Çocuklara Kayıplar ve Ölüm Nasıl Anlatılır?

Editör:
Esmanur Göçmen Onay

Ölümü anlamlandırabilmek, yetişkinler için olduğu kadar çocuklar için de son derece zor ve karmaşık bir süreçtir. Ölüm kavramı, özellikle soyut düşünme becerileri henüz tam olarak gelişmemiş küçük yaş gruplarındaki çocuklar için anlaşılması güç bir konu olabilir. Bu nedenle, çocukları koruma içgüdüsüyle ölüm gerçeğini onlardan saklamak ya da çeşitli bahanelerle durumu geçiştirmeye çalışmak, süreci daha karmaşık ve zorlayıcı hale getirebilir. Belirsizlik, çocukların kaygı düzeyini artırabilir ve ölüm hakkında yanlış inançlar geliştirmelerine neden olabilir. Bunun yerine, kaybı çocuğun yaşına, bireysel farklılıklarına ve bilişsel gelişim düzeyine uygun bir şekilde açıklamak süreci daha sağlıklı yönetmelerine yardımcı olabilir.

Çocukların Ölümü Anlamlandırması

Çocukların Ölümü Anlamlandırması sheknowscom

Çocuğun ölüm kavramını anlamlandırması, yas süreci için oldukça önemlidir. Jean Piaget’in Bilişsel Gelişim Kuramı’na göre bireylerin zihinsel gelişimi dört temel döneme ayrılır. Bu kurama göre, 11 yaş itibarıyla çocuklar soyut kavramları anlamlandırmaya başlar. Soyut düşünebilme becerisi geliştikçe, dini ve felsefi kavramlar gibi daha önce kavrayamadıkları konular üzerine düşünmeye başlarlar. Ancak bu yaşın altındaki çocuklar, soyut kavramları somut gerçeklikten ayırt etmekte zorlanabilir. Bu nedenle, ölüm kavramını cennet, cehennem gibi dini terimlerle açıklamak, küçük yaş gruplarında kafa karışıklığına yol açabilir.

Daha küçük yaş gruplarındaki çocuklar için ölüm kavramını açıklarken, onların gelişim düzeylerine uygun, somut ifadeler kullanılmalıdır. 3-5 yaş arasındaki çocuklar genellikle ölümün kalıcı olduğunun farkında değildir ve ölen kişinin geri döneceğini düşünebilirler. Bu yaş grubundaki çocuklara, “Artık nefes almıyor, yemek yemiyor ve oyun oynamıyor çünkü bedeni çalışmayı durdurdu” gibi basit açıklamalar yapmak faydalı olacaktır. 6-10 yaş grubundaki çocuklar ise ölümün kalıcılığını daha iyi kavrayabilir, ancak ölümün nedenlerini ve sonuçlarını anlamada zorluk yaşayabilirler. Bu yaş grubuna, ölümün yaşam döngüsünün doğal bir parçası olduğu, herkesin bir gün öleceği ve bunun kimsenin hatası olmadığı gibi açıklamalar yapılabilir.

Çocuklar ölüm karşısında model aldığı yetişkinlere benzer tepkiler verebilir. Ancak yaşına, kişilik özelliklerine, yaşam deneyimlerine ve ölümü algılama biçimine bağlı olarak değişen kendine özgü duygusal tepkiler de geliştirebilirler. Kimi çocuk açıkça üzüntüsünü dile getirip ağlarken, kimileri uyku sorunları, alt ıslatma, regresyon (davranışlarda gerileme, bebeksi tavırlar) veya saldırganlık gibi tepkiler gösterebilir. Çocuğun yaşına ve geçmiş yaşam deneyimlerine uygun bir iletişim dili kullanmak, bu süreci daha sağlıklı yönetmelerini sağlar. Açık, dürüst ve basit bir anlatım tarzı benimsemek, çocuğun duygularını anlamasına ve kabullenmesine yardımcı olabilir. Aynı zamanda, çocuğun hislerine eşlik eden bir tutum sergilemek ve ona kendini ifade edebilmesi için güvenli bir alan sunmak, yas sürecini daha sağlıklı bir şekilde geçirmesine katkı sağlayacaktır.

