadıklarımızın bazılarını perde anı olarak nitelendirebiliriz fakat bu perde anılar ileri yaşlarda yerini bilinçaltında kalan zihinsel deneyime bırakır.” Hepimizin duyduğu klasik bir laf vardır: “Çocukluğuna inelim.” Zaman zaman dalgaya alınan bu sözün aslında ne denli önemli olduğunu Freud’un ifadelerinden net olarak anlayabiliriz. Önemsiz olarak gördüğümüz çocukluk anılarını sürekli olarak yanımızda gezdirdiğimiz bir nesneye benzetebiliriz ve bu nesneyi sürekli ve kesintisiz olarak anımsarız.

Çocukluk anılarının yaşam boyunca bizimle birlikte olduğunu yukarıda belirttik. Freud, sürekli yaşamımızın içinde olan perde anılarının bizde bulunması karşısında şaşırdığımızı ve perde anılarının daha önemli izlenimlerin unutulmasına dayandığını ifade ediyor. İfadelerinden yola çıkarak akıllara şu soru gelmiş olabilir: “Peki unutma olayında bir taraflılık söz konusu mudur?” Tam da sorunun akıllara düştüğü esnada Freud “Unutma olayı, bir başkasını unutturmaya çabalarken bir diğerini yeğleyen bir amacın bozucu etkisine işaret etmektedir.” İfadesini bizlere, Günlük Yaşamın Psikopatolojisi aslı eserinde iletmiştir. Hatta ve hatta Freud çocukluğu unutmanın, bütün nevrotik belirtilerin oluşumunun temelinde yattığını bulguladıkları unutkanlıkların anlaşılması için gerekli anahtarı verebileceğini düşünmektedir.

Bildiğimiz üzere, yetişkinlerde hatırlama kişiden kişiye değişiklik gösterir. Kimisi görsel olarak hatırlarken kimisi görsel olarak hiçbir anısını canlandıramayabilir. Tam da bu noktada Freud ilgi çeken bir görüşü bizlerle paylaşıyor: “Görsel olarak bellek işlevleri sonradan gelişenlerde bile çocukluk anıları esnek bir görsel nitelik gösterir.”

Çocukluğumuz ile alakalı kimi zaman bulanık, kimi zaman doğru olmayan biçimde hatırladığımız olaylarda değişmeyen nokta kendimizi mutlaka çocuk halimizle, çocuk kıyafetlerimizle gördüğümüzdür. Freud, çocukluk anılarının genelde perde anıları özelliklerine büründüğünü ve bunu yaparken de bir ulusun söylenceler ve mitler dağarcığında koruduğu çocukluk anılarıyla benzerlik oluşturduğunu söylemiştir. Bir perde anıyı ortaya çıkarmak tahmin ettiğimiz gibi güçtür ve bunun için kişinin tüm yaşamını bilmemiz gerekmektedir. Freud Günlük Yaşamın Psikopatolojisi adlı eserinde tek bir perde anıyı, kendi bağlamından ayıklayarak ortaya çıkan bir örneği bizlerle paylaşarak soyut öğrenimimizi somutlaştırmıştır:

Yirmi dört yaşında bir erkek, beş yaşından kalma şu görüntüyü belleğinde korumuş: “Bir yazlık villanın bahçesinde kendisine alfabeyi öğretmeye çalışan teyzesinin yanında küçük bir sandalyede oturuyor. M ve N harfleri arasındaki farkı kavramakta güçlük çekiyor. Teyzesi ona m’nin, z’den koca bir parça daha fazla olduğunu gösteriyor. Bu çocukluk anısının inanırlığını sorgulama nedeni yoktu ortada: ne var ki anı, sadece ileriki bir tarihte, çocuğun bir başka merakını simgesel olarak temsil ederek kendini gösterdiğinde anlam kazandı. Çünkü tıpkı o zamanlar m ile n arasındaki farkı bilmek istediği gibi, daha sonra kızlarla erkekler arasındaki farkı öğrenme kaygısına düştüğünde özellikle bu teyzesinin kendisine bunu öğretmesini müthiş arzuladı. Çocuk ayrıca, farkın benzer bir fark olduğunu keşfetmiş ve bu bilgiyi edindiğinde, çocukluğundaki koşut merakın anısını aklına getirmişti.”

