Görsel Tasarım: Öykü Temelkuran
Heavy Metal müziğin en iyi basçılarından biri olarak görülen Cliff Burton şüphesiz dinleyicilerin hatırına Metallica’daki performansıyla kazınmıştır. Peki, Cliff Burton kimdir ve kısacık hayatında neler yapmıştır?
Burton, 10 Şubat 1962’de Kaliforniya’da dünyaya gözlerini açtı. Anne ve babası hippiydi ve tarzlarıyla oğullarını etkilemişlerdi. Okudukları ve kendine has giyim tarzıyla bunu herkese gösteriyordu. Metallica’dan önce 3 müzik grubunda çalmıştı: Easy Street, Agents of Misfortune ve Trauma.
1982’de Metallica için işler pek iyi gitmiyordu, yeni bir basçı için arayışa girmişlerdi. Düşüş döneminden bir an önce sıyrılmak isteyen grup üyeleri Burton’la karşılaştıklarında onu aralarına katmak için her yolu denediklerini söylüyorlar. Yaşadığı yerden ayrılmak istemeyen Burton için grup San Fransisco’ya taşınma kararı aldı ve unutulmaz maceraları başladı.
Birçok dinleyici için şaheser niteliğinde olan Master of Puppets albümü çıktığında grup önü alınamaz bir şekilde başarı merdivenlerini tırmanmaya başladı. Listelerde uzun süre kalan şarkılar sayesinde Metallica, müzik dünyası için unutulmaz bir grup olmuştu. Burton’ın rolünün ne kadar etkili olduğunu söylemeden geçemeyiz. Albüme adını veren şarkı Master of Puppets, Battery ve Orion çıktıkları günden bu yana hala çok dinlenenler arasında yer almaya devam ediyor.
Üç iyi yılın ardından Burton’ın bir trafik kazasında hayatını kaybetmesi sadece grup üyelerini değil dinleyicileri de şok etti. İsveç’te bir konserden dönerken yolun buzlanması sebebiyle yaşanan kazada ağır yaralanan Burton, 1986’da hayata gözlerini yumdu. Anma töreninde Orion parçası çalınmıştı. James Hetfield, bu parçanın çoğunun Burton’a ait olduğunu söylemişti.
Onu tanıyanlar, her zaman iyi bir insan ve iyi bir müzisyen olduğunu, hayranlarıyla konuşmayı çok sevdiğini ve ne kadar yorgun olsa da onları ihmal etmediğini, kendine has tarzıyla, daima kot pantolon ve kot ceket giymesiyle hatırladıklarını söylüyorlar.
Metallica, 1988’de çıkarttıkları …And Justice for All albümünde, To Live is To Die parçasıyla unutulmaz basçılarını andı. Yaklaşık on dakika olan bu parçanın sonu hariç melodiyle ilerlemesi, kimileri için metalci bir ağıt hükmündeydi.
“İnsan yalan söylediğinde dünyanın bir parçasını öldürür
Bunlar insanların yanlışlıkla yaşamları sandıkları solgun ölümlerdir.
Bütün bunlara tanık olmaya daha fazla dayanamıyorum
Kurtuluşun krallığı beni evime götüremez mi?”