Çocuklara Özsaygı ve Beden Algısı Nasıl Anlatılır?

Editör:
Berfin Dağaslan
" hide_table_content="td_encvalW2dpemxlXQ=="]

Özsaygı, bireyin kendini anlamlı bulması ve kişinin kendi içindeki duygusal yeterliliğin bir yansımasıdır. Bireyin kendini ne kadar sevdiği, ne kadar takdir ettiği ve ne kadar onayladığıyla doğrudan ilgilidir. Beden algısı, bireyin bedenini içsel olarak algısı, hissettikleri ve düşünceleridir. Sağlıklı beden algısına sahip bireyde bedeni hakkında olumlu düşünmesi ve çoğu zaman da dış görünüşü ile ilgili iyi hissetmesidir.

Medya tasvirlerinin, akran zorbalıklarının ve toplumun dayattığı güzellik standartlarının dış görünüşün önemini ve değer algılarımızı belirlediği günümüz toplumunda, çocuklara özsaygı ve beden algısı hakkında eğitim vermek giderek hayati bir hale gelmektedir.

Ebeveynlerin ve Eğitimcilerin Rolü

İki ebeveyn ve öğretmenin çocuk hakkında yaptığı görüşme yaptığını anlatan görsel
ChatGPT Dall e ile oluşturuldu Ebeveynler ve öğretmenin çocuk için birbiriyle etkileşim halinde bulunduğu bir görüşme

Çocuklar kendileri hakkında iyi ya da kötü hisle doğmazlar. Bunu çevrelerinden öğrenirler. Sevgiye dayalı, tutarlı ve keşfetmeye elverişli ortamda yetişen çocuklar kendileriyle ilgili olumlu duygular geliştirir.

Çocukların sağlıklı bir benlik algısı geliştirebilmeleri için özsaygı ve beden algısı önemlidir. Çocuğun duygularına, düşüncelerine ve varlığına saygı duyarak yetiştirmek onun özgüvenli, mutlu ve sağlıklı bir yetişkin olmasında büyük rol oynar. Beden algısı ise kendi fiziksel görünüşüyle bu benliği tamamlayan bir yapbozun parçasıdır. Çocuğun benzersiz olduğunun ve bedeninin başkasıyla kıyaslamamanın yardımcı olmayacağını, olduğu gibi kabul etmenin ve bundan memnun olmanın önemini öğretmek gerekir.

Sağlıklı beden algısına sahip olmayan çocukta birtakım ruhsal bozukluklar da meydana gelebilmektedir. Bunlardan en önemlisi de beden dismorfik bozukluğudur. Beden dismorfik bozukluğu beynin dış görünüşteki algıladığı kusura veya eksikliğe karşı odaklanmayı bırakamadığı bir tutumdur. Bu kusurlar başkaları tarafından genellikle fark edilmese de çocukta utanma, sosyal izolasyon veya anksiyeteye sebep olabilir. Semptomları genellikle tekrarlayan bakım alışkanlıkları, aynalardan kaçınma, devamlı egzersizler, sık sık tartılma, cildi yolma ve vücudun belirli bölgelerini gizleme gibi durumlarla anlaşılabilir.

Bu hususta eğiticimlerin, bakıcıların ve ebeveynlerin rolü çok büyüktür. Örneğin, çocuğun akşam uyurken korktuğunu söylemesi üzerine ebeveynlerinin “Uyu artık.demek yerine çocuğun o anki korku duygusuna değer vererek yaklaşması çocuğa, kendisine saygıdeğer olduğunu hissettirmek özsaygıyı temsil eder. Ebeveynlerin veya ona bakıcılık yapan bireylerin çocuklara karşı duyarlı, sorumluluk sahibi ve bedeni hakkında da destekleyici bir yaklaşım sergilemeleri gerekmektedir. Onlara olumlu bir rol model olmalı, dahası pozitif bir tavır sergilemelidirler.

Çocukların akranlarıyla kurduğu ilişkilerde, kendilerini doğru ifade edebilme becerisini ve değerli hissedecekleri ortamı oluşturmakta sorumlu olan eğitimcilerin etkisi de vardır. Onları motive edici bir dil kullanarak yönlendirmelidirler. Örneğin; çocukların başarılarını, çabalarını ve gelişimini takdir etmek özsaygılarını artıracaktır. Her bireyin farklı olduğunu, farklı fiziksel özelliğe sahip olabileceğini anlatarak destekleyici beden algısına dolasıyla da güçlü bir benlik algısına teşvik etmiş olurlar.

