Cinsiyetin Mekanla Kurduğu Görünmez Bağ: Erkeklere Ait Kahveler, Kadınlara Ait Butikler

Editör:
Sena Alyanak, Betül Akdeniz
spot_img

Dünya genelinde otoritelerce kabul edilen iki cinsiyet olmasının kaçınılmaz bir sonucu olarak toplumsal cinsiyet kalıpları, yüzyıllardır peşimizi bırakmayan normlar dizisinden oluşmaktadır. İnsanlar olarak cinsiyetlerimize uygun davranmamız beklenirken bir yandan da bize üst soylarımızdan miras kalan cinsiyet kalıpları, zamanla hayatımızın belirli alanlarına yansımaya başladı. Toplumsal hayata cinsiyetiyle bütünleşerek adapte olmaya çalışan kadınlar ve erkekler, zamanla vakit geçirdikleri mekanları cinsiyetleriyle bağdaştırmaya başladı. Bu yazıda, bazı mekanlara cinsiyet atamamızın nedenlerinden bahsedilirken bir yandan bu mekanların hissettirdikleri ele alınacaktır.

Erkeklere Ait Kahveler

Osmanlı dönemi kıraathaneler | wikipedia.org

Kahvehaneler veya bir diğer adıyla kıraathaneler, kökenini Osmanlı İmparatorluğu’nda Şam’dan Osmanlı’ya getirilen kahvenin bir mekan aracılığıyla insanlara sunulmasına dayandırır. Osmanlı Devleti‘nde genellikle bekarlar tarafından tercih edilen ve kahve içme arzusunun gerçeğe dönüştürüldüğü bir mekan olan kahvehaneler, popülaritesini günümüzde de sürdürmeye devam etmektedir. Peki kahvehaneler, neden erkeklerin sosyalleşmesinde bu kadar etkili bir unsur oldu ve olmaya devam ediyor?

Toplumsal cinsiyet kalıplarının insanlar üzerinde daha etkili olduğu yıllarda kadınlar ve erkeklerin beraber vakit geçirebileceği alanlar pazarlar ve çarşılarla sınırlıydı. Bu yüzden erkekler, özellikle de bekar olanlar, kahvehaneleri sosyalleşmenin birer aracı olarak görmeye başladılar. Zamanla sadece kahve içme isteğinin ötesine geçen kahveler, politika ve spor gibi erkeklere atanan konuların derinlemesine tartışıldığı ortamlara dönüşerek erkeklerin kendi cinsiyetinden ve yaş skalası geniş insanlarla paydaşlık kurmasını sağladı.

Kahvehanelerin erkeklere tanınan bir özgürlük alanı haline dönüşmesi ise modernleşmenin bir sonucu olarak ortaya çıktı. Yüzyıllar önce içinde Türk kahvesinin tadıldığı 3. nesil kahveci görevi gören kahvehaneler, zamanla Türkiye’nin sosyopolitik düzeniyle birleşerek erkeklerin arkadaş edinmesine olanak sağlamaya başladı. Şimdilerde popülaritesini koruma konusunda zorlansa da kahveler, özellikle yaşça büyük erkekler arasında tercih edilmeye devam ediyor. Ayrıca tüm bu işlevlerinden farklı olarak erkekler, kahveleri kadınlardan ”kaçmanın” bir fırsatı olarak görüyor.

Kadınlara Ait Butikler

Kadın butikleri | vogue.com

Erkekler kendilerine ait mekanlar oluştururken kadınlar, kendilerinin konuşmasına izin verilen konularda fikir beyan etmenin yollarını aradılar. Özellikle kadınların bütün dünyada özgürleşmeye başladığı 1920’li yıllarda kadınlar, modayı erkeklerin ellerinden zarif bir şekilde alarak modanın seyrini değiştiren adımlar attı.

Neredeyse 20. yüzyılın başlarına kadar yalnızca evlerinde yemek yapıp dikiş dikmelerine izin verilen kadınların moda sahnesine girişiyle birlikte mağazalara gösterilen rağbet hatırı sayılır derecede arttı. Özellikle sosyoekonomik seviyesi yüksek kadınların tercih ettiği giyim mağazalarının sayısı, dünyanın her yerinde artmaya başladı. Neredeyse bütün şehirlerin göbeklerine kurulmaya başlayan butiklerkendini cinsiyet kodlarının kollarına bırakan her kadının en büyük uğrak noktalarından biri haline geldi.

Genellikle kaliteli ürünlerin satıldığı bu küçük mağazalarda kadınlar, alışveriş yapmanın yanı sıra hayat telaşesinden bir nebze olsun uzaklaşmaya başladı. Günümüzde neredeyse her mahallede bulunan butikler, kadınların sosyal alanda hemcinsleriyle kurduğu ilişkilerin gelişmesine olanak sağlıyor. Hayatın kadınlara yüklediği onlarca sorumluluğun arasında onlara bir nefes alma olanağı veren butikler, kadınların kendilerini ait hissettikleri bir yer haline dönüşüveriyor.

