Birbirinden farklı kelimelerin etimolojisini incelediğimiz serimizde “nergis” kelimesinin etimolojisini inceledik!
Nergis Çiçeğinin Etimolojisi

Baharın habercisi olarak kabul edilen nergis, baharda çiçek açmasıyla yenilik ve umudu temsil eder. Yapısı gereği çok narin bir yapıya olan nergisin görüntüsünden önce kokusu etrafa yayılır. Farsça “nargis” kelimesinden dilimize uyarlanmıştır. İngilizce “narcissus”, Fransızca “narcisse” kelimeleriyle benzerlik gösteren nergis kelimesi Akatça’da “narqītu” olarak adlandırılır ve “parfüm, şifalı ot” anlamlarına karşılık gelecek şekilde kullanılır. Saflık, temizlik, doğallık ve güzellik sembolü olarak bilinen nergis çiçeği, Yunan mitolojisinde yer alan gençlik tanrısı Narcissus‘un ölümüyle ilişkilendirilir. Rivayete göre tanrıların Narcissus’u cezalandırmasından sonra nergis çiçekleri doğmuştur.
Mitolojide Nergis Çiçeği

Tüm zamanlar boyu “aşk çiçeği” olarak adından söz ettiren nergis aynı zamanda Venüs’ün çiçeği olarak bilinir. Yunan mitolojisinde çiçekler çok değerlidir. Efsaneye göre bir peri ve bir tanrının oğlu olan ve yakışıklılığıyla kendinden fazlaca söz ettiren Narcissus etrafında bulunan tüm kızları kendine aşık edermiş. Bir gün çok güzel bir peri olan Ekho ormanda Narcissus ile karşılaşmış ve ilk görüşte ona karşı bir aşk beslemeye başlamış. Ne yazık ki yakışıklılığının farkında olan Narcissus bu aşka karşılık vermemiş ve Ekho bu durum karşısında üzüntüden kendini cezalandırmış ve içine kapanarak ölmüş.
Ekho’nun kemiklerinden geri kalanlar kayalara, sesi ise bu kayalarda beliren “Eko” olarak adlandırdığımız yankılara dönüşmüş. Güzel perinin ölümünden dolayı Olimpos Dağlarında yaşayan tanrılar çok sinirlenmiş ve Narcissus’u cezalandırmak istemişler.
Dağların arasında avlanmaya çıkan Narcissus o kadar susamış ki bir nehrin kenarına gidip su içmek için nehre eğilmiş. Eğildiğinde su yüzeyinde kendi yansımasını görmüş, güzelliğine âşık olmuş, kendi de aynı güzel peri kızı gibi güzelliği karşısında büyülenmiş ve o ana kadar daha güzel birisini görmediğini düşünmüş. O günden sonra Narcissus ne yemek yiyebilmiş ne de su içebilmiş. Ekho gibi günden güne erimeye ve kendini seyrederek zamanını geçirmeye başlamış. Bir gün nehir kenarında kendini seyrederek ölmüş. Kalan vücudunun ise nergis çiçeklerine dönüştüğü söylenmekte.
Sanatta Nergis Çiçeği

Narcissus‘un mitolojik hikâyesi sanat eserlerine de yansımıştır. Caravaggio‘nun Narcissus eseri, kendi güzelliğine aşık olup ölen Narcissus’un hikâyesinden esinlenilmiştir. Nehirde kendi yansımasını görüp hareketsiz kalması ve Chiaroscura tekniği kullanılarak çizilen resimde Narcissus’un kendine olan hayranlığı görülür.
Edebiyatta Nergis Çiçeği

Divan edebiyatında en çok ismi geçen çiçeklerden biri nergistir. Beyaz ve sarı yaprakları, meyve vermemesi ve narin görüntüsüyle divan şiirlerinde yer almıştır. Ortasında bulunan siyahlık sevgilinin gözlerine, yaprakları ise sevgilinin kirpiklerine benzetilmiştir. Mahmurluk, aşkın hastalığı ve uykusuzluk nergis çiçeğiyle tasvir edilir. Ahmet Paşa beyitlerinde mest ve uyku ilişkisini nergis çiçeğiyle betimler.
“Çeksün müdâm nergis-i mestüm şarâb-ı nâz
Kim geldi hüsn bezmine mahmûr-ı hâb-ı nâz”
Kaynakça
- nergis – Nişanyan Sözlük (nisanyansozluk.com) Erişim Tarihi: 30.01.2024
- Yalçın, Simge. “Nergis Çiçeğinin Mitolojik Hikayesi“. loveinarts, 21.12.2021. Erişim Tarihi: 30.01.2024
- Berat, Açıl. “Klasik Türk şiirinde estetik bir unsur olarak çiçekler.” FSM İlmî Araştırmalar İnsan ve Toplum Bilimleri Dergisi 5 (2015): 1-28.


