Romantik bir ilişkide güvenli alan nedir? Kendimizi karşımızdaki insana korkusuzca açtığımızda mı güvende hissederiz? Öte yandan güvende hissetmediğimiz bir alanda sağlıklı bir ilişkiden de söz edilebilir mi? Güvenli bir alan, her iki bireyin de kendi kimliklerinden feragat etmeden ilişkide filtresiz bir biçimde var olmalarına yardımcı olur. Dahası, partnerlerin çatışma anlarında güvenli bir alanın varlığı, zor zamanları aşmayı kolaylaştırır ve tartışmaların büyümesini önler. Bu bağlamda güvenli alan, hem ilişkilerin sürdürülebilirliği hem de bireylerin ilişkide kendilerini güvende hissetmeleri için vazgeçilmez bir unsurdur.
Kırılganlığın içinde güven aramak; partnerler arasında oluşturulan bağda, kendi dinamiğinde ortaya çıkan bir kavramdır. Kırılganlık, kişinin zayıf ya da incinebilir yönlerini partnerine açması ve onlar tarafından yargılanmayacağına duyduğu inançtır. Kırılganlığın da daima varlığını gösterdiği bu güven ortamında, her iki taraf da kendini olduğu gibi ifade edebilir. Yine de romantik ilişkide kurulan güven bağı adeta bir balon gibidir. Peki, o nefesi tutturamazsak ve patlarsa? Bu sorgulamalar, kendi ilişkimde de o alanı kurarken zaman zaman kendime yönelttiğim sorulardan. Bu yazıda, ilişkideki güvenli alanı ve bu alanı kurarken ne tip aşamalardan geçildiğini ele aldım.
Sağlıklı İlişkide Güvenli Alan

Güven kelimesi Türk Dil Kurumu’na göre, “korku, çekinme ve kuşku duymadan inanma ve bağlanma duygusu; emniyet, itimat” anlamına gelir. Aslında bu kelimeyle yaşamımızın ilk anlarından beri bir tanışıklık halindeyiz. Bu çerçeveden bakıldığında da güvenin insani ilişkilerde önemi yadsınamaz. Öyle ki romantik ilişkilerimizin temelinde bile adeta bize göz kırpar.
Romantik bir ilişkide kişiler, herhangi bir maskeleme hissetmeden ve yargılanma korkusu yaşamadan güvenli bir alan oluşturmaya çalışır. Bu olguyu, ilişkinin tanışma evresinde bir tohumu toprağa ekmek gibi düşünebiliriz. Yakın ilişkide bulunan partnerler, bu tohumun büyümesi ve karanlığı aşması için günbegün güveni ilişkilerine adapte etmeli, bu tohumun da sevgiyle filizlenmesini sağlamalıdır diyebiliriz.
Güvenli Alanı Nasıl Yaratabiliriz?
Bir ilişkide güvenli alan inşa etmek; iki insanın birbirini tüm gerçekliği ile gördüğü ve kabul ettiği bir süreçtir. Elbette ki partnerler, yine o gerçeklik içinde herhangi bir art niyet ve yargılanma korkusu hissetmeden inşa ettikleri bu alanı sürdürebilmek isterler. Romantik bir ilişkide tehdit altında hissetmeden güvenli alan oluşturabilmenin bireysel sınırlara saygı duymak ve açık iletişim gibi unsurlarından söz etmek mümkündür.
Sınırlar

Sınırlar; romantik bir ilişkide, her iki tarafın da kendi açısından çizdiği bir çerçeve aslında. Bir ilişkide de bu yapı ezilip geçildiğinde çatışmalar kaçınılmaz olabilir.
İlişkide sağlıklı sınırlar oluşturmak, partnerlerin hangi durumdan kaçınması ve hangi durumların makul olduğunu anlamamıza yardım eder. Romantik ilişkilerde sınırlara, saygı ve empati arkadaşlığı ile yaklaşmak, karşı tarafın bize daha güvenle yaklaşmasını sağlar. Partnerimizin hissettiklerini baltalamadan ona bu teminatı verdiğimizde de ilişkideki zeminimiz sağlam olur.
Tutarlılık

