Öfke; tıpkı sevinç ve korku gibi çocukların duygusal gelişim sürecinin doğal bir parçasıdır. Ancak öfke duygusu, diğer duyguların aksine çocuklar tarafından tam olarak ifade edilemeyen duyguların yansımasıdır. Bu nedenle “öfke”yi kötü bir duygu olarak görmek yerine, çocukların iç dünyasını fark edebileceğimiz bir işaret olarak görebiliriz.
Öfkenin Doğasını Anlamak: Çocuklar Neden Öfkelenir?

Çocuklar öfkelendiklerinde sadece davranışlarını değil, aslında kontrol etmekte zorlandıkları yoğun düşünce ve duyguları ifade ederler. Öfke, çocukların isteklerinin gerçekleşmemesi, sınırlandırılması ya da kendini anlaşılmamış hissetmesi gibi oluşan durumlarda ortaya çıkar. Bu sırada bedenlerinde bazı fiziksel sinyaller belirir (kalp atışlarında hızlanma, ellerin sıkılması ya da yüzde kızarma vb.). Çocukların duygularını kontrol etmelerinin ilk adımı, bu sinyalleri tanımasıyla başlar. Eğer bu sinyalleri tanırsa, öfkenin bir anda patlayıp kontrolsüz bir davranış olarak çıkmasının önüne geçerler. Bu nedenle çocukların duygularıyla daha sağlıklı iletişim kurmak için önemli olan öfkeyi bastırmak değil kaynağını ve beden üzerindeki etkilerini fark etmeyi öğretmektir.
Yaşa Göre Öfke ve Duygu Kontrolü

Çocukların gösterdiği öfke krizleri her zaman zorlayıcı olsa da, her yaş grubuna göre tepkileri ve iç dünyalarında sakladıkları nedenleri farklı olur. Bu yüzden ebeveynlerin her yaş grubuna göre farklı tutum ve yaklaşımlar sergilemeleri gerekir.
2-4 Yaş Grubu: Küçük Bireylerin Büyük Krizleri
Bu yaş aralığı, çocukların “ben” duygusunu öğrendiği ve sınırlarını denediği bir gelişim evresidir. Henüz tam olarak kelimeleri ve anlamlarını kendi iç dünyalarında oturtamadıkları için, kendini ifade edemeyen çocuklar, duygularını ağlayarak, bağırarak, hatta kendini yere atarak gösterebilirler. Ebeveynlerin tutumu bu öfke krizlerini cezalandırmak yerine anlamaya çalışmak ve sakinlikle sınırlar koymaktır. Tutarlılık ve sabır, bu yaş aralığında en önemli iletişim aracıdır.
5-7 Yaş Grubu: Kurallar ve Sabır
Okul çağıyla birlikte çocuklar sosyal çevreyle ve toplum kurallarıyla tanışır. Fakat bu dönemde sabır becerisi tam gelişmediği için, isteklerinin hemen gerçekleşememesi onlarda duygu yoğunluğuna yol açabilir. Beklemek, sıraya girmek ve paylaşmak gibi oluşan durumlar çocukları zorladığı için ortaya öfke krizleri çıkabilir. Bu yüzden çocuklara duygularını kelimelere dökerek ifade etmeyi öğretmek ve “Biraz bekleyebilirim” sürecini adım adım destekleyip öğretmek olduça önemlidir.
8-12 Yaş Grubu: Duyguları Tanımak ve İfade Etmek
Bu yaş aralığında çocuklar duygularının neyi ifade ettiği bilincindedir ancak yoğun duygularla başa çıkabilme konusunda zorlanırlar. Bu yaşta öfke krizlerinin genel sebepleri, arkadaşlarıyla yaşadağı sorunlar, derslerdeki başarısızlık, aile içi beklentiler olabilir. Bu süreçte empati kurmak ve iletişim becerilerini geliştirmek oldukça önemlidir. Duyguları bastırmaktan ziyade anlamlandırmak, çocukların kendini ifade etme yeteneğini geliştirir.
13 Yaş ve Üzeri: Kimlik Arayışı
Ergenlik dönemi, duyguların en yoğun yaşandığı ve kimlik arayışının başladığı bir evredir. Çocuklar artık hayatlarıyla ilgili kararları kendileri vermek ister. Bu dönemde gösterilen öfke, bağımsızlık duygusunun yansımasıdır. Bu süreçte duygularının bastırılmaması, kendilerini rahatça ifade edecek alan tanımak, onlara güvenildiğini hissettirmek oldukça önemlidir. Ebeveynlerin nasihat vermek yerine dinleyici rolünde olması iletişimi güçlendirir.
Kriz Anında Neler Yapılmalı? Neler Yapılmamalı?

