Campbell’s Soup Cans (1962) Tablo Okuması: Çorba Konservesinden Yeni Sanata

Ayse Esmer
Ayse Esmer
emekli geek ve çok yakında resmi sanat tarihçi
spot_img
Editör:
Gülizar Nehir Gülkanat
spot_img

Andy Warhol’un çoğu zaman tam olarak anlaşılamadığını düşündüm. Belki de benim için çok özel bir yeri olduğundan, eserlerine ve sanatçı kimliğine dair okuduğum çoğu şeyin eksik hissettirmesinden kendimi alamadım. Campbell’s Soup Konserveleri de bu eksik hissettiren yorumlardan nasibini alıyordu. Oysaki kendisinin hayatından tutun da dünya görüşüne kadar her şeyi bu çorba konservelerinden okuyabileceğimize inanıyorum.

Pop Art ve Amerikan İkonu Olarak Campbell’s Soup

orjinal campbel's soup çeşidi domates çorbası
Campbell’s Tomato Soup için reklam, 1927 – myartbroker.com

Pop Art, 60’lara damgasını vurmuştu. Soyut ekspresyonizm dalgasından sonra figüratif eserlere geri dönmekle birlikte, değişen dünyanın yeni kültürünü konu seçmiş bir sanat akımıydı. Bu yüzden ne kadar tanıdık gelen kompozisyonlar görülse de geçmişte hiç kullanılmamış elementleri bir araya getiriyordu. Lawrence Alloway bu akıma Pop Art adını veren kişi oldu. Popular Art’tan gelen isim döneminde yapılacak eserler gibi vurucu bir kısaltmayla Pop Art olarak adlandırıldı. Hatta Alloway’den önce Eduardo Paolozzi’nin 1947’de yaptığı I was a Rich Man’s Plaything eseri ilk pop kelimesini kullanan eser olmuştu. Sonrasında Richard Hamilton ve daha birçok sanatçı bu ismi benimsemekle beraber ‘‘Pop’’ kelimesini eserlerinde kullandı. Bir de bu akımı yaratan kültür vardı. Bu, yeni kültürde Dünya Savaşları sonrasının parlayan yıldızı, seri üretim kavramı ve doğal olarak üretimin üzerine gelişen reklamlar başrolü oynamaktaydı. Pop Art’ın Amerika ayağı için reklamlar, sinema, çizgi romanlar yani medyanın her formu ilham kaynağı olmuştu. Seri üretimle gelen ulaşılabilirlikle ve reklamlarla gelen göz önündelikle kendi ikonlarının oluşması işten bile değildi. Campbell’s Soup tam da böyle bir ikon olma yolunda ilerlemişti.

Campbell’s Soup markasının, New Jersey, Bridgeton’dan bir meyve ve sebze tüccarı olan Joseph A. Campbell ile Güney Jersey’den bir buzdolabı üreticisi olan Abraham Anderson‘ın Anderson ve Campbell firmasını kurduğu 1869 yılına dayanan köklü bir geçmişi vardı. Başlangıçta sadece domates, sebze, reçel ve diğer ürünleri konserve etmeye odaklıydı. 1985’te ilk hazır çorba konservesi halka sunuldu ve bu, her eve girecek bir isim haline gelecek ürün serisinin başlangıcı oldu. Şirket ürünleri konsantre hale getirmeyi keşfettiğinde ürün maliyeti azaldı, böylece gerçekten artık her evdeydi. İmza lezzetleri olan Campbell’s Beefsteak Tomato Soup, piyasaya sürülen ilk çeşitti ve yirmi yıldan fazla şirketin etiketinde öne çıkan tat olarak kaldı. Campbell’s, on yıllar boyunca üretimine devam etti ve Amerikan evlerinin temel mutfak ürünlerinden biri oldu.

