Çevre hareketleri, son yıllarda giderek daha fazla ön plana çıkan ve küresel ölçekte büyük bir etki yaratan toplumsal hareketlerden biridir. Modern toplumların karşı karşıya kaldığı çevresel tehditler, yalnızca ekolojik bir sorunun ötesine geçerek toplumsal, ekonomik ve politik boyutlarıyla da önemli tartışma konularındandır.
Çevre Hareketleri Nedir ve Nasıl Ortaya Çıktı?

Toplumsal hareketler, sosyal olan ve sosyal hayata dahil olan herkesin ve her şeyin, bazen çıplak göze politik gibi görünmese de pek tabii politik olan, kolektif ve düzenli bir şekilde değişim amaçlayan bir yapıya sahiptir. Çevre hareketleri de doğal yaşamı zararlı aktivitelerden korumak için ortaya çıkan ve sürdürülebilir bir yaşam sağlamak için çalışan toplumsal hareketlerden biridir. Bir diğer deyişle çevre hareketleri, çevreye zarar veren insan faaliyetlerinde değişiklikler yaparak doğal çevrenin kalitesini iyileştirmeyi ve korumayı amaçlayan politik ve etik hareketler olarak tanımlanabilir.
Her hareket gibi çevre hareketleri de toplumsal bilinci gerektiren ve halk kitlelerini ortak değer ve normlar çatısı altında birleştiren organize oluşumlardır. Modern çevre hareketlerinin ortaya çıkışını da 1960’lar ve sonrasındaki hızlı sanayileşmenin bir etkisi olarak kontrolsüz çevre kullanımına ve beraberinde gelen çevre kirliliğine bağlayabiliriz. Tarım ve tarım ticaretinde kullanılan ilaçlar, büyük çevre hareketlerinin birincil düşmanlarından sayılabilir. Bu durum konunun; tarım sektöründeki bilinçsiz büyümenin, doğaya ve insan sağlığına olan etkilerinden, biyolojik çeşitlilik, iklim değişikliği, ve çevresel adalete kadar uzanmasına dayanır.
Sosyolojik Bağlamda Çevre Hareketleri

20. yüzyılın ortasından günümüze kadar uzanan modern çevre hareketleri, sanayileşme ve beraberinde gelen küreselleşmeden etkilenerek doğan, ana tema olarak toplumsal değişim bağlamında incelenmesi gereken toplumsal hareketlerdir. Bunu vurgulamamızın sebebi, çevre hareketlerinin sadece ekolojik bir kaygıdan ibaret olmadığını, aksine toplumsal, ekonomik ve politik zeminde incelenen ve uygulanan hareketler olduğunun altını çizmektir. Kentleşme ve birçok sektörde teknolojik ilerleme, bireylerin doğayla ilişkisini yani emek ve doğanın bağlantısını toplum nezdinde zayıflatan gelişmelerdir.

“Risk toplumu” kavramıyla anılan Alman sosyolog Ulrich Beck, sanayileşmenin ve modernleşmenin etkisinde, küresel, teknolojik ve çevresel riskler karşısında risk toplumlarının oluşmaya başladığını ve toplumların artık refah ve teknolojik ilerlemeden çok çevre problemleri ve küresel boyutta riskler ürettiğini belirtmiştir. Yani, modern toplumlar artık yapay risklerle, biyoteknoloji ve insan yapımı risklerle karşı karşıyadır. Tarımda kullanılan ilaçların çok yönlülüğü sadece sermaye değil beraberinde ekosistem krizleri ve insan sağlığını tetikleyen büyük riskler getirmektedir. Bu bağlamda, modern toplumlarda çevre hareketleri, hem bozulan çevresel adalete hem de toplumların bozulan refahına ses getirmeye çalışarak çarkları yavaşlatmaya, hatta tersine çevirmeye çalışan hareketler olarak her zaman gündemimizde kalabilmiştir. Çevre kirliliği, sınıfsal ve coğrafidir. Emeğin ihraç edildiği gibi, kirlilik de zengin ülkelerden fakir ülkelere ihraç edilirken, çevre hareketlerini nereye yönlendirdiğimiz de oldukça önemlidir. Beck’in de insan kaynaklı çevre problemlerine verebileceği tahmin edilebilir bir yanıt, modern toplumların kendi ürettikleri çevresel riskleri farketmesiyle beraber geliştirilmesi gereken politikalar olacaktır.
Çevre Hareketlerine Bir Örnek

Küresel bir çevre hareketi olan Greenpeace, barışçıl eylemler ve sivil itaatsizlik yöntemleriyle, ormansızlaşma ve okyanus kirliliği gibi sorunlara karşı ses getiren ve değişim amaçlayan bir harekettir. Greenpeace, hükümetleri çevresel sorumluluk almaya zorlayan protestolar ve hukuki mücadeleler yürüterek, çevresel olanın toplumsal, toplumsal olanın da politik olduğunu göstermiştir. Günümüzde bu girişim 50’den fazla ülkede faaliyetlerine devam etmektedir. Sonuç olarak, dünyada oluşan riskler artık bireysel veya yerel değil, küresel ve sistemiktir. Bu konuda çözümlere ulaşılabilmesi için Greenpeace gibi uluslararası oluşumlarla iş birliği içinde sürdürülebilir politikalar geliştirilmeli ve çevresel bilinç oluşturulmalıdır.
Kaynakça
Best, Steven. “Murray Bookchin’s theory of social ecology: An appraisal of the ecology of freedom.” Organization & Environment 11.3 (1998): 334-353.
Earth5R. “8 Types of Environmental Movements.” Earth5R, Web.
Greenpeace Aotearoa. Greenpeace Aotearoa, Web.