Bir öfke krizi anında çocuğun davranışını hemen önlemek veya durdurmaya çalışmak çoğu zaman olan gerginliği daha fazla artırır. Ebeveynin burda en önemli rolü, çocuğun tepkisinden ziyade kendi tepkisini kontrol altına alabilmesidir. Bağırarak karşılık vermek, suçlamak ya da cezalandırmak krizin şiddetini büyütebileceğinden dolayı bu yöntemlerden kaçınılmalıdır. Bunun yerine ebeveyn, sakinliğini koruyarak daha güvenli ve sakin bir ortam yaratmalı ve çocuğa “buradayım ve seni duyuyorum” mesajını verebilmelidir. Kriz bittikten sonra davranışlar ve hissedilen duygular üzerine konuşmak, kalıcı öğrenmenin oluşturduğu güvenli ortamı yaratır.
Duygu Yönetimini Güçlendiren Oyunlar ve Etkinlikler

Çocuklarda duygu yönetimini desteklemenin en etkili yolu oyunlar ve etkinliklerdir. Örneğin “Duygu Kartları” kullanmak, çocuğun hangi duyguyu yaşadığını fark etmesini ve bunu kelimelerle dile getirebilmesini sağlar. “Duygu Termometresi” etkinliği ise öfke veya hayal kırıklığı gibi yoğun duyguların hangi seviyede olduğunu tanımlamayı öğretir; çocuk duygusunun hangi seviyede olduğunu görünce, onu düşürmek için ne yapabileceğini öğrenir.
Duyguların oyunlarla işlendiği bu süreç, çocuğa sadece öfkesini yatıştırmayı değil, kendini anlamayı, karşısındaki kişiyi dinleyip ilişkilere daha dengeli yaklaşmayı öğretir.
Çocukların öfkesi çoğu zaman bize yönelmiş bir saldırı değil, kendi içlerinde taşıdıkları yükün dışarıya vuruş şeklidir. Bir çocuğun öfkesini ve duygularını yönetmeyi öğrenmesi, önce ebeveynlerin ona nasıl eşlik ettiğidir. Ebeveynler için öfkeyi yönetme süreci kesin çözümlerden sabırla atılan adımlarla oluşur.
KAYNAKÇA
Özmen, Ahmet Çev. “Öfke Sorunu Yaşayan Çocuklara Yönelik Uygulamalar“. Ankara University Journal of Faculty of Educational Sciences (JFES) 39.1 (2006): 135-144. Web. Erişim Tarihi: 08.11.2025
Kılıçarslan, Suat, and Keklik, Erdem Devrim. “Ebeveynler İçin Yeni Bir Baş Etme Modeli: Yeni Otorite, Şiddetsiz Karşı Koyma1.” Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi 44 (2017): 66-89. Web. Erişim Tarihi: 08.11.2025
Şensoy, Perihan, and İpek, Melek. “Çocuk merkezli oyun terapisinin öfke problemi olan çocuklar üzerindeki etkisi.” Aydın Sağlık Dergisi 9.3 (2023): 185-205. Web. Erişim Tarihi: 08.11.2025
Öne Çıkarılan Görsel: drertugrulguler.com. Web.


