Çamurda Doğan Saflık: Nilüfer Çiçeği ve 5 Eser İncelemesi

Editör:
Sıla Varol
spot_img

Nilüfer çiçeği, yetiştiği ortam bakımından dikkat çeken bir çiçektir. İnsanlar tarafından kirli ve yaşanılmaz olarak görülen çamurlu alanlarda ve bataklıklarda yetişir. Böylesine kirli ve pis bir ortamda, böylesine temiz ve güzel kalması insanlar tarafından sorgulanır. Çünkü modern estetik algısında bu durum uyumsuzdur. Asla olmaması gereken, yan yana gelmemesi gereken bir durumdur. Estetik algıda çirkin, çirkinle; güzel ise güzelledir. Bu iki uç, yan yana olamaz ve duramaz. Çiçeğin bulunduğu bu zıt durum, kültürde, sanatta, inançlarda ve felsefede birçok anlama yol açar.

Nilüfer çiçeğinin tarihi milyonlarca yıl öncesine dayanır. Temsil ettiği sembol ve anlamlar, kültürden kültüre farklılık gösterir; mitolojik ve dinsel anlamlar da taşır.

Nilüfer Çiçeğinin Sembolü ve Anlamı

Antik Mısır’da Nilüfer Çiçeği

temsili
Antik Mısır’da Nilüfer Çiçeği Örneği Kaynak: Wikimedia Commons

Nilüfer çiçekleri, sabah vakti sudan çıkar ve akşam vakti yeniden suya çekilirler. Bu döngü sebebiyle nilüfer çiçeği güneşe benzetilir. Güneşin sabah doğup akşam batmasıyla, nilüferin açılıp kapanması arasında bir bağlantı kurulur. Bu durum, nilüferi yaşamın kendisinin ve sürekli yenilenmenin sembolü hâline getirmiştir.

Mavi nilüfer, sarhoş edici etkisiyle Antik Mısır‘da kutsal kabul edilirdi. O zamanın rahipleri ve şamanları bu çiçeği dini ritüellerde kullanırlardı. Bu dini ritüeller, diğer dünya ile bağlantı kurmak ve trans hâline geçme amacını taşırdı. Devlet sembolü olarak da kullanılan nilüfer çiçeği ve papirüs bitkileri, Mısır’ın birliğini simgelemek için kullanılıyordu. Bu durum, nilüfer çiçeğinin, siyasi bir sembol olarak da kullanıldığını gösterir. Aynı zamanda, üzüntü ve acının yaşandığı cenaze törenlerinde, ölünün ayaklarına yakın bir yere nilüfer çiçekleri yerleştirilirdi. Bunun, ölen kişinin öbür dünyadaki ruhunu besleyeceğine inanılırdı.  Anlaşılıyor ki Antik Mısır’da nilüfer çiçeği; günlük yaşamda, dini ritüellerde ve siyasette büyük anlamlar ve değerler taşıyan bir çiçekti.

Doğu Sanatı

Hinduizm ve Budizm’de Nilüfer Çiçeği 
temsili
Nilüfer Motifi ve Tanrıça Lakshmi Kaynak: Wikimedia Commons

Hinduizm inancında nilüfer çiçeği, antik çağlardan beri kutsal olarak görülür. Yaratılışın ilk doğanı kabul edilir ve yaratılışın ilk hali demektir. İlk kaynak, ilk formdur. Bu durum, nilüferin Hinduizm’de ne kadar önem arz ettiğini gösterir. Çamurlu, kirli sularda tertemiz ve saf bir biçimde yükselen bu çiçek, yaratılışın saf hâli olarak görülür.

Budizm inancında nilüfer çiçeği büyük önem arz eder. Budizmin kurucu lideri olan Buda’nın doğduğu vakit yedi nilüfer çiçeğinin üzerinde yürüdüğüne inanılır. Geleceğin Budaları ise genellikle nilüfer çiçeklerinin üzerinde oturmuş şekilde tasvir edilir.

Çiçek, Hint kültürü ile o kadar bütünleşmiştir ki “Hindistan’ın Çiçeğiolarak anılmasına neden olmuştur. Ayrıca sanatsal motiflerde de yer almıştır. Sadece tanrısallığı değil, aynı zamanda doğurganlığı, uzun ömürlülüğü, bilgeliği ve zenginliği de temsil eder.

Japonya’da Nilüfer Çiçeği
temsili
Katsushika Hokusai / Bullfinch and Weeping Cherry. Kaynak: Wikimedia Commons.

