Chloe or Sam or Sophia or Marcus: Sevgi ve Belirsizliğin İkilemi

Editör:
Damla Satıroğlu
spot_img

Taylor Swift’in yeni albümü The Tortured Poets Department çıktığı ilk günden bu yana müzik listelerinin ilk sırasındaki yerini koruyor ve albümdeki şarkılar, dinleyicisi için her geçen gün daha büyük derinlik kazanıyor. Yasın beş farklı aşamasını temsil eden albümün en güçlü parçalarından biri şüphesiz ki Chloe or Sam or Sophia or Marcus.

Kişinin içinde bulunduğu karmaşık duygu durumunu anlatan parça, ardında bıraktığı soru işaretleriyle anlatıcıyı lanetleyen bitmiş bir ilişkinin güncel etkilerini gözler önüne seriyor. Gücünü ve özel niteliğini ise hayal kırıklığı ve belirsizliğin sebep olduğu çaresizliği her dizesinde somutlaştırmasından alıyor.

Chloe or Sam or Sophia or Marcus; eski sevgilinin kendisi gibi hissedip hissetmediğini ve gerçekleşmemiş ihtimalleri her zaman merak eden ancak cevabı hiçbir zaman alamayacak birinin duygusal yıkımını yansıtıyor.

Karanlığın İçinden Geçmişin Hayaletine Bakış

Taylor Swift, Tortured Poets Department Fotoğraf Çekiminden, Taylor Swift Wiki

Şarkı, zihinde canlandırma ile başlıyor. Taylor Swift bu dizelerde, geçmişteki sevgilisini başka bir birliktelikte hayal ediyor ve karanlıkta oturarak onları çaresizce izliyor. Dizelerde yer alan hologram metaforu, zihindeki görüntünün gerçekçiliğini hissettirirken varlığıyla ona kaybını ve acısını yeniden hatırlatıyor.

“Your hologram stumbled into my apartment
(Hologramın dairemin içine girdi)
Hands in the hair of somebody in darkness
(Karanlıkta ellerin, birinin saçları arasındaydı)
Named Chloe or Sam or Sophia or Marcus
(Adı Chloe, Sam, Sophia ya da Marcus)
And I just watched it happen
(Ve ben yalnızca bunun gerçekleşmesini izledim)”

Şarkıya ismini veren farklı cinsiyetlerdeki farklı isimler, anlatıcının bu kişinin kim olduğunu ve cinsiyetini umursamadığını gösteriyor. Önemli olan, geçmişteki sevgilinin başka biriyle yakınlık kurması. Devamında, bu kişinin de anlatıcıyla benzer durumda olduğunu görüyoruz. O da bir başkasıyla birlikte ve eski sevgili onları yalnızca uzaktan seyrediyor:

“As the decade would play us for fools
(Bu on yıl bizi aptal yerine koyarken)
And you saw my bones out with somebody new
(Beni yeni biriyle birlikte gördün)
Who seemed like would’ve bullied you in school
(Seni okulda zorbalarmış gibi görünüyordu)
And you just watched it happen
(Ve sen yalnızca bunun gerçekleşmesini izledin)”

Sevgi ve Belirsizliğin İkilemi

Taylor Swift, Tortured Poets Department Fotoğraf Çekiminden, Taylor Swift Wiki

“If you want to break my cold, cold heart
(Eğer soğuk kalbimi kırmak istiyorsan)
Just say, ‘I loved you the way that you were’
(Yalnızca ‘Seni olduğun gibi seviyordum’ de)”

Kullanılan soğuk kalp metaforu, geçmişte yaşanan olumsuz deneyimlerin bir sonucu. İfade, anlatıcının yaşananlardan dolayı kendini korumaya aldığını ima ederken onun duygusal anlamda donuk bir hâlde olduğunu gösteriyor. Bu soğuk kalbin kırılması için yeterli olacak tek şey ise eski sevgilinin onu, olduğu gibi sevdiğini söylemesi.