Medyanın Etkisi

Sosyal medyanın çocuklar üzerindeki etkisini anlatan görsel.
ChatGPT Scholar AI ile oluşturuldu Sosyal medyanın çocuklar üzerindeki etkisini anlatan görsel

Günümüz dijital çağında sosyal medya ve çeşitli medya platformlarının çocukların kendilerine ve çevrelerindeki dünyaya ilişkin bakış açılarını şekillendirmede önemli bir etkisi olduğuna hepimiz hemfikiriz. Instagram, TikTok ve YouTube gibi popüler olan uygulamalarn kullanım yaygınlığıyla beraber çocuklar sürekli belirlenmiş imajlara ve kalıplara maruz kalarak gerçekçi olmayan güzellik ve başarı standartlarının altında ezilerek olmadıkları biri gibi davranır veya yetersizlik hissiyatına kapılmaktadırlar. İnternetle tanışır tanışmaz bu maruz kaldıkları yalan portreler ve idealleri içselleştirerek kendilerini başkalarıyla kıyaslamaları olumsuz özsaygıya yol açabilir.

Sosyal medyanın etkisini anlamak ve çocukların benlik saygısı üzerinde yarattığı çarpıtılmış imaj ebeveynler için birer tehlikedir. Eğitimciler, psikologlar, danışmanlar daha sağlıklı bir çevirim içi ortama teşvik ederek çocuklara doğru medya okuryazarlığı hakkında yol gösterebilir, dijital dünyanın baskısına karşı dayanıklı ve olumlu bir benlik imajı kazanmalarına yardımcı olabilir.

Çözüm Yolları ve Destekleyici Yöntemler

Özsaygı ve beden algısı gelişmiş çocukların olduğu görsel
ChatGPT Scholar AI ile oluşturuldu Sağlıklı benlik algısına sahip mutlu çocukların bulunduğu renkli bir görsel

Maya Angelou’nun da dediği gibi; “İnsanlara ne söylediğinizi unutabilirler, onlara ne yaptığınızı unutabilirler, ama onlara nasıl hissettirdiğinizi asla unutmazlar.”

Çocuklarda sağlıklı bir öz saygı ve beden algısı geliştirmek için çeşitli çözüm yolları ve destekleyici yöntemler bulunmaktadır. Öncelikle, doğru dil kullanımı ve olumlu iletişim büyük önem taşır. Ebeveynler ve öğretmenler, çocukların kendileri hakkında olumsuz düşünceler geliştirmesini engellemek için onları dış görünüşleriyle değil, çabaları, yetenekleri ve karakter özellikleriyle övmelidir. Örneğin, “Ne kadar güzel görünüyorsun!” demek yerine “Ne kadar yaratıcı bir çözüm buldun!” veya “Çok azimli davrandın.” gibi ifadeler kullanmak çocuğun kendine güvenini dış görünüşünden ziyade içsel özelliklerine dayandırmasına yardımcı olur.

Bir diğer etkili yöntem, beden farkındalığını destekleyen aktiviteler sunmaktır. Yoga, dans, jimnastik veya spor gibi etkinlikler, çocukların bedenlerini bir araç olarak görmelerine ve fiziksel kapasitelerini takdir etmelerine yardımcı olur. Bunun yanı sıra, sanat ve hikâye anlatımı gibi yaratıcı çalışmalar, çocukların kendilerini ifade etmelerini sağlayarak özgüvenlerini artırabilir. Özellikle, farklı beden tiplerini olumlayan hikâyeler, çocukların çeşitliliği kabul etmelerine ve kendi bedenleriyle barışmalarına katkı sağlar.

Sosyal medya ve popüler kültür farkındalığı kazandırmak da önemli bir stratejidir. Çocuklar; televizyon, YouTube, TikTok ve diğer sosyal medya platformlarında sürekli olarak idealize edilmiş beden imgeleriyle karşılaşmaktadır. Ebeveynler, çocuklarıyla birlikte bu içerikleri izleyerek eleştirel düşünme becerilerini geliştirmeli ve onlara medya mesajlarının manipülatif olabileceğini anlatmalıdır. Örneğin, fotoğraf düzenleme programlarının nasıl çalıştığını göstermek veya reklamlardaki beden standartlarının yapay olduğunu açıklamak çocukların maruz kaldıkları içerikleri sorgulamalarına yardımcı olabilir.

yoga
Pexels

Bunun yanında, okul müfredatına beden algısı ve öz saygıyı destekleyici eğitimler eklemek çocukların bu konuları bilinçli bir şekilde öğrenmesini sağlayabilir. Özellikle, sağlık derslerinde beden işlevselliğine odaklanmak, vücut tipleri arasındaki farklılıkları normalleştirmek ve beden çeşitliliği konusunda farkındalık yaratmak önemlidir. Örneğin, bazı okullarda uygulanan “Sağlıklı Beden Algısı Programları”, çocukların medya etkilerini eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirmelerini sağlamakta ve öz saygılarını güçlendirmelerine yardımcı olmaktadır.

Ebeveynlerin ve öğretmenlerin, duygusal dayanıklılığı artırıcı teknikler kullanması da çocukları destekleyebilir. Örneğin, olumlama cümleleriyle çocukların kendilerine yönelik olumlu ifadeler kullanmalarını teşvik etmek, olumsuz iç konuşmayı engelleyebilir. “Ben yeterliyim.”, “Bedenim bana ait ve onunla mutluyum.” gibi cümleleri düzenli olarak tekrarlamak, öz saygıyı artırmada etkili olabilir.