Japon kültüründe nilüfer çiçeğinin anlamı Budizm ile bağlantılıdır. Budizmin Japonya’da yaygınlaşmasıyla birlikte nilüfer çiçeği önemli bir hâle gelmiştir. Çiçeğe, Budizm’de bulunan anlamlar yüklenmiştir. Japonya’da tapınaklarda ve göletlerde nilüferlere sıkça rastlanır. Zamanla bu durum, Japon ressamların eserlerine de yansımıştır.

Görünen şudur ki nilüfer çiçeği, birçok inanış için merkezi bir önem ve sembol taşır ve hâlâ bu önemini korumaktadır. Ancak taşıdığı birden fazla sembol ve anlam, sadece din, siyaset ve felsefe ile kalmamış; sanat dünyasına da yansımıştır. Doğu sanatında bu yazılanların yanı sıra mezar sanatında da kullanılmıştır. Batı sanatında ise daha çok akımlar ve teknikler ışığında ilerlemiştir. Ünlü ressamlar, nilüfer çiçeğini eserlerinde kullanmışlardır.

Batı Sanatı 

Batı sanatında nilüfer çiçeği, Doğu sanatındaki maneviyat dolu sembolizmden çok, teknik, ışık ve estetik akımlar odağında anlam kazanmıştır. Çiçek, Batı sanatına 19. yüzyılın sonlarına doğru giriş yapmıştır. Sanatçılar için, içinde bulundukları akımın getirdiği özellikleri resmetmek adına bir araç hâline gelmiştir. Anlamdan çok, nilüfer çiçeğinin görselliği ve estetik özellikleri ön plandadır.

Nilüfer Çiçeği ve 5 Eser 

Charles Courtney Curran – Nilüferler Arasında (1888)

temsili
Charles Courtney Curran / Nilüferler Arasında (1888) Kaynak: Wikimedia Commons.

Bu eser, Amerikalı ve izlenimcilik akımına yakınlığı ile bilinen Charles Courtney Curran tarafından yapılmıştır. Sanatçı, iç ve dış mekânlarda yaptığı resimlerle ünlenmiştir. Resimlerinde genellikle şık, zarif kadınları ve çocukları resmetmiştir. Figürler doğa ile iç içedir: göller, bulutlar, taşlar, ağaçlar, çiçekler, bahçeler gibi doğaya ait birçok güzellik yer alır. 

Nilüferler Arasında tablosu da bu özellikleri taşır. Şık, zarif ve modern giyimli iki kadın, nilüferlerle kaplı su yüzeyinde sandal ile görünmektedir. Sandal su üzerinde ilerlerken kadınlar sarı nilüferleri toplar. Gölün etrafı ağaçlar, çalılar ve sazlıklarla çevrilidir. Elinde yeşil renkte bir şemsiye bulunduran kadın, kıyafet seçimi nedeniyle adeta ortamla bütünleşmiş durumdadır. 

Ressam Curran, bu eserde izlenimcilik akımının özelliklerini ve figüratif öğeleri kullanmıştır. İzlenimcilik akımının getirdiği canlılık, ışık ve an; figüratif öğeler olarak da kadınlar aracılığıyla yansıtılmıştır. Ressam Curran, nilüfer çiçeğini bu tabloda figür ile doğayı birleştirmek amaçlı kullanmıştır. Nilüferler bu eserde dekoratif bir görev üstlenmektedir. Figür ve doğa uyumu arasındaki ilişki göz önündedir.

John La Farge – Nilüfer Çiçeği (1896)

temsili
John La Farge / Nilüfer Çiçeği (1896) Kaynak: Wikimedia Commons.

Bu eser, Fransız göçmeni vitray ustası ve virtüöz, John La Farge’ye aittir. Sanatçı, Amerika’da varlıklı bir Fransız ailesinde dünyaya gelmiştir. Kendisi çok yönlü bir sanatçıdır; yazdığı kitaplar, kiliseler için ürettiği vitraylar, illüstrasyonlar ve iç mekân tasarımlarıyla geniş bir alanda çalışmıştır.

Sanatçının nilüfer çiçeğine olan ilgisi, Japon sanatına duyduğu ilgiden kaynaklanmaktadır. Japonizm akımı, Batı sanatına 19. yüzyılın ortasında giriş yapmıştır. Batılı sanatçılar, Japonizm akımının özelliklerini kendi eserlerine yansıtmışlardır. Bu özellikler; sadelik, minimalizm, renkler, desenler, asimetri, perspektif kullanımı gibi unsurları ve gündelik yaşamdan sahneleri içerir. John La Farge, ilgi duyduğu bu akımı nilüfer çiçeği ile özdeşleştirmiş; nilüferi eserlerinde akımı vurgulayabilecek dekoratif bir unsur olarak kullanmıştır.