Olduğu gibi sevilme durumunun açıkça belirtilmesi, ilişkinin yıkımının kendisinden kaynaklandığını düşünen anlatıcının eskiden olduğu hâliyle kabul edilmesinin önemini gösteriyor. Bunun dile getirilmesi ise onu bir yıkıma sürükleyecek çünkü kişinin samimiyetle kabulünden arda kalan tek şey, yittiğinden emin olunamayan duygular ve bir hayaletten ibaret.

“If you want to tear my world apart
(Eğer dünyamı parçalamak istiyorsan)
Just say, you’ve always wondered
(Yalnızca her zaman merak ettiğini söyle)”

Eski sevgilisinden bunca zaman onu merak ettiğini duymanın dünyasını paramparça edeceğini söylüyor ve bu, anlatıcının hassaslığını daha net şekilde görmemizi sağlarken biten ilişkinin bitmeyen yankılarını bir kez daha somutlaştırıyor. Dizede yatan belirsizlik durumu, yıkımın olduğu kadar huzursuzluk ve çaresizliğin de kaynağı: Anlatıcının bu durumu bilmesinin bir yolu yoktu ve eski sevgili onu merak etmiş olsa da geriye dönüş mümkün görünmüyor.

Çabaların Boşunalığı ve Yıkım

Taylor Swift, Tortured Poets Department Fotoğraf Çekiminden, Taylor Swift Wiki

“You said some thing that I can’t unabsorb
(Hazmedemediğim bazı şeyler söyledin)
You turned me into an idea of sorts
(Beni bir çeşit fikre dönüştürdün)

Eski sevgilinin söylediklerinin anlatıcı üzerindeki derin etkisi ile hazmedemediğim bazı şeyler söyledin dizesinde yeniden karşılaşıyoruz. Sarf edilen bazı sözlerin anlatıcının zihninde bıraktığı derin izleri keşfederken ilişkinin, bu noktada yıkıma uğradığını söylemek yanlış olmayacaktır.

Sevgilisi tarafından bir konsept olarak görüldüğüne inanan anlatıcı kimlik belirsizliği yaşayarak değersiz hissediyor ve bu sırada eski sevgili mental zorlanmalar yaşıyor, madde bağımlılığı geliştiriyor. İlişki, anlatıcının terk edişi ile sona eriyor:

“You needed me, but you needed drugs more
(Bana ihtiyacın vardı ama uyuşturucuya daha çok ihtiyaç duydun)
And I just couldn’t watch it happen
(Ve ben bunun gerçekleşmesini izleyemedim)

Sözlerin devamında aradan ne kadar zaman geçtiğine tanık oluyoruz. Anlatıcı büyük değişimler geçiriyor çünkü sevgilisi ona ihtiyaç duyarken arkasını döndüğü için duyduğu pişmanlık peşini bırakmıyor. Pişmanlığın soğuk gölgesi altında ezilen anlatıcı, acısını yok etme amacıyla girdiği değişim çabası içinde kayboluyor ve eski sevgili yalnızca izliyor:

“I changed into goddesses, villains, and fools
(Tanrıçalara, kötülere ve aptallara dönüştüm)
Changed plans and lovers and outfits and rules
(Değişen planlar, âşıklar ve kurallar)
All to outrun my desertion of you
(Hepsi senden kaçışımı aşmak içindi)
And you just watched it
(Ve sen yalnızca izledin)

İç Çekişler ve İhtimallere Takılı Kalma

Taylor Swift, Tortured Poets Department Fotoğraf Çekiminden, Taylor Swift Wiki

“If the glint in my eye traced the depths of your sigh
Down that passage in time
(Gözümdeki parıltı, zamanın geçidinde iç çekişinin izini takip etseydi)
Back to the moment I crashed into you
Like so many wrecks do
(Birçok enkazın yıkıldığı gibi sana çarparak yıkıldığım ana dönerdi)”

Anlatıcı, tüm duygusal yoğunluğunu beraberinde taşıyarak geçmişe dönük bir yolculuğa çıkıyor; ilişkide önemli gördüğü anları yeniden canlandırarak bir anlamlandırma çabasına kapılıyor.

