Fransızca öğretmeni anne ve müfettiş bir babanın ilk oğlu olan Cillian Murphy, 25 Mayıs 1976’da, İrlanda’nın County Cork adı verilen bölgesindeki Douglas isimli bir kasabada dünyaya geldi. Bir erkek ve iki kız kardeşi olan Murphy, çocukluğunu Ballintemple’da geçirdi. Müziğe büyük ilgisi ve yeteneği vardı. 10 yaşında şarkı yazıp söylüyor ve büyük bir rock yıldızı olmak istiyordu.
Cillian Murphy, ortaokul eğitimini özel Presentation Brothers College’da tamamladı. Çok haylaz olduğu için katı kuralları olan bu Katolik okulunda oldukça bocaladı. Sık sık başını belaya sokup ceza alan Murphy, büyüdükçe duruldu ve tekrar kendisi için büyük bir tutku olan müziğe yöneldi. Kariyerine müzisyen olarak giriş yapan Murphy, kardeşi Paidi ile birlikte çeşitli gruplarda şarkı söyleyip piyano çaldı. Daha sonrasında kardeşiyle bir müzik grubu kurdu ve ünlü plak şirketi Acid Jazz Records tarafından beş bölümlük bir albüm anlaşması teklif edildi. Paidi’nin eğitimi dolayısıyla teklifi reddeden abi kardeş yıllar sonraki açıklamalarında, hayatlarını ve müziklerini plak şirketine kaptırmadıkları için memnun olduklarını dile getirecekti.
Yarım kalan müzik kariyerinin ardından, 1996 yılında University College Cork’ta hukuk okumaya başlayan Cillian Murphy, hukuk okumak için hiçbir motivasyonu olmadığını belirterek, ilk senesinin ardından okulu bıraktı. Bu kararı sonrası, küçüklükten beri yeteneği olan oyunculuk sektörüne yönelmeye başladı. Okulu bırakma kararı aldığı dönemlerde ne müzikten ne de eğitimden tam anlamıyla kopabilmişti. A Clockwork Orange tiyatro oyununun sahne prodüksiyonlarını görüp oyunculuğa ilgisinin artması, Cillian için yeni bir dönemin başlamasına vesile oldu.
Oyunculuk Hayatı
Cillian Murphy oyuncu olmayı kafasına koymuştu ve bunun için Corcadorca Theatre Company’de seçmelere katıldı. Aynı zamanda Clockwork Orange’ın yönetmeni olan Pat Kiernan’a da baskı yapıyordu. 1996 yılının sonunda Disco Pigs oyununda rol alarak profesyonel oyunculuğa başladı. Disco Pigs’in turnesi sayesinde dünyayı gezen Murphy, eğitim ve müzik hayatını tamamen geride bıraktı. Daha sonrasında da birçok farklı tiyatro yapımlarımda rol aldı ve adından sıkça söz edilir hale geldi. Disco Pigs’in sinema uyarlaması dahil olmak üzere, Filleann an Feall (Kısa film – 2000), On the Edge (2001) ve Watchmen (kısa film – 2001) gibi bağımsız yapımlarda rol aldı ve bu dönemlerde önce Cork’tan Dublin’e, sonrasında ise Londra’ya taşındı.
2002 senesinde rol aldığı Shape of Things isimli tiyatro oyunu Cillian Murphy’nin kariyerinde dönüm noktası oldu. Filmdeki performansı The Irish Times gazetesinin yazarı Finton O’Toole tarafından övüldü. Bu büyük övgü sonrasında Murphy oyunculuk kariyerinin ilk büyük teklifini 28 Days Later (2002) filminin başrolü için aldı. Filmde mükemmel bir performans sergilemesinin ardından 8. Empire Ödülleri kapsamında Gelecek Vadeden Oyuncu ödülüne layık görüldü. Bunun ardından, Anton Çehov’un Martı romanının uyarlamasında; akabinde ise İrlanda’da iyi bir gişe başarısı gösteren Intermission (2003) filmlerinde rol aldı.