Ölüme Dair Ön Konuşmalar

Ölüme Dair Ön Konuşmalar lionsroarcom

Bilinmezlik, çocuklar için oldukça güvensiz ve savunmasız bir alan yaratabilir. Çocuklar, bildikleri ve tanıdıkları bir ortamda kendilerini daha güvende hissederler. Bu güven duygusu, çocuğun psikolojik sağlamlığını artırmada önemli bir rol oynar ve başa çıkma becerilerini olumlu yönde etkiler.

Ölüm kavramı ise pek çok çocuk için yıkıcı ve karmaşık olabilir. Ancak, ölümle ilgili yapılan doğru ve zamanında bilgilendirme, çocuğun bu sürece daha hazırlıklı yaklaşmasına yardımcı olabilir. Çocuklarla ölüm hakkında konuşmadan önce, onların konuya dair neleri bildiklerini ve hangi noktaları anlamlandıramadıklarını değerlendirmek oldukça önemlidir. Bu süreçte, çocukların sahip olabileceği yanlış bilgileri tespit etmek ve doğru bilgilerle bu yanlışları düzeltmek, onların ölüm gerçeğiyle başa çıkma becerilerini destekler. Özellikle okul öncesi dönemdeki çocukların ölüm hakkında ne bildiğini öğrenmek ve eğer varsa yanlış bilgileri düzeltmek için ölüm kavramı üzerine yaş düzeylerine uygun kitaplar okumak ve çocukların soracağı sorular üzerinden ilerlemek iyi bir yöntem olabilir.

Her canlının, yaşamla başlayan ve ölümle sonlanan bir yaşam döngüsü vardır. Bu temel bilginin çocuklara doğru ve anlaşılır bir şekilde aktarılması önemlidir. Çocukların ölüm kavramını kavrayabilmesi için, öncelikle yaşamın ne anlama geldiğini anlamaları gerekir. Bu süreçte, doğadan örnekler vermek oldukça etkili bir yöntemdir. Örneğin, hareket eden hayvanlar, ses çıkaran canlılar veya büyüyen bitkiler gibi doğadaki canlılar incelenerek yaşamın belirtileri çocuklara gösterilebilir. Bu canlıların hareket etmesi, ses çıkarması ve çevreleriyle etkileşim kurması, onların canlı olduğunun göstergeleridir. Bu gözlemler sırasında, çocukların dikkatini canlıların sahip olduğu temel özelliklere çekmek, yaşam kavramını anlamalarına yardımcı olur. Ardından, cansız varlıklar veya ölmüş varlıklar incelenerek canlılarla olan farkları açıklanabilir. Örneğin, ölü bir böcek ya da solmuş bir çiçek gösterilerek, bunların neden hareket etmediği, ses çıkarmadığı ve çevrelerine tepki vermediği anlatılabilir. Bu noktada, ölümün uyumaktan farklı olduğu açıkça belirtilmelidir. Kalbin artık atmadığı, beynin çalışmadığı ve vücudun temel işlevlerini yerine getiremediği gibi somut açıklamalar, çocukların ölüm kavramını daha iyi anlamalarını sağlar.

Yetişkinlerin, çocuklarla ölüm hakkında konuşurken sade, net ve anlaşılır bir dil kullanması son derece önemlidir. Açıklamalar yapılırken, ölen kişinin kalbinin atmayı durdurduğu, akciğerlerinin artık çalışmadığı ve bu nedenle nefes alamadığı gibi biyolojik açıklamalara yer vermek, çocuğun durumu daha iyi kavramasına yardımcı olabilir. Bu süreçte, ölen kişinin artık sıcak ya da soğuk hissetmeyeceği, açlık veya susuzluk yaşamayacağı ve acı çekmeyeceği gibi bilgiler vermek de çocuğun ölüm kavramını sağlıklı bir şekilde anlamasına katkı sağlar.

