Çerezlik Tarih: Gözlüğün Tarihçesi

Editör:
Meryem Azra Barut, Seval Hacoğlu

Gözlüğün tarihi, insanlığın görme yetisini iyileştirme çabasının bir yansıması olarak yüzyıllar boyu uzun bir yolculuk içerisinde değişip evrilmiştir. İlk zamanlar ateş yakma aracı olarak kullanılan kristaller, zamanla görme bozukluklarını düzeltmek için kullanılan merceklere dönüşmüş; Antik Mısır’dan Roma’ya, Orta Çağ’dan Rönesans’a kadar pek çok medeniyet, görme yetisini geliştirme yolunda yeni teknolojiler ve biçimler keşfedip yaratmıştır. Günümüzdeyse gözlükler, hem işlevsel, estetik bir aksesuar olarak hem de sanal dünyalara götüren bir araç olarak hayatımızda yer edinmeye devam ediyor. Gelin bu kristallerin günümüze kadar ulaşan yolculuğuna birlikte şahit olalım.

Antik Çağ’da Gözlük

Görsel wwwliveauctioneerscom sitesinden alınmıştır

Antik Çağ Asur kalıntılarına göre hareket edersek, ilk mercekler yani kristaller, ateş yakmak için kullanılırdı. Antik Mısırlılar ise mercekleri, arkası boyalı kristalleri ya da camları, heykelleri ve lahitleri daha insansı göstermek için göz yapımında kullanırlardı. Romalılar ve Yunanlar görme yetilerini geliştirmek adına suyun büyütücü etkisini keşfedince suyla dolu basit kürelerden oluşan en ilkel büyüteçleri kullanırlardı. Böylece antik dönem insanları, gözlüğün tarihçesinin baş sayfalarında yerini almış oldu.

Milattan Sonraki Dönemde Gözlük

Görsel wwwcourierunescoorg sitesinden alınmıştır

Milat sonrası dönemde ise İbn-i Heysem‘in 1011-1021 yılları arasında Mısır’da yazdığı yedi ciltlik Optik kitabı, optik alanında tam bir dönüm noktası olmakla kalmayıp tıp, fizik ve fizyoloji gibi alanları da etkilemiştir. Daha sonra eserlerinin Latinceye çevrilmesiyle optik bilimi rahipler tarafından tüm Avrupa’ya yayılmıştır. Bilimsel araştırmaları ve gözlemleri İtalya Rönesansı‘nda ve modern dönemde oldukça iz bırakmıştır. Optiğe matematiksel bir temel yaratmanın yanı sıra iki gözle tek bir görüntüyü nasıl gördüğümüzü kavrama konusunda bilimsel zeminler hazırlamıştır. Bu da bizlere gözlüğün tarihteki yolculuğuna ilişkin önemli adımlar olduğunu göstermiştir.

Gözlüğün Evrimi

Görsel wwwtarihbilimcom sitesinden alınmıştır

İnsanlık tarihinin en eski icatlarından biri olarak sayılan gözlükler, tarih boyunca çeşitli değişim ve gelişimler geçirmiştir. Parmaklarla sürüklenip okumayı eskiye nazaran daha da kolaylaştıran okuma taşlarından büyüteçlere; el desteğiyle kullanılan büyüteçlerden makas gözlüklere ve sonrasında çeşitli zincir ve iplerle destek gerektirmeksizin takılan günümüz gözlük formunun en ilkel örneği olan burun üstü gözlüklerden adeta başka dünyalara ışınlanmamızı sağlayan sanal gerçeklik gözlüklerine uzanan uzun bir serüvene başlıyoruz hazırsanız.

Okuma Taşı

Görsel wwwentokeycom sitesinden alınmıştır

Gözlüğün bilinen en ilkel hâli olarak kabul edilen okuma taşı, bir sayfaya yerleştirildiğinde metni istenilen yere doğru büyüten cilalanmış kristal, kuartz ya da beril taşı olarak tanımlanıyordu. Böylece görme bozukluğu yaşayan din adamları, okumalarını başkasının sesli okumasına ihtiyaç duymadan yapabiliyorlardı.

Büyüteç

Görsel wwwentokeycom sitesinden alınmıştır

Mercekleri kağıdın üzerine koyup okumak yavaş yavaş etkisini kaybetmeye başlamıştı çünkü ilk izlerine İtalya’da rastlanan tek mercekli bir okuma aracı geliştirilmeye başlanmıştı. Yakını görmede problem yaşayan okuyucuların büyüteci gözlerinin önüne tutulması yeterliydi.

Makas Gözlük

Görsel wwwentokeycom sitesinden alınmıştır

13. yüzyılın sonlarında İtalya‘nın Murano adası, gözlük üretimiyle dünyada adından söz ettiriyordu çünkü gözlük üretiminin tekeli İtalyanların elindeydi. Hatta gözlüklerin sırrının yayılmaması için zanaatçıların ada dışına çıkmaları yasaktı ve sırrın yayılmasının cezası ölümdü. Bakır perçinle birbirine sabitlenmiş kayın ağacından yapılan iki çerçeveli makas gözlükler presbiyobik hipermetropiyi yani yakını görememe durumunu düzeltmek amaçlı olan dışbükey camlardan oluşuyordu.