Gözümdeki parıltı ifadesi anlatıcının eski sevgilisine karşı sevgi ve hayranlık duyduğu geçmişi temsil ederken eski sevgilinin iç çekişi onun içinde bulunduğu çalkantılı durumu ve ilişki üzerindeki kasveti simgeliyor.

“Too impaired by my youth
To know what to do
(Gençliğim tarafından ne yapacağımı bilemeyecek kadar zarara uğradım)

Anlatıcının ilişkiyi neden bitirdiğini daha iyi anlıyoruz: Bulundukları durumda ne yapacağını bilemeyecek kadar gençti, zaman geçtikçe harabe hâline gelen anlatıcının kendisi oldu ve ne kadar acı verici olsa da doğru olanın terk etmek olduğuna karar vererek aksiyon aldı.

Doğru olduğunu düşünmemize rağmen verdiğimiz kararlar bizi her zaman mutlu etmeyebilir, durum anlatıcı için de böyle. İlişkiyi bitirmesine ve iki tarafın da hayatına devam etmesini ummasına rağmen anıların yoğunluğu tarafından ele geçiriliyor ve içten içe, gerçekleşebilecek ancak gerçekleşmemiş ihtimalleri değerlendiriyor:

“So if I sell my apartment
And you have some kids with an internet starlet
(Dairemi satarsam
Ve sen genç bir yıldızla çocuk sahibi olursan)
Will that make your memory fade from this scarlet maroon like it never happened?
(Bu, hafızanın vişne çürüğünü hiç gerçekleşmemiş gibi silmesine sebep olur mu?)

Bir diğer önemli nokta ise dizeler arasında yer alan maroon kelimesi. Verdiği renk anlamına ek olarak İngilizcede birini ulaşılamaz bir bölgede tuzağa düşürerek yalnız bırakmak anlamına gelen bu kelime, Taylor Swift’in aynı isimdeki şarkısına bir atıf.

İhtimaller girdabında kısır bir döngüye takılan anlatıcı, eski sevgilisi ile aynı sosyal çevrede bulunuyor. Herhangi bir eylemde bulunur ve ilişkiyi zorlamaya çalışırsa iyi sonuçlanmayacağını kabullenerek farkındalığını belirtiyor:

“Could it be enough to just float in your orbit?
(Yörüngende süzülmek yeterli olur muydu?)
Can we watch our phantoms like watching wild horses?
(Hayaletlerimizi vahşi atları izler gibi izleyebilir miyiz?)
Cooler in theory, but not if you force it to be
(Teoride daha iyi ama öyle olması için zorlarsan değil)
It just didn’t happen
(Yalnızca, gerçekleşmedi)

“Her Zaman Merak Edecek miyim?”

Taylor Swift, Tortured Poets Department Fotoğraf Çekiminden, Taylor Swift Wiki

Eski sevgilisinden gerçek hislerini yani onu sevdiğini duymayan anlatıcı, bu hislerin itiraf edilmesi ihtimalinden korkuyor. Çünkü eski sevgili onu sevdiğini samimi bir şekilde dile getirirse bu, uğruna savaşılacak bir şeylerin olduğu anlamına gelecek ve hem ilişkiyi bitirdiği hem de bir çaba görmediği için her şeyin farklı olabileceği düşüncesi kalbini daha çok kıracak.