Kimi zaman somut bir kıyafet alışverişi için gidilen butikler kimi zaman ise yalnızca fikir alışverişinin merkezi haline geliyor. Bu yüzden butikler, kendilerine ait bir odaları olmayan kadınlara kendilerine ait bir alan yaratıyor. Bazen bir çay eşliğinde dertleşmenin mekanı olan butikler, kadınların birbirine her alanda verdiği desteğin sadece modaya yansımış bir fragmanı.

Geleneksel Toplumdan Modern Topluma Geçerken Değişen Mekanlar

Cinsiyetsiz tuvaletler | art4d.com

Üçüncü bir cinsiyeti kabul etmeyen geleneksel toplumlarda mekanlar, yukarıda da bahsedildiği gibi ikiye bölünmüş bir durumdadır. Modern çağda yeniden dizayn edilen mekanların getirdiği bütüncül bakış açıları cinsiyetçiliğe karşı çıkmakla beraber farklı cinsiyetten insanların aynı aktiviteleri yapabileceği fikrini ortaya atıyor.

Cinsiyetsiz tuvaletler ve cinsiyetsiz reyonlar, cinsiyetin önem teşkil etmediği bir dünya fikrine bizi alıştırsa da özellikle her alanda tutucu toplumların alışabileceği bir fikir olarak gözükmüyor. Farklı cinsiyetlerden insanların birlikte vakit geçirebileceği düşüncesi ütopik bir dünya olmasa da bizlere daha adil bir dünyanın kapılarını açıyor. Bu ideal dünyada cinsiyet kalıplarından minimum düzeyde etkilenen insanlar, yalnızca keyif aldıkları aktivitelere yöneliyor.

Kahve içip alışveriş yapmanın bile cinsiyetlere yüklendiği geleneksel anlayıştan, aktivitelerin cinsiyeti olmadığı fikrinin yenilikçiliğine tamamen bir geçiş aşaması kolay olmasa da çoğu alanda insanlar cinsiyet fark etmeksizin birbiriyle vakit geçirebiliyor. Örneğin şehrimizde bir kafede otururken etrafımızdaki cinsiyetlerin birbirine oranına dikkat etmiyor, sadece anın içinde kalabiliyoruz. Fakat tüm bunlara rağmen hala kadınlara ve erkeklere aşılanan düşüncelerin barındırdığı gizli cinsiyetçilik, her alanda kendini gösteriyor.

Kadınlara ve erkeklere atfedilen mekânların varlığı, modernleşmeye rağmen hâlâ sürüyor. Bir kadın hala kendi cinsiyetine uygun görülen alanların dışına çıkmaya tereddüt ederken bir erkek de kadının alanına girmeyi gerekli görmüyor. Cinsiyetlerin toplumsal yaşama etkisi hakkında tartışılacak binlerce cümle olsa da cinsiyetlerinden arınmış bir dünya haline gelmemiz için bir gitmemiz gereken yol oldukça uzun. Bu yüzden bazı mekanlar, cinsiyetlerle ilgili ön yargılarımızın oluşmasında hala büyük bir rol oynuyor. Kadınların alışverişle ilgili olması, erkeklerin ise kahvehanelerde maç izlemekten keyif alması aklımıza toplum tarafından kazılmış birer peşin yargı. Fakat mekanların cinsiyetlerimizle kurduğu görünmez bağ, istemeden de olsa ayrışmamıza ve kalıplaşmamıza sebebiyet vererek bazı mekanlara ve ortamlara cinsiyet atamamıza yol açıyor. Yani kadınları butiklerle, erkekleri ise kahvelerle özdeşleştirmemizin sebebi basit bir çağrışımdan çok geleneksel toplumların beynimize yerleştirdiği basmakalıp düşünceler bütününün hayatımıza bir yansıması.


Kaynakça

Bozkurt, Doğuhan. Osmanlı’da Kahve ve Kahvehanenin Tarihi, 8 Şubat 2019. Web. Erişim tarihi: 23 Eylül 2025.

Türkiye’de Kahve ve Kahvehaneler, Türk Etnografya Dergisi, 1 Ocak 1962. Web. Erişim tarihi: 23 Eylül 2025.

Akgün, Vasfiye Özlem. Zerenler, Muhammed. Perakende Mağazacılık Sektöründe Mağaza Atmosferinin Önemi: SOR Modeli Temelinde Bir Uygulama, 13.03.2021. Web. Erişim tarihi: 23 Eylül 2025.

Nazarian, Alireza. Kadın Müşteriler ile Perakendeciler Arasında Psikolojik İlişki Kurulması: Küçük ve Orta Giyim Perakendecileri Üzerine Bir Çalışma, 10 Mayıs 2019. Emerald Yayıncılık. Web. Erişim tarihi: 23 Eylül 2025

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.

Yusuf Atılgan’ın Evreninde 5 Farklı Tema

Yusuf Atılgan’ın metinlerinde yalnızlık, yabancılaşma, aidiyetsizlik, bastırılmış arzular ve bitmeyen bir arayış birbirine karışır.