İngiliz Edebiyatı’nda aşk ve kadın teması dendiğinde akla genellikle Jane Austen, Charlotte Brontë ve Emily Brontë gibi kadın yazarlar gelir. Aynı dönemde yaşamış olan Thomas Hardy, benzer konuları işleyen önemli yazarlardan biridir. Romancı kimliğinin yanı sıra şairliği ile de bilinen yazar, metinlerinde şiirsel bir dil kullanır. En bilinen eserlerinden biri olan Çılgın Kalabalıktan Uzak‘ta olaylar 19. yüzyıl İngiltere’sinde geçer.
”İşten başını kaldıramayan bir ananın arada tek bir dakikacık ayırarak dönüp çocuklarını sevindirmesi gibi, doğada da kimi zaman, nereden estiği belirsiz, tatlı rastlantılar olur.”
Batsheba Everdene, genç ve güzel bir kadındır; fakat başına buyruk ve asi bir karakteri vardır. Karakterinin evliliğe uygun olmadığını düşünür. Gabriel Oak ise bir çobandır, yakın zamanda kendi çiftliğini kurmuştur. Batsheba’yı gördüğü ilk an güzelliğine vurulur; zamanla da deli divane aşık olduğu bu genç kızla evlenmek ister. Ancak Gabriel, onu ikna edemez. Genç kadın ona aşık olmadığını söyleyerek evlenme teklifini reddeder. Daha sonra ise kendisine miras kalan bir çiftliği idare etmek üzere Weatherbury köyüne gider. Kendisine miras kalan çiftliğin başına geçip, burayı tek başına yönetmeye karar vermesi dönemin toplumsal düzeni ve koşulları açısından cüretkar bir hareket olarak değerlendirilebilir. Fakat Batsheba bunda kararlıdır. Güçlü karakterini hem çiftlik yönetiminde hem de karşısına çıkan aşıklarına karşı korumayı uzun süre başarır. Fakat aşk, en nihayetinde onu da yakalar ve olaylar bambaşka bir hal almaya başlar.

”Aşka düşmenin belirli bir yolu vardır da çıkmanın yoktur.”
Thomas Hardy, Çılgın Kalabalıktan Uzak’ta hem ikili ilişkileri hem de aşkın farklı karakterler üzerindeki etkisini ustalıkla kurgular. Çoban Gabriel Oak ile Çiftçi Boldwood‘un Batsheba’ya besledikleri aşk, içten ve tutkulu olmasına karşın farklı özellikler taşır. Yazar iki adamın da duygularını onların karakterleri çerçevesinde ele alarak başka durumlar ortaya çıkarmayı başarır. Aşıkları ile belirli bir etkileşim ve iletişimi olmasına rağmen, onlara benzer duygular beslemeyen Batsheba’nın aşka nasıl düşeceği ve onu nasıl karşılayacağı sayfalar ilerledikçe okurun merakını kamçılar.
Gabriel Oak ve Mr. Boldwood‘un aşklarına ve evlilik tekliflerine karşılık vermeyen Batsheba, Çavuş Troy ile tanıştıktan bir süre sonra ona aşık olur. Tesadüfi bir karşılaşmanın ardından Troy’un yoğun ilgisi ve iltifatlarına maruz kalan genç kız, başlarda ona da yüz vermeyerek mesafesini korumaya çalışsa da bu sefer başarısız olur. Bu durum Batsheba’nın elini kolunu bağlayarak soğuk ve güçlü karakterinin zafiyete uğraması anlamına da gelir. Roman boyunca karakterlerin iletişimi ve aralarındaki ilişkiyi okurken kimin gerçekten iyi kimin gerçekten kötü olduğunu; başka bir deyişle kimin Batsheba’nın duygularını gerçekten hak ettiğinin tam olarak kestirilememesi, romanın dinamik bir yapıda olmasına ve okuyucunun merakının sürmesine de zemin hazırlar.
Aşkını itiraf eden ilk kişi olan Gabriel Oak, roman boyunca yanında çalıştığı Batsheba‘ya karşı bağlılığını sürdürür. Genç hanımın üzülmemesi ve yıpranmaması için sevdasını içine gömerek çiftlikte sıradan bir çalışan olmayı yeğler. Mr. Boldwood ise Batsheba’nın sebep olduğu yanlış anlaşılma dolayısıyla gönlünü ona kaptırmıştır. Kız, ona olumsuz duygularını açıklamasına karşın tam karar vermesi için ısrarla zaman tanımak istemesi, onda sözleneceklerine dair kesin bir inanç doğurur. Batsheba’nın gönlünün başkasına düştüğünü fark edince de başlangıçta bocalasa da acısını kalbine gömer. Fakat bu durum sonrasında çeşitli sorunlara da sebep olacaktır. Mr. Troy ise Batsheba’nın gönlünü kaptırdığı tek aşığıdır. Batsheba’nın Mr. Troy’a kısa sürede aşık olarak bambaşka birine dönüşmesi ardından Mr. Troy’un gerçek yüzünün ortaya çıkması ise her şeyi alt üst edecektir.

”Aşkı dış görünüşünden az çok tanıyordu da, duygu olarak aşk konusunda hiçbir bildiği yoktu.”
Çılgın Kalabalıktan Uzak için bir aşk romanı diyebiliriz ama yalnızca bir aşk romanı demek yetersiz kalır. Yazar, başarılı doğa tasvirleri ile okuyucuyu âdeta İngiliz kırsallarında gezintiye çıkarır. İlgi çekici ve sürükleyici bir üsluba sahip olması doğa tasvirlerinde, anlattığı olaylarda ve mekânları betimleme gücünde kendini gösterir. Roman boyunca, sadece doğayı değil, karakterleri de bir o kadar incelikle tasvir ve tahlil eder. Karakterleri sadece anlatmakla kalmaz, ruhlarını da bir o kadar başarılı bir şekilde çözümler. Yazarın dili o kadar sürükleyicidir ki, asıl konudan uzaklaştığı yerler bile merakla okunur. Nüktedan bir üsluba sahip olması metni daha sürükleyici bir hale getirir. Okur kitabı bitirdikten sonra, gerçek bir romancının ve şairin elinden çıkan bu satırları okumanın şansını uzun süre hissedecektir.
Hardy, Thomas. Çılgın Kalabalıktan Uzak. İstanbul: Can Yayınları, 2016.