Charles Harry Eaton – Nilüfer Göleti (1886)

temsili
Charles Harry Eaton / Nilüfer Göleti (1886) Kaynak: Wikimedia Commons.

Bu eser, Amerikalı tonalist Charles Harry Eaton’a aittir. Sanatçı, sanatında kendi kendini yetiştiren ve geliştiren biridir. Detroit manzaraları resmetmiştir. Detroit manzaraları, bir bölgenin göze çarpan tüm özelliklerini içeren görünümlerdir. Örnek olarak doğal alanlar, şehir manzaraları ve mimari yapıların manzaraları verilebilir. Sanatçı, Michigan ve Chicago şehirleri üzerine çalışmalar yapmıştır.

Dahil olduğu sanat akımı olan Tonalizm akımı, 19. yüzyılın sonlarında Amerika’da etkili olmuştur. Akım genel olarak manzara resimleri, doğa resimleri ve doğal unsurları barındırır. Nilüfer Göleti eseri buna örnektir. Eserde bulutlar, kuşlar, ağaçlar, göl, sazlıklar, sararmış yeşillikler ve beyaz nilüfer çiçekleri gibi doğal unsurlar yer alır.

Eserin manzarasında doğal unsurların romantizmi vardır; herhangi bir insan etkisinden yoksun, huzurlu bir görünüm hâkimdir. Atmosferin ışığı, bulutlu bir havaya aittir. Renk paleti çoğunlukla yeşildir, ancak kahverengi ve sarı renginin izlerini de görebiliriz. Beyaz renkteki nilüfer çiçekleri bu atmosferle oldukça uyumludur, eserin ve akımın özelliklerine hizmet eder. Nilüfer çiçeği, eser içinde dekoratif bir anlam taşır. Ancak bu dekoratif amaç rastgele bir seçim değil; cezbedici bir güzelliğin getirisi niteliğindedir.

Claude Monet – Nilüfer Göleti (1899)

temsili
Claude Monet / Nilüfer Göleti Kaynak: Wikimedia Commons.

Bu eser, izlenimcilik akımının en önemli ismi olarak görülen ünlü ressam Claude Monet’e aittir. Batı sanatında nilüfer çiçeğinin kullanımında en bilinen kişilerdendir. Arkadaşlarının karikatürlerini çizerek başladığı resim çalışmaları, onu izlenimcilik akımının babası ve nilüfer çiçeğinin kullanıldığı en ünlü eserlerin sahibi hâline getirdi. İzlenimcilik akımı doğrultusunda eserlerinde ışığa, yansımaya, anlık izlenimlere, renge ve tekniğe önem verdi.

Nilüfer Göleti eseri, ikinci eşi Alice ile birlikte taşındığı Giverny’de bulunan bahçeli evinde yapıldı. Evin bahçesinde bulunan Japon köprüsü, eserin bazı yerlerde Japon Köprüsü olarak anılmasına sebebiyet verdi. Ressam Monet en ünlü eserlerini bu evde yapmıştır. Japon köprüsünün göletine nilüferleri kendi elleriyle ekmiştir. Ektiği nilüferlerin sonraki sanat hayatının başrolü olacağından habersizdi. Gölete ektiği nilüferlerin bıraktığı izi şu sözlerle ifade etmiştir:

                                                                 “Birdenbire gördüm ki göletim büyülenmişti… O zamandan beri başka bir modelim olmadı.

Monet, nilüferlerden o kadar etkilenmişti ki bu, onun için bir tutku, teselli ve iç huzur arayışı hâline gelmiştir. Nilüfer eserlerinde izlenimcilik akımı kadar Japonizm akımının etkileri de vardır. Nilüfer Göleti ve diğer nilüfer çalışmalarında  bulunan perspektif ve detaycılık buna örnektir. Sanatçı, her iki akımı bir araya getirerek ortak çalışmalar yapmıştır.

Nilüfer çiçeği bu eserde, anlık duyguların verdiği hayranlık ve büyülenme ile kullanılmıştır. Tıpkı izlenimcilik akımının anı kullanması gibi. Bu, Monet’in kendisini bir bütün hâline getirdiği akımla ortak bir noktadır. Anlık bir izlenim ile ressam Monet, nilüfer çiçekleri tarafından büyülenmiştir.

