Çocuk edebiyatının en temel işlevlerinden biri çocuklara okuma sevgisi ve alışkanlığı kazandırmasıdır. Çocuk edebiyatı, çocukluk çağında bulunan kimselerin hayal, duygu ve düşüncelerine seslenen yazılı bütün eserleri kapsar. Çocukların hayal dünyasına hitap eden ve hayatı oyunlaştırarak öğreten bu eserler aslında sanıldığından çok daha önemli bir yer tutmaktadır. Peki bu kadar önemli bir yere sahip olan çocuk edebiyatında dil ve üslup nasıl olmalıdır?
Kitap Çocuklara Nasıl Seslenmelidir?

Çocuklar doğası gereği oynamak, eğlenmek ve yeni şeyler öğrenmek ister. Kendi çocukluğumuza baktığımızda aslında bunun örneklerini açıkça görebiliriz. Çocuğun sınırlandırılamayan bir hayal dünyası vardır ve yasakları yoktur. Yaptıkları her şeyi oyunlaştırmaya çalışırlar. Kitaplarda çocuklara neler yapması ya da yapmamasının söylenmesinden çok bunlar düşündürülmelidir.
Kendi çocukluğumu düşündüğümde okuduğum kitaplarda bana bir şeyler öğretilmeye çalışıldığından eminim ama bunları hayata geçirdiğimden emin değilim. Size öğretilmeye çalışılan şeyleri düşünün bunlardan kaç tanesini hayata geçirdiniz? Peki ya kendi hayatınızla özdeşleştirdiğiniz ve hissiyatını hatırladığınız cümleler? Çocukken okuduğum kitapların çoğunu hatırlayamasam da bazı kitapların üzerimde bıraktığı o hissi hatırlıyorum. Kendime benzettiğim kendi hayatımla bağ kurabildiğim şeylerin ise etkisini hayatımda gördüm, bazen fark etmeden yaptım bile. Çocuk kitapta gördüğü karakteri oyun arkadaşı olarak görür bu yüzden kitaptaki karakterin çocuğun kendisi ile özdeşleştirebileceği bir karakter olması oldukça önemlidir. “Doğayı sev”, “hayvanları sev”, “büyüklerine saygı göster” gibi cümleler yerine çocuğa neden bunların yapılması gerektiği olaylar ve oyunlaştırılma içinde verilmelidir. Aynı zamanda çocuk edebiyatının bir edebiyat olduğu unutulmamalı ve bu eserlere aynı zamanda edebî açıdan yaklaşılmalıdır.
Dil ve Anlatım

Çocuk kitaplarının çocuğa göre olmasını belirleyen en önemli özelliği dili ve anlatımıdır. Bir çocuk kitabını elinize aldığınızda dikkatinizi çeken şeylerden biri anlatımının yanında aynı zamanda görselliktir. Yaş sınırı arttıkça görseller azalır. Kendinizi bir yetişkin değil de bir çocuk olarak düşünün. Dil ve anlatımı nasıl olan bir kitap sizi içine çekerdi? Betimlemelerin çok olduğu ve anlayamayacağınız ideolojilerin olduğu bir kitap mı size daha çok keyif verirdi yoksa hayal dünyanızı destekleyen ve sizi bir oyunun içine sürükleyen kitaplar mı? Benim çocuk kitaplarından en büyük beklentilerimden biri kitapta çocuklar ile sohbet edildiğini ve eğlenceli bir hale getirildiğini görmek. Günlük hayatta zaten çocuğa bir sürü şeyin öğretilmeye çalışıldığını görüyoruz. Kitaplar bir noktada çocuğun enerjisini atabildiği ve eğlenirken öğrendiği bir dünya bence. Bu noktada en büyük görev ise dil ve anlatıma yükleniyor.
Çocuk kitapları, çocukların oynama, eğlenme, keşfetme gereksinimine yanıt veren görsel ve dilsel özellikleriyle çocukla yaşam arasında bağ kuran doğal bir öğrenme ortamı yaratan araçlardır. Çocuğa göre durumlar oluşturarak Türkçenin anlatım gücü yansıtılır, söz varlığının ögeleri örneklendirir. Kelime dağarcığı ise öğretmeye yöneliktir. Okuduğunuz kitabın bilmediğiniz, duymadığınız bir sürü kelimenin birleşiminden oluştuğunu düşünün. Böyle bir kitap çocuk için sevebileceği bir eser olmaktan çıkıp ders niteliğine bürünür. Yeni kelimeleri gündelik dilin içinde anlatımla bağdaştırarak öğrendiğimizi düşündüğümüzde kitaplarla kelime haznesi de bu şekilde genişletilmelidir. Çocuğun sınırını zorlamadan cümlenin içinde anlamını anlayabileceği şekilde çocuğun kelime haznesine yeni kelimeler eklenmelidir.
Çocuğa Görelik