“So if you want to break my cold, cold heart
(Yani eğer soğuk kalbimi kırmak istiyorsan)
Say you loved me
(Beni sevdiğini söyle)
And if you want to tear my world apart
(Ve eğer dünyamı parçalamak istiyorsan)
Say you’ll always wonder
(Her zaman merak edeceğini söyle)

Şarkının son dizelerinde yer alan ifadeler, kendini sorgulama ve belirsizliğin etkisini yansıtıyor. Anlatıcı belirsizliğin yol açtığı hislerin; eski sevgilisinin düşünce dünyasına, geçmişe, şimdiye ve geleceğe yönelik duyduğu merakın sonsuza kadar sürüp sürmeyeceğini bilmek istiyor; bunun verdiği huzursuzlukla çaresizce daha da içe dönüyor:

“Cause I wonder
(Çünkü ben merak ediyorum)

Will I always
(Her zaman,)

Will I always wonder?
(Her zaman merak edecek miyim?)


Taylor Swift’in son albümü The Tortured Poets Department inceleme yazımızı okumuş muydunuz?

The Tortured Poets Department Albüm İncelemesi – Bölüm I

The Tortured Poets Department Albüm İncelemesi – Bölüm II


Kaynakça

Öne Çıkan Görsel: “The Tortured Poets Departmant Photoshoot“. Taylor Swift Wiki.

“Chloe or Sam or Sophia or Marcus”. Genius. Web. 28.05.2024

“Maroon”. Cambridge Dictionary. Web. 28.05.2024

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Söylenti Aylık Frekans

Söylenti Müzik Frekansı ile sonbaharın gizemli, esintili ve en sevilen zamanlarına, Ekim ayına hoş geldiniz! Önerilerimiz sizin için hazır.

Valide-i Muazzama : Mahpeyker Kösem Sultan

Naib-i saltanat unvanıyla Osmanlı İmparatorluğu'nu yaklaşık 30 yıl yöneten Mahpeyker Kösem Sultan, attığı adımlarla hanedanın kaderine yön vermiştir.

Hafıza Mekanları: Anıtların Psikolojik ve Toplumsal Etkileri

Anıtlar, toplumsal hafızayı korur ve kimliğimizi inşa eder. Kolektif hafıza ve kültürel aktarımın dönüştürücü gücüdür.

Eşeği Saldım Çayıra – Kazak Abdal | Şiir İncelemesi

Kazak Abdal hayatı ve bilinen şiirlerinden olan Eşeği Saldım Çayıra eserinin incelemesi.

Twinless Film İncelemesi: İki Yalnız, Bir Kayıp

Başrolde Dylan O'Brien'ın yer aldığı kayıp, yalnızlık, bağ kurma arayışı, yas süreci üzerine dokunaklı bir film olan Twinless film incelemesine göz atın.

Alice in Borderland 3. Sezon İncelemesi: Neden Beklentiyi Karşılayamadı?

Alice in Borderland dizisinin 3. sezonun her oyununda Chishiya'nın zekâsını arayıp, Aguni'nin fedakârlığını andık diyebilirim. 

Evrensel Duygular: Anlamadan da Hissedeceğiniz 8 Şarkı

Dili fark etmeksizin ruhunuza dokunan, evrensel duygusal taşıyan 10 şarkıyı keşfedin. Melodik parçalarla hazırladığımız liste, her anınıza eşlik edecek!

Viktoryen Dönemde Kadın İmgesi: “Evdeki Melek”

Viktoryen dönemde ‘Evin Meleği’ ideali, kadını fedakâr ve itaatkâr bir role hapsetti. Gilman ve Woolf bu miti sorgulayarak özgür kadının sesini aradı.

Jane Austen ve Aşkın Sosyal Eleştirisi

Jane Austen, romanlarında aşkı sadece romantik bir duygu olarak değil; statü ve kadınların konumu üzerinden ele alarak dönemin evlilik anlayışına eleştirel bir bakış atar.

Shirley Jackson’ın Amerikan Gotik Edebiyatındaki Yeri

Shirley Jackson, Amerikan gotiğine modern bir ses getirmiş ve kalıcı bir iz bırakmıştır.

Editor Picks