Claude Monet – Nilüferler (1927) 

temsili
Claude Monet / Nilüferler Tablosunun Bir Kısmı. Kaynak: Wikimedia Commons

Bu eser, Claude Monet’nin ve izlenimcilik akımının en ünlü eseridir. Tabii yalnızca “eser” demek yeterli değildir; bünyesinde, kırkı geniş ve büyük tuvaller olmak üzere toplam üç yüz eser barındırır. Bu büyük çalışma, Monet’nin hayatının son otuz yılını adadığı bir başyapıttır. 

Ressam, ilhamını Nilüfer Göleti eserinde de bahsedildiği gibi, Giverny’de bulunan evinin bahçesinden almıştır. Monet,  bir bakıma aldığı ilhama kendisi sebep olmuştur; çünkü bahçeyi böylesine büyük bir ilham kaynağı hâline gelecek şekilde bizzat tasarlamıştır.

İlk dönem eserlerinde bahçesindeki göleti, bitki örtüsünü ve Japon köprüsünü resmetmiştir. İkinci dönemde ise su yüzeyini, nilüferleri ve yansımaları işleyerek bunları birer yakın çekim gibi resmetmiştir. Bu eser, her şeyden önce bir duvar dekorasyonu olarak tasarlanmıştır.

temsili
Orangerie Müzesi, Claude Monet / Nilüferler Eserinin Bir Paneli. Kaynak: Wikimedia Commons.

74 yaşındayken oğlunu kaybeden ressam, derin bir acı içerisindeydi. Duyduğu bu derin acıdan dolayı bir teselli ve iç huzur arayışı içine girdi. Bu acılı zamanlarda teselliyi nilüferlerde bulan Monet, uzun ve büyük boyutlu tablolarda nilüferleri resmetmeye başladı.

temsili
Claude Monet ‘Nilüferler’i Resmederken. Kaynak: Wikimedia Commons.

Başladığı bu girişim, bazı engellerle karşılaştı. Ancak o dönemin Fransa Başbakanı ve aynı zamanda Monet’nin arkadaşı olan Georges Clemenceau ona destek verdi. Monet, nilüferleri resmetmeye devam etti. Hava uygun olduğu vakitlerde ışığı ve yansımayı kullanabilmek amacıyla açık havada ve doğal ışık için özel olarak inşa ettirdiği stüdyoda dönüşümlü olarak eserine devam etti. Monet, nilüferleri I. Dünya Savaşı sırasında yapıyordu. 12 Kasım 1918’de savaşın bitiminden hemen sonra, arkadaşı Clemenceau’ya bir mektup gönderdi. Mektupta, bu büyük yapıtı ulusa bir barış anıtı olarak Fransız Devleti’ne hediye etmeyi teklif etti.

temsili
Orangerie Müzesi Sergi Alanı, Claude Monet / Nilüferler. Kaynak: Wikimedia Commons.

Hediye sadece iki panelden oluşuyordu; ancak daha sonra tüm paneller de olaya dahil oldu. 1920’de bu hediye resmiyet kazandı ve anlaşma ile beraber eserler devlete hediye edildi. Fakat kararsızlık içinde olan Monet, sürekli eserlerinde değişiklikler yaptı. Daha iyi ve mükemmel hâle getirebilmek için izin istedi. Clemenceau, ressama buna gerek olmadığını şu sözlerle ifade etti: “Fırçanın ve zihnin gücüyle elde edilebileceklerin sınırına ulaştığının gayet iyi farkındasın.Ancak bu sözler Monet için bir şey ifade etmedi. Ressam, ölümüne kadar tablolarını bitiremedi ve devlete teslim etmedi. Clemenceau, Monet’nin sanatsal istekleri doğrultusunda Nilüferler eserini sergiye açmak için hazırlıklara başladı ve bu başyapıt, 1927 yılında Orangerie Müzesi‘nde halka sunuldu.

temsili
Orangerie Müzesi, Claude Monet / Nilüferler Eserinin Bir Paneli. Kaynak: Wikimedia Commons.

Nilüferler, bir zamanlar Monet’nin büyülendiği, resmetmekten zevk aldığı ve onun için bir tutku hâline gelmiş bir imgeydi. Ancak sonrasında gelen keder, nilüferleri iç huzur, teselli ve motivasyon kaynağına dönüştürdü. Her iki durum da ressam için büyük anlamlar ve yoğun hisler içerir. Nilüferler, Monet için daima önemli oldu: bir gerçeklik, bir hayat ve koskoca otuz yıl.