Burun Üstü Gözlükleri

Görsel wwwmhistoryofinformationcom sitesinden alınmıştır

Modern görünüme bir adım daha yaklaşan bu model 16. yüzyılda ortaya çıkmıştır. Yay şeklinde, öncekine nazaran daha geniş bir köprüye sahiptir. Aynı zamanda malzemesine bağlı olarak, deri ya da balina kemiği gibi materyallerle, yumuşak bir yapıya sahipti. Bu gözlükler yalnızca yakın görüşteki problemleri düzeltmekle kalmıyor ayrıca uzak görüş problemlerini de düzeltiyordu. Hâlâ elle sabitleniyorlardı ancak 17. yüzyıla gelindiğinde ipten yapılmış kulak halkalarıyla esneklik ve konfor biraz olsun arttı ve böylece elle kullanıma olan gereksinim de yavaş yavaş tarihe karışmaya başladı.

Saplı Gözlükler

Görsel wwwmorethanoclubdk sitesinden alınmıştır

İşte günümüzde kullanılan gözlüklerinin ilk adımı olarak sayılan, sanayi devrimi sonrası seri üretime de başlanan 18. yüzyılın saplı gözlükleri! O dönemlerde gözlükler camdan, kaya kristalinden ya da herhangi şeffaf minerallerden yapılıyordu. Düşme durumunda kırılmaya çok meyilli olduklarından Londralı gözlükçü Edward Scarlett, şakaklara bağlanan saplar tasarlayarak günümüz gözlük modelinin temelini atmış oldu. Bu saplar demir ya da çelikten yapılıyordu ve başın yan taraflarını kavrayabiliyordu. Gözlükler, günümüzdeki gibi kulak üstüne takılmazdı çünkü o zamanlarda kulakların perukların altına gizlenmesi modaydı.

Şakak kısımları gelişip değiştikçe içinden bir kurdele geçecek kadar geniş halka uçlar eklenmeye başlandı ve bu sayede gözlükler daha güvenli bir şekilde başa bağlanabiliyordu. Hal böyle olunca, gözlükler yalnızca okuma gibi sabitlik gerektiren eylemler için değil de günlük hayatta hareket gerektiren diğer eylemler için de kullanılmaya başlandı. En önemlisi ise bu gözlükler Benjamin Franklin tarafından bulunan çift odaklı lenslerle kullanılabiliyordu. Yani hem yakını hem de uzağı göremeyenler aynı gözlüğü kullanabiliyordu.

Pince-Nez Gözlükler

Görsel wwwikipediaorg sitesinden alınmıştır

Sıkıştırılmış burun anlamına gelen pince-nez, saplı gözlükler kadar güvenli değillerdi çünkü kafaya bağlanarak değil de yaylı bir klips sayesinde burnu sıkıştırarak sabit duruyorlardı. Hatta bazen o kadar sıkı olabiliyorlardı ki nefes almak zorlaşıyordu. Klips çok geniş kalınca da sabit durması için gözlüğün bir ucunda takılı olan halkaya ip ya da zincir takılıyordu. Bu pince-nez gözlükler diğer türlere nazaran daha estetik göründüğü için tercih ediliyordu. Estetik kaygı da yavaş yavaş yükleniyordu gözlüklere anlayacağınız. Aynı zamanda, astigmatizmi düzeltebilecek mercekler de takılabiliyordu.

20. Yüzyıl Gözlükleri

Görsel wwwpinterestcom sitesinden alınmıştır

20. yüzyıla gelindiğinde, Avrupa’da 1950’li yıllarda ulusal sağlık hizmeti altında ihtiyaç sahiplerine gözlüklerin dağıtılmasıyla ve sigorta kapsamına girmesiyle birlikte gözlük artık tamamen günlük yaşamın bir parçası haline geldi. Günümüzde bildiğimiz düz saplı, plastik çerçeve ve titanyum camlarla daha dayanıklı, kulak üstüne yerleşip düşme tehlikesi olmayan gözlükler sahneye çıkmaya başladı.

Yalnız, diğer çağlara göre bir farklılık vardı. Bu sefer, salt amaç göz sağlığı olmaktan çıkıp estetik kaygıya doğru evrildi. Farklı şekil, malzeme ve renklerde çerçeveler üretildikçe gözlükler bir moda aksesuarı olma yoluna girdi. Örnek olarak 1950’li yılların zarif ve kadınsı olarak tanımlanan cat eye (kedi gözü) çerçeveler söylenebilir.