İlişkide tutarlılık, güvenli alanı oluşturmanın bir diğer maddelerinden biridir. Partnerlerin ilişki içerisinde tutarlı davranışlar göstermesi ilişkide duygusal güvenliği artırır. Tutarsızlık olarak ifade edilen; esasında bir gün söz verilen bir şeyin başka bir gün çok farklı bir şekilde yapılması durumudur. Bu da güvensizliğe yol açar. Bir ilişkide tutarlı olmak, sözlerin davranışlarla örtüşmesini beraberinde getirir. Bu, ilişkinin dengeli ve uzun vadede sürdürülebilir olmasını sağlar. Tutarlılık, kişisel gelişimi de teşvik eder; çünkü çiftler, birbirlerine karşı sorumlu olduklarını bilerek daha bilinçli ve dengeli davranışlar sergiler.
İletişim

Bir ilişkinin güvenli alanını oluşturulurken temel yapılardan biri iletişimdir. İletişim, inşa edilen alanın öyle büyük bir parçasını oluşturur ki eğer yeterli ölçüde sağlanamazsa ilişkide mesafelere yol açar. Elbette her ilişkinin iletişim dinamiği kendine göredir. Yine de bazı ortak sıkıntılar görülür. Bunlardan birkaçı; adım atılması gereken bir noktada partnerlerden birinin kendini geride tutması, zihin okuması yapılmasının istenmesi ve karşı tarafı suçlayıcı ifadelerde bulunulmasıdır. Bu tip davranışları en aza indirgemek için çatışma esnasında veya kısa bir süre sonra fark etmek önemlidir. Partnerle açık iletişimde kalmak, hem sorumluluğumuz hem de gelecek tartışmaları kısa bir sürede çözüme kavuşturmak için önemli bir rol oynar.
Dürüstlük

Romantik ilişkimizde partnerimize karşı sorumluluklarımızdan biri de dürüstlüktür. Gerçekliği çarpıtmadan onu olağan şekliyle paylaşmak ilişkide güveni besleyen en temel dayanaktır.
Partnerlerin birbirlerine karşı isteklerini ve arzularını açmaları ilişkideki şeffaflığı besler. İki tarafın da ilişkiden ne beklediği ve ne istediği net olursa dürüstlük, güven ortamının daha sağlam temellere oturmasına olanak tanır. Ayrıca dürüstlüğün katı kurallarla çevrelenmemesi veya karşımızdaki kişinin sınırlarını ihlale yol açmaması da bir diğer dikkat edilmesi gereken konudur.
Romantik ve sağlıklı gördüğümüz bir ilişki kolayca kurulmuyor. İlişki içinde her zaman bir partnerin adım atması ve bir diğerinin bu durumu içselleştirip harekete geçmemesi o ilişkinin sonu olabiliyor. Hayatta hemen hemen her alanda karşımıza çıkan denge, romantik ilişkimizin içinde de varoluşunu gösteriyor. Peki, bu dengeyi bulmak kolay mı? Elbette hayır. Kurulan bu birliktelik bir çark mekanizması gibi. Her iki insan da birbirini tanıdıkça, nefes alacak bir alan bıraktıkça o çark ahenkle dönmeye devam ediyor.
Kaynakça
Gilles. Gary. “Navigating Boundaries In Romantic Relationships” . Mental Health, 25 Eylül 2024, https://www.mentalhealth.com/library/navigating-boundaries-in-romantic-relationships.
Fincham, F. D., Beach, S.R. ve Davila, J. (2004). Forgiveness and conflict resolution in marriage. Journal of Family Psychology, 18, 72-81.
“Güven” Türk Dil Kurumu: Sözlük.
Kapak görseli: Pixabay