Görünen şudur ki nilüfer çiçeği, birçok inanış için merkezî bir önem ve sembol taşır ve hâlâ bu önemini korumaktadır. Ancak taşıdığı birden fazla sembol ve anlam, sadece din, siyaset ve felsefe ile kalmamış, sanat dünyasına da yansımıştır. Doğu sanatında maneviyat dolu anlamlar içerirken, Batı sanatında ise daha çok akımlar ve teknikler ışığında ilerlemiştir.  Ünlü ressamlar, doğanın bir hazinesi olan bu çiçeği eserlerinde kullanmışlardır.


Kaynakça

“History of the Water Lilies Cycle.” Musée de l’Orangerie, Web. 19.10.2025

“The Water Lily Pond, 1899 by Claude Monet.” Claude Monet Gallery, Web. 19.10.2025

“Charles Courtney Curran Hayatı ve Eserleri.” İstanbul Sanat Evi, Web. 19.10.2025

“Meaning Of Lotus Flower In Japan And Its Significance.” Japantruly, Web. 19.10.2025

“Empresyonizm Sanat Akımı Hakkında Bilinmesi Gerekenler.” SkyTablo, Web. 19.10.2025

“Japonizm Sanat Akımı Hakkında Bilinmesi Gerekenler.” SkyTablo, Web. 19.10.2025

“Charles Harry Eaton Hayatı ve Eserleri.” İstanbul Sanat Evi, Web. 19.10.2025

“Loturs Lilies.” Artvee, Web. 19.10.2025

“The Sipirit of America: The Wolf Family Collection.” Sothbys, Web. 19.10.2025

“Water Lily.” Artsbma, Web. 19.10.2025

“Symbolism of plants: examples from European–Mediterranean culture presented with biology and history of art: JULY: Lotus.”, Web. 19.10.2025

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Sevilme İhtiyacının Gölgesinde: Onay Kompleksi ve Sosyal Kimlik

Kendi ışığınla var olmak, sevilmeden de sevebilmek ve onaysız yaşam, özgürlüğün ve içsel huzurun sessiz zaferidir.

Amy Winehouse – Rehab ve Psikoloji Çerçevesinde İncelenmesi

Kendini inkârın sesi: Amy Winehouse'un Rehab'ı bir kadının içsel direnişini ve kırılganlığını anlatan dürüst bir itiraf.

Hailey Bieber Stil İncelemesi: Çabasız Şıklığın Öncüsü

Hailey Bieber, minimalist ama iddialı stiliyle sade şıklığı bir güç ifadesine dönüştürüyor.

Bakü Seferi ve Kafkas İslam Ordusu

Osmanlı ordusunun Kafkasya’daki son seferi, Nuri Paşa komutasındaki Kafkas İslam Ordusu’nun Bakü’yü kurtararak Azerbaycan’ın bağımsızlık yolunu açtığı zaferdir.

“The Beach At Sainte Adresse” Tablosunu Anımsatan Şarkılar

Monet'nin The Beach At Sainte-Adresse isimli eserini anımsatan şarkılara birlikte göz atalım!

Dijital Dünyada Görünmez Yönlendiriciler: Algoritmalar Nasıl Çalışıyor?

Algoritmalar nasıl çalışır? Arama, öneri ve yapay zeka sistemlerini örneklerle öğrenin; etik ilkeler ve pratik ipuçlarıyla dijital rehberiniz.

İstanbul Mimarisi: Cercle d’Orient

Beyoğlu'nun kalbi olan Cercle d'Orient ya da Büyük Kulüp, ilginç tarihi ve mimarisiyle bize çok şey anlatıyor.

Love or Duty Tablosunun Hikâyesi – Aşk Uğruna Kutsal Yemini Bozmak

Aşk ve inanç arasında sıkışmış bir rahibenin hikâyesini, Gabriele Castagnola’nın tartışmalı eseri Love or Duty üzerinden keşfeden dramatik bir sanat incelemesi.

Madeleine de Proust Nedir?

Hepimiz kimi zaman kendi kendimize veya çevremizin etkisiyle geçmişe bir yolculuk yapabiliyoruz. Yüzyıl öncesinde yazılmış bir kitap da tam olarak bu konuyu ele alıyor ve sonrasında bambaşka kapılar açılıyor. İşte Proust ve ünlü madleni.

Massive Attack – Mezzanine Albüm İncelemesi: Trip-hop’un Zirvesi

Mezzanine, Massive Attack'in yaratıcı gerilimle biçimlenen en karanlık albümü; elektronik müziğin sınırlarını yeniden tanımlarken içsel çatışmanın sesini kayda geçirir.

Editor Picks