2004 yılında artık uluslararası tanınırlığa erişmiş ve Hollywood’a adımını tam anlamıyla atmıştı. Cold Mountain (2003) ve Girl With a Pearl Earring (2003) gibi yapımlarda Scarlett Johansson ve Nicole Kidman gibi ünlü oyuncularla birlikte rol aldı. O dönem en çok ses getiren rollerinden biri, Batman Begins (2005) filmindeki Scarecrow oldu. Çevresince Bruce Wayne rolünü oynaması için kendisine baskı yapılsa da Cillian, kendini süper kahraman olarak hayal edemediğini ve fiziğinin bu role uygun olmadığını söyledi. Bir sonraki filmi olan Red Eye’da (2005) aynı şekilde sevilmeyen bir karakteri canlandırdı ve üst üste iki kez kötü adam rolü oynamış oldu. Bunlar dışında en çok konuşulan performanslarından bir diğeri ise, Breakfast On Pluto (2005) filmindeki rolü oldu. Annesini arayan bir trans kadını canlandırdığı bu rol, ona Müzikal ve Komedi Dalında, En İyi Erkek Oyuncu Altın Küre ödülü kazandırdı.
2006’da Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye kazanan The Wind That Shakes the Barley filminde oynadı. Bu film, Cillian Murphy’nin en fazla hasılat yapan filmi haline geldi ve kendisi GQ Dergisi tarafından En İyi Erkek Oyuncu seçildi. Başarılarının altında hiç şüphesiz ki tiyatro tecrübesi yatıyordu, keza Murphy tiyatroyu hiçbir zaman bırakmadı.
Kariyerinin devamında sırasıyla; Sunshine (2007), Watching the Detectives (2007), The Dark Knight (2008), The Edge of Love (2008), Perrier’s Bounty (2009) ve Inception (2010) filmlerinde rol aldı. 2012’de Red Lights filminin başrolünü Robert De Niro ile paylaştı. Yine aynı yıl The Dark Knight Rises filmde son kez Scarecrow karakterini canlandırdı.
2013 yılında, Peaky Blinders dizisindeki Thomas Shelby karakterine can verdi. Giyim tarzı ve tavırlarıyla birçok kişiyi etkileyen Thomas Shelby, Cillian Murphy’ye en çok yakışan karakterlerden biri oldu. Dizi büyük bir başarı kazandı ve kült yapımlardan biri olarak tarihe geçti. Peaky Blinders’ın ardından, Aloft (2014), In the Heart of the Sea (2015), Free Fire (2016), Anthropoid (2016), Dunkirk (2017) ve A Quite Place 2 (2020) filmlerinde oynayan Murphy, aynı zamanda ünlü yönetmen Christopher Nolan’ın da gözde oyuncularından olmasıyla öne çıkıyor. İkili birçok yapımda beraber çalıştılar, aynı zamanda çok yakın arkadaş oldukları da biliniyor. Son olarak Murphy, yine Nolan’ın başyapıt olmaya aday 2023 yapımı filmi Oppenheimer’da Robert Oppenheimer rolünü oynayarak büyüleyici bir oyunculuk segiledi.
Aile Hayatı
Oldukça utangaç ve içine kapanık biri olarak bilinen Cillian Murphy, 1996 yılında bir konserde tanıştığı Yvonne McGuinness ile 2004 yılında evlendi. Çiftin, Malachy ve Aran adında iki oğlu oldu. Aile hayatını paylaşmayı sevmediğini sık sık dile getiren Murphy, hiçbir televizyon şovuna katılmamış olmasının yanı sıra, magazinlerde boy göstermedi ve sosyal medya hesapları açmadı. Yalnızca filmleri hakkında röportaj vermeyi tercih etti. Giyim tarzıyla herkesin dikkatini çeken Murphy, herhangi bir stilist ile çalışmamasına rağmen, GQ Dergisi tarafından 2015 yılında En İyi Giyinen 50 Erkek arasında gösterildi. Başta yönetmenler olmak üzere çevresindekiler de Cillian’da farklı bir aura olduğunu, girdiği ortamlarda hemen dikkat çektiğini ve onunla konuşmanın büyüleyici olduğunu sık sık dile getirdiler.
Toplumsal ve sosyal konulara karşı da çok duyarlı olan Cillian Murphy, sağlıksız tarım ticareti uygulamaları konusundaki endişelerinden dolayı uzun yıllar vejetaryen beslendi. 2007 yılında Focus Ireland örgütüyle evsizlerin hakları için kampanya yürüttü. Ayrıca, National University of Ireland Galway’deki UNESCO Çocuk ve Aile Araştırma Merkezi’nin hamiliğini yaptığı ve UNESCO Çocuk, Gençlik ve Sivil Katılım Kürsüsü’nün çalışmaları ile yakından ilgilendi.