Son olarak, farklılıkları normalleştiren sosyal ortamlar oluşturmak, çocukların kendilerini güvende hissetmelerini sağlar. Akran zorbalığını önlemek için okullarda kapsayıcı politikalar geliştirilmeli, çocuklara empati kurma becerisi kazandırılmalı ve beden farkındalığıyla ilgili açık konuşmalar yapılmalıdır. Arkadaş gruplarında dışlanma ve zorbalık gibi olumsuz deneyimlerin önüne geçmek için öğretmenler ve ebeveynler çocukları cesaretlendirerek destekleyici bir sosyal çevre oluşturmalarına yardımcı olabilir.

Sonuç olarak, çocukların beden algısı ve öz saygısını desteklemek için onları olumlu bir dille cesaretlendirmek, medya farkındalığı kazandırmak, beden farkındalığını artıran aktiviteler sunmak, eğitim sistemini bu konuda bilinçlendirmek ve kapsayıcı sosyal ortamlar oluşturmak kritik önem taşımaktadır. Bu yöntemler, çocukların kendilerini oldukları gibi kabul etmelerine yardımcı olacak ve ilerleyen yaşlarında da sağlıklı bir benlik algısı geliştirmelerini sağlayacaktır.


Kaynakça

Angelou, M. (n.d.). People will forget what you said, people will forget what you did, but people will never forget how you made them feel.

Cash, T. F., & Pruzinsky, T. (2002). Body Image: A Handbook of Theory, Research, and Clinical Practice. Guilford Press.

3-6 Yaş Arasındaki Çocuklarda Benlik Algısı, Öz Saygı ve Öz Yeterliliğin Ebeveyn Tutumu ve Akran Kabulü ile İlişkisi. Hacettepe Üniversitesi, Ankara.

American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and statistical manual of mental disorders (5th ed.). American Psychiatric Publishing.

Öne çıkan görsel: Pexels

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Orhan Kemal – Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl | 22 Alıntı

Türk edebiyatının iki büyük ustası Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal'in Bursa Cezaevi'nde koğuş arkadaşlığı yaptıkları yıllara ve sonraki mektuplaşmalarına değinen Nâzım Hikmet'le 3,5 Yıl kitabı, Kemal'in kalemiyle çok içten ve etkileyici bir üslupla okurun karşısına çıkıyor.

İskenderiye Kütüphanesi: Efsane ve Gerçek

Efsane ve Gerçeğin ortak noktası, tarihin tozlu raflarına kaldıramadığı bilgi yuvası: İskenderiye Kütüphanesi.

İstanbul Ansiklopedisi Dizi İncelemesi: Kalabalığın Yalnız İnsanları

İstanbul Ansiklopedisi, büyülü İstanbul sokaklarında hem hayat bulmanın hem kaybolmanın öyküsünü anlatıyor.

Söylenti Edebiyat Editörleri Bu Ay Neler Okudu?

Söylenti Edebiyat editörleri olarak her ay neler okuduğumuzu, nelerin altını çizdiğimizi yakından incelediğimiz serimizin nisan ayı listesi ile karşınızdayız!

Yelpazeli Kadın (1918) Tablo Okuması: Gustav Klimt’in Son Eseri

Yelpazeli Kadın tablosu, zarafeti ve özgünlüğüyle hem sanat tarihine hem de Klimt'in kariyerinde büyük bir önem taşımaktadır.

Dante’nin İlahi Komedyası’nda İnsanlığın Mitolojik ve Manevi Seyahati: Kayboluşun Karanlığı ve Kurtuluşun Işığı

Dante’nin İlahi Komedyası; insanlığın ahlaki seçimlerini sorgulamasına, içsel çatışmalarını aşmasına ve evrensel sorulara yanıt bulmasına rehberlik eder.

Kırmızının Tonlarına Bürünmüş 7 Yabancı Albüm Kapağı

Temalarında kırmızı renginin ön planda olduğu ve gizli anlamlarıyla bizi farklı yolculuklara çıkaran albümleri sizler için derledik.

Marmaris’te Yaz Rüyası: 5 Günlük Keşif Rotası

Ege ve Akdeniz'in incisi Marmaris için keyifli bir yol rotası.

Feminizmin Gücü: Patriyarka’nın Sosyal Yapılara Etkisi

Patriyarkal sisteme meydan okuyan feminizm, kadını güçlendirip eşitlikçi bir toplum inşasına öncülük eder.

Söylenti Konser Takvimi: Üç Büyükşehirde Kimler Var?

Söylenti müzik ekibi tarafından hazırlanan; İstanbul, Ankara ve İzmir'e müzik coşkusunu tattıracak birbirinden farklı Mayıs ayı konserleri sizlerle!