Güneş Gözlüğü

Görsel wwwirishmirroriecom sitesinden alınmıştır

Gözleri güneşin zararlı ışınlarından korumak adına bu sefer güneş gözlükleri sahnede yerini almaya başladı. Fakat, yalnızca korumayla kalmayıp estetik bir kaygıya da hizmet etmeye başladı. Hollywood‘un yüzleri Audrey Hepburn ve James Dean gibi isimlerin etkisiyle havalı bir görünüm elde etme arzusu güneş gözlüklerini de modanın bir parçası haline getirdi.

21. Yüzyıl’da Gözlük

Görsel wwwzdnetcom sitesinden alınmıştır

1900’lerin etkisi hâlâ sürse de çağımızın getirdiği farklı bir değişime parmak basmamak olmaz. Günümüzdeki gözlükler bir aksesuar olmaktan çıkıp yüksek teknoloji ürünlerine, sanal gerçeklik gözlüklerine evrildi ve evrilmeye devam ediyor. Bir zamanlar insanlığın kendini yazılı metinlere kaptırmasını sağlayan gözlükler şimdi bizleri sanal bir dünyaya kendimizi kaptırmamıza ön ayak ediyor.

Ateş yakma aracından görme kusurlarını iyileştirici bir eşyaya dönüşmekle kalmayıp çağımızda sanal dünyalara adım attıran, adete bir portala dönüşen gözlüğün gelişimine birlikte şahit olduk. Başka tarih yolculuklarında görüşmek üzere!


Kaynakça:

  • Zeiss Vision Care. “The History of Glasses.” Zeiss Vision Care, 2025, Web.

  • Foster Grant. “The History of Glasses.” Foster Grant, Web.

  • The College of Optometrists. “The History of Spectacles.” The British Optical Association Museum, Web.

  • “History of Eyewear: Antiquity to 1499.” The Optical Journal, Web.

  • “Pince-Nez Glasses.” Amelia Museum, Web.

  • Feyen, Ally. “History of Eyeglasses: How They Have Changed Over the Centuries and Their Impact on Society.” Feyen Ally, Web.

  • Kapak Görseli: igearindia.com
Berfin Tutku
Berfin Tutku
Neden tanıdık olsun ki bunca fazlalık?

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Morlara Bürünmüş 8 Albüm Kapağı Tasarımı

Mor renginin hâkim olduğu 8 albüm kapağını inceliyoruz.

You Final Sezonu İncelemesi: İyilerin Kazandığı Dünyada Mutlu Bir Son

You, final sezonuyla izleyicilerine veda ederken Joe Goldberg'in hikâyesi sona eriyor.

Nickel Boys Film İncelemesi: Deneysel Sinema ve Tarihin Birleşimi

2025 Oscar Ödülleri'nde ilgi gören Nickel Boys, iki siyahi gencin bir reform okulunda yaşadıklarına odaklanıyor.

Orhan Kemal – Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl | 22 Alıntı

Türk edebiyatının iki büyük ustası Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal'in Bursa Cezaevi'nde koğuş arkadaşlığı yaptıkları yıllara ve sonraki mektuplaşmalarına değinen Nâzım Hikmet'le 3,5 Yıl kitabı, Kemal'in kalemiyle çok içten ve etkileyici bir üslupla okurun karşısına çıkıyor.

İskenderiye Kütüphanesi: Efsane ve Gerçek

Efsane ve Gerçeğin ortak noktası, tarihin tozlu raflarına kaldıramadığı bilgi yuvası: İskenderiye Kütüphanesi.

İstanbul Ansiklopedisi Dizi İncelemesi: Kalabalığın Yalnız İnsanları

İstanbul Ansiklopedisi, büyülü İstanbul sokaklarında hem hayat bulmanın hem kaybolmanın öyküsünü anlatıyor.

Söylenti Edebiyat Editörleri Bu Ay Neler Okudu?

Söylenti Edebiyat editörleri olarak her ay neler okuduğumuzu, nelerin altını çizdiğimizi yakından incelediğimiz serimizin nisan ayı listesi ile karşınızdayız!

Yelpazeli Kadın (1918) Tablo Okuması: Gustav Klimt’in Son Eseri

Yelpazeli Kadın tablosu, zarafeti ve özgünlüğüyle hem sanat tarihine hem de Klimt'in kariyerinde büyük bir önem taşımaktadır.

Dante’nin İlahi Komedyası’nda İnsanlığın Mitolojik ve Manevi Seyahati: Kayboluşun Karanlığı ve Kurtuluşun Işığı

Dante’nin İlahi Komedyası; insanlığın ahlaki seçimlerini sorgulamasına, içsel çatışmalarını aşmasına ve evrensel sorulara yanıt bulmasına rehberlik eder.

Kırmızının Tonlarına Bürünmüş 7 Yabancı Albüm Kapağı

Temalarında kırmızı renginin ön planda olduğu ve gizli anlamlarıyla bizi farklı yolculuklara çıkaran albümleri sizler için derledik.

Editor Picks