Chiron: Atlasın Kayıp Sayfası

Chiron: Atlasın Kayıp Sayfası

 

Kuyruklu bir yıldız mı, asteroit mi olduğu konusunda ihtilaflı görüşler bulunan Chiron; 1977’de Charles T. Kowal tarafından Pasadena California’da Satürn ve Uranüs arasında seyir hâlindeyken keşfedilmiştir. Chiron’un yörüngesi elips şeklindedir. Bu da bazı burçlarda daha uzun zaman geçirmesine sebep olur. Chiron’un Zodyak turu yaklaşık olarak 50 yıl sürmektedir. Chiron görünen ile görünmeyenin, bilinen ile gizli olanın arasında bir noktadadır. Hem yarayı hem şifayı temsil etmektedir.

“Yaranı ancak açan onarabilir.”

Yüzleşmeler, alternatif şifalar, yarayı onarmalar bir şekilde Chiron’dan geçmektedir. Chiron’un burcumuzdaki yeri bizim için şifalanmayı gizleyen yerdir. Hem yarayı hem şifayı bir anda bulabilmektir. Keşfedildiği Kasım 1977’de fırtına, yağış ve doğal afetler dünyada etkiliydi. Aynı zamanda Satürn ve Uranüs’ün sabit burçlarla kare açı yaptığı bir dönemden geçilmekteydi. Keşfedildiği andaki haritaya baktığımızda Güneş ve Uranüs’ün Akrep burcunda olduğunu görmekteyiz. Uranüs’ün Akrep burcunda olması doğal afetlerde sudan kaynaklı ölümlere işaret etmektedir. Chiron “Yaralı Şifacı” olarak tanımlanmıştır; çünkü Chiron, şifalanmayı bekleyen ve şifayı ancak kendimize dönüp benliğimizi dönüştürdüğümüzde bulabileceğimiz bir yarayı işaret eder. Bu yarayı keşfettiğimiz yerde bazen yalnızca kendimizi değil başkalarını da şifalandırabiliriz.

Chiron’un öyküsünün mitolojik kaynağına bakalım;

Chiron; Philia ve Kronos’un çocuğudur. Philia, Kronos’tan gizlenmek isteyen bir su perisidir. Kronos’tan gizlenmek için kendini ayın karanlık yüzüne çevirir. Kronos, Philia’nın kendisini tanımaması için at kılığına bürünür ve onu kandırarak birlikte olur. Bu birliktelikten bacakları bir at, gövde ve kollarıyla insan şeklinde olan Chiron doğar. Çocuğunu gören Philia, Tanrılara kendisini bir ıhlamur ağacına çevirmeleri için yalvarır ve çocuğunu istemez. Bu yüzden Chiron, bizim yaralı ve dışlanan yanımızdır. Daha doğduğu an ondan vazgeçilmiştir. Bastırılmış ve reddedilen duygular benliğimizin başka yönlerinde kendisini gösterir. Sırrı çözmek için hep o ilk yarayı ararız.

*Chiron Centaurus (Yarı insan, yarı hayvan varlıkların genel adı Centaur’dur. Chiron da Centaur’un bir türüdür.)

Terk edilen Chiron’u bulan çoban onu Apollo’ya götürür. Apollo tarafından büyütülür ama o köklerinden kopmuş bir yabancıdır. Apollo müzik, şiir, güzellik ve aklın temsiliydi. Hiçbir zaman kin tutmazdı. Apollo tarafından onun iyiliğiyle büyütülse de içinde hep dışlanmış, köksüz ve aidiyet hissetmeyen güvensiz bir alan kalacaktı. Chiron ondan birçok sanatı, doğa bilimlerini, ritüellerini öğrenir.

Bir gün Hercules ve Chiron at gezisindeyken Hercules’in attığı ok Chiron’un at kısmına isabet eder. Bu iç güdülerin aldığı yarayı temsil etmektedir. İnsanlar tam da buradan yaralıdır. Yarasını iyileştirmek için türlü şifa yolları arar, merhemler yapar ve inatla denemekten vazgeçmez. Yaptığı merhemler başkalarının yaralarına şifa olur ama ona fayda etmez. Chiron bizim inatçı ve saplantılı yanımızdır. Chiron ölmek istese de o bir ölümsüzdür. Bu olaylar yaşanırken Tanrılardan ateşi çalıp dünyaya getiren Promete, Zeus tarafından Olimpos’ta bir kayaya zincirlenerek cezalandırılır. Promete büyük acılar çekmektedir. Zeus, Promete’ye onu serbest bırakmak için tek bir yol olduğunu söyler. Bir başka ölümsüzün onun yerini alması gerekmektedir. Zeus’a bunun için Chiron sunulur ve kabul eder. Chiron yine bir başkasına deva olmuştur. Zeus, onun bu yaptığını ödüllendirir ve öldüğünde onu bir takım yıldızına çevirir.

Chiron’un yaralı benliği dıştan bir yara alarak değişmeye başlamıştır. Yarayı iyileştiren sebebi olacaktır. Chiron’un şifacı yanı buradadır. Chiron’u şifacı yapan, reddetmeyip kabullendiği yarasıdır. Şifa yaradan doğar, ilaç ancak ilk yarayı onardığında sana gelir. Haritamızda acıdan kurtulmak için bizi fedakârlık yapmaya, bir şeylerden vazgeçmeye iten odur. Eğer anahtarı bulur ve ihtiyacımız olanı ararsak anahtara uyumlu kapıyı bulacağımızı işaret eder.

“Aramakla bulunmaz lakin bulanlar arayanlardır.”

Chiron, her şeyi olduğu gibi kabul etmemiz gerektiğini öğretir. Madden manaya, somuttan soyuta geçiş için Chiron’un haritamızdaki yerine odaklanmalıyız. Acının dönüşü fedakârlık gerektirir. Derinlerdeki yaraya ulaşıp iyileştirmek için bazen başkalarının yaralarına iyi gelen bir şifacıya dönüşmemiz gerekir. Chiron’un sembolü tam da bu yüzden anahtardır. Yapmamız gereken anahtarı kullanacağımız doğru kapıyı bulmaktır.

Kaynakça

  • Azra Erhat, “Mitoloji Sözlüğü”, Remzi Kitabevi, 2019
  • Rosa Agizza, “Antik Yunan’da Mitloji Masallar ve Söylenceler”, 2009
Sevgi Aydın
Sevgi Aydın
Ben kapının önünde kapı açılsın diye beklemiyorum ki. Yalnızca bekliyorum.

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Dostoyevski’nin Rus Edebiyatı Üzerindeki Etkisi

Dostoyevski, Rus edebiyatında sadece bir isim değil aynı zamanda döneminin edebiyat anlayışına da yön veren önemli bir yazardır.

Söylenti Radarında Bu Ay: Isaac Winemiller

Isaac Winemiller, sakin melodileri ve içe dönük sözleriyle müzikal yalnızlığı estetik bir deneyime dönüştürüyor. Bu ay Söylenti Radar'ında onunla tanışın!

Morlara Bürünmüş 8 Albüm Kapağı Tasarımı

Mor renginin hâkim olduğu 8 albüm kapağını inceliyoruz.

You Final Sezonu İncelemesi: İyilerin Kazandığı Dünyada Mutlu Bir Son

You, final sezonuyla izleyicilerine veda ederken Joe Goldberg'in hikâyesi sona eriyor.

Nickel Boys Film İncelemesi: Deneysel Sinema ve Tarihin Birleşimi

2025 Oscar Ödülleri'nde ilgi gören Nickel Boys, iki siyahi gencin bir reform okulunda yaşadıklarına odaklanıyor.

Orhan Kemal – Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl | 22 Alıntı

Türk edebiyatının iki büyük ustası Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal'in Bursa Cezaevi'nde koğuş arkadaşlığı yaptıkları yıllara ve sonraki mektuplaşmalarına değinen Nâzım Hikmet'le 3,5 Yıl kitabı, Kemal'in kalemiyle çok içten ve etkileyici bir üslupla okurun karşısına çıkıyor.

İskenderiye Kütüphanesi: Efsane ve Gerçek

Efsane ve Gerçeğin ortak noktası, tarihin tozlu raflarına kaldıramadığı bilgi yuvası: İskenderiye Kütüphanesi.

İstanbul Ansiklopedisi Dizi İncelemesi: Kalabalığın Yalnız İnsanları

İstanbul Ansiklopedisi, büyülü İstanbul sokaklarında hem hayat bulmanın hem kaybolmanın öyküsünü anlatıyor.

Söylenti Edebiyat Editörleri Bu Ay Neler Okudu?

Söylenti Edebiyat editörleri olarak her ay neler okuduğumuzu, nelerin altını çizdiğimizi yakından incelediğimiz serimizin nisan ayı listesi ile karşınızdayız!

Yelpazeli Kadın (1918) Tablo Okuması: Gustav Klimt’in Son Eseri

Yelpazeli Kadın tablosu, zarafeti ve özgünlüğüyle hem sanat tarihine hem de Klimt'in kariyerinde büyük bir önem taşımaktadır.

Editor Picks