Ürünün zihinlere yerleşmesindeki en önemli faktörlerden biri tasarımıydı. Kırmızı beyaz etiketi ve el yazısıyla yazılmış marka ismi. Bu el yazısı tercihi, özel olarak Joseph Campbell’ın kendi imzasıyla uyuşması için tercih edilmişti. Bir de Paris Fuarı’nda aldıkları, markanın mükemmellik ödülünü simgeleyen altın bir madalyon. Bu tasarım unsurları marka olarak Campell’s’in temelini oluşturmuş ve Amerikan halkının zihnine kazınmıştı. Bu ikonik imajın kazındığı akıllardan biri de Andy Warhol’du.

Peki Neden Campbell’s Soup?

andy warhol markette çorba konservesi stokluyor
Andy Warhol Campbell’s çorba alıyor by Bob Adelman (1964)

Andy Warhol 60’larda ve New York’ta yükselen bir sanatçıydı. Etrafında olup biten her şeyden ilham alabiliyordu. Temelleri şekillenmeye başlayan Pop Art ile de farklı sanatçıların eserlerindeki tutumlarını inceleme fırsatı buluyordu. Döneminin tanımlayıcı faktörleriyle çevrili olan -tüketimcilik, seri üretim ve ünlü kültürü- Warhol, daha yüzeysel yönleri de dahil olmak üzere Amerikan toplumuna bir ayna tutmanın yeni yollarını sürekli olarak arıyordu. İlk başta çizgi roman estetiği ile yola çıkmayı düşünse de dönemin önde gelen sanatçılarından Roy Lichtenstein zaten bu tarzıyla ünlenmişti. Warhol’un daha özgün bir fikir bulması gerekiyordu. Birgün Andy Warhol, yakın arkadaşı ve sanat simsarı olan Muriel Latow ile evinde yemek yerken, sanatsal olarak yeni bir çığır açacak fikir için tavsiye istedi. Latow, evrensel olarak tanınan bir şeye odaklanmasını önerdi ve bu da Warhol’u etrafındaki günlük nesneleri düşünmeye yöneltti. Pensilvanya’dan gelmiş göçmen bir ailenin çocuğu olan Warhol, yaklaşık 20 yıldır çocukluğundan kalan bir alışkanlık olarak öğle yemeklerinde Campbell’s çorbalarından içerdi: “Öğleden sonraları annem benim için bir kutu Campbell’s açardı, çünkü karşılayabileceğimiz tek şey buydu, bugün bile onu seviyorum.” Çocukluğundan gelmiş ve hala güncelliğini koruyabilen bu figür Warhol’un ilham perisi oldu. Hemen ertesi gün, ilhamı alan Warhol bir markete gitti, piyasadaki her Campbell’s çorbası çeşidinden bir kutu satın aldı ve Aralık 1961‘de, ikonik Campbell’s Çorbası serisinin ilk resmini tamamladı.

32 Campbell’s Soup Cans

Andy Warhol eserine bakan kadın arkası dönük
by Sarah Ross Creative Commons – myartbroker.com

Warhol’un orijinal 32 Campbell’s Soup Cans‘ı, konserve tatları arasında tutarlılığı korumak için her bir kutunun görüntüsünü boş bir tuvale yansıtmak için projektör kullandı. Oradan, boyalı yağ ve su karışımlarıyla kutunun gölgelerini belirginleştirmek için her bir kutuyu dikkatlice ana hatlarıyla çizdi. Makine üretiminden çıkmış görüntüsünü korumak için her resmi tüm detaylarıyla tamamlaması yaklaşık 1 yılını aldı. Ortaya çıkan seri yalnızca tüketici kültürünün özünü yakalamakla kalmadı, aynı zamanda Warhol’un geleneksel resim tekniklerini yenilikçi mekanik süreçlerle harmanlama becerisini de sergiledi. Bazı durumlarda, Campbell’ın altın damgasında olduğu gibi, tasarımı basitleştirdi. Konserve amblemin parlak yüzeyini elde etmek için gereken daha fazla zaman alan altın pigment katmanları yerine basit bir altın daire koyması gibi. 9 Temmuz 1962‘de Andy, West Hollywood’da bulunan Ferus Gallery’de ilk resim sergisini açtı. Galeri sahipleri, 32 çerçeveyi duvara asmak yerine raflarda sergileme fikrini tasarladılar ve bu da sanat öğelerini bir markette bulunan günlük eşyalarla birleştirme temasını güçlendirdi. Warhol’un eseri daha öncesinde yapılmış hiçbir şeye benzemiyordu. Bu yüzden sanatsal değeri hakkında sorulara yol açtı. Sergi yalnızca geleneksel sanat anlayışlarına meydan okumakla kalmadı, aynı zamanda ticari imgeler ile güzel sanatların birleşmesini de tetikledi.