Ölümle ilgili konuşmalarda “uykuya daldı” ya da “cennete gitti” gibi ifadeler durumu yumuşatıyor gibi görünse de çocuklar için kafa karıştırıcı ve yanıltıcı olabilir. Örneğin, “uykuya dalmak” ifadesinin kullanılması, çocuğun uyumayı ölümle ilişkilendirmesine yol açarak uyku problemleri ve gece korkuları gibi sorunlar yaşamasına sebep olabilir. Bu nedenle, ölüm kavramını anlatırken olabildiğince açık, doğru ve çocukların gelişim seviyesine uygun ifadeler tercih edilmelidir. Böylelikle çocuklar, ölümle ilgili doğal duygularını sağlıklı yollarla ifade edebilir ve bu zorlayıcı süreci daha kolay atlatabilirler.

Ölümü Anlatırken Metaforların Kullanımı

Ölümü Anlatırken Metaforların Kullanımı psychwirecom

Dilin ve sözcüklerin yetersiz kaldığı durumlarda, bireylerin iç dünyalarındaki duygu ve düşünceler metaforlar aracılığıyla dış dünyaya aktarılabilir. Metafor, soyut olayları kavrama sürecinde önemli bir mekanizma olarak işlev görür (Karaırmak ve Güloğlu 125). Özellikle çocukluk döneminde, hayal gücünün oldukça gelişmiş olmasına karşın soyut düşünme becerileri henüz tam olarak gelişmemiştir. Bu nedenle, ölüm kavramını anlatırken metaforların kullanımı çocuklar için daha anlaşılır ve kabul edilebilir bir çerçeve sunabilir.

Metaforlar, çocuğun ölümü anlamlandırma sürecinde yaşadığı direnci azaltarak kendisini daha güvende hissetmesine yardımcı olabilir. Soyut kavramları kavramakta zorlanan çocuklar için metaforlar, karmaşık ve zorlayıcı duyguları daha anlaşılır hale getiren bir köprü işlevi görür. Özellikle ölüm gibi kaçınılmaz ancak açıklaması zor bir kavram söz konusu olduğunda, metaforların kullanımı çocuğun duygusal yükünü hafifletebilir.

Metaforların yanı sıra oyun da çocuklar için sözel olmayan güçlü bir metafor işlevi görür. Oyun sırasında yaratılan hikâyeler, çocuğun kendi yaşam öyküsüyle birleşerek iç dünyasını daha rahat ifade etmesini ve kaygı düzeyinin azalmasını sağlayabilir. Küçük çocuklar, duygularını yetişkinler gibi kelimelerle ifade etmekte zorlanabilirler. Ancak oyuncak bebeklerle, peluş hayvanlarla veya figürlü oyun setleriyle oynarken kayıplarını ve yas sürecini dolaylı olarak dışa vurabilirler.

Bu bağlamda, Klinik Psikolog Mehmet Teber’in, afette yakınlarını kaybeden çocuklar için kaleme aldığı “Kestane Ağacı” isimli metaforik öyküsünden bir bölümü paylaşmak istiyorum:

“…Serçe biraz düşündü ve üzüntüyle son sorusunu sordu:

“Ben kestane ağacını bir daha göremeyecek miyim?”

Fil bir süre sessiz kaldı, ardından şöyle dedi:

“Başındaki minik gözlerinle artık göremeyeceksin. Ama serçelerin bir hayal gözü ve bir de rüya gözü vardır. Onlarla istedikleri her şeyi görebilirler.”

Serçe hemen hayal gözünü açtı. Kestane ağacının dalında oynadığı oyunları, onun kendisine anlattığı hikâyeleri hatırladı ve biraz rahatladı.

Tam gitmek üzereyken, fil hortumuyla serçeye bir resim uzattı.