Çocuk edebiyatının en önemli unsurlarından biri de çocuğa göreliktir. Çocuk zihninin bir sınırı yoktur. Onu yasakların içine hapsetmeye çalışsanız bile zihnini ve hayal gücünü durduramazsınız. En zor durumlarda bile hayal güçleri ile durumu kendileri için bir oyuna dönüştürebilirler. Bir arkadaşımdan duyduğum çocukluk anısı fazlasıyla dikkatimi çekmişti. Küçükken şarj etmek için pillerin kullanıldığını öğrendiğinde kendini şarj etmek için pil yuttuğunu anlatmıştı. Hepimiz bazı durumlarda deneme ve yanılma yöntemini kullanmışızdır özellikle çocukluğumuzda. Keşfetmeye bu kadar açık olunan bir dönemde sınırları zorlarız. Oyunlar ise en eğlenceli öğrenme yollarından biridir.
Bir çocuğun çevresi annesi, babası, kardeşi ve arkadaşlarıdır. Bazen bu çevrenin içine dede, anneanne ve babaanne de dahil olur. Çocuk çevresinde gördüğü bu kişileri okuduğu kitapta da görmeyi bekler. Bu kişilere verilen rolleri anlamaya ve tanımaya çalışır. Çocuğun hayatına dahil olan kişilerin ve unsurların kullanılması çocuğa görelik unsurlarından biridir. Bütün bu anlatılanlardan da bu sonuca varabiliriz ki çocuk edebiyatı öğretmeyi amaçlayan bunu da dil, anlatım ve görsellerle zenginleştiren bir yapıdır.
Zaman İçerisinde Çocuk Kitaplarında Dilin Değişimi

Dilin öneminden az önce bahsetmiştik. Dil bu kadar önemliyken çocuklar ve çocuk kitapları söz konusu olduğunda bu önem daha da artmaktadır. İyi bir edebî metin çocuğa sevmeyi, hayal kurmayı, dili en iyi şekilde kullanmayı, kelime haznesini geliştirmeyi ve dil kurallarını pekiştirmeyi öğretir. Dili doğru biçimde kullanan bireylerin yetiştirilmesinde çocuğun ilk yıllarından başlayarak karşılaştığı kitaplar etkili olur. Bu durumda çocuk kitaplarında kullanılan dile ilişkin değişiklikleri incelememiz gerekir.
Araştırmalara baktığımızda öncelikle yıllar içinde kitap sayısındaki artış göze çarpar. Bu artış özellikle resimli kitaplarda görülür. Roman ve öykü türünde ise çok ciddi bir artış yaşanmıştır. Yıllar içerisinde benim gözüme çarpan değişikliklerden biri de cümlelerin uzunluğu oldu açıkçası. Cümleler önceki yıllara göre kısalmış ve belki de daha rahat anlaşılır bir duruma gelmiş. Geçmişten bugüne değişen dil özelliklerinden bir diğeri ise Türkçe kelimelerin kullanılma sıklığı olmuş. Son yıllarda Arapça, Farsça ya da Latince kökenli olup Türkçe küçük ve büyük ses uyumuna uymayan kelimelerin yeri kitaplarda oldukça azalmıştır. Özne, nesne, yüklem sıralaması ve devrik cümle yapısında olumlu değişmeler olmuş; cümlelerde anlatım bozukluğu sayısı da çok azalmış ve kitap başına düşen yanlış kelime sayısında önemli bir azalış gözlemlenmiştir. Argo kelime kullanımının ise maalesef son yıllarda sayısı artmıştır.
Kaynakça
- Seven, Sedat. Çocuk ve Edebiyat. Tudem Yayınları, 2015.