Freud bir başka örnek olarak, şu örneği de eklemiştir:

“Cinsel yaşamında şiddetli bir ket vurmayla karşı karşıya olan ve şimdi artık kırkını geçmiş olan bu adam, dokuz çocuğun en büyüğü. Kardeşlerinin en küçüğü doğduğunda on beş yaşındaymış ama gene de annesinin gebeliklerinden hiçbirini asla fark etmediğini kesinlikle ve inatla söylemekte. Bendeki kuşkuculuğun baskısıyla belleğinde bir anı canlandı: on bir on iki yaşlarındayken, annesinin aynanın karşısında acele acele etekliğini çözerken görmüş. Şimdi kendi isteğiyle ek bilgi veriyor ve annesinin sokaktan geldiğini ve doğum sancıları çekmekte olduğunu ekliyor. Etekliğin çözülmesi kapanmanın perde anısıydı. İleriki olgularda, bu türden “sözel köprüler” in kullanımıyla karşılaşacağız.”

Şimdi bizler de çocukluk anılarımızı anımsamaya ve perde anıları aydınlığa kavuşturmayı amaçlayalım. Nelerle karşılaşacağımızı kim bilir?

Kaynakça

  • Freud, S. (1996). Günlük Yaşamın Psikopatolojisi, Çev. Şemsa Yeğin, İstanbul: Payel.
spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Sevilme İhtiyacının Gölgesinde: Onay Kompleksi ve Sosyal Kimlik

Kendi ışığınla var olmak, sevilmeden de sevebilmek ve onaysız yaşam, özgürlüğün ve içsel huzurun sessiz zaferidir.

Amy Winehouse – Rehab ve Psikoloji Çerçevesinde İncelenmesi

Kendini inkârın sesi: Amy Winehouse'un Rehab'ı bir kadının içsel direnişini ve kırılganlığını anlatan dürüst bir itiraf.

Çamurda Doğan Saflık: Nilüfer Çiçeği ve 5 Eser İncelemesi

Nilüfer çiçeğinin Doğu’dan Batı’ya uzanan anlamsal yolculuğu ve bu yolculuğun sanat üzerindeki büyüleyici izleri.

Hailey Bieber Stil İncelemesi: Çabasız Şıklığın Öncüsü

Hailey Bieber, minimalist ama iddialı stiliyle sade şıklığı bir güç ifadesine dönüştürüyor.

Bakü Seferi ve Kafkas İslam Ordusu

Osmanlı ordusunun Kafkasya’daki son seferi, Nuri Paşa komutasındaki Kafkas İslam Ordusu’nun Bakü’yü kurtararak Azerbaycan’ın bağımsızlık yolunu açtığı zaferdir.

“The Beach At Sainte Adresse” Tablosunu Anımsatan Şarkılar

Monet'nin The Beach At Sainte-Adresse isimli eserini anımsatan şarkılara birlikte göz atalım!

Dijital Dünyada Görünmez Yönlendiriciler: Algoritmalar Nasıl Çalışıyor?

Algoritmalar nasıl çalışır? Arama, öneri ve yapay zeka sistemlerini örneklerle öğrenin; etik ilkeler ve pratik ipuçlarıyla dijital rehberiniz.

İstanbul Mimarisi: Cercle d’Orient

Beyoğlu'nun kalbi olan Cercle d'Orient ya da Büyük Kulüp, ilginç tarihi ve mimarisiyle bize çok şey anlatıyor.

Love or Duty Tablosunun Hikâyesi – Aşk Uğruna Kutsal Yemini Bozmak

Aşk ve inanç arasında sıkışmış bir rahibenin hikâyesini, Gabriele Castagnola’nın tartışmalı eseri Love or Duty üzerinden keşfeden dramatik bir sanat incelemesi.

Madeleine de Proust Nedir?

Hepimiz kimi zaman kendi kendimize veya çevremizin etkisiyle geçmişe bir yolculuk yapabiliyoruz. Yüzyıl öncesinde yazılmış bir kitap da tam olarak bu konuyu ele alıyor ve sonrasında bambaşka kapılar açılıyor. İşte Proust ve ünlü madleni.

Editor Picks