“Bu kestane ağacının resmi,” dedi. “İstersen yastığının altına koy, istersen yuvana as. Özlediğinde ona bakıp hayal gözünle görebilirsin.”

Serçe resmi gagasıyla aldı, teşekkür etti ve kanat çırparak yeni ormana, sevdiklerinin yanına uçtu.”

Bu tür metaforik öyküler, çocukların ölüm gibi zor bir kavramı anlamlandırmasına ve duygularıyla başa çıkmasına yardımcı olabilir.

Çocuğun Sürece Dahil Edilmesi ve Somut Bir Veda

Çocuğun Sürece Dahil Edilmesi ve Somut Bir Veda

Özellikle 7 yaş öncesindeki çocuklar, soyut düşünme becerileri tam olarak gelişmediği için ölümü daha somut bir şekilde anlamlandırmaya ihtiyaç duyarlar. Bu nedenle, onların veda sürecine katılımı, kaybı somutlaştırmaları açısından önemli olabilir. Çocukların sürece dahil edilme biçimi, yaşlarına ve bireysel farklılıklarına göre belirlenmelidir. Özellikle 7 yaş ve üzerindeki çocuklar için cenaze törenine katılım veya çeşitli yas ritüellerinde yer almak, ölümün ne anlama geldiğini anlamalarına yardımcı olabilir. Ancak, bu süreçte çocuklar kesinlikle zorlanmamalı ve duygusal sınırlarına saygı gösterilmelidir.

Genellikle 10 yaş ve üzerindeki çocuklar, ölümün yaşamın doğal ve kaçınılmaz bir sonu olduğunun farkındadır. Ölen bir kişinin geri dönmeyeceğini ve ölümün herkesin yaşayacağı bir süreç olduğunu kavrayabilirler. Daha küçük yaştaki çocuklardan farklı olarak, ölümü geçici bir durum olarak görmez ve kaybettikleri kişinin geri geleceğini düşünmezler. Ancak, ölüm kavramını anlamış olsalar bile bu durum duygusal olarak onlar için yine de zorlayıcı olabilir. Kaybı kabullenme sürecinde yetişkinlerin çocuklara açık ve destekleyici bir yaklaşım sergilemesi büyük önem taşır.

Cenaze ve yas ritüelleri, çocuklara kaybın geri döndürülemez bir durum olduğunu anlatmanın yanı sıra, sevdiklerine veda etme fırsatı da sunar. Bu süreçte çocuk, cenazeye katılmak isteyip istemediği konusunda özgür bırakılmalı, ancak merak ettiği noktalar hakkında bilgilendirilmelidir.

Ancak, törenin aşırı yoğun duygular içerebileceği ve çocuğun bu ortamda kendini rahatsız hissedebileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. Eğer cenazede çocuğu aşırı kaygılandırabilecek bir ortam olacağı düşünülüyorsa, alternatif bir veda şekli oluşturulabilir. Örneğin, çocuğun kaybettiği kişiyle ilgili bir resim çizmesi, ona bir mektup yazması veya birlikte anısını yaşatacak bir ritüel gerçekleştirilmesi gibi yöntemler, çocuğun yas sürecini sağlıklı bir şekilde deneyimlemesine yardımcı olabilir.

Ayrıca, çocuğun ölüm kavramına verdiği tepkiler bireysel farklılıklar gösterebilir. Kimileri üzüntüsünü açıkça ifade ederken kimileri içine kapanabilir veya davranış değişiklikleri gösterebilir. Uyku sorunları, alt ıslatma, öfke nöbetleri veya kaybettiği kişiyi sık sık sorma gibi tepkiler normaldir. Bu süreçte ebeveynlerin veya bakım verenlerin, çocuğun hislerine duyarlı olması ve duygularını ifade edebilmesi için güvenli bir alan sağlaması önemlidir. Eğer çocuk çok yoğun bir kaygı yaşıyor ve günlük yaşamını olumsuz etkileyecek düzeyde tepkiler gösteriyorsa, bir uzmandan destek almak faydalı olabilir.


Kaynakça:

Teber, Mehmet. “Kestane Ağacı.” Metaforik Öyküler Elin Elimde, web
Karaırmak, Özlem. “Çocukla Psikolojik Danışmada Metaforik Süreç”. Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Dergisi,2015, 5 (43) 115-127, web
Karaırmak, Özlem ve Berna Güloğlu. “Metafor: Danışan ve Psikolojik Danışman Arasındaki Köprü”. Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Dergisi, 2012, 122-135, web
Yıldız, Armağan. “Çocuk, Ölüm ve Kayıp”. Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2004, web
Güner, Olcay, ve Büşra Tarçalır Erol. “Çocuklar Ölümle Karşılaştıklarında…” Arkabahçe Psikolojik Gelişim ve Danışmanlık Merkezi, 3 Haziran 2017, web
Kapak Görseli: everdayhealth.com
Eda Erol
Eda Erol
her şeye rağmen yağmura bulanmış, güzel bir yazdı.

1 Yorum

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Morlara Bürünmüş 8 Albüm Kapağı Tasarımı

Mor renginin hâkim olduğu 8 albüm kapağını inceliyoruz.

You Final Sezonu İncelemesi: İyilerin Kazandığı Dünyada Mutlu Bir Son

You, final sezonuyla izleyicilerine veda ederken Joe Goldberg'in hikâyesi sona eriyor.

Nickel Boys Film İncelemesi: Deneysel Sinema ve Tarihin Birleşimi

2025 Oscar Ödülleri'nde ilgi gören Nickel Boys, iki siyahi gencin bir reform okulunda yaşadıklarına odaklanıyor.

Orhan Kemal – Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl | 22 Alıntı

Türk edebiyatının iki büyük ustası Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal'in Bursa Cezaevi'nde koğuş arkadaşlığı yaptıkları yıllara ve sonraki mektuplaşmalarına değinen Nâzım Hikmet'le 3,5 Yıl kitabı, Kemal'in kalemiyle çok içten ve etkileyici bir üslupla okurun karşısına çıkıyor.

İskenderiye Kütüphanesi: Efsane ve Gerçek

Efsane ve Gerçeğin ortak noktası, tarihin tozlu raflarına kaldıramadığı bilgi yuvası: İskenderiye Kütüphanesi.

İstanbul Ansiklopedisi Dizi İncelemesi: Kalabalığın Yalnız İnsanları

İstanbul Ansiklopedisi, büyülü İstanbul sokaklarında hem hayat bulmanın hem kaybolmanın öyküsünü anlatıyor.

Söylenti Edebiyat Editörleri Bu Ay Neler Okudu?

Söylenti Edebiyat editörleri olarak her ay neler okuduğumuzu, nelerin altını çizdiğimizi yakından incelediğimiz serimizin nisan ayı listesi ile karşınızdayız!

Yelpazeli Kadın (1918) Tablo Okuması: Gustav Klimt’in Son Eseri

Yelpazeli Kadın tablosu, zarafeti ve özgünlüğüyle hem sanat tarihine hem de Klimt'in kariyerinde büyük bir önem taşımaktadır.

Dante’nin İlahi Komedyası’nda İnsanlığın Mitolojik ve Manevi Seyahati: Kayboluşun Karanlığı ve Kurtuluşun Işığı

Dante’nin İlahi Komedyası; insanlığın ahlaki seçimlerini sorgulamasına, içsel çatışmalarını aşmasına ve evrensel sorulara yanıt bulmasına rehberlik eder.

Kırmızının Tonlarına Bürünmüş 7 Yabancı Albüm Kapağı

Temalarında kırmızı renginin ön planda olduğu ve gizli anlamlarıyla bizi farklı yolculuklara çıkaran albümleri sizler için derledik.

Editor Picks