Warhol bu büyük başarısı sonrasında Campbell’s Soup Cans serisine devam etti. Campbell’s Soup Cans I, Warhol’un bir sanatçı olarak evrimini ve serigrafi baskı tekniğine giderek daha fazla güvenmesinin göstergelerindendi. Bu yöntem daha canlı, yüksek kontrastlı görüntülere olanak sağladı ve Warhol’un endüstriyel süreçlere olan hayranlığıyla uyumlu olarak mekanik çoğaltmaya daha fazla vurgu yaptı. Portföyün on baskısı, orijinal seriden daha az sayıda olsa da, Campbell’s Soup temasının daha rafine ve parlatılmış haliydi.

Ayrıca herkesin bir Warhol’a sahip olabilmesi gerektiğine inanıyordu, tıpkı Amerika Birleşik Devletleri’ndeki evlerde bulunan herhangi bir şeye olabildikleri gibi. Bu eşitlikçi fikir, sanatçının sanatı aracılığıyla keşfettiği bir diğer marka olan Coca-Cola’ya olan takdirini yansıttığı demecinde açıkça görülebilir:

“Bu ülkenin harika yanı, Amerika’nın en zengin tüketicilerin temelde en fakirlerle aynı şeyleri satın aldığı geleneği başlatmış olmasıdır. Televizyon izlerken Coca-Cola’yı görebilirsiniz ve Başkan’ın Coca-Cola içtiğini, Liz Taylor’ın Coca-Cola içtiğini bilirsiniz ve düşünün, siz de Coca-Cola içebilirsiniz. Bir kola koladır ve hiçbir miktarda para size köşedeki serserinin içtiğinden daha iyi bir kola kazandıramaz. Tüm kolalar aynıdır ve tüm kolalar iyidir. Liz Taylor bunu bilir, Başkan bunu bilir, serseri bunu bilir ve siz de bunu bilirsiniz.”

Andy Warhol tüm eserleriyle özellikle de Campell’s Soup serisiyle kendisinden sonra gelecek tüm sanatçılar için bambaşka bir kapıyı aralamış geleneksel sanatsal normlara meydan okuma yeteneği, sanat tarihinde kalıcı bir iz bırakmıştır. Daha da derin bir düşünceyi teşvik ederek yüksek sanat ile gündelik arasındaki çizgileri, seçkin olan ile sıradan arasındaki çizgileri bulanıklaştırıp, onu yeniden tanımladı. Her gün öğle yemeğinde yediği kadar sıradan bir şeyi resmederek; sanatın, ticaretin ve kültürün doğası hakkında günümüze varan yankıları olacak bir fikri ateşledi. Süpermarket raflarından galeri duvarlarına, Warhol’un vizyonu bizi sanat olarak kabul edilebilecek şeyleri ve bunları nerede bulabileceğimizi en sonunda ise neden edinmek isteyeceğimizi düşünmeye iter.


Kaynakça

Andy Warhol’s Campbell’s Soup Cans: Legacy and Influence. Revolver Warhol Gallery.Web. (Erişim Tarihi: 11.06.2025)

10 Facts About Warhol’s Campbell’s Soup Cans. My Art Broker.Web. (Erişim Tarihi: 11.06.2025)

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.