Charles Le Brun: Versay Sarayının İhtişamlı Ruhunun Sanatçısı

Editör:
Seval Hacoğlu
spot_img

17. yüzyılın ikinci yarısında Fransa’da sanat ve tasarımıyla öne çıkan Charles Le Brun, eserleriyle dönemin en popüler sanatçılarından biri haline gelmiş ve adını sıkça duyurmayı başarmıştır. Şimdi, Le Brun’un yaratıcı dünyasına, hayatına ve yaşadığı döneme birlikte bir yolculuk yapalım.

Charles Le Brun Kimdir?

27 Şubat 1619’da Paris’te doğan Charles Le Brun, henüz 11 yaşındayken yeteneğiyle dikkat çekmeye başladı. Fransa Kralı IV. Henri’nin himayesinde olan ve “Kraliyet Ahırları Ressamı” olarak bilinen Simon Vouet’in yanında eğitim alarak sanatını geliştirmesi için destek gördü. Daha 15 yaşındayken dönemin önemli siyasetçilerinden, özellikle de Richelieu’den siparişler almaya başlamış ve bu sayede birçok ünlü ressamın ilgisini çekmiştir. 1642’de Nicolas Poussin ile birlikte Roma’ya gitmiş, burada dört yıl boyunca kalarak dönemin en önemli sanatçılarından eğitim almış ve bu süreyi oldukça verimli bir şekilde değerlendirmiştir.

Prosperity Of France’s Neighbouring Powers (Fransa’nın Komşu Güçlerinin Refahı) / Charles Le Brun / Bulunduğu Yer: Versay Sarayı / Google Arts & Culture

Roma’da geçirdiği dört yılın sonunda Paris’e geri dönmüş orada aldığı eğitim ve çalışmaları sayesinde birçok sipariş almaya başlamıştır. Bu siparişler genel olarak büyük dekoratif ve dini siparişler olmuştur. Paris’te Nicolas Fouqeut ve Kardinal Mazarin ile çalışıp ününe ün katmış daha sonra Jean Baptiste Colbert ile çalışmaya başlamıştır. Colbert’in saygısını kısa sürede kazanan Le Brun Kraliyet Resim ve Heykel Akademisi ve Roma Fransız Akademisi‘nin kurulmasında etkili olmuştur.

Charles Le Brun Neden Sanat İçin Önemli?

Versay (Versailles) Sarayı

Eserlerinde ele aldığı en dikkat çekici detay kusursuzluk detayıdır denilebilir. En küçük detayları dahi ince ince işler ve her dekorun birbiriyle olan uyumuna son derece dikkat etmiştir. Sanat hayatı için en önemli adımı saray duvarları için yaptığı süslemeleriydi. Sanatçı klasik tablolarının görkemli zenginliği ve ihtişamı ile saray ziyaretçilerinin gözünü kamaştırırken kralın dikkatini çekmeyi de başarmıştı.

XIV. Louis zamanı, küçük saray olan Versailles’i eserleriyle süsledi ve ihtişam kazandırdı. Kral tarafından takdir kazanan Charles Le Brun 1661 de asilzade sanı verildi ve “Sarayın Baş Ressamı” seçildi. Ayrıca Kralın Baş Ressamı yani “Premier Peintre du Roi” adını da aldı ve ömürlük maaş bağlandı.

Versay Sarayı

Spanish Policy Broken By The Taking Of Ghent (Gent’in Alınmasıyla İspanyol Politikası bozuldu) / Charles Le Brun / Bulunduğu yer: Versay Sarayı / Google Arts & Culture

Charles Le Brun eserleriyle dolu olan bu saray onun döneminde küçük bir alandan ibarettir. 1661’de yapımına Kral XIV. Louis tarafından başlanmış ve oldukça geniş planlanmıştır. Bunun sebebi merkezi Fransız krallığının olmasını istemesidir ki öyle de olmuştur. 1682’den 1789’a kadar yani 107 yıl krallık olarak kullanılmıştır. Sarayın en ilginç özelliği banyo ve tuvaletin uzun yıllarca olmaması nedeniyse o dönem ki anlayış özelliklerine göre tasarlanmış olmasındandır. Fransız devrimi ile 9 tuvalet eklenmiştir.

Günümüzde müze olarak kullanılan bu sarayın ilk müze haline getirilmesi 1837’de Louis Philippe tarafından Fransa’nın tüm ihtişamına yakışır bir müze olarak düşünülmesini istemesi üzerine restore ettirilmiştir. O dönemden beri sıkça restore edilen saray, şu anda çoğunlukla Le Brun eserleriyle dolu önemli bir müzedir.

Charles Le Brun Stili

Charles Le Brun 1663’te Versay Akademi’nin yöneticisiydi, Versay sarayına ve akademiye portre ve manzara resimleri için çalışıyordu. Aynı sene içerisinde Gobelins Manufacture’ın müdürü olan Le Brun bir de kraliyet mobilyalarının ve döşemelerinin yaratılmasını denetliyordu. Charles Le Brun tablolarının stili biraz daha duygusal ve dramatikti. Le Brun için önemli olan ise tablo bittiğinde tek bir ruh gibi tamamlanmış bir kompozisyon olmasıydı, akılda merak uyandıran bir eser olmasını istiyordu. Resimlerine sanki konuşuyormuş gibi derinlik kazandırıyordu ve bu derinliği sembolik bir hal olarak akademik sanat için temel oluşturuyordu.

Barok dönemi sanatçıları arasında yer alan Le Brun bu alanda çok başarılı eserler üretmiştir. Hatta eserleri Fransız ressamlar arasında en iyi olarak anılabilecek konumdadır fakat sanatçı Barok tarzdan daha çok Klasik tarzda eserler vermeye yönelerek ve bu akımda eserler üretmeye devam etmiştir.

Charles Le Brun’un “Hollandalılara Karşı Savaşa Girme Kararı” Tablosu

The Decision To Go To War Against The Dutch (Hollandalılara Karşı Savaşa Girme Kararı) / Charles Le Brun / 1681 – 1684 / Bulunduğu Yer: Versay Sarayı / Google Arts & Culture

Bu eserde; Kral Louis XIV. 1671’de Hollandalılara savaş açmaya karar verdiği anı resmetmiştir. Kralın arkasında elinde kılıç ve terazi tutan adalet ile tasvir edilmiş Minevra gibi gösterilmiştir. Minevra’ya göre büyük acılar çekeceklerdir.

Sanatçımız dönemin siyasi kararını bizlere resmederek miras bırakmıştır. Tablo 1681 ila 1684 yıllarında resmedildiğinden zaferle neticelenmiş olan bir savaşın hazırlık aşamasındaki görselidir. Kral’ı ve siyasi görünümünü resmederek ölümsüzleştirmiş ve geleceğe taşımıştır. Savaşa hazırlık sırasındaki inançlar ve bu inanç doğrultusunda yaşanacaklar gösterilmiştir.

Charles Le Brun Vedası

Entry Of Alexander İnto Babylon, Or The Triumph Of Alexander (İskender’in Babil’e Girişi veya İskender’in Zaferi) / Charles Le Brun / 1665 / Bulunduğu Yer: Londra Müzesi / Wikipedia

1683’te Colbert’in düşüşüyle, Charles Le Brun’un saraydaki tek destekçisi olarak yalnızca Kral kalmıştı. Savaş Bakanı Markiz Louvois, Le Brun’dan pek hoşlanmadığından, onu saraydan uzaklaştırmak istiyordu. Ancak Le Brun’un en önemli destekçisi olan Kral Louis, sanatçısından vazgeçmedi. Charles da bu desteği kaybetmemek için direndi, ancak sarayda dönen entrikalar nedeniyle konumu sarsılmaya başladı. Eskisi kadar güçlü destekçileri kalmamıştı ve yaşının ilerlemesi de durumunu zorlaştırıyordu.

Tüm bu zorluklara rağmen Le Brun, işini zevkle yapmaya devam etti. Ancak saray entrikaları ve dedikodularla boğuşurken, hem fiziksel hem de ruhsal olarak giderek çökmeye başladı. Yaşlılıkla birlikte sağlığı da kötüleşen Le Brun, Varsailles Sarayı’nın süslemelerini tamamlayamadan hayatını kaybetti. Onun izinden giden Noel Coypel, Le Brun’un saraydaki çalışmalarını tamamlayarak sanatçının yarım bıraktığı işleri sonuçlandırdı.

O dönemde kıymeti tam olarak anlaşılmayan Charles Le Brun, Kral’a yakınlığı sayesinde bugün adından sıkça söz ettirse de, ölümünden sonra bir süre pek iyi anılmadı. Öncülük ettiği akademiler zamanla değerini yitirdi. Ne yazık ki, kıskançlık ve önyargılar nedeniyle sanatını özgürce icra edemeyen birçok sanatçı gibi, Le Brun da ancak yıllar sonra hak ettiği önemi kazanabildi.


Kaynakça

  • web İstanbul Sanat Evi / Charles Le Brun Hayatı ve Eserleri / Erişim Tarihi: 18.10.2024
  • web Britannica / Charles Le Brun / Erişim Tarihi: 21.10.2024
  • web Google Art ve Kültür / Charles Le Brun / Erişim Tarihi: 18.10.2024
  • web Chateau De Versailles / Charles Le Brun / Erişim Tarihi: 21.10.2024
  • web Britnnica / Versay Sarayı Fransa / Erişim Tarihi: 21.10.2024
spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

İstanbul Mimarisi: Cercle d’Orient

Beyoğlu'nun kalbi olan Cercle d'Orient ya da Büyük Kulüp, ilginç tarihi ve mimarisiyle bize çok şey anlatıyor.

Love or Duty Tablosunun Hikâyesi – Aşk Uğruna Kutsal Yemini Bozmak

Aşk ve inanç arasında sıkışmış bir rahibenin hikâyesini, Gabriele Castagnola’nın tartışmalı eseri Love or Duty üzerinden keşfeden dramatik bir sanat incelemesi.

Madeleine de Proust Nedir?

Hepimiz kimi zaman kendi kendimize veya çevremizin etkisiyle geçmişe bir yolculuk yapabiliyoruz. Yüzyıl öncesinde yazılmış bir kitap da tam olarak bu konuyu ele alıyor ve sonrasında bambaşka kapılar açılıyor. İşte Proust ve ünlü madleni.

Massive Attack – Mezzanine Albüm İncelemesi: Trip-hop’un Zirvesi

Mezzanine, Massive Attack'in yaratıcı gerilimle biçimlenen en karanlık albümü; elektronik müziğin sınırlarını yeniden tanımlarken içsel çatışmanın sesini kayda geçirir.

İsmail Bilgin – Enver Paşa Bir Adanmışlık Öyküsü | 50 Alıntı

İsmail Bilgin bu eserinde, Enver Paşa’nın yaşamını ilkesel bağlılık ve tarihsel temsil çerçevesinde ele alarak dönemin düşünsel iklimini yeniden yorumlamaktadır.

Edip Cansever’in Şiirlerine Yansıyan Hiçlik Travması

Edip Cansever, İkinci Yeni’de bireyin travma, boşluk ve hiçlik duygusunu işler. Şiirlerinde varlıkla yokluk arasında sıkışan ruhsal boşluktaki bireyleri anlatır.

Viyana’da Bir Hafta: Sanat, Tarih ve Lezzet Dolu Gezi Rehberi

Viyana; sanat, müzik ve tarihle iç içe bir şehir. Sarayları, müzeleri, kafeleriyle görsel bir şölen sunuyor. 1 haftada keşfedin, aşık olmaya hazır olun!

İnsanlığımı Yitirirken Neden Bu Kadar Eleştirildi?

Bu yazımızda, Dazai’nin İnsanlığımı Yitirirken romanını psikolojik yönleriyle ele alıp eleştirilme sebeplerini inceliyoruz

Duygusal Farkındalık Üzerine: İçindeki Ben’e Sarılmak

Duygusal farkındalık, kendi benliğimize sarılmanın ilk adımıdır. Bastırılan her duygu benliğimizi içimizdeki zindanlara mahkum eder. duygularımızı fark etmek pusulayı bizlere çevirir.

Nasıl Popüler Oldu: Skyfall

Adele'in kült parçası Skyfall'un zirveye tırmanma öyküsüne bir bakış